Ayda 9 bin çocuk istismar vakası geliyor

Ayda 9 bin çocuk istismar vakası geliyor

Çocuk İzlem Merkezleri’ne ayda 9 bin istismar vakası geliyor

Ankara Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) çalışan Uzm. Dr. Fadime Yüksel’in anlattıkları, istismar vakalarının vahametini gözler önüne serdi. Sadece gariban çocukların istismara uğramadığının altını çizen Yüksel, “Doktor çocukları da var, hukukçu çocukları da var, hatta milletvekili çocukları da var. İstismarın cezasını bilen bir avukat bile kendi çocuğuna tacizde bulunabiliyor. Hepimizin çocuğu risk altında.” diyor. Sağlık Bakanlığı’nın, cinsel istismara maruz kalmış çocukların korunmasını sağlamak, örselenmelerini asgariye indirmek amacıyla kurduğu Çocuk İzlem Merkezleri dört yıldır sadece 18 ilde faaliyet gösteriyor. Yüksel, ÇİM’lere ayda 9 bin vakası geldiğini söylüyor. 630 cinsel istismar vakası üzerinde yapılmış bir araştırmada çocukların yüzde 79’unun maruz kaldıkları istismarı yalanladıklarını ya da anlatmakta tereddüt yaşadığını aktaran Yüksel, yüzde 22’sinin ifadelerini geri aldığını, çok az bir kısmının olayı anlattığını kaydediyor.

Toplumda cinsel istismar konusunda doğru bilinen birçok yanlışın olduğunu belirten Fadime Yüksel, toplumda istismarcıların genellikle erkek olduğu yönünde algı olduğunu fakat kadın vakalarla da karşılaştıklarını dile getiriyor. Bütün çocukların istismara açık olduğunu ifade eden Yüksel, istismara uğrayan çocukların bazı nedenlerle yaşadıkları bu kötü durumu gizleme eğiliminde olduklarını aktarıyor. Bu durumun nedenlerini ise şöyle sıralıyor: “Çocuk, eğer tacizci tanıdık biriyse onu korumak ister. Ailenin parçalanmasından korkar. Yine tacizcinin tehditlerinden korktuğu için konuşmayabilir. Kendisine inanılmayacağını düşünür, utanır hatta suçluluk duygusuna kapılabilir.” Ailelere, çocuklarının istismara maruz kalma konusunda şüphelenmeleri konusunda tavsiyelerde bulunan Yüksel, şunları söylüyor: “İlk olarak çocuğun güveni kazanılmaya çalışılmalı. Anne-babalar, sakin olmalı ve üzüldüklerini, şaşırdıklarını, çocuğa acıdıklarını göstermemeli. Kabullenici bir yaklaşım gösterilmeli ve vaatlerde bulunulmamalı. Olay ortaya çıktıktan sonra ise ebeveynin çocuğun söylediklerine inanması gerekiyor. İlk etapta çocukla saçını okşamak, kucaklamak gibi bedensel temas kurmaktan mutlaka kaçınılmalı. Çocuğa, olanlarda suçu olmadığı söylenilmeli. Ayrıca abartılı tepkilerden kaçınılmalı. Konunun ayrıntıları öğrenilmeye çalışılmamalı. Ve acilen güvenlik, gizlilik gibi ihtiyaçları belirlenmeli. Aile sorduğu soruların kendi merakı için mi yoksa çocuğun yararı için mi olduğunu iyi ayırt etmeli. Çocuğun söylediklerinin doğru olup olmadığını araştırmamalı. Kesinlikle şüpheli kişiyle yüzleştirilmemeli. Son olarak şüpheliyi cezalandıracak vaatlerde bulunulmamalı.”

İstismar vakalarında bunlara dikkat!

İstismar konusunda hikâye uyduran çocuklar çok azdır.

İstismarın kısa ve uzun dönem etkileri vardır.

Çocukların görünüş ya da davranışı istismara neden olmaz.

İstismarcılar, yüzde 80-95 çocuğun tanıdığı kişilerdir.

Olay genellikle çocuğun çevresinde ve bildiği mekânlarda gerçekleşir.

Düşük oranda da olsa kadınlar da istismarcı olabilir.

Özürlü çocuklardan alınan bilgi güvenilirdir.

 

ZAMAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.