MEB, Yönetici Soykırımı Yapmıştır

MEB, Yönetici Soykırımı Yapmıştır

MEB, Yönetici Soykırımı Yapmıştır

14 Mart 2014 tarih ve 28941 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22.maddesi ile 652 sayılı KHK’nın 37.maddesinin 8. Fıkrası değiştirilerek, Okul ve Kurum Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürü’nün teklifi üzerine Vali tarafından 4 yıllığına görevlendirilecektir. Bu görevlendirmeler ise; 10 Haziran 2014 tarihli Resmi Gazete’de Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin yönetmelik ile belirlenmiştir. Yayımlanan yönetmelik ile görevlendirme takvimi ve kılavuz yayınlanmış ve süreç başlamıştır.

Dört yıllık görev sürelerini dolduran okul ve kurum yöneticileri 100 puan üzerinden değerlendirmeye tabi tutulmuş ve 21 Ağustos 2014 tarihinde puanları açıklanmıştır. Yapılan değerlendirmede 75 puan ve üzerinde puan alanların görevlendirmeleri uzatılmış, bu puanın altında kalanların ise yöneticilik görevleri sona erdirilmiştir.

Ehliyet, liyakat vb. objektif ölçüleri terk ederek siyasi/sendikal bir uygulama bizi yanıltmamıştır. Değerlendirme sonuçlarına göre; torpili olan, iktidara yakın duran, malum sendikaya üye olan okul yöneticilerine yüksek puan verilmiştir. Öğretmen, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrenci değerlendirmesinden tam puan ya da yüksek puan alan okul yöneticilerinin büyük bir kısmı her ne hikmetse ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürlerinden çok düşük puanlar almıştır. Bunun tersi de yaşanmış, mesai arkadaşlarından düşük puanlar alanlara da- şayet yandaş ise- ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürleri tarafından yüksek puanlar verilmiş, bu kişilerin 75 puan almaları sağlanarak, görev süreleri uzatılmıştır.

MEB’in demokrasi iddiası da gerçeğe aykırı çıktı. Puanlamada öğretmen ve diğer paydaşlara sadece %40 etki hakkı ile etkisizleştirildi. Okulun paydaşları etkisizleştirilirken siyaseten atanan ilçe MEM yetkililerine %60 puan ile sonucu belirleme hakkı verildi.

Açıklanan listedeki isimlere bakıldığında bazı isimler çok dikkat çekmektedir. Bir yıl önce Milli Eğitim Bakanının elinden kalite beratı alan okul müdürleri sadece onurlu duruş sergilediğinden dolayı başarısız ilan edilmiştir. Bunun yanında görevi sırasında soruşturma ile üç defa görevinden uzaklaştırılan isimlerin listede olduğu görülmektedir.

MEB Yasası zaten kazanılmış hakları ve sosyal statüleri yok eden bir yasadır. Bu yasanın akabinde çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği’nin de ucube olduğunu ilan etmiş, yönetmelikte yer alan hususların eğitim hayatımızda ciddi bir kaosa yol açacağı aşikardır. Hukuku yerle bir eden, kazanılmış hakları bir gecede insanların ellerinden alan bu yasa ve yasanın getirdikleri Türk milli eğitim tarihi için utanç vesikasıdır.

On binlerce yöneticinin görevinden alınması okulların açılması ile birlikte kaos yaşanmasına neden olacak, kariyer ve liyakat gözetmeksizin yapılan görevlendirmeler okullarımızda iş barışını bozacak ve eğitimin niteliğini daha da düşürecektir.

MEB devletin bir kurumu olarak yetkilerini adaletli kullanamamış kendine olan güveni maalesef sarsmıştır. Tabir yerinde ise MEB yönetici soykırımı yapmış insanlık suçu işlemiştir. Bunun yanında, bir şey unutuldu ki: değerlendirilen yöneticilerin ailesine, sosyal çevresine bu haksız değerlendirmelerin yansımaları nasıl olacak? Yönetici anne ve babalar, ailelerine dürüst çalışmanın, işini doğru yapmanın önemini, kazanımını nasıl anlatacak ?

Değerlendirme sonuçları açıklandığımda Sosyal medyaya yansıyan bir okul müdürünün çocuğunun düşünceleri ve babasının cevabı sanırız anlatacaktır her şeyi;
‘’Birçoğunuz iş hayatından tanıyorsunuz. O benim babam. Bir kez daha gururla söyleyebiliyorum bunu. Bazı zamanlar oldu bizi ailemizi ihmal etmek zorunda kaldı. Okulunun başında öğrencilerinin yanında oldu. Yılbaşı geldi yurtta kalan ailesinden uzak öğrencilerinin yanında oldu. Onları hiç bırakmadı. Başarılarıyla sevindi üzüntüleriyle üzüldü. Yeni yapılan okulunun inşaatında bile çalıştı. Yazın herkes tatil yapıp yanarken benim babam okulun inşaatı başında durduğu için yandı. Zaten az olan tatillerimiz babamın elinde sürekli telefon okulun hiç bitmeyen işlerini konuşarak geçti. Hiçbir zaman tatilini bir gün dahi uzatmadı.

Okulunun öğrencilerinin başarılarını anlatırken gözlerinin içi güler benim babamın. O kadar âşıktır işine. Sizin verdiğiniz 64 puana da ihtiyacı yok. Onun başarılarını siz ödüllendiremezsiniz zaten. O işini hep sevdi hep sevecek. Yeter ki sağlıklı olsun hep yanımızda olsun. Nerede olursan ol başarıların eğitime olan katkıların hep devam edecek biliyorum canim babam. Ve ailen olarak her zaman yanındayız.’’ Babanın cevabı ise:

“Mefkûremiz göklerde dalgalanan bir sancak.
Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak.’’

EYUDER olarak sayın bakanın ve müsteşarının hiçbir sendikal ya da siyasi etkide kalmadan herkese eşit mesafede ve her kesimi dinleyerek uygulamaları hayata geçirecekleri söylemini hatırlatır ve sözlerinde durmalarını isteriz. MEB’in telafisi mümkün olmayan yaralar açacak ve eğitimcilerin vicdanında RED gören bu uygulamanın derhal uygulamadan kaldırılarak tüm tarafların kabul göreceği ve eğitim sistemine katkı sağlayacak bir sistemin kurulacağı çalışmayı başlatmasını temenni ediyoruz.

EYUDER Yönetim Kurulu

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.