İLKSAN 7. Dönem 4. Olağan temsilciler kurulu toplantısı yapıldı

İLKSAN 7. Dönem 4. Olağan temsilciler kurulu toplantısı yapıldı

İlksan 7. Dönem 4. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 24 Nisan 2015 tarihinde Alanya’da yapıldı. Toplantıya İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve İlksan Yönetim Kurulu Üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, Türk Eğitim

İlksan 7. Dönem 4. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 24 Nisan 2015 tarihinde Alanya’da yapıldı. Toplantıya İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve İlksan Yönetim Kurulu Üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş, Türk Eğitim-Sen Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri M. Yaşar Şahindoğan, Antalya 1 ve 2 No’lu Şube Başkanları, İlksan Denetleme Kurulu Üyeleri ile İlksan delegeleri katıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Genel Sekreter Musa Akkaş sözlerine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlayarak başladı. Akkaş, “İçi boşaltılan ve çeşitli bahaneler ileri sürülerek kutlanmayan bayramları kutlamaya devam edeceğiz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum. Bu bayramı çocuklara armağan eden Başöğretmen Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmetle ve minnetle anıyorum” dedi.

Terör saldırılarına değinen Akkaş, “Ülkemizin bir bölgesinde adeta savaş var. Türkiye Cumhuriyeti Devletine her yönden savaş açılmıştır. Ülkemizi bölmek istiyorlar. Bilindiği gibi ülkemizde devlete başkaldıranlar tarihin her döneminde olmuştur, ancak başkaldıranların başı ezilmiştir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Dolayısıyla herkes aklını başına almalıdır.

İçimiz kan ağlıyor. Gün geçmiyor ki şehidimiz olmasın. Her gün beş, on şehit veriyoruz. Bu topraklar için toprağa düşmüş şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Bu olaylara sebep, yanlış politikalar, teröristlere verilen tavizlerdir. Birçok il, birçok ilçe harabeye dönmüştür. Terör böyle bir beladır. Bu beladan kurtulmak zorundayız. Türkiye’nin tabi ki sorunları vardır. Bunlar hepimizin ortak sorunlarıdır. Sorunları çözmenin yolu askerimizi, polisimizi şehit etmek değildir. Bu hainliktir. Teröre karşı milli bir duruş, toplumsal bir tavır göstermek zorundayız.

Milletimizin sabrını zorlayan hain saldırılara karşı gün sivil toplum örgütleriyle, siyasi partileriyle ve toplum olarak birlik olma günüdür. Türk Eğitim-Sen olarak teröre karşı güvenlik güçlerimizin, askerimizin, polisimizin yanındayız. Kim bu ülkeye ihanet ediyorsa bunun hesabı sorulmalıdır ki, bir daha bu acı olayları yaşamayalım” diye konuştu.

İlksan ile ilgili önemli açıklamalar yapan Akkaş şunları kaydetti: “Bugün İlksan’ın mali kongresini yapıyoruz. Hayırlı olmasını diliyorum. Ana statüyle ilgili değişikliklere de gidilecek. İnşallah buradan güzel kararlar çıkar. İlksan ile ilgili herkes ileri geri konuşuyor. Başarısızlıktan söz ediliyor, olumsuzluk üzerine değerlendirmeler yapılıyor. 6 dönemdir İlksan’ı Türk Eğitim-Sen üyelerinin seçtiği delegeler yönetiyor. Bunca seçim başarısının bir sebebi olmalı. Türk Eğitim-Sen dışında olan sandık üyeleri seçimlerde ‘Sandığı şaibesiz, amacına uygun şekilde yönetirse Türk Eğitim-Sen yönetir’ diyerek sandığa gidiyor ve Türk Eğitim-Sen’e oyunu güven içinde veriyor. Biz seçimlerde devlet imkânını kullanmadık. 2012 yılı seçimleri öncesinde bu salonda Genel Başkanımız İsmail Koncuk’un da katıldığı toplantıda Eğitim Bir Sen Başkanı Ali Yalçın meydan okumuştu.  ‘Gelecek dönemlerde burada biz olacağız’ demişti. 28 Nisan’da sandığın hesabını sandıkta soralım diye bir el broşürü bastırmışlar. Söz konusu broşürden sizlere bazı bölümleri okumak istiyorum: ‘İşte sana fırsat! İlçe temsilciliği seçiminde en doğru adaya oy vererek İlksan’ı bataklığa dönüştürenlerden hep birlikte sandıkta hesap soralım. Yeni delegelerle yeni bir süreci birlikte başlatalım. Seçilecek yeni delegelerde; İlksan’daki yolsuzluklar, usulsüzlükler gün yüzüne çıkarılmakla yetinilmeyecek aynı zamanda yolsuzluğa ve hırsızlığa bulaşmış yöneticilerin yargılanmaları sağlanacaktır. Zorunlu üyeliğin kaldırılması için İlksan Genel kurulun’nda karar alınacak; üyeler hiçbir hak kaybına uğratılmadan zorunlu üyelikten ayrılmalarının yolu açılacaktır. İlksan’ı adım adım feshe götürecek yasal düzenleme yapılmasının mücadelesi verilecek ve İlksan emin ellerde tasfiye edilecektir.’

Bunu diyenler bugün burada yoklar. Bunu diyenler İlksan ilçe temsilcilik seçimini boykot ettiler. Ben doğrusu bu işi anlayamadım. 2012 seçimlerine yetkili sendika olmasına ve İlksan üyesi olan üyelerinin sayısının da fazla olmasına rağmen tüm devlet imkânlarını da kullandınız. Kendilerine yakın buldukları parti il, ilçe başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları, bazı il, ilçe milli eğitim müdürleri, birçok bürokrat devrede olmasına rağmen kaybettiniz. Hem de ne kaybediş. 222 delegenin 133’ünü Türk Eğitim-Sen, 42’sini Eğitim Bir Sen almıştı.

Seçime girme cesaretini gösteremediler.  Onları kaybetme korkusu sardığından boykot kararı alarak bu seçimlere katılmadılar. 1996 yılından bu tarafa İlksan ehil ellerdedir. Hiç kimse cebinden parasını çalan kişiye cüzdanını teslim etmez veya haklarını korumayan kuruluşa güvenmez. İlksan üyeleri Türk Eğitim-Sen delegelerine güvenmektedir, inanmaktadır. Sandığı da bundan dolayı Türk Eğitim-Sen delegelerine teslim etmektedir.

1996 yılı öncesinde sicili bozuk bir İlksan vardı. Bugün iyi işleyen, yönetimine güven duyulan bir ilksan var. 1996 yılında eksi 3 milyon TL ile zor durumda olan İlksan teslim alınmıştı. Bugün İlksan’ın kasasında 1 milyar TL nakit parası var. 1996 yılı öncesinde emekli olan bir İlksan üyesi iki maaş tutarında ikramiyeyi bir yıl içinde alırken, bugün on katı tutarında ikramiyeyi bir iki gün içinde alabilmektedir. Hal böyleyken iftiraları, ithamları kabul etmek mümkün değildir. Rekabeti anlarım ama iftirayı ve yalanı asla. Yalancı ve iftira edenlerle ilgili Kuran’ı Kerim’de mealen buyuruluyor ki; ‘Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlardır. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.’

Yüce Dinimiz dedikodu yapmanın ölmüş bir kardeşinizin etini yemek gibi olduğunu söylüyor. Ben de yalan söyleyenler için diyorum ki; Allah sizi ıslah eylesin. Türk Eğitim-Sen’in olduğu yerde hırsızlık olmaz. Adaletsizlik olmaz, kul hakkı yenmez. Her kim ki İlksan’dan bir kuruş menfaatlenirse, Allah onun çoluğundan çocuğundan çıkarsın. Birilerinin elinde belge varsa, ortaya koysun. Bu ülkenin hâkimleri, savcıları var.  Üstelik bu yalan ve iftiralar saygınlığı ve itibarı zedelenen öğretmenlere de bir saygısızlıktır. İlksan yönetiminde, denetlenmesinde Bakanlık bürokratları da vardır. MEB’in de bu ithamları yapanlara bir cevap vermesi de gerekir.

Başarı varken gözünde at gözlüğü olanlar, karalama kampanyası ile İlksan’a çamur atsalar da, seçimleri boykot etseler de, bizler Türk Eğitim-Sen olarak 263 bin 626 İlksan üyesinin haklarını korumak için burada olmaya, Türk Eğitim-Sen üyesi İlksan üyelerinin seçimlere katılmalarını sağlamaya devam edeceğiz. Bizler bu kuruluşa yalancıyı, hırsızı sokmadık, sokmayacağız.
1996 yılından bu tarafa bu sandıkta görev alan Yönetim,  Denetleme Kurulu Üyelerine, İLKSAN yönetimlerinde görev alan MEB bürokratlarına, delegelere ayrı ayrı teşekkür ediyorum.  Tuncer Yılmaz ve ekibine ayrıca teşekkür ediyorum.

Bir eğitimci ve eğitim sendikası yöneticisi olarak eğitimi önemsiyorum. Zira eğitim mili kalkınmanın temelini oluşturuyor. Maalesef eğitim bugün ideolojilere kurban edilmiştir.

Eğitim ve MEB deyince aklıma adaletin, doğruluğun, demokrasinin, güzel ahlakın, birlikte yaşamanın, kul hakkının, vatan, bayrak sevgisinin, öğretildiği yer geliyor. Gerçekten öyle mi? Maalesef öyle değil. MEB gün geçtikçe adaletten uzaklaşıyor. Kul hakkının yenildiği, insanların ötekileştirildiği, eğitim çalışanlarının kamplara bölündüğü uygulamamaları üzülerek görüyoruz.
Kamuda, okul ve MEB’de yöneticilik önemlidir. İyi bir yönetici ile amaçlarınızı gerçekleştirebilirsiniz. Dinimiz ‘ İşi ehline verin’ diyor. İşin ehli olanlar siyasi yandaş yapanlar değil, kariyer ve liyakat sahibi olanlardır.

Sayın Başbakan; ‘Ayrımcılığa son vereceğiz’ diyor. Sayın Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük de adaletten bahsetti. Bunları söylemek güzel ama uygulamalar öyle mi? MEB’de adaletsizliğin, ayrımcılığın alası yaşanıyor.

Çıkarılan MEB yasası ile yüz binlerce başarılı olan yönetici görevinden alındı. Asrın yönetici soykırımı yaşandı. Binlerce insanın emeği, alın teri yok sayıldı. İçinde bir sendikanın da olduğu kirli komisyonlar marifetiyle insanların hakları gasp edildi. Yönetici kriterlerinde yöneticilerin okula katkıları, aldığı ödüller, başarı belgeleri, akademik kariyerleri yerine yandaşlıkları kriter olarak kabul edildi.  Bölücülüğü dağda aramaya gerek yok. Kim ki bunu bilerek yaptıysa, destek olduysa dünyanın en ahlaksız insanlarıdır. Bunlara göz yumanlar da onlar kadar suçludur.

Bu ülkede herkesin dini, siyasi düşüncesi sendikası ne olursa olsun yönetici olma hakkı vardır. Maalesef böyle düşünülmemiştir MEB çalışanlarını ayrıştırmış, kamplara bölmüştür.

Türk Eğitim-Sen olarak her şeyi takip ediyoruz. Suç işleyenleri adalete şikâyet ediyoruz. Bir şey olmasa bile tarihe not düşüyoruz. Gün gelir bu haksızlığı yapanlar bunun hesabını öderler.

Biz Türk Eğitim-Sen olarak, kendimize doğruluğu, güzel ahlakı, erdemi, onuru, hukukun üstünlüğünü kendisine şiar edilmiş bir sivil toplum hareketiyiz. Haksızlık ve hukuksuzluk kimden gelirse gelsin karşı çıkmaya doğruları söylemeye -bunun sonunda ölümde olsa, cezalandırılmak bile olsa- devam edeceğiz. Toplantının tekrar hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.