Eğitim-Bir-Sen Tokat 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Demirtaş’tan Önemli Açıklamalar

Eğitim-Bir-Sen Tokat 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Demirtaş’tan Önemli Açıklamalar

Eğitim-Bir-Sen Tokat 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Demirtaş’tan Önemli Açıklamalar

Eğitim-Bir-Sen Tokat 2 No’lu Şube Başkanı Mehmet Demirtaş’tan Önemli Açıklamalar                                       

       Şube Başkanı: Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRTAŞ

            Çok kıymetli genç akademisyen arkadaşlarım, Eğitim-Bir-Sen ailesinin çok değerli üyeleri, EĞİTİM-BİR-SEN TOKAT 2 NO’LU ŞUBE olarak bugün sizinle çok anlamlı bir toplantıda bir arada olmaktan son derece mutlu olduğumu ifade eder, organizasyonumuza katılımlarınızdan dolayı Şube yönetim kurulu adına çok teşekkür ederim.

Kıymetli arkadaşlar, EĞİTİM-BİR-SEN TOKAT 2 NO’LU ŞUBESİ 25 Temmuz 2015 tarihinde 1. Olağan kongresini yaptıktan sonra artık temsilcilik düzeyinden Şube İl Yönetimi düzeyinde temsil edilmektedir. Bilindiği üzere önceden üniversitemiz Tokat 1 NO’lu şube içinde temsilcilik düzeyinde temsil edilmekteydi. Artık Şube olarak doğrudan Genel Merkeze bağlı, Üniversite ve Kredi Yurtlar Kurumuyla toplam 540 üyesiyle Üniversitemizde en fazla üyeye sahip bir sendikadır. Yönetim kurulu üyelerimiz 4 Akademisyen ve 3 İdari personelden oluşmaktadır. Her düzeyde temsil niteliğine sahip olan şube yönetim kurulu üyelerimiz, haftanın Pazartesi günleri sendikal faaliyetlerini hem ilçelerde, hem de kampüste devam etmektedir. Bu noktada bizler aktif, dinamik ve yerinde sendikacılık anlayışıyla profesyonel bir şekilde sahadayız. Üyelerimizle her hafta görüşmelerimizde onların sorunları ve taleplerini dinliyor, çözüm noktasında bu talepleri ve önerileri yönetime iletiyoruz.

tokat-aliyalcin.jpg

Değerli arkadaşlar, Türkiye tarihinde “sendika” kavramı ve onun fonksiyonu çok yenidir. Çünkü biz, tarihimizde Avrupa’nın yaşamış olduğu Rönesans, reform, aydınlanma, sanayi devrimi ve ardından sendikaların ortaya çıkışı gibi durumları yaşamadık. Tabiatıyla bu kavramlar ve onun etrafında oluşan değerleri ancak çok yakın bir zamanda tanıdık. Ancak biz, dokuzuncu ve on üçüncü yüzyıllarda “altın çağ” dediğimiz bir İslam Medeniyetini, ardından Selçuklu ve Osmanlı medeniyeti gibi büyük medeniyetler kurmuş ve onların varisleri olmuşuzdur. Yeniden Büyük Türkiye’de sendika davasında bizler, bin yılı aşkın kurucu bir medeniyetin çocukları olarak dünyada zulme, haksızlığa, ayrımcılığa vb uğramış, tüm insanların haklarını savunmak, haksızlık ve zulüm karşısında dimdik duran, susmayan, inandığı gibi yaşayıp yaşadığı gibi inanan bir tutum sergilemeyi kendine ilke edinmiş bir davanın mümessilleriyiz. Kuşkusuz biz, Avrupa’nın geçirmiş olduğu yenileşme hareketlerini çok fazla yaşamamış olsak ta, çağın getirdiği ve küreselleşen dünyada teknolojinin çok hızlı ilerleyişiyle dinimizin ve insanlığın evrensel değerlerini savunmayı ve insanlığa anlatmayı bu dava yolunda kendimize görev bilmişizdir.

