Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı yok

Başbakan Yıldırım: Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı yok

Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı yok. Problem eşleştirme ve denkleştirme. Bazı illerimizde sayı fazla, bazı illerimizde yetersiz. Fedakarlık gerekiyor" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, "Gençlerin o delikanlılık dönemini, değişim dönemini maalesef terör örgütleri çok acımasızca kullandılar. Şunu mutlulukla söylemek isterim, artık bölgede dağa çıkışlar hemen hemen sıfır seviyesine yaklaştı. Bu çok önemli bir gelişme. Çok önemli ve kayda değer bir gelişme ama devamını getirmemiz lazım. Birlikte yapacağız." dedi.

Yıldırım, 81 ilden gelen öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde iftarda bir araya geldi.

Yıldırım, iftar sonrası yaptığı konuşmada, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın sınavın zor olmadığını anlatmaya çalıştığını belirterek, "İsmet Bey, sınav sevimsiz bir şey. Hiçbir öğrenci sınavı sevmez ama mecbur, ne yapsın, girecek." diye konuştu.

Sınavın bir yarış olduğunu ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Napolyon'a 'savaş mı kolay, sınav mı kolay?' diye sormuşlar. 'Savaş çok kolay' demiş. Sınav hakikaten kolay bir iş değil ama bir yarış, 1 milyon öğrencimiz...100, 120 bin öğrencimiz belirli okullara seçilecek. Herkes aynı sonucu alsa bu seçimi yapma şansı yok. İnşallah gelecek yıllarda bütün okullarımız aynı kaliteye, aynı içeriğe, aynı müfredata, birikime sahip olur, böyle bir şeye ihtiyaç kalmaz. Tıpkı üniversitelerde olduğu gibi."

Bugün Türkiye'nin üniversiteye erişimde dünyada ikinci ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, üniversite sayısını artırdıklarını ve her ilde üniversite bulunduğunu, son düzenlemeyle de üniversite sayısının 207'ye çıktığını kaydetti.

Zamanla üniversitelerin de kendi aralarında yarışacağını ve her birinin dünya çapında bir marka olmayı başaracağını belirten Yıldırım, daha şimdiden üniversitelere ciddi anlamda diğer ülkelerden öğrenci geldiğini ve şu anda sayının 50 bine yaklaştığını bildirdi.

Yıldırım, bunun Türkiye'ye eğitim turizminde ciddi anlamda kaynak sağladığına işaret etti.

Yıldırım, konuşması sırasında gülerek, "geçen yılda böyle bir iftar sofrasında beraber olmuştuk, bu sene de beraberiz ama seneye garanti yok, peşin peşin söyleyeyim çünkü dükkanı kapatıyoruz ama Allah bir kapıyı kapar, başka kapıyı açar. Öyle değil mi?" dedi.

Yıldırım, bugün Hakkari ve Van'da vatandaşlarla buluştuğunu belirterek, özellikle Van'da çok müthiş bir coşku olduğunu, ciddi anlamda sevgi ve ilgi gördüklerini ve bunun kendilerini mutlu ettiğini söyledi.

Yıldırım, 24 Mayıs 2016'da Başbakan olarak tayin edildiğinde ilk konuşmasında, "terörü milletimizin gündeminden çıkaracağız" dediğini anımsatarak, şunları söyledi:

"Artık terörle yatıp kalkmayacak bu millet. Elhamdülillah geldiğimiz noktada 'yüzde 100' demiyorum ama büyük oranda, yüzde 95'in üzerinde terör Türkiye'nin gündeminden çıktı. Birinci konu değil terör. Şu anda ekonomi, iş, işsizlik...Bu gibi konular daha çok gündemimizde yer alıyor. Terör daha arka sıralara gitti. Bugün bunu Van'da gördüm, Hakkari'de gördüm. Yaylalar açıldı, insanlar yaylalara mallarını, davarlarını götürüyorlar. Şenlenmiş her taraf. Geleceğe yönelik umutlar artmış. Hele hele bu terör bağlantılı belediyelerin o şehirlerde yaptıkları tahribat. Kaynakların tamamen terör örgütlerine aktarılmasının önüne geçildikten sonra Van'ı görünce ben hayran kaldım. Her taraf pırıl pırıl. Çiçek, peyzajlar, refüjler...Müthiş bir güzellik olmuş. Nasıl oldu? Kaynaklar terör örgütüne aktarılmayınca çukur da ortadan kalkıyor, çamur da ortadan kalkıyor ve korku da ortadan kalkıyor."

-"Eşleştirme, denkleştirme problemimiz var"

Eğitimde teknoloji kullanımına dikkati çeken Yıldırım, 300 bine yakın yeni derslik yaptıklarını anımsattı.

Öğretmen sayısının arttığına işaret eden Yıldırım, "Esasında bakarsanız Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı yok. Şu andaki öğrenci sayısına göre yok. Hemen hemen karşılıyor. Problem ne? Eşleştirme, denkleştirme problemimiz var. Bazı illerimizde sayı fazla, bazılarında yetersiz. Fedakarlık gerekiyor. Yani belirli illere gidişte isteksizlikler oluyor. Bunlar olunca böyle bir dengesizlik mecburen ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Bunun için yerinde sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına başladıklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"Belirli bir süre orada görev yapacak. 6 sene sonra artık istediği yere tayin olacak. Böylece orada bir nevi vatan hizmeti gibi bir görev, bir fedakarlık yapacak. Buna ihtiyacımız var. Eğer herkes konforlu, rahat yerde çalışmak isterse biz terörden kurtardığımız bu yavrularımızı geleceğe hazırlayamayız. Şimdi onların dağa gönderilmesinin önüne geçtik, bunu başardık ama bu yeterli değil. Bu bir adımdır. Bundan sonra nüfusun yarısının 25 yaşın altında olduğu Güneydoğu bölgemizde mutlaka gençlerimize hem eğitimde hem iş hayatında hem de onları geleceğe hazırlamada çok daha fazla mesai harcamamız gerekiyor. Onların gelecek hayallerini, ümitlerini gerçeğe dönüştüremezsek bu terör tehdidi yine var olmaya devam edecek. Gençlerin o delikanlılık dönemini, değişim dönemini maalesef terör örgütleri çok acımasızca kullandılar. Şunu mutlulukla söylemek isterim, artık bölgede dağa çıkışlar hemen hemen sıfır seviyesine yaklaştı. Bu çok önemli bir gelişme. Çok önemli ve kayda değer bir gelişme ama devamını getirmemiz lazım. Birlikte yapacağız."

Başbakan Binali Yıldırım, "En büyük güç bilgidir. Bugün en büyük güç silah, uçak ve tank değildir, bilgidir. Bilgi çağına geldik. Bilgi toplumundan bahsediyoruz. Bilgiye sahip olan, bilgiyi üreten, bilginin kullanılmasını imkan dahilinde getiren ülkeler yol almaya devam edecek. Ama bundan mahrum ülkelerde geri kalmaya mahkum olacak. Bu önümüzdeki en büyük hedeftir." dedi.

Yıldırım, 81 ilden gelen öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde iftarda bir araya geldi.

Öğretmenlerin gençleri gelecek hedeflere hazırlamak için özverili bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Yıldırım, en kalıcı yatırımın insana yapılan yatırım olduğunu, yollar, köprüler, tüneller, hastaneler ve hızlı trenler yaptıklarını, ülkeyi mamur ettiklerini dile getirdi.

Ülkenin altyapısının mükemmel hale geldiğini vurgulayan Yıldırım, "Sadece bir örnek vereyim. Altyapı, yollar, havaalanları, demiryolları ve internet. 2003'te Türkiye dünya sıralamasında 39. sıradaydı. 2017 sonunda 9. sıraya yükseldi. 15 yılda 39'dan 9. sıraya yükseldik. Bizim hedefimiz ne? Dünyanın 10 ülkesi arasına girmek. Altyapıda zaten bunu başarmışız. Gittiğinizde görüyorsunuz, seyahat ettiğinizde bunu yaşıyorsunuz." diye konuştu.

- Bilgi üreten ülkeler yol almaya devam edecek"

Bundan sonra artık bu altyapının üzerine üstyapıyı geliştirmenin önemini aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:

"Üst yapı nedir? Eğitimin gelişen teknolojiye göre gelişen dünyaya uygun olarak yenilenmesi, güncellenmesi. En büyük güç bilgidir. Bugün en büyük güç silah, uçak ve tank değildir, bilgidir. Bilgi çağına geldik. Bilgi toplumundan bahsediyoruz. Bilgiye sahip olan, bilgiyi üreten, bilginin kullanılmasını imkan dahilinde getiren ülkeler yol almaya devam edecek. Ama bundan mahrum ülkelerde geri kalmaya mahkum olacak. Bu önümüzdeki en büyük hedeftir. Şimdi artık sanayi 4.0'dan bahsediyoruz. Yapay zekadan, sanal gerçeklikten, sürücüsüz arabalardan bahsediyoruz. Birçok meslek, bugün içinde olduğumuz birçok meslek artık yok olacak."

Yıldırım, bu duruma göre değişimi ve dönüşümü yakalamaları gerektiğini ancak bu şekilde dünyanın parmakla sayılı ülkeleri arasına girilebileceğini vurgulayarak, "Ancak bu şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin ötesine geçebiliriz. Bunu sizlerle başaracağız. Öğretmenlerimizle başaracağız." ifadelerini kullandı.

Gençleri hayata hazırlayanların öğretmenler olduğunu anlatan Yıldırım, bugün büyük sorumluluk sahibi olan siyasetçiler, yöneticiler, askerler, sanatçılar hepsinin arkasında mutlaka bir öğretmen olduğunu aktardı.

- İlkokul öğretmeni hayatını değiştirdi

Memleketinin Erzincan'ın Refahiye ilçesinin Kayı Köyü olduğunu ve 7 kardeş olduklarını ifade eden Yıldırım, şunları anlattı:

"Davarımız var, malımız var, ticaretimiz var, durum iyi. Dolayısıyla adama ihtiyaç var. Babam ikide bir okula gelir, 'muallim bey bizim çocuğu ver tarlaya gideceğiz, ormana gideceğiz, işe gideceğiz.' Sınıftan ayrılırken, arkadaşlarımın arasından o kadar üzülürdüm ki, babama içimden çok kızardım. Bugünkü çocuklar ve gençler gibi isyan yok. Kendi kendime içimden, hayıflanırdım, 'Niye beni sınıftan alıyorsun, tarlaya götürüyorsun, işe götürüyorsun.' diye. Sonra ilkokul öğretmenim babamın herhalde niyetini anlamış olacak ki, dedeme demiş ki 'Babasının bunu okutmaya niyeti yok, aman Hacı Bekir sen bu çocuğa sahip çık, bu okusun.' Bizim başlamamız öyle. Dedem aldı getirdi bizi İstanbul'a, ortaokula başlattı. Sonra devam ettim."

Yıldırım, ilkokul öğretmeninin geleceğini şekillendirmeye büyük emeği ve katkısının olduğunu dile getirdi.

- "Ara sıra eşime yardımcı oluyordum"

Eşi Semiha Yıldırım'ın da emekli ilkokul öğretmeni olduğunu, eşinin de öğrencilerine büyük bir önem gösterdiğini anlatan Yıldırım, eşinin gece yarılarına kadar plan defterlerini cetvelle çizerek inci gibi yazdığını, kendisinin de defter hazırlamada ara sıra eşine yardımcı olduğunu aktardı.

Yıldırım, şimdi her türlü imkanın bulunduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Çocuklarımızın bilgiye erişiminde bugün geçmişe göre çok daha fazla fırsatımız ve imkanımız var. Ama ister doğru ister yanlış, ben bir şeye inanıyorum. Bunu da samimiyetle sizlerle paylaşmak isterim. Bu benim şahsi görüşüm. Doğru olmayabilir ama imkanlarla başarı ters orantı. İmkanlarınız ne kadar artıyorsa, başarı aynı şekilde artmıyor. Zorluklar başarıyı getirir. Ben hayatta böyle gördüm. Bu bir kural değil ama çoğu kere çalıştığını da görüyoruz, şahit oluyoruz."

