Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `Üniversitede Başarılı Öğrenciler Harç Alınarak Cezalandırılıyor! ` başlıklı açıklama metnidir.

Bilindiği üzere AKP hükümeti üniversitede birinci öğretimler için yani gündüz öğrenim gören öğrenciler için harçları kaldırdığını duyurdu. Konuyla ilgili Bakanlar Kurulu Kararı`nın 29 Ağustos tarihli ve 28396 sayılı resmi gazetede yayınlanmasıyla öğrencilere ve ailelerine "müjdeli" haber tüm basın- yayın organlarından duyuruldu. Ancak üniversitelere kayıtların başlamasıyla birlikte gerçeğin bambaşka olduğu ve yüksek puanlar alarak üniversiteye giren öğrencilerden har(a)ç alındığı görüldü.

Bakanlar Kurulu Kararı`nın birinci maddesinde sadece bu yıla dair, yani 2012-2013 eğitim öğretim yılına dair harçların alınmayacağı ifade edilmektedir. Yerel seçimleri atlattıktan ve yeni yükseköğretim yasası çıkarıldıktan sonra neyle karşılaşacağımız ise belirsiz. Ancak bizler için önemli olan birinci maddenin üçüncü fıkrasındaki ve ikinci maddenin birinci fıkrasındaki şu ifadelerdir:

"MADDE 1 – (3) Öğrencilerden, kayıt ve kayıt yenileme sırasında katkı payı/öğrenim ücreti dışında (açık öğretim ve uzaktan öğretim materyal ücreti hariç) her ne ad altında olursa olsun ücret alınmaz.

MADDE 2 – (1) 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılında öğrenimine devam eden veya yeni kayıt yaptıracak birinci öğretim ve açık öğretim öğrencilerinden, 4 üncü ve 11 inci maddelerdeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, öğrenci katkı payı alınmaz. Bu öğrencilerden alınması gereken öğrenci katkı payı tutarları, Devlet tarafından karşılanır."

Bu maddeler 4. ve 11. madde kapsamındaki kişiler ve ikinci öğretimdeki öğrenciler hariç olmak üzere kimseden katkı payı, yani harç alınmayacaktır demektedir. Burada daha önce de ifade ettiğimiz üzere üniversiteye giriş sistemindeki yığılmayı önlemek için kurulan ve gelir kaynağı, kar aracı olarak görülen ikinci öğretim öğrencilerine ciddi bir ayrımcılık yapılmıştır. Bu ayrımcılığın sebebi ise basit bir kar zarar mantığıdır. Şöyle ki akşam saatlerinde ikinci öğretime ders veren akademisyenlerin ücreti, ikinci öğretim öğrencilerinden alınan yüksek miktardaki harçlardan karşılanmaktadır. Dolayısıyla devlet ikinci öğretimden harç almadığında, ilgili akademisyenin ücretini karşılamak zorunda kalacak ve daha fazla maliyete katlanmış olacaktır. Belirtmek isteriz ki üniversitelerin kontenjanlarını tamamlayamadığı bir dönemde artık ikinci öğretime de gerek kalmamıştır. Dolayısıyla ikinci öğretimlerin kaldırılması ve herkese kamusal, parasız ve nitelikli yükseköğretim hizmeti sunulması gerekmektedir.

Ayrıca, bugüne kadar pek dillendirilmeyen ve adeta başarılı öğrencileri ödüllendirmek yerine cezalandırma biçimini alan bir uygulama daha bulunmaktadır. İngilizce, Fransızca vb. yabancı dille öğrenim görebilmek için üniversite giriş sınavlarında derece yapmış ve bu bölümleri kazanmış öğrencilerimiz, normal harcın bir buçuk katı para ödemeye zorlanmaktadır. Buna gerekçe olarak da 10. madde ileri sürülmektedir. Çünkü 10. maddeye göre,

"MADDE 10 – (1) Yabancı dille öğretim yapan yükseköğretim programlarında öğrenim ücreti bir buçuk katı olarak alınır."

Buradaki ifadeye göre, ODTÜ gibi Türkiye`nin en nitelikli üniversitelerindeki öğrencilerden harç alınacaktır. Hem de normal katkı payının bir buçuk katı olarak! Üniversitelerin kayıt döneminde bu konuyla ilgili birçok şikayet bildirilmektedir. Tıp Fakültesi`nde Türkçe öğrenim görenden harç alınmazken, İngilizce öğrenim gören öğrenciden harç alınmasının hiçbir geçerli yanıtı yoktur.

Ödüllendirilmesi gereken öğrencilerimizin, bu uygulama ile cezalandırılmaması için derhal adım atılmalıdır. Eğitim Sen olarak, bu uygulama karşısında öğrencilerimizi yalnız bırakmayacağımız bilinmelidir. Yukarıda ifade ettiğimiz 10. madde, anayasamızda ifade edilen eşitlik ilkesine, dolayısıyla anayasaya aykırıdır. Bu konuyla ilgili gerekli adımları atacağımız ve eğitim hizmetinin, hangi kademesi olursa olsun, parasız örgütlenmesi için mücadelemize devam edeceğimiz bilinmelidir.