MEB'de eğitime hazırlık dönemi

MEB'de eğitime hazırlık dönemi

Öğretmenler bu yıl göreve 1 Eylül 2014 Pazartesi başlıyorlar. 2012'de Cumartesi'ne, 2013'te ise Pazar gününe denk gelen 1 Eylül aynı zamanda Dünya Barış Günü...

Öğretmenlerin 2014-2015 için okula başladıkları bu günde eğitim-öğretim sürecinde neler var bir bakalım.

Böylece Dünya Barış gününde kurumsal barışı sağlayabilmiş miyiz bir görelim.

Kurumsal barıştan söz edebilmemiz için kurum paydaşlarının çatışma değil çalışma halinde olmaları, sorun değil çözüm, kaos değil sistemli işleyiş gerekir.

Eğitimin en önemli paydaşı olan öğrenciden başlayalım.

Klasik sorunların yanı sıra bir grup akil insan tarafından icat edilen TEOG yerleştirme ve Nakil sistemi ileevlerinden kilometrelerce uzak kalan öğrenciler nakil sistemi ile de istedikleri yerlere gidemiyorlar.Bununçözüm olamayacağını söylediğimizde bize inanmayanlar maalesef yanıldılar. Keşke biz yanılsaydık da 1,3 milyon öğrenci her hafta okullara taşınıp nakil dilekçesi vermek zorunda kalmasaydı. Her hafta en az 1 milyon dilekçe demek 5 haftada 5 milyon kağıt demek... bunun dahi önüne geçemedik teknoloji çağında. Dinlenmedi önerilerimiz.

Daha yolun başındayız asıl kavga okul açılınca kopacak, kalabalık sınıflar ikili eğitimler ortaya çıkınca...

Lise son sınıf öğrencilerine sınav hakkı verildi çocuklar bugün kayıt olmaya gidecekler fakat mezun değiller. Bakanlığa bu hafta yapın sınavları, öğrenci var, öğretmen var neden okul açılınca yapıyorsunuz? O hafta okulların en sorunlu haftası dediysek de nafile... Nato kafa nato mermer...

İşte bu yüzden öğrenci yönünden de barış yok Dünya Barış Gününde...

300bine yakın öğretmenin atama beklediği MEB'de bu dönemde alınacak 40 bin öğretmen için maalesef meclisin gazabı ile karşı karşıya kaldı MEB. Çünkü MEB'in tüm bürokratlarının yanı sıra bakan ve dönemin başbakanı dahi Ağustos'ta atamadan söz etmişlerdir. Oysa ki meclisi tatil eden milletvekilleri öğretmen atamalarını unutmuşlardı. Şimdi de geçici çözümlerle öğretmen ataması ile ilgili madde bir an önce geçsin diye konuşuluyor fakat o yasada yer alan başta taşeron sistemi, Soma mağdurları olmak üzere bir çok kişiyi ilgilendiren konulardan öğretmenleri ayrı tutmak onlara haksızlık olur. Bu nedenle en kısa sürede torbanın tamamı üzerinde uzlaşma aranmalıdır.

Yani atama bekleyen öğretmenler açısından kaos söz konusu ve barıştan söz etmek mümkün değil.

Zorunlu hizmette çakılı kalan öğretmenler var zorunlu hizmet görevleri bittiği halde... Bunlara çözüm bulmak yerine aynı yöntemlerle sorunu çözmeye çalışıyor MEB. Sorun ortaya koyulmadan yapılan çözüm arayışları maalesef hüsranla sonuçlanıyor. Umarız bugün başlayacak 2. İller arası yer değiştirmede maksimum kadro açılır ve bir nebze merhem olunur yaraya...

Zorunluda çakılı kalanlar için de barış yok MEB'de...

İl içi özür grubu mağdurlarına da çözüm bulamadı söz verenler... Bu yüzden onlarda da barış yok...

Bir de öğretmene rotasyon fısıltısı başlayıp torbaya madde eklenince tüm öğretmenler tedirgin edildi ve bu tedirginlikle başlıyorlar yeni yıla... Bu nedenle görevdeki öğretmenlerde de barış yok... (uyaralım torba il içi il dışı yetkisi veriyor.)

Okul müdürlerinden 8 bin tanesinin görevine kayırmacı bir yaklaşımla son verildi. Böyle bir kıyım söz konusu iken barıştan söz edilebilir mi?

Bunların yanında okul müdür yardımcısı ve başyardımcılarının görevleri sona erdi yeni görevlendirilecek müdürler isterler mi istemezler mi belli değil. Öğretmen olarak nereye atanacakları da belli değil. Örneğin Edirne'de Sınıf öğretmenliğinden görevine son verilen yöneticilere kadro bulmak mümkün değil çünkü sınıf öğretmeni fazlası var okullarda...

Yani kırılan, dökülen, kıdemleri, kariyerleri hiçe sayılan iki kuruş menfaate satılan yöneticiler için de barış yok MEB'de...

Şube müdürlerine bakıyoruz rotasyona giden ayrı mağdur yeni atananlar ise yargı kararı gereği tedirgin. Ne olacak halimiz diye düşünürlerken müsteşarlık makamı yargı kararını hiçe sayarcasına açıklama yaptı ve işinize devam edin dedi.Sınavı başarıp atanamayanlar ise ayrı beklemede ne olacak halimiz diye...

Şube Müdürlüğü konusunda yargı kararı ile kavga hali söz konusu iken barıştan söz etmek mümkün mü?

İlçe müdürlerinin tamamının görevine son verilirken kariyer liyakat gözetilmeden yenileri görevlendirildi. Onlarda aranan kriterleri bizim söylememize dahi gerekyok ama onlar bile tedirgin asalet alabilip alamayacakları kuşkusuyla...

İl müdürlerinin bir kısmına asalet verildi. Diğerleri ise halen bekliyorlar...

İl Milli Eğitimlerde iş bilen yönetici kalmadı... Taşıma suyla değirmen döndürülüyor. Kimisi paralel bahanesiyle kimisi siyasi, kimisi de sendikal yaklaşımlarla görevden el çektirildiler ve yerlerine atananlar koltuğu dolduramadığı için bu kritik dönemde sahipsiz kaldı bu koltuklar...

İşte bu durumda giriyoruz eğitim öğretim yılına...

Hal böyle iken barıştan söz etmek mümkün mü acaba?

MEB'de barış olabilmesi için MEB'in;

-Keyfiyetle değil kurallarla yönetilmesi,

-Kayırmacılığın değil kariyer ve liyakatin ön plana çıkması,

-Bürokratın değil hukukun üstünlüğünün esas alınması,

-Öğrenci, veli, öğretmen ve bürokratın geleceğini görmesi, günlük karar ve kurallara maruz kalmaması,

-İnsanların hakları hukukları çiğnenerek, kuralı arkadan dolanıp amaca hizmet içindüzenlemeler yapılmaması,

Gerekir...

Yani demokratik hukuk devleti kurallarının geçerli, aktif kılınması, saygı duyulması gerekir barış için...

İşte o zaman tek yürek olunur bir kurumda ve işte o zaman tam verim alınır eğitimden... Ve işte o zaman barış olur, kardeşlik olur, sevgi olur, saygı olur... Yani BARIŞ olur.

Dünya Barış Günü kutlu olsun... MEB'de en kısa zamanda kurumsal barışın sağlanması ümidiyle...

Maksut BALMUK

Öğretmen

Memurlar.Net - Özel

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.