- "Tekli öğretim için hazırlıklarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz"

Başbakan Binali Yıldırım, en büyük meselelerinin, öğrencilerin, üniversite kapısına kadar ne yapacaklarına, hangi yöne gideceklerine karar verememeleri olduğunu belirterek, "Koca 8 yıl geçiyor. 8 yılın mutlaka kabiliyetine göre, çocuğun ilgisine göre yönlendirilmesi lazım. Problemimiz bu. Bu alana önümüzdeki dönemde daha çok yoğunlaşacağız." dedi.

Eğitimde, içerik ve kaliteye gelecek dönemde daha çok yoğunlaşacaklarını söyleyen Yıldırım, "Tekli öğretim için hazırlıklarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz. Hedef 2019'un sonu. İstanbul gibi, belki İzmir gibi, birkaç ilimiz dışında, bütün illerimizde daha önceden geçme imkanına sahibiz. Bunun çalışmalarını yapıyoruz. Tekli öğretime geçtiğimizde yavrularımıza okulda da yemek vereceğiz." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, bütün öğretmenlerin 3600 ek gösterge ile emekli olacağını vurgulayarak, "Emekliliğinizde size bir nebze de olsun daha iyi şartlar sağlamak, amacımız bu. Bundan şu anda emekli olmuş öğretmenler de yararlanacak. Hayırlı uğurlu olsun." dedi.

Öğretmenlere, Cemil Meriç'in "En çok sevilen öğretmen, en çok seven öğretmendir." sözünü hatırlatan Yıldırım, "Severseniz, sevilirsiniz. Genel kuraldır. Sizlerin işinizi ne kadar büyük bir emek ve sevgiyle yaptığınızı biliyoruz. Sizlerin sevgiyle kazandığınız her bir evladımız, bu ülkenin geleceğine giden yolda atılan en büyük adım olacak." diye konuştu.

- Öğretmenliğin temel motivasyonu sevgidir"

Yıldırım, öğretmenlik mesleğinin temel motivasyonunun sevgi olduğunu vurgulayarak, "Bu topraklarda sevgiyi çoğaltmak, düşmanlıkları azaltmak için yapacak daha çok işimiz var. Türkiye'nin her köşesinden, geldiğiniz yerlere umut, sevgi, kardeşlik ve selamımızı götürün. Sınıflarınızda sevgiyi yeşertin, okullarınızda kardeşlik iklimini daim edin, köylerinize, bulunduğunuz ilçelere birlik, beraberlik, kardeşlik ruhunu aşılayın." değerlendirmesinde bulundu.

Öğretmenlerin her zaman yanlarında olduklarını vurgulayan Yıldırım, "Eğitim ordumuzdan, öğretmenlerimizden, fedakarca görev yapan, Van depreminde, terörde, şehit olan Aybüke öğretmenimizi, Necmettin öğretmenimizi, Van depreminde şehit olan 75 öğretmenimizi ve 15 Temmuz'da hayatını seve seve veren şehit öğretmenlerimizi bu vesileyle rahmetle, şükranla anıyorum mekanları cennet olsun." dedi.

Öğretmenlerin kanlarının yerde kalmadığını, alçakların gereken hesabı ödediğini ifade eden Yıldırım, öğretmenlerin, yaklaşan Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramını tebrik ederek, "Sizden de bir talebim var. Bayramdan sonra 24 Haziran'da da bizim bayramımız var. Bayramımıza da gelmeyi unutmayın, desteğinizi de bekliyorum." dedi.

- Yıldırım'ın öğretmenleri de iftarda

İftara, Başbakan Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım ile Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile eşi Hatun Yılmaz katıldı.

Başbakan Yıldırım'ın öğretmenleri Yılmaz Er ve Mehmet Özdil'in de katıldığı iftarda Yıldırım, öğretmenlerle fotoğraf çektirdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum