Memura Ek İş Hakkı

Memura Ek İş Hakkı

Hizmet sektörünün büyümesi ve bu sektördeki kâr oranının üretim ve ticaret sektörünün önüne geçmeye başlaması küresel sermayenin başta eğitim, sağlık, enerji hizmetleri olmak üzere memur sendikacılığının faaliyet gösterdiği alanlara yönelmesine yol açmışt

 Hizmet sektörünün büyümesi ve bu sektördeki kâr oranının üretim ve ticaret sektörünün önüne geçmeye başlaması küresel sermayenin başta eğitim, sağlık, enerji hizmetleri olmak üzere memur sendikacılığının faaliyet gösterdiği alanlara yönelmesine yol açmıştır. İçinde bulunduğumuz dönemde üretimden, ücretlendirmeye kadar her alanda yeni bir yapılanma söz konusudur. Bu süreç hükümetlerce de iş yasalarının esnekleştirilmesi çabalarıyla desteklenmektedir.

    Bu bağlamda düşünüldüğünde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun hem iş güvencesi hem de toplu sözleşme ve grev hakkıyla birlikte yürürlükte olmasının dünyada bir örneğinin olmadığı ülkemizdeki siyasi merciler tarafından zaman zaman ifade edilmekte ve kamuoyu bu düşünceye hazırlanmaktadır. Anayasa referandumunda memura grev hakkının referandum paketine konulmamış olmasını da bu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir. Son yapılan Toplu Sözleşme Görüşmelerinde, Hükümetin öğretmenlerin çalışma saatlerini, aldıkları ücreti, tatillerini kamuoyu önünde tartışmaya açmak yönünde bir politika izlemiş olması, bizlere önümüzdeki sürecin de bir kamuoyu oluşturma mücadelesi şeklinde geçeceği hakkında yeterli bir ipucu vermektedir.

      Kamuoyuna sızan ya da kamuoyunu psikolojik olarak hazırlamak amacıyla sızdırılan yönüyle kamu personel sistemindeki yeni değişikliklerle kamu işçilerine uygulanan esnek çalışma modelinin 2,5 milyon memuru da içine alacağı, kamuda işçi-memur ayrımının kalkacağı, uygulamanın önce pilot uygulamalar şeklinde başlayacağı gibi hükümler içerdiğini görüyoruz.

Buna göre; 657 sayılı yasadaki memurun tanımı değişecek. Memurun iş güvencesi ortadan kaldırılacak. Böylece memurların da işçiler gibi işten çıkarılmaları mümkün olacak. Memur en önemli güvencesinden yoksun bırakılacak.

    Sızdırılan taslakta; “Memurların yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, bu madde uyarınca tespit edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı olmaksızın çalışabilmeleri mümkündür.” denilerek esnek çalışmanın yolunun açılmasının amaçlandığını görüyoruz.

Bu madde ile evde çalışma, uzaktan çalışma, iş paylaşımı ve esnek zaman modeli gibi esnek çalışma yöntemlerine imkân sağlayacak düzenlemelerin önü açmaktadır.

Söz konusu düzenleme ile Devlet, sektör itibari ile uygun bulunan bazı hizmet alanlarında memuruna evde çalışma olanağı sunarak işveren olarak binanın, boya, badana, bakım, işletim, elektrik, su, ısınma, hizmetli personel, donanım, sarf malzemeleri v.b. giderlerinden kurtularak kâr'a geçerken; kısa vadede belki de bu duruma sevinecek olan memur uzun vadede part time çalışan durumuna düşerek yarı işsiz ve daha az gelire sahip bir duruma düşebilecektir.

Tahminlerimize göre bu acı reçeteyi memura yutturabilmek için tatlandırıcı olarak ta içeriğine ‘'memura ek iş hakkı'' gibi görüntüde memuru memnun edecek gerçekte onu ek iş yapmaya mecbur bırakacak düzenlemelerin de yer almasını bekliyoruz.

Yine 2009'da Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL tarafından veto edilen ''özel istihdam bürolarının geçici iş ilişkisi kurmasına yönelik gerekli mevzuat çalışmalarının'' da  tamamlanmasını bekliyoruz.

Ayrıca; uyarı veya kınama cezası öngörülen fiillerin çoğunun, maaştan kesme,  kademe ilerlemesinin durdurulması gibi daha ağır cezalara dönüştürülüp, iki kez kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan memurun görevine son verilmesi düzenlemesi getirilerek memurun görevden çıkarılmasının kolaylaştırılabilmesinin de önünün açılabileceği beklenmektedir.

Bakan Faruk ÇELİK'in bir TV kanalında; "Nitelikli memur hep İstanbul'da, Ankara'da ve Bursa'da mı olsun? Neden Edirne'de, Diyarbakır'da veya Erzurum'da olmasın? Bu ciddi sorun. Mevcut yasa, bölgeler arası hizmet farklılıkları doğuruyor. Ayrıca bir diğer sorun da üst düzey bürokraside. Mesela ben bakan olarak, istediğim genel müdür veya müsteşarla çalışamayacakmıyım?" şeklindeki ifadeleri de memurlarda geniş çaplı bir rotasyon endişesini beraberinde getirmektedir.

 

Yeni sistemde memurun verimliliğini artırmaya yönelik performans sistemine geçilmesi ve beraberinde memur maaşlarında derece-kademe sisteminden vazgeçilmesi bekleniyor. Bu konuda hangi objektif kriterlerin ortaya konulacağı da kamuoyunun şüpheyle yaklaştığı bir konudur.

     ‘'Yeri değiştirilen bürokrat mahkemeye başvurup geri dönemeyecek.'' Deniliyor. Burada da temel hukuk ilkeleri ne olacak? Diye sormadan edemiyoruz.

 

            Mevcut sistemin hantal olduğunda şüphe yok. Ancak çözüm; çalışanları rakamlardan ibaret gören bir model değil; onlarında bir insan aynı zamanda bir vatandaş olduğunu varsayan ve onların da mutluğunu önemseyen, çalışma örgütlerini sürecin bir parçası kabul eden bir yolda aranmalı.

     Önümüzdeki dönemde memur sendikalarının bu konuda daha ziyade kamuoyu önünde mevcudu savunma pozisyonunda bırakılmak istendiğini düşünmekteyiz. Memur sendikaları bu anlamda kamuoyu nezdinde önemli bir sınavla karşı karşıya ve tabii memurlarda…

 

Celal DEMİRCİ / memurlar.biz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.