MEB Yargı Kararlarını Uygulamıyor Mu?

MEB Yargı Kararlarını Uygulamıyor Mu?

MEB Yargı Kararlarını Uygulamıyor Mu?

Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun “Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimse hukuktan üstün değildir” sözüne rağmen Milli Eğitim Bakanlığı mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 16 Nisan 2014’ te atamalarını gerçekleştirdiği 1709 şube müdürü atamalarına yönelik Daha henüz tercihler yapılmadan 40 gün önce 06 Mart 2014 tarihinde Danıştay 5.dairesi Başbakanlığın Görevde yükselme Çerçeve Yönetmeliğinin Sadece sözlü(Mülakat) sınavı sonuçlarına göre atama yapması maddesinin yürütmesini durdurmuştur. Aynı şekilde Danıştay 2.daireside Milli Eğitim Bakanlığı Görevde yükselme yönetmeliğinde, Sadece sözlü(Mülakat) sınavı sonuçlarına göre atama yapması maddesinin yürütmesini durdurmuştur

Danıştay sözlü sınavın yazılı sınavı tamamlayıcısı olduğunu belirterek yazılı sınav sonuçlarının da değerlendirmeye alınması gerektiğine hükmetmiştir.

Ancak sayın bakanlık yetkilileri atama dayanağı iptal edilen yönetmelikle yapılan ve hiç yapılmamış yok hükmünde olan 1709 atamayı iptal etmemekte ve yargı kararlarına karşı anlamsız bir şekilde direnç göstermektedir.

Türkiye’nin dört bir yanına atanan 1709 şube müdürü arkadaşlardan mahkeme kararları vb. nedenlerle hiç göreve başlamamış, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olmuş veya başka kuruma geçmiş, aile düzenlerinin bozulması, psikolojilerinin bozulması, belirsizlik ve mahkeme kararları nedeniyle istifa etmiş yüzlerce arkadaş bulunmaktadır.

1709 kişiden şu anda bir fiilen görev yapan 1000 civarında şube müdürünün kaldığı söylenmektedir .Bu arkadaşlarımızın, bir çoğunun da aileleri ve çocukları görev yaptıkları yerlerde yanlarında değildir.Aile bütünlükleri ve psikolojileri bozulmuştur.Yargıkararlarıylan hukuksuz duruma düşmüş her gün belirsizlik içinde ne zaman atamaların iptal edileceğini beklemekten iş barışı ve iç huzurlarıda kalmamıştır

Ayrıca anılan yargı kararları ve değiştirilen yönetmelik gereği yazılı ve sözlünün aritmetik ortalaması ile yenilenecek bir atamada atanabilmeyi ya da şu anki yerlerinden daha iyi yerlere atanabilmeyi haklı olarak bekleyen binlerce şube müdürü ve adayı vardır.

Bu çözümsüzlüğü ve anlamsız inatlaşmayı 5900 şube müdürü adayına ve görevde kalan 1000 civarında şube müdürüne ,eşlerine, çocuklarına ve ailelerine reva görmeyin.

Yaklaşan genel seçimler öncesi Bu yargı kararlarını uygulayın 1709 şube müdürü atamasını iptal ederek yeniden tercih alarak atamaları yenileyin.

 Bu şube müdürlüğü kaosunun bu hale gelmesinin sorumlusu onlar değil bu işi kökten yargı kararları doğrultusunda çözmeyen ,her geçen gün çözümsüzlüğe iten siz devlet büyüklerinin ve yetkililerininsorumluluğudur.

 Ancak MEB, Danıştay kararlarını görmezden gelerek atamaların iptaline dair 10 aydır hiçbir işlem tesis etmemiştir. Eğitim camiasının binlerce üyesi ve sınavı kazanan 5900 şube müdürü adayı bu iptali beklerken bakanlık yetkililerinin anlamsız suskunluğu,Yargı tarafından iptal edilmiş atamaları koruma içgüdüsü, Yüce Meclisimize hukuksuz yasa çıkarma girişimleri atanan ve atanamayan binlerce Şube müdürü ve adayının ve ailelerinin yüreklerini hukuk kararlarına rağmen yaralamaktadır. Bu hukuksuzluğu, kişiye özgü kanun çıkarma girişimlerini, mahkeme kararlarını yok sayma ,uygulamama tavrınızı bırakıp,şube müdürlerinin artık çığlığa dönen feryadını duyarak Devlet büyüğümüz olarak adaleti tesis edeceğinizden kuşkumuz yoktur.

Bu malum konu yüz binlerce eğitim camiasının takibindedir. Sayın Başbakanımızın da  her zaman belirttiği gibi "Hiç kimse hukuktan üstün değildir. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir.".

Bu konu Özelde 5900 Şube Müdürü adayının, Genelde ise Milli Eğitim camiasının ve tüm Türk Milletinin içini kanatmakta ve derinden yaralamaktadır.

Ataması yapılan şube müdürleri bakanlığın bu konuda ne yapacağına dair resmi bir açıklama beklerken 22 Ağustos 2014 tarihinde MEB Müsteşarından bir açıklama geldi. Özel Öğretim Kurumlarından sorumlu birimlere Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde verilen seminere katılan sayınMüsteşar,“Danıştay tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararı atamalara değil, yönetmeliğin ilgili maddesine gelmiştir. Siz işinize bakın. Biz yönetmeliği değiştireceğiz. Danıştay‘ın verdiği karar bundan sonraki atamaları kapsamaktadır.” şeklinde bir açıklamada bulundu.

Mahkemelerin iptal kararlarına oldukça fazla sayıda maruz kalan Milli Eğitim Bakanlığı bu zamana kadar yargı kararlarının gereğini hep yerine getirmiştir. Buna benzer şekilde Hüseyin Çelik’in bakan olduğu dönemde 24 Nisan 2008 tarihinde yayımlanan MEB Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine Dair Yönetmelik’ in EK-2 formu mahkeme kararı ile yürütmesi durdurulmuş ve mahkeme kararının gereği , yapılan değişiklikle birlikte Hüseyin Çelik imzalı 2008/74 genelge ile yerine getirilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın atamalar ile ilgili yargı kararlarını geciktirmesi şube müdürleri ve ailelerini mağdur etmektedir.

Mahkeme kararları ve belirsizlikler nedeniyle atanan 1709 şube müdürünün bir kısmı görevine hiç başlamazken diğer bir kısmı ise şube müdürlüğü görevini bıraktı. Şu an görevde olan şube müdürleri ise eşlerinden ve çocuklarından ayrı bakanlıktan gelecek resmi açıklamayı yani gerçekleştirilen atamaların iptal edilerek aritmetik ortalama ile yeniden atama yapılmasını beklemektedir.

Afyonkarahisar’a ataması gerçekleştirilen şube müdürlerinden M.A. mağdurlardan birisi. 4 farklı mahkemenin 1709 atamanın tamamını iptal etmesine rağmen bakanlık tarafından mahkeme kararlarının hiçe sayıldığını belirten M.A.,Görevde yükselme sınavına girerek iyi bir yazılı puanı ile başarılı oldum. Mülakat sınavında da başarılı olarak atandım. Mayıs 2014’ te göreve başladım. Yaz tatili sürecinde evimi taşımayı planladım. Ancak kısa süre içinde Danıştay 2. Daire’ nin kararı ortaya çıktı. Ben de evimi taşımayı iptal ettim. Çünkü Danıştay tarafından atamalar iptal edilmişti. Nasılsa mahkeme kararları yakın zamanda uygulanır düşüncesiyle birkaç ay ailemden uzakta kalmayı göze aldım. Aradan geçen günler benim için ıstıraba dönüştü. Psikolojim bozuldu. Sınav kazandığıma hiç sevinemedim.  Çocuklarım, eşim kısacası ailem burnumda tütüyor. Onlardan uzak kalmak işyerimdeki verimimi de etkiliyor. Ha bugün ha yarın derken Mart ( 2015 ) ayına geldik. Artık bu çile ve ıstırap bitsin istiyorum.” şeklinde konuştu.

Yine aynı şekilde Balıkesir’e atanan bir başka şube müdürü U.M. ise “Okul müdürü olarak görev yapmakta iken görevde yükselme sınavına girdim. Başarılı olarak Balıkesir’ e atandım. Mahkeme kararları ortaya çıkınca evimi taşımadım. Başbakanlık’ın çerçeve yönetmeliği hem sözlü hem yazılı puanını esas alan aritmetik ortalamayı öngörünce atanacağım yer değişecek diye bekledim. Her bekleyiş beni depresyona soktu. Evim, ailem 8 saat uzaklıkta kaldı. Her hafta sonu ailemin yanına gitmeye çalıştım. Doktor tedavisi ile ilaç kullanmaya başladım. Madem mahkeme kararları uygulanmayacak o zaman Türkiye Cumhuriyeti Bir Hukuk Devletidir sözü havada kalmaktadır. Dayanamadım artık ve 2014 Aralık ayında istifa ederek ailemin yanına öğretmen olarak geri döndüm.” ifadelerini kullandı.

Yazılı sınavdan 80 puan alan ama sözlü sınavda 68 alarak atama müracaatında bulunamayan bir başka okul müdürü ise “Yazılı sınavdan 80 puan alarak sınavı kazanan 5913 aday arasından 731. oldum. Ancak mülakatta baraj altında kaldım ve tercihte bulunamadım. Danıştay 5. Dairenin kararı ortaya çıkınca umutlandım. Çünkü çerçeve yönetmeliğin öngördüğü aritmetik ortalama ile atanma fırsatı doğdu. Görevde yükselme meslek hayatında her insanın tatmak istediği bir duygu. Ben de bu nedenle mahkeme kararının uygulanmasından sonra artık şube müdürü olacağım sevincine kapıldım. Ancak aradan geçen zaman hem umutlarımı söndürdü hem de ülkemde artık mahkeme kararlarının uygulanmadığı gerçeğini görmeme sebep oldu. Yeniden Büyük Türkiye bu olmasa gerek…”

Oysaki Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında ‘idare mahkemesi kararları hiçbir suretle değiştirilemez ve bunların yerine getirilmesi geciktirilemez’ deniyor. MEB, 30 gün içerisinde mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmek zorunda iken yargı kararlarını hiçe saymakta ve yargı kararlarının gereğini yerine getirmemektedir.

Hikaye burada bitmiyor. Türk Eğitim Sen tarafından açılan ve 1709 atamanın tamamının iptalini isteyen dava 25 Kasım 2014 tarihinde sonuçlandı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vererek 1709 atamanın hukuksuz olduğunu belirtti. Ancak MEB, bu mahkeme kararını da uygulamadı. Üstelik bu mahkeme kararını bypass etmek için 19 Ocak 2015 tarihli bir kanun teklifi ile Üçüncü defa  1709 hukuksuz atamayı kanun yoluyla koruma yoluna gitti.Mahkeme kararına karşı bakanlığın itirazı üzerine Ankara Bölge İdare mahkemesi Daha önce aynı konu üzerine vermiş olduğu kararların tam tersine bakanlığı haklı görerek yürütmeyi durdurmayı kaldırmıştır.Ama dava esastan Ankara 17. İdarede görüşülmeye devam etmektedir.İlgili Danıştay daireleri kararlarına göre ölü doğmuş yok hükmündeki atamalar esastan iptal edilecektir.

Pekala Çözüm nedir? Çözüm Yazılı sınavı geçen 5900 şube müdürü adayı; Bakanlığımızdan 1709 atamayı Türk Milleti adına karar veren bağımsız mahkemelerin kararları doğrultusunda iptal etmelerini ve 1709 atamaya ek olarak rotasyon sürecinde emekli olan ,1709 atamaya açılmayan ve halen görevlendirme olarak çalışılan yaklaşık 1000 civarında şube müdürü kadrosuyla birlikte 1709 atamayı 2709 veya daha fazla olarak tercihe açmalarını ve en kısa zamanda yeniden tercihler alınarak atamaların yenilenmesidir.

Şayet 1709 kadro arttırılamıyorsa; aritmetik ortalama ile tekrar yapılacak yeni atama sürecinde atanamayacak yaklaşık 200 civarında şube müdürü(Bakanlığımız bu sayıyı net olarak bilmekte) ve mülakatı geçerek atama bekleyen binlerce şube müdürü adayı için halen görevlendirme olarak çalışılan yaklaşık 1000 civarında şube müdürü kadrosu açılarak en kısa zamanda 2. Bir atama yapılabilir.

Bu hikaye asla bitmeyecek gibi görünüyor. Çünkü bu zaman zarfında yeni mahkeme kararları çıkmaya devam ediyor. Ancak MEB hiçbir mahkeme kararını uygulamamaya ant içmiş gibi davranıyor.

Son olarak da Aktif Eğitim Sen tarafından açılan bir davanın sonucunda da Ankara 9. İdare Mahkemesi 1709 atamanın tamamını iptal etti.

Yeni Türkiye yolunda gerçekleştirilen bu hukuksuzluklara DUR diyecek bir YİĞİTvardır elbette.

Yargı kararlarının gereğini yerine getirmemek ise suçtur. Milli Eğitim Bakanlığı bu suçu  06 Mart 2014 tarihinden bu yana işlemeye devam etmektedir.

MEB ŞUBE MÜDÜRÜ ATAMASI MAĞDURLARI PLATFORMU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum