4+4+4 SİSTEMİ İLE ÜLKEMİZ KAOSA SÜRÜKLENİYOR

4+4+4 SİSTEMİ İLE ÜLKEMİZ KAOSA SÜRÜKLENİYOR

4+4+4 SİSTEMİ İLE ÜLKEMİZ KAOSA SÜRÜKLENİYOR

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un 4+4+4 sistemi ile ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.

 

SAYIN BAŞBAKANA ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ: 4+4+4 SİSTEMİ İLE ÜLKEMİZ KAOSA SÜRÜKLENİYOR.

İKTİDAR; SOSYAL TARAFLARIN TAMAMINI KAPSAYAN İSTİŞARE ORTAMI HAZIRLAMALIDIR.

Kamuoyu günlerdir 4+4+4 sistemine kilitlenmiştir. Bu sistem ülkemizde büyük fırtınaların kopmasına neden olmuş, eğitim camiasını ayağa kaldırmıştır. Eğitimci olmayan insanların sürece müdahil olması, her gün sistemle ilgili yeni görüşlerin açıklanması, sürecin mimarlarının ve savunucularının bile kendi aralarında farklı açıklamalar yapması bu konuyla ilgili ciddi kafa karışıklıklarının olduğunu ortaya koymaktadır.

Türk Eğitim-Sen olarak 4+4+4 sisteminin sakıncalarını her platformda dile getirdik. İlkokul eğitiminin 5 yıldan 4 yıla düşürülmesi sonucunda 50 bin sınıf öğretmeninin norm kadro fazlası duruma düşeceğini, atama bekleyen sınıf öğretmenlerinin atamalarının yapılamayacağını, hatta atama bekleyen sınıf öğretmenlerinin sayısının gelecek yıllarda daha da artacağını, 5 yıllık ilkokul eğitimi konusunda engin tecrübelerimizin çöpe atılmasının eğitim için büyük hata olacağını, ikinci kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yıla çıkarılmasıyla branş öğretmeni ihtiyacı oluşacağını, birinci ya da ikinci kademe eğitiminden sonra öğrencilere açık öğretim imkanı sunmanın Türkiye’de okullaşma oranlarını düşüreceğini, kız çocuklarının eve hapsedileceğini, çocukları yüz yüze eğitimden mahrum etmenin ihanetle eşdeğer olduğunu, okul öncesi eğitimin mutlaka zorunlu olması gerektiğini, ilkokula başlama yaşının 60 ay olmasının büyük sakıncaları olduğunu, kas sinir koordinasyonu tam gelişmemiş çocukların ilkokul birinci sınıfa başlamasının telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceğini ifade etmiştik.

  Tüm bu uyarılarımıza rağmen siyasi erk bildiğini okumaktadır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de eleştirilere cevap vermek adına birtakım açıklamalar yapmakta, ancak bu açıklamalarından kendisinin de kafasının bir hayli karışık olduğu, kucağında bulduğu bu sistemi sağlam gerekçelerle savunamadığı görülmektedir. Sayın Bakan öyle bir görüntü içerisindedir ki; kucağında bulduğu 4+4+4 ceketine uygun bir adam aramakta, ancak bulduğu her adama ceketin ya boyu ya da kolu kısa gelmektedir.

Bu noktada yeniden uyarıda bulunmak istiyoruz: BU SİSTEM TÜRKİYE’Yİ KAOSA SÜRÜKLEYECEKTİR. Uzlaşmanın olmadığı, toplumun her kesimi tarafından kabul edilmeyen, ben yaptım oldu mantığıyla hazırlanan, etraflıca düşünülmeden tartışılmadan getirilen bu sistem uygulamada derin yaralar açacaktır. EĞİTİM, EĞİTİMCİLERİN İŞİDİR. SENDİKALAR, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI, AKADEMİSYENLER, EĞİTİM BİLİMCİLER KISACA SOSYAL TARAFLAR EL ELE VEREREK, EN DOĞRU, EN AKLI BAŞINDA SİSTEMİ UYGULAMAYA KOYMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPMALIDIR. Eğitimin taraflarının görüşünün alınmadığı, yok sayıldığı, mutabakatın sağlanamadığı bir sistemin başarılı olması mümkün değildir. İktidar bu konuda eğitimcilere çalışma imkânı sunmalı, sosyal tarafların tamamını kapsayan istişare ortamı hazırlamalıdır.

Eğitime ideolojik gözlüklerle bakmak ve eğitimin geleceğini yanlış adımlarla mahvetmek bu ülkeyi yönetenlere yakışmamaktadır. Alt komisyonda sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin dinlenmiş olması yeterli değildir. Üstelik bugün gelinen süreçte görüşlerin dikkate alınmadığı çok net görülmektedir. Oysa milyonlarca öğrencinin ve ailesinin hayatını doğrudan ilgilendiren bir konuda daha titiz davranılması, hiçbir öğrencinin ve öğretmenin mağdur edilmemesi son derece önemlidir. Demokrasinin gereği de budur.

BU ÜLKE DEMOKRASİYLE YÖNETİLİYORSA, BÜYÜK KİTLELERİN ‘KARA’ DEDİĞİNE, ‘AK’ DEMEK, BU KONUDA BİR İNATLAŞMAYA GİRMEK EĞİTİMİ MEZARA SOKMAK ANLAMINA GELMEKTEDİR.

Ülkeyi yönetenler bunca yıllık tecrübelerimizi yok saymış, eğitimi bilinmezliğe mahkûm etmiş, sistemin dezavantajlarını iyi irdelemeyerek eğitimi dönüşü olmayan bir yola sürüklemiştir. Ancak hiçbir şey için geç değildir. Bu konudaki muhatabımız artık Sayın Başbakan’dır. Tüm bu yaşanan tartışmalara sünger çekip, yeniden başlayabiliriz. Eğitim aceleye gelmez. Eğitim acemi siyasetçilerin işi de değildir. Ortak akılla, ortak mutabakatla bu sistemi yeniden masaya yatırabilir ve toplumun büyük kesimi tarafından kabul görecek bir sistem ihdas edebiliriz. Türkiye’nin bu konuda yeterli bilgi birikimi, tecrübesi ve donanımlı eğitimcileri vardır.

 

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum