MEB, Eylemci Çocukları Sahip Çıkmıyor

Gösterilerde bir çocuğun attığı Molotofla bir polisimizin yanma tehlikesi geçirmesi yine eylemci çocukları gündeme getirdi. Daha önce bir gazetemizde, PKK’nın çocukları canlı bomba olarak kullanılacağına ilişkin haber yayımlanmıştı. Bu çocukların, taş atmaktan başlayıp canlı bomba olmaya uzanan  kötü gidişi iki yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşti.

İki yıl önce, eylemlerin yoğunlaştığı ve çocukların ön saflara sürülerek Devletin polisine, askerine taş attırıldığı dönemde Milli Eğitim Bakanlığına bir çağrıda bulunmuştuk. Bu çocukların okul çağında olduğunu ve onları sokaktan çekmenin öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının görevi olduğunu belirterek konuya el atılmasını istemiştik.

O dönemde polisler, bu çocuklara futbol topu, ayakkabı dağıtıp diyalog kurarak, onları gerçekte olmaları gereken oyun alanlarına çekmeye çalışarak sorumluluk alırken Milli Eğitim Bakanlığı kılını bile kıpırdatmıyordu.  Çağrımız üzerine Bakanlığın konuya eğileceğini bekliyorduk ama öyle olmadı. Geçen süre içerisinde ne bir proje ne bir faaliyet yapıldı.

Bir  ceza evinde yaşandığı iddia edilen taciz olaylarından dolayı bu çocuklar yeniden gündeme geldi. Bu çocuklarının yerinin cezaevi olmayacağı kanaati bazı kesimlerce dile getirildi. Sonra yine unutuldular.

Bu süreçte terör örgütünün eylemlerinde daha fazla çocuk kullandığına ilişkin araştırma sonuçları gazetelerde  yayımlandı. Haberlerde açıklanan araştırmaya göre polise ve işyerlerine molotof atan çocukların sayısında iki yılda yüzde 300, patlayıcı madde atan çocukların sayısında yüzde 500 ve havai fişek atan çocukların sayısında ise yüzde 600 artış olduğu belirtildi. Benzer haberler değişik gazetelerde yayımlanmaya devam ediyor. Gidişat hiç de iyi değil ama Milli Eğitim Bakanlığından hala bir ses çıkmıyor!

Televizyonlardan gördüğümüz kadarıyla bu çocukların çoğu öğrenim çağı dışına çıkmamış küçük çocuklar. Yakalanıp ceza aldıklarında da çocuklara yönelik cezaevlerine gönderiliyorlar. Bu çocukları yakalayıp ceza evine göndermenin kimseye bir faydasının olmadığı ortada. Bu çocuklara vatanını sevdirecek ve kendisini bu ülkenin bir ferdi olarak hissettirecek çalışmalar yapılmalı. Bu ise ne askerin ne polisin ne de hakimin görevi. Bu görev öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının görevi. Herkes bu konuda çaba sarf ederken asıl sorumlu olan Milli Eğitim Bakanlığının durumu  görmezden gelmesi bizleri üzüyor!

Bakanlığa bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Çocuklarımıza hediyeler alarak, oyun oynayarak, sinemaya götürerek insan ve memleket sevgisi aşılamak  emniyet mensuplarının değil bizim görevimizdir. Yıllardır onlarca proje geliştirerek her konuya el atan  Bakanlığımız çocuklarımızın masumiyetini korumada asıl sorumlu olduğunu hatırlamalı ve taş atan çocuklara ilişkin gerekli çalışmaları acilen başlatmalıdır.

    Doğan CEYLAN

Müfettişler Derneği Başkanı

                                       

   Aralık 2009’da yaptığımız açıklama…

Türkiye Müfettişler Derneği Başkanı Doğan Ceylan, terör örgütünün sokaktaki eylemlerde kullandığı çocuklara sahip çıkılması adına polisin elinden geleni yaptığını söyledi. Ceylan, bu iyi çabanın devamının yanı sıra eğitimcilere de iş düştüğünü belirterek, "Eylemci çocukları sokaktan çekmek polisin değil eğitimcinin işi olmalıdır. Bu çocukların birçoğu eylem anında okulda olması gerekirken sokakta. Ama ne eğitimcinin ne de anne babanın bundan haberi var." dedi

Çeşitli bahanelerle yapılan eylemlerde terör örgütünce en ön saflara çocukların sürüldüğünü belirten Doğan Ceylan, aralarında 6-7 yaşlarında küçücük çocukların bile bulunduğuna işaret etti. Ceylan, başlangıçta terör örgütünün çocukları kalkan amaçlı kullandığını anlatarak, "Sayıları az olan bu masum çocukların zamanla sayısının arttığını, üstelik terör örgütünce kalkan olarak kullanılmaktan daha ileriye gidilerek güvenlik güçlerine taş atan birer eylemciye dönüştürüldüğünü üzüntüyle izlemekteyiz." dedi.

Emniyet güçleri bu çocukları içinde bulundukları durumdan uzaklaştırmak ve sokaktan çekmek için büyük çaba sarf ettiğini belirten Ceylan şöyle konuştu: "Bir polis memurumuzun eylemci çocuklara muz alması, Emniyet Müdürlüklerince çocuklara ayakkabı, futbol topu dağıtılması gibi yöntemlerin yanı sıra Adana Valisi'nin bu çocukları ailelerinin yanından alarak yatılı okullarda okutmaya yönelik tutumu oldu. Valilikler ve emniyet teşkilatı bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor ancak, bu konuda sorumluluğu alacak ilk kurum Milli Eğitim Bakanlığı olmalıdır. Eylemci çocukların tamamına yakını okul çağındadırlar. Yaşları küçük olduğu için örgüt tarafından kolayca yönlendiriliyor. Çocuklar, bu eylemlere ya okula gitmeyerek veya okul saatlerinin dışında katılıyor. Bu çocukların eyleme katıldıklarından öğretmenlerinin ve ailelerinin haberi bile yok."

Doğan Ceylan, bu çocuklarımıza sevgiyi, kardeşliği öğretecek, askerin-polisin kendi ülkesinin insanı olduğunu hissettirecek, yaptığının yanlışlığını gösterecek ve onları sokaklardan çekecek tek gücün eğitimciler olduğunu açıkladı. Ceylan, "Maalesef bu güne kadar Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda bir çalışma başlatmamıştır. Eğitimciler olarak, her gün haber programlarında polis taşlayan çocuklar görmekten üzüntü duymaktayız. Masum yavrularımızın terör örgütünün etkisinden kurtarılması çok önemli bur husustur. Bakanlığımız bu konuda sorumluluğu üzerine alarak acilen gerekli çalışmaları başlatmalıdır." diye konuştu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.