Bakan ve Müsteşara Yönetici Atama Çağrısı

Bakan ve Müsteşara Yönetici Atama Çağrısı

Bakan ve Müsteşara Yönetici Atama Çağrısı

Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği'nin bir an evvel çıkması konusunda sanırım herkes hemfikir durumda.

Yönetici atama yönetmeliğinin kısa bir süre içerisinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. 

Biliyoruz konu epeyce uzadı. Çünkü, Sayın MEB Müsteşarı'nın "Yönetici atama yönetmeliği muhtemelen önümüzdeki hafta çıkacak" sözünün üzerinden 24 gün geçti. 

Eğitim camiasıyla beraber, artık neredeyse sıradan halk grupları bile konudan haberdar durumda.

ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER YÖNETİCİ SEÇER Mİ?

Yönetici görevlendirme yönetmeliğinde okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenlerimize müdürleri seçme hakkı getirileceği uzun zamandır yazılıp-çizildi.

Evet kulağa çok hoş geliyor. Ama, bu iş nasıl olacak? 4 yıldır kurumunda müdürlük yapan bir yöneticiyi öğretmenler değerlendirsin. Bunda bir sorun yok. Peki, o kurumu yönetecek o müdür dışından birileri o kuruma aday ise o zaman ne olacak? Buna kim nasıl karar verecek. Öğretmenler o ilde görev yapan tüm müdür adaylarını nasıl tanıyacak? Nasıl değerlendirecek?

Yine okul aile birliği üyelerine müdürleri seçme hakkı verilecek deniliyor. Bu iş nasıl olacak? Biz biliyoruz ki pek çok okulumuzda okul-aile birliği üyeleri seçimleri çok zor oluyor. Bu işi yapabilecek veliler bile zor ikna ediliyor. Çoğu okulumuzda okul yönetimleri tarafından okul-aile birlikleri belirleniyor. Ayrıca, yukarıda da ifade edildiği gibi, okul-aile birliği üyeleri hadi diyelim mevcut yöneticiyi değerlendirdi. Peki diğer adaylar nasıl değerlendirilsin? 

Öğrencilerin müdürleri değerlendirmesi ise yine söylediğimiz gibi, çok demokratik ve kulağa hoş gelen bir ifade. Ancak uygulaması nasıl ve ne şekilde olacak? O zaman aşağıdan yukarı herkes bir üstünü değerlendirsin. Öğrenciler önce öğretmenerini değerlendirsin, seçsin. Sonra müdürlerini, şube müdürlerini, il-ilçe müdürlerini, kaymakamlarını.... Bunun bir sonu olmalı değil mi?

"Yönetici görevlendirmelerinde velilere, öğretmenlere ve öğrencilere müdür seçimi noktasında söz hakkı vererek eğitimin ve okullarımızın paydaşlarına değer veriyoruz" cümlesi ise tam aldatmaca. Yönetici Atamanın içinden çıkamayan bir zihniyetin topu taca atma manevrası.

Bu konularda birileri Sayın Bakanımız Nabi Avcı ve MEB Müsteşarımız Sayın Yusuf Tekin'i fena halde aldatmaya çalışıyorlar. Sayın Bakan ve Müsteşar göreve geldiklerinden itibaren; hep bakanlık üst yöneticileri, il ve ilçe müdürleri, okul-kurum yöneticileri derdi ile uğraşır buldular kendilerini. Evet, yöneticiler çok önemli. Ancak, unutmamalıdır ki; Milli Eğitim Bakanlığı sadece yöneticilerden oluşmuyor. Bakanlık olarak esas enerjimizi eğitimin ana konularına ve sorunlarına çevirmeliyiz. 

Bu gün pek çok okulumuzda öğretmenler derslerine isteksiz girmekteler. Pekçok eğitimci "40 dakika boyunca bu öğrencileri nasıl sınıfta sessiz-sakin tutarım" derdindiler. Çünkü ders işleyemez durumdalar. Pek çok okulumuzda önemli disiplin problemleri, ders saatleri ve programlardan kaynaklanan sıkıntılar var. Okul önleri kavgaların yaşandığı bir yer olmuş durumda. 10-15 yaşlarında çocuk denebilecek öğrencilerin nasıl kimseyi tanımaz, umursamaz, ülke-millet derdi olmayan bireyler olarak karşımıza çıkmaktığını ibretle görmekteyiz. 

Şimdi biz bütün bu sorunları; İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin başkanlığında kurulacak komisyonlarda, personelden ve eğitim - öğretimden sorumlu şube müdürleri , okul aile birliği başkanları, okullarımızda görev yapan en kıdemli ve kıdemsiz öğretmenler ve öğrenci temsilcilerinin yer aldığı bir seçim modeliyle mi aşacağız?

Komisyonun puanlamasında objektif kriterlere yer verilirse bu sorunlarımız çözümlenecek mi?

Daha sonra sözlü sınav esaslarına göre görevlendirmeler yapılacaksa bu sorunlarımız ortadan kalkacak mı?

Göreve geldiği gündem itibaren, herkesin sempatisini kazanan Sayın Bakanımız Nabi Avcı, çalışkanlığı ve iş bitiriciliği ile adından söz ettiren Sayın Müsteşarımız Yusuf Tekin Beyefendilere buradan sesleniyoruz; bu sorulara vereceğiniz cevap "Evet" ise bizler de tüm samimiyetimizle daima sizlerin ve yaptıklarınızın destekçisi olacağız. 

Bir an evvel Bakanlık üst yöneticiliklerinde yer alan 30 kadar kadroya atama yapılmalıdır.

İl ve İlçe Müdürlüklerinde eksik kalan atama ve görevlendirmeler tamamlanmalıdır.

Hakkaniyet ölçüsünde, sadece "Eğitimin" ön koşul olarak görüldüğü ve değerlendirildiği bir yönetici atama / görevlendirme sistemi sağlanmalıdır. 

Bu Yönetici Atama süreçleri tamamlandırktan sonra, eğtimin esas sorunları ve konularına yoğunlaşılmalıdır.

Aksi durumda bir süre daha (hiç istemesek de) hep "Yönetici Atama" gündemi ile yatıp-kalkmaya devam edeceğiz. 

Hakan PINAR

TurkiyeEgitim.Com özel haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum