AYLIKLA ÖDÜL KOMEDİSİ

Bugünlerde milli eğitim camiasında aylıkla ödül komedisi yaşanıyor. Kurumlar tarafından belirlenen adaylar ilçe milli eğitimlerde kurulan kurullarda elenerek il milli eğitim müdürlüklerine gönderiliyor. Daha sonrada bakanlığa gönderilecek listeler onaylandıktan sonra eylül ekim ayında yayınlanıyor ve ilgili kişilere ödülleri tebliğ ediliyor. Resmi süreç yaklaşık böyle gerçekleşiyor.

 

Ama gayri resmi süreç ise önceden başlıyor. İlk önce kurum müdürleri kendilerine en yakın kişileri belirleyip onlardan hangisine  ödül verebilirim diye düşünmeye başlıyor. Evet en çalışkan, en verimli demiyorum. Eğitim öğretim etkinliklerine en çok artı katan, velilerle,öğrencilerle, öğretmenlerle iletişimi en kuvvetli olan demiyorum, kendisine en yakın olan diyorum.

Bu yakınlığı çeşitli şekillerde yorumlamak mümkün:  En belirgin özellik siyasi görüşünün yakınlığı olabilir, arkadaş olarak yakınlık olabilir, hemşeri olarak yakınlık olabilir, bunlardan hiçbiri olmazsa tuttuğu takım olarak yakınlık olabilir.

Benim düşüncem aylıkla ödül teklif edilecek eğitimci belirlenirken bu ve benzeri düşüncelerin %80 oranında etkili olduğudur.

Aylıkla ödül çalışma barışını bozuyor. Yönetici atama yönetmeliğinin içinde olması da bir ton bedduaya neden oluyor.

Aylıkla ödül ve diğer ödüllerin bir an önce bütün yönetmeliklerden kriter olarak çıkartılması gerekiyor.

Sendikaların büyük başarısı olarak ödüllerin etki düzeye oldukça azaltıldı. Ama tamamen çıkartılması için çalışmalara devam edilmesi gerekir. Şube müdürlüğü atamalarında ödüller baş aktör konumunda. Fakat açılacak onlarca dava ile bu durumun değiştirilmesi ve sınav esaslı bir şube müdürlüğü atama şekli gelmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde bazı insanlara yakınlığı sayesinde ödüllerle bir yerlere gelecek insanların, bir zaman sonra farklı uygulamalarda fazla da mağdur edebiyatı yapmamaları gerekecektir.

Danıştay vermiş olduğu kararlarla sınav esaslı bir yönetici atama yönetmeliğinin hazırlanmasında büyük katkı sağlamıştır. Sınav esaslı yönetmeliklerden korkmamak gerekir. Mutlaka sınav her şey değildir. Yıllarca eğitim dünyasına hizmet eden eğitimcilerin eğitim düzeyleri ve kıdemleri de değerlendirilmeye devam edilmelidir.

 

 

 

                                                                                                                                                                                           Hasan ÇINAR

                                                                                                                                      Eğitim Yöneticisi

 

Önceki ve Sonraki Yazılar