Değerli arkadaşlarım, bu duygu ve düşünceler ekseninde diyebilirim ki,bugün akademisyenler içinde en fazla sorunu olan kesim maalesef Araştırma görevlileridir. Çünkü mesleğe yeni başlayan ve kendini akademik yönden geliştirmek isteyen arkadaşlarımızın o kadar sorunu var ki, nasıl anlatsam bilemiyorum Mesela: 50/D li arkadaşlarımızın gerçekten de çok fazla sorunu bulunmaktadır. Şunu açıkça ifade ediyorum kibu arkadaşlarımızın biz sendika olarak tamamen yanındayız. İnşallah üniversitemiz de diğer bazı üniversitelerin (Süleyman Demirel Üniversitesi) yaptığı gibi bu arkadaşlarımızı 33/A ya geçirerek arkadaşların bu mağduriyetlerini giderirler. Bir sendika olarak bizler, sizlerden gelecek her türlü öneri, talep, çözüm konularını istişare etmeye hazırız. Yeter ki, ortak aklı kullanalım. Sadece 50/D li arkadaşlar değil, 33/A da ki arkadaşlarımızın da yaşamış olduğu bazı sorunlar mevcuttur. Bu sorunların hakkaniyet ve adalet duygusuyla hareket edildiğinde çözüleceğini düşünüyorum. Bir eğitimci ve akademisyen olarak şunu ifade etmeliyim ki, eğer akademik ve bilimsel başarıdan bahsedeceksek kesinlikle akademisyenin iş güvencesi olmalıdır. Kafasında bir sürü sorunu olan hele bir de iş güvencesi tedirginliğini yaşayan genç akademisyen arkadaşlarım, bilime ve akademik camiaya ne kadar katkı sağlayabilirler ki. O nedenle biz sendika olarak diyoruz ki; akademisyenin ne iş güvencesi ne de başka bazı sorunlarla kafasını meşgul etmesi doğru değildir.

tokateylem.jpg

Bilindiği üzere sendikalar, gücünü çalışanlarından ve üyelerinden almaktadır.EĞİTİM-BİR-SEN bugün 350 bin, MEMUR-SEN’le birlikte 850 bin üyeye kavuşmuş. Hedefi bu yıl 1 milyon olarak belirlemiş bir sendikadır. Bizler sendika yöneticileri olarak üniversitemiz çalışanlarının hepsinin sadece Arş. Gr. nin değil, herkesin mutlu bir şekilde, çalışma barışını bozmadan, bilime, eğitime ve Türkiye’nin geleceğine katkı sağlayarak ülkemizi daha ileri hedeflere taşıyacağınıza inanıyoruz.

Sendikamız sadece sendika olarak değil, aynı zamanda bir sivil toplum örgütü olarak ta birçok özlük ve özgürlük mücadelesinin içinde olmuştur. Mesela;

1 )  2, 3 yıl öncesine kadar üniversitelerde ve kamuda var olan kılık kıyafet ve başörtüsü yasağının kaldırılması için Türkiye genelinde 12,5 milyon imza toplamış ve fiili bir ortam oluşturmuştur. Eğer EĞİTİM-BİR-SEN ve MEMUR-SEN’in bu tutumu olmasaydı, bugün hala bu zulüm devam ediyor olacaktı.

2) Sendikamız 2010 yılı anayasa değişikliğine “Evet” diyerek var olan bürokratik oligarşi ve darbelere son demiştir.

3)Sendikalar artık bu değişiklikle hükümetle toplu görüşmeden toplu sözleşme sürecine geçmiştir.

4) EĞİTİM-BİR-SEN ve MEMUR-SEN olarak yıllardır nerede bir mazlum varsa, oraya daima sahip çıkmışızdır. Mesela: Bosna, Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Gazze, Irak, Arakan, Afrika vb. Her yetimin bir sınıfı olsun projesiyle 50 bin çocuğa ayda 100 TL. Bağış yapılmaktadır. 

Özlük haklarında ise,

5) Kamu görevlilerinin ücretlerinde 2016 yılının ilk altı ayında %6, ikinci altı ayında %5 olmak üzere toplamda %11,3. Artış olmuştur.

6) Akademisyenlere “akademik zam 850 Tl. Sendikamızın 4 yıldır ısrarı sonucu kazanılmıştır.

7) Geliştirme ödeneği 2017 yılına kadar uzatılmıştır.

8) 2005 Yılından Sonra Göreve Başlayanlara İlave Derece Verilmesi

Bunlar sadece bazıları, ben hepsini burada tek tek açıklamak istemiyorum. Ama son söz olarak şunu ifade etmeliyim ki, EĞİTİM-BİR-SEN sendikacılığa yeni bir yaklaşım getirmiş, kuruş değil, duruş sendikacılığını yaparak çalışanların ve üyelerin takdirini kazanmıştır.

Hepinize katılımlarınızdan dolayı teşekkür eder, daha özgür, daha mutlu, daha adil bir çalışma düzeninin sağlanması için Şube Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri adına söz veriyorum.  

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum