Milli Eğitim Bakanlığı 29 Aralık 2013 tarihinde ÖSYM tarafından MEB Şube Müdürlüğü yazılı sınav yapmıştır. Ardından 10-28 /02/2014 tarihleri arasında sözlü sınavları yapmıştır. Bu doğrultuda da atamalar 16.04.2014 tarihinde sadece sözlü / mülakat puanı esas alınarak yapılmıştır. Danıştay 5. Dairesinin 2013/8367E ve Danıştay 2. Dairesinin 2013/10363E sayılı yürütmeyi durdurma kararları verilmiştir. Her iki kararda da özetle, Şube Müdürlüğü atamaları için; sadece sözlü sınavla atama yapılamayacağı, objektif olan yazılı sınavının değerlendirme dışı bırakılamayıp belirleyici olması gerektiğinden söz edilmiştir.

Ankara 17. İdare Mahkemesinin 25.11.2014 tarih ve 2014/1634E sayılı kararı ile tek başına sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulan başarı sıralamaları esas alınarak yapılan şube müdürü atamalarının tümünün yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.
Aslında bahsi geçen Danıştay kararlarına göre 16.04.2014 tarihinde sadece sözlü puana göre yapılan atamalar iptal olsa da MEB yetkilileri atamaları iptal etmemek de ısrar etmektedir. Aynı zamanda hukuku ve mahkeme kararlarını hiçe sayacak birtakım kanun girişimlerinde bulunulmuş ancak TBMM millet adaletten yana olmuş ve şube müdürlüğündeki hukuksuzluğu yasalaştırmamıştır.

17 Aralık 2014 TBMM’de bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı meclisin huzurunda: ‘’Atamaların tamamının iptali istemiyle TÜRK EĞİTİM-SEN tarafından Ankara 17. İdare Mahkemesinde açılan davada yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Bölge idare mahkemesinin bu kararına itiraz edilmiştir, verilecek karara göre de işlem yapılacaktır. Yani bölge idare mahkemesi de uyarsa onun gereğini de yapacağız.’’ Demiştir.

Milli Eğitim bakanlığı geçen haftalarda Ankara Bölge İdare mahkemesine itiraz başvurusunu yapmış ve en geç önümüzdeki hafta içerisinde itiraz sonuçlanacaktır.

Danıştay 5. Dairesinin 2013/8367E ve Danıştay 2. Dairesinin 2013/10363E sayılı yürütmeyi durdurma kararları ile desteklenmiş Ankara 17. İdare Mahkemesinin 25.11.2014 tarih ve 2014/1634E sayılı kararına yapılan itirazın da ‘’RET’’ edileceği aşikardır.

Bölge idare mahkemelerinin ve özellikle Danıştay dairelerinin kararlarına rağmen, üstelik hukuksuzluğu yasalaştırma girişimlerinden sonra her ne kadar da süreç uzatılsa da Nabi Avcı’nın ‘’Bölge İdare kararına uyacağız .’’sözü ; Adalet ve Kalkınma Partisinin ‘’adalet’’ ayağı gereği yerde kalmayacağının, aynı zamanda Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun ‘’ Türkiye bir hukuk devletidir.’’ söylemlerinin de garantisidir.