Gevşemeyin, asla hüzünlenmeyin, inanıyorsanız üstünsünüz!

Geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan, Mısır’da Kahire Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı. Müsait olamadığım için canlı takip etme şansım olmadı ama daha sonra internetten izledim. Başbakan Erdoğan, Mısırlı gençlere, ''Gerçekleştirdiğiniz devrimle tüm dünyaya zulmün ilelebet payidar olamayacağını gösterdiniz'' dedi. Bu Esad’a, Netanyahu’ya kısa bir mesajdı.

Daha sonra olan oldu, bana ve salona, Ali İmran suresinin 139. ayetinde Allah'ımız bize şunu söylüyor; 'Gevşemeyin, asla hüzünlenmeyin, inanıyorsanız üstünsünüz' dedi. Bu cümle beni çok etkiledi. Bu bir ayetti ve konu çok derin bir konuydu. İsrail gene, gemi azıya almış bir vahşi gibi masumları katlediyordu. Esad yetmezmiş gibi, akan Müslüman kanına, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’da ortak oldu. Bizim kandilli, eşkıya tayfası vatan hainlerini saymasak tabi. Aralarında ne fark var derseniz çok sayarım ama en önemli benzerlikleri Müslüman kanı döktükleri ve imanları olmadığıdır.

Yanlış hatırlamıyorsam Necip Fazıl Kısakürek’in bir anısıydı. Cezaevinde geçiyor olay. Koğuş arkadaşlarına “Yarın af çıkacak, hepimiz tahliye olacağız,özgür olacağız” der.Arkadaşları “af mı?” diye sorar.Nasıl olur derler, kimi inanır, kimi inanmaz.O akşam kimse uyuyamaz, yarını bekler gözler soğuk ve sisli oda tavanlarında.Sabah sessiz bir kuş konar,serçedir.Sonra üç kere “cik” der ve  cezası yılları aşan mahkumun gözünü, tavandan pencereye çevirir.Güneş  ışığının umudu, bir kat daha içlere umut verir.Saatler ilerler radyo,gazete ele kulağa ne değerse beklenir,dikkat kesilinir.Lakin bir haber yoktur.Af çıkmamıştır .Herkes üzülür,homurdanmalar duyulur   “Zaten öyle bir şey olamazdı-hani af?-olmaz, böyle şey söylenmez…” sonunda kendini tutamayan bir grup mahkum, şairin yanına varırlar. “Bize dün af var demiştiniz, ama sabah oldu, akşam oldu, gün bitti, af yok” derler . Üstad, gözlerini gözlerine diker ve cevap verir. “İnansaydınız, gerçekten inansaydınız olurdu.”  

 Dostlar, dünyanın Salih ve güzel insanların egemenliğinde olacağı barış, adalet ve huzur içinde savaşsız gülebileceğimiz bir dünyaya inanalım.Ama bunun niçin gerçekten inanıp, Allah’ın bize yükleyebileceği yüklere açık olmalıyız ki, amacımıza da varalım.Allah bin kere nasip etsin ki bin kere dünyaya gelsem gene inanırdım ve inanarak, inandığım için  mücadele ederdim. 

       Mahmut SELÇUK

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.