Alan değişikliğinde sorunlu konular

Alan değişikliğinde sorunlu konular

Alan değişikliğinde sorunlu konular neler? İşte o başlıklar...

MEB Aynı MEB, Değişen Bir Şey Yok

Yıllardır en çok üzerinde durduğumuz konu, insanların geleceklerini görememeleri, keyfi ve yanlış uygulamalar ile uygulama birliği sağlanamamasına yönelik olmuştur.

Ne ilçe müdürü, ne okul müdürü, ne öğretmen ne de veli geleceğini planlayamıyor, önünü göremiyor.

İlçe, Okul müdürleri rotasyon olacak mı? 5 yıl mı? 10 yıl mı, il içi mi iller arası mı? Ne zaman diye düşünüp dururken veliler sistem değişecek mi? Dershane var mı? SBS var mı? Kalkacak mı, kalkmayacak mı? Bir mi olacak, 3 mü olacak 12 mi olacak? Diye düşünüp duruyor.

Öğretmenler ise il içi, iller arası, özür atamaları derken şimdi de rotasyona maruz kalacaklar haberleri dolaşıyor.

Lafı çok fazla uzatmadan taze taze bir konuya değinelim.

Alan değişiklikleri başladı. Burada asıl amaç geçen yıl alan değiştirip pişman olanlara dönüş hakkı vermek, bir de Zihinsel Engelliler S.Ö.ile Teknoloji Tasarımdaki sorunu çözmek.

Bu öğretmenlerle ilgili mahkeme kararı gereği uygulamalar yapıldı ve yapılmadı... Evet hem yapıldı hem de yapılmadı. Örneğin Antalya Zihinsel Engelliler S.Ö.'ne geçen Sınıf Öğretmenlerini tekrar Sınıf Öğretmenliğine aldı. Başka bir il ise almadı. (İl ismi vermeyeceğim. Çünkü verince hemen bir telaş, bir kaygı başlıyor... İyi niyetler bile suistimale dönüyor. Sanki sadece örnek verdiğimiz ilin sorunuymuş gibi üstüne gidiliyor.)

Şimdi alan değişikliği var ve deniliyor ki? Zihinsel Engelliler S.Ö.'ne geçebilmeniz için 540 saat eğitim almış olmanız gerekiyor. Alan var mı (Gazi ün. Den alanlar hariç) yok. Olacak mı evet olacak. Ne zaman Allah bilir. Süreç nasıl işleyecek onu da Allah bilir. Ya açılmazsa o zaman ne olacak onu da Allah bilir...

Bakanlık yanlış hatırlamıyorsam Antalya'da bütün illere;

Zihinsel Engelliler S.Ö. ile ilgili alan değişikliği için 540 saatlik kurs açacağız. Onlara zaten 160 saat ders vermiştik kalanı tamamlayacağız. Bu öğretmenlerden halen görevine devam etmek isteyenler varsa görevlendirme yapın. Sonra kadrosunu vereceğiz denilmiş.

Şimdi alan değişikliği var. Tüm çabalara rağmen tek bir açıklama yok?

Açık ve net soruyoruz çünkü öğretmen soruyor. Geleceğini görmek istiyor... Ne yapayım diyor? Karar vermek zorunda. Kumar oynamak değil devletine güvenmek istiyor.

Birkaç öğretmen görüşmesinden örnek vereyim:

1- Öğretmen; A ilinde ve Zihinsel Engelliler S.Öğretmenliği yapıyor. Sınıf öğretmenliğine geçişi uygulanmamış. Halen görevde. Alan değişikliği var ben Zihinsel Engelliler S.Ö.'de mutluyum. Bu çocuklara yardım etmekten zevk alıyorum diyor. Şu anda alan değişikliği var ve Sınıf Öğretmenliğine geçebilirim. Mahkeme kararı buralara uğramamış. Sizce ne yapmalıyım diyor haklı olarak. Geçmesem yarın öbür gün kalkıp ta mahkeme kararını uygulayıp beni zorda bırakırlar mı diyor.

2- Öğretmen; B ilinde bizi Sınıf Öğretmenliğine geri aldılar. Şimdi alan değişikliğine başvuramıyoruz çünkü bazılarımız 80 bazılarımız da 160 saat kurs aldık. Tekrar geçebilecek miyiz Zihinsel Engelliler S.Ö.'ne diye soruyor. Diyoruz ki sizi görevlendireceklermiş, sonra da 540 saat dersinizi verip kadroya alacaklar mış? Hocam mış mış konuşuyorsunuz yazı nerede? Evet sevgili, saygı değer MEB yetkililer yazı nerde !...

