Eğitim Bir-Sen: Fabrika Ayarlarımıza Dönmeliyiz

Eğitim Bir-Sen: Fabrika Ayarlarımıza Dönmeliyiz

Mazlumun Yanında Olduk, Olmaya da Devam Edeceğiz

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı, “Medeniyet değerlerimizin gereğini yaparak, zalimin karşısında ve mazlumun yanında olmuş, olmaya da devam etmektedir. Biz teşkilat olarak bunun en önünde yer aldık ve almaya da devam edeceğiz. Bizim bu tavrımız İslam olmanın ötesinde İnsan olmamızın bir gereğidir.” dedi.

 

Kahramanmaraş 2 No’lu Şube iftar programı düzenledi. Programda konuşan Teyfik Yağcı son yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Terörist devlet İsrail’in çocukları katletmekte maharetini her fırsatta gösterdiğini ifade eden Teyfik Yağcı, “Kendilerine yapılan zulmün katmerlisini başkalarına yapmanın zevkini yaşıyorlar. Batı dünyası bu milleti mazlumluktan kurtarayım bahanesiyle her türlü opsiyonu vermiş ve sonunda bunları azmanlaştırmıştır. Zulüm yok olmamış sadece zulme uğradığını iddia edenler zalimlikte gittikçe artan bir şiddetle kendinden öncekileri geçme yarışına girmişlerdir. Bu zulüm ve vahşet karşısında Egemen güçlerin, Bizlere insanlık dersi vermeye kalkanların hali ise “Arsız ve hayâsız bir katilin psikolojisini” yansıtan bir görüntüden ibarettir” şeklinde konuştu.



 

Katliam Karşısında Üç Maymunu Oynayamayız

 

Asırlardır dünyaya milletimizin adalet dağıttığını vurgulayan Yağcı, “Tarihte ezilmişlikle mağdurları oynayan bir millet; belli bir yerde ve zamanda hâkim hale gelir gelmez, ezildiği günlerin intikamını almaktan gayrı hiçbir şey düşünemez ve hatırlayamaz olmuştur.  İsrail Hitler’den gördüğü zulmü kendisine bir değişmez karakter olarak seçmiş ve ruhunu ancak kanla beslenen bir yaratığa dönüştürmüştür. Biz bu vahşetin karşısında elbette körler ve sağırları oynayamayız. Şartlar ne kadar çetin olursa olsun, bu insanlık düşmanlarının güçleri ne kadar teçhizatlı olursa olsun hakkın ve hakikatin savunucuları tarihte olduğu gibi gelecekte de hedefe ulaşacaklardır. Biz biliyoruz ki ”İnanıyorsanız Üstünsünüz” hakikati eninde sonunda tecelli edecektir” diye konuştu.

 

Millet Olarak Fabrika Ayarlarımıza Dönmeliyiz
 

Millet olarak kendi fabrika ayarlarımıza dönmemiz gerektiğini söyleyen Yağcı, şunları söyledi: “Kendi benliğimize kavuşmaktan başka çaremiz yoktur. Bu çare diğer mazlum milletlerinde beklentisidir. Yıllardır başkalarının benliklerinden imdat bekledik,
 

Gemilerimizi hep başkalarının dalgalarında hareket ettirmeye çalıştık. Son iki-üç yüz yıldır batı zehrinde şifa aradık. Bize el olanda aşinalık bulmaya çalıştık. Ama bunun bir serab olduğu ortaya çıktı ve sonu hep hüsranla neticelendi. Artık kendi nefesimizle yelkenimizi şişirmek ve hareket ettirmek zorundayız. Zaman boyutuyla tarihi derinliğe ve mekân boyutuyla coğrafi bir genişliğe sahip kolları ve kökleri olan bir millet olarak yeniden doğmak, yeniden bizde varız demek zorundayız. Bu tarihin ve talihin omzumuza yüklediği bir görevdir ve sorumluluktur. Bundan kaçamayız. Bütün mazlum milletlerde uyandırdığımız heyecan ortadadır. Bundan geri dönemeyiz”
 

Misyon ve Değerler Sendikacılığı Yaptığımızı Gösterdik

 

Kamu çalışanlarının özlük hakları için çalıştıklarını, ancak sivil toplum örgütü olarak görevlerinin bununla bitmediğini ifade eden Teyfik Yağcı, son olarak şunları söyledi: “Sendika sadece sendika değildir. Milletimizin dirliği ve devletimizin birliği için çalışmak da bizim vazifemizdir. Bunun için çözüm sürecinde sorumluluk yüklendik, elimizi de gövdemizi de ortaya koyduk. İki yıldır şehit cenazesi gelmiyorsa bundan neden rahatsız olunuyor. Örgütlü olmanın gücünü değerlerimizi hayata geçirmek için kullanmaktayız. Başörtüsü meselesinin çözülmesi, Millî Güvenlik dersleri, İmam-hatiplerin yeniden açılması, kesintisiz eğitime son verilmesi, yaz Kur’an kurslarının düzenlenmesi, Kur’an ve siyer derslerinin konulması, Andımızın mecburiyetten çıkarılması, Müfredat değişiklikleri ve bilhassa Gezi Olayları’nda, 17 ve 25 Aralık’ta ülkemize çekilmek istenen uluslararası ayar ve teşebbüslerde aldığımız tavır, durduğumuz yer ve tarafımızla, sendikacılığın sadece ücret sendikacılığı olmadığını, sendikacılığın bir misyon ve değerler sendikacılığı olduğunu gösterdik.”

 

Hasan Furkan: Üniversitemiz Maalesef Gelişemedi, Değişemedi ve Dönüşemedi 

 

Eğitim-Bir-Sen Üniversite Şube Başkanı Doç. Dr. Hasan Furkan, konuşmasında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde (KSÜ) yaşanan sorunlardan, akademik personelin sıkıntılarına  kadar birçok konuya değindi.Sendikacılık yapmanın üniversitede biraz daha zor olduğunu, zor olmasının sebeplerinden bir tanesinin idarecilerin sendikacıları yönetimin ortağı gibi görmesi olduğunu belirtten Şube Başkanı Hasan Furkan; “İyi niyet çerçevesindeki uyarılar maalesef yanlış anlaşılmaya meydan veriyor. Üniversitemiz, maalesef gelişemedi, değişemedi ve dönüşemedi. Üniversitemizin bilhassa öğrenci profili düştü ve düşüyor. Öğrenci sayısı 24 binlerde. Bizimle birlikte kurulan diğer üniversitelerde bu sayı 100 binleri buluyor. Talihsizlik mi, idarecilerin basiretsizliği mi diyelim bir yerlere gelemedik. Üniversitemizde öğrenci profilini yükseltecek Hukuk, Diş Hekimliği, Eczacılık ya da Veterinerlik fakülteleri neden yok? Ya da açılan bölümler neden kapatıldı? Üniversiteye sahip çıkmamız lazım. Üniversitemizi, vizyonu olan ve taşıyabilecek insanların yönetmesi lazım. Biz iyi niyetli olarak her zaman uyarılarımızı yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.” dedi 

 

Kervanhan’da gerçekleştirilen iftar buluşmasına Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı, Memur-Sen İl Başkanı Adnan Alagöz, Fakülte Dekanları Prof. Dr. Kemal Kıymık, Prof. Dr. Hüseyin Yıldırım, Prof. Dr. Niyazi Can, Prof. Dr. Zekeriya Pak, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hakkı Alma, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Akif Kılıç,  Büro Memur-Sen Şube Başkanı Halil Küçükdevlet, yerel basın ve Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş Üniversite Şubesi üyeleri katıldı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum