Ödülü çok cezayı az verin

Ödülü çok cezayı az verin

Çocuklara verilen ödül, cezadan fazla olmalı, aile olumlu davranışa odaklanmalı. "Aferin" demek, onlara sarılmak ve erken yaşlarda kazandırılan davranışlar gelecekte verilecek cezaların da önüne geçiyor.

Nuran ÇAKMAKÇI

Ceza ve ödül vermek çocukların yaş ve özelliklerine göre değişiyor. Uzmanlar aileleri özellikle "Fiziksel ve psikolojik şiddet" türü cezalara karşı uyarıyor. Dayak, karanlık oda, banyoya kilitlemek, küsmek gibi davranışlardan uzak durmalarını tavsiye ediyor. Eğitimcilere göre, çocuğun sevdiği bir şeyden kısa süreliğine mahrum bırakılması gibi küçük cezalar verilebilir. Örneğin, parkta veya bilgisayar başında kalma süresi kısıtlanabilir.

Ödüller devamlı maddi yönlü olmamalı. Çocukları sık sık alkışlamak, onlara "aferin" demek, sevgi sözcükleri kullanmak, sarılmak da gerekiyor.

"Kararlı ve tutarlı olun" diyen Ankara Üniversitesi Psikoloji bölümünden Prof. Dr. Gülsen Erden ile uzman psikolog Ekin Özkök Kayhan ödül ve ceza konusunda aileleri uyarıyor:

Unutmayın, çocuk ailenin davranışlarını örnek alır. Anne baba tarafından verilen her tepkiyi ödül veya ceza olarak algılayabilir. Örneğin, küfür eden bir çocuğa gülmek ya da bunu başkalarına tebessümle anlatmak onun için "istenmeyen, olumsuz" bir davranışın onaylandığı anlamı taşır. Ayağı takılıp yere düşerek üstünü kirlettiğinde ise "Beceriksiz, önüne bak, senden başka düşen oldu mu?" gibi sözler de kötü bir ceza türüdür. Böyle bir durumda yapılması gereken, olayın çocuğa bir zarar verip vermediğini anlamak ve eve dönüldüğünde televizyon gibi eğlendirici aktivitelerden bir süre uzak kalmalarını sağlamak. Ayrıca kuralları yaşa göre belirlemek, alınan kararlarda tutarlı olmak gerekiyor.

Yaramazlık yapanla, resim çizene aynı ilgi gösterilmeli

Ödül, cezadan fazla olmalı. Çocukların hatalı ve istenmeyen davranışlarına odaklanmak yerine olumlu yanlarına daha fazla bakmalı. Yaramazlık yapan bir çocukla ne kadar ilgilenirseniz, resim çizene de bu oranda ilgi gösterin. Örneğin, "Aferin, vaktini kitap okuyarak, resim çizerek değerlendiriyorsun" diyebilirsiniz. Oyuncakları kendiliğinden topladığında, ders çalıştığında da güzel söz söyleyin.

Yetişkinler erken yaşlardan itibaren çocuklara bu tür yaklaşımlar sergilediğinde gelecekte karşılaşılabilecek cezanın önüne geçer. Ayrıca, çocuklar küçük yaşlardan itibaren gözlemleyerek öğrendikleri için kuralların açık, net olması gerekiyor. Bunlara uymamaları halinde ise sonuçları hakkında uyarın. Anne baba uygulanacak davranış için de model olmalı. Yetişkinler saldırgan tutumlardan, öfkeli sözlerden de uzak durmalı.

Aile olarak ödül ve cezaya odaklanmayın. İyi değerlendirme yapın. Çocuğun hoşuna giden bir nesne veya durumun bir süre ortadan kaldırılması çözüm olabilir.

Cezayı ertelemeyin

Kardeşine zarar veren bir çocuğu akşam babasına söylemek yerine o an gerekeni yerine getirin. Ancak bunları yaparken sevgi ve temel ihtiyaçlar üzerinden değerlendirmeyin. Yani "Bunu yaparsan senin annen olmam" gibi sözlerden kaçının. Disiplin ve çocuğun gelişimi açışından anne babanın her yanlışı affetmesi de doğru değil. Fazla hoşgörü göstermemeli. Bu durumda çocuk kurallara uyumamayı öğrenir. Örneğin "Annem bana kıyamaz. Şimdi bu yemeği yemezsem odana git der, ama yatmadan önce köfte patates yapar ve bana getirir" gibi bir düşünce gelişebilir. Belirli sınırlar konulmadığında okul, yemekhane, sinema, spor gibi alanlarda kurallarla karşılaşıldığında sosyal hayata uyumda problem çıkabilir. Sabretmeyi öğrenmediklerinde arkadaşlarıyla sorun yaşayabilir. Bunun için kuralların çocuğun gelişim düzeyine uygun, anne babanın da yerine getirdiği biçimde olmalı. Aksi durumda ilgisiz, başıboş, önemsenmediğini düşünen mutsuz çocuklar yetişir.

Unutulmaması gerekenler

Anne baba tutumunun çocuk için örnek olduğunu bilin.

Bugün "hayır" dediğiniz bir davranışa yarın gülerek tepki vermeyin.

Tutarlı ve kararlı olun.

Kurallara başkalarının müdahale etmesine izin vermeyin.

Aşırı hediye almayın. Pekiştirilmesi istenen ve olumlu davranışların ödüllendirileceğini unutmayın.

Çocuğun küçük şeylerle mutlu olmasını sağlayın.

Paylaşarak öğretin.

Fiziksel ve duygusal şiddet içeren cezalardan uzak durun.

Onu sevilmemekle asla tehdit etmeyin.

Başka çocuklar ve kardeşleriyle kıyaslamayın.

"Beni üzdün, başımı ağrıttın" gibi sözlerden kaçının.

Ödüllendirirken nelere dikkat edilmeli?

Ödül, istenilen davranış olduğunda hak edildiği belirtilerek çocuğa verilmeli.

Olumlu davranışın oluşması için ödül ilk zamanlarda daha fazla olabilir, daha sonra seyrekleştirilmeli.

Oyuncak, çıkartma, dondurma gibi maddi değeri olanlar manevi ödüle dönüştürülmeli.

Çocuk yaptığı davranışın doğruluğunu hissetmeli. Bir dersten başarı elde ettiğinde dondurma kazanması, ya da aferin denilmesinin ötesinde "Başardım, ben yapabildim" gibi duyguları yaşamayı öğrenmeli.

Anlamını yitirmemesi için devamlı aynı ödül türü yerine farklı seçenekler sunulmalı.

Yaşı ve kişiliğine uygun olmalı. 2 yaşında uzaktan kumandalı araba ya da tablet, 7-8 yaşında motosiklet, 17-18 yaşında araba ile ödüllendirilirse bir çocuk genç yaşlarda daha büyük beklenti içine girebilir. Doyumsuz ve mutsuz olur. Bu nedenle ödüller beklenen ve başarılan davranışlarla uyumlu olmalı.

Maddi olanlar ailenin birlikte paylaşabileceği nitelikte olabilir. Sinema, spor, anneyle kek yapmak gibi.

 

VELİ REHBERİ

5 SONU 5 CEVAP

Çocukta takıntı

Çocuklarda takıntı konusundaki soruları Dokuz Eylül Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orçun Yorulmaz anlattı.

1) Çocukta takıntı oluşmasının nedenleri neler?

- Bu durum çocuklarda daha çok kendini güvende hissetme isteğiyle ortaya çıkıyor. Kaygılar da etkili olur. Kontrollü olmak için, rahatsız edici bir düşünce, tehdit veya davranışlara karşı savunma mekanizması geliştiriliyor. Rahatlama isteği veya yaşanılan bir travma diğer nedenler arasında.

2) Hangi davranışlar takıntı olarak tanımlanabilir?

- Genelde görsel olarak algılanabilen, belirgin biçimde gözlemlenebilen, sıradışı davranışlar bunların başında gelir. Örneğin, çizgilere basmamak, bir yere dokunmamak, aşırı titiz olmak, dolapları kontrol etmek gibi. Ayrıca belirli sayıları, harfleri sürekli tekrar etmek, aynı giysileri giymek de olabilir. Ancak bu tanının konulması için davranışın çok sık ve abartılı olması gerekir.

3) En çok hangi yaşlarda görülüyor?

- Takıntılara genellikle yetişkinlerde daha çok tanı konulurken erken yaşlarda da gözlemlenebilir. Çocukluktan kalan davranışlar bunda etkili olabilir. 5-6 yaşlarında da görülebilir.

4) Anne babanın tutumları nasıl etkili olur?

- Çocuklar gelişim süreçleri boyunca en yakınında olan insanları rol model olarak alır. En fazla vakit geçirdikleri anne ve baba bu nedenle oldukça önemli. Sergilenen her davranışı örnek alabilirler. Ailenin çocuğa verdiği aşırı sorumluluk veya sorumsuzluk, otorite de bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında kolaylaştırıcı olabilir. Örneğin ateşle oynayan, sonucunda yaşadığı olayda travma geçiren bir çocukta, buna karşı bir takıntı gelişebilir.

5) Aileler nelere dikkat etmeli?

- Burada tanı konulması için normal ile anormal davranış arasında farklılık ve süreklilik olmasına dikkat edilmeli. Bu yönde davranışlar herkeste görülebilir. Ancak çevresindekileri rahatsız edici nitelikte olursa, çocuğun yaşam kalitesini bozarsa sorun var demektir. Ailenin burada yapması gereken öncelikle gözlemlerin tekrarını teyit etmeleri. Bir süre bu rahatsızlığı gidermek için çocukta dikkati başka yöne verebilirler. Daha sonra aşamalı olarak küçük adımlarla yetişkin kontrolünde davranışın üzerine gidilebilir. Çocukla birlikte ona örnek tutumlar geliştirilebilir. Ancak çözüm konusunda bir ilerleme yoksa, dirençle karşılaşılan bir durumda uzmandan destek alınabilir.

Hürriyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.