3- Ben Sınıf Öğretmeniyim geçen yıl istemedim şu anda istiyorum. 540 saatlik kurstan ben de yararlanabilir miyim?

4- Son bir soru; Allah aşkına 90 saat kurs alanlara madem Teknoloji Tasarım'a geçiş hakkı verilecekti, bizi bu kursu aldığımız halde neden yerlerimizden ettiniz? 2-3 ay önce neden eski alanımıza aldınız? Bu nasıl uygulama bu nasıl mantık bu nasıl anlayış? Burada akla şu geliyor Mahkeme kararını uygulamayan il en doğrusunu mu yaptı acaba? Cevap Evet ya da hayır ise bakanlık neden bu işe müdahil olmadı? Bakanlık neden birlik sağlamadı diye sormazlar mı... Sorarlarsa suç mu? Eleştirirlerse suç mu?

İşte bu sorular bile cevap bulamıyor. Çok mu haksız öğretmen. Sadece 24 saat kaldı Alan Değişikliği başvurusunun bitmesine ama kafalar karışık.

Bir çift sözümüz de son dönemde Bakan ve Müsteşar değişimiyle MEB'de işlerin düzgün gittiğine yönelik allanmış pullanmış cümle kuranlara....

Yeni kadronun tek avantajı 444 dahil bir çok sorunla karşı karşıya bırakılan bir kadrodan görevi teslim almaları ve o kadronun öğretmenleri ve eğitim yöneticilerini çok incitmiş olmasıdır. Yoksa ortada büyük bir başarı, anlayış değişikliğinden söz etmek mümkün değil. En basitinden yukarıdaki örneklere bakalım.

Bir de bu dönemde imza atılanlara bakalım:

- Yönetici atama yönetmeliğini mi beğendiniz? (Yani mülakatı mı beğeniyorsunuz?)

- Taşra yönetmeliğini mi beğendiniz? Mülakatla şube müdürü alınması mı sizi tatmin etti?

- Taşra yönetmeliğini çıkarıp rotasyon rotasyon diye çıkanların bunu beceremediklerini de mi unuttunuz? (yapmalılar demiyorum ama bir şey için yola çıkmışsan bu kadar konuşmuşsan yapacaksın ertelemeyeceksin. Ya da bu yanlıştır deyip tümden kaldıracaksın.)

- Yönetmelik yapılırken çalışanlara sorulması mı sizi mutlu etti... Soruldu da ne oldu? Hangi maddesi çalışanların düşüncesine göre düzenlendi?

- Yeniden atamayı kaldırmaları mı hoşunuza gitti?

- Alan değişikliği için Haziran-Temmuzda yapacağız diye yazılara imza atanların şimdi uygulamaları mı hoşunuza gitti?

- Yönetici atamalarının bu zamana kalması mı hoşunuza gitti?

- İstanbul ilinde Kabataş, İstanbul ve Vefa Liselerine müdür ataması bile yapılmaması mı, başka bir okula 76 ile atama yapılması mı hoşunuza gitti?

- İstanbul Güngören'de bir okulda iki müdür görev yapıyor aylardır halen kılını kıpırdatmayanlar mı hoşunuza gidiyor? İki kişi maaş alıyor. Biri kadrolu diğeri vekil. İki kadro varsa birini atamalara açın diyoruz yok. Tek kadro varsa vekili iptal edin diyoruz o da yok...

- Ve İstanbul'da diyoruz ki öğretmen İngilizce branşında Mesleki Eğitim Merkezine atanabiliyor. Siz puanı yettiği halde atamadınız hatayı düzeltin. Yok efendim x,y,z, istemiyormuş...

....

İnanın sayfalarca yazılır bütün bunlar...

Biz söyleyince eleştirince vurgu yapınca suçlu oluyoruz. Suçlanıyoruz... Biz doğru bildiğimizi söyleyelim de kim ne yaparsa yapsın, ne derse desin? Umurumuzda değil. Önemli olan vicdanımızın rahatlığı...

Maksut BALMUK

www.memurlar.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum