Öğretmenler Mülakatlara İtiraz Ediyor

Öğretmenler Mülakatlara İtiraz Ediyor

Sadece coğrafyaların değil, tarihin de kesişim noktasında bulunan ülkemizde var olmak için yüksek bir bilinçle sürekli uyanık olmak gerektiği, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimiyle daha iyi anlaşılmıştır. Hiçbir etik ve insani kaygısı olmayan şer odakların

Bilindiği üzere, MEB tarafından 03/08/2016 tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu yönetmelikte, sözleşmeli öğretmen adayları arasından KPSS puan sıralamasına göre en yüksek puan alandan başlamak üzere, alanlar için belirlenen kontenjan sayısının üç katı adayın sözlü sınava çağrılacağı, sözlü sınavda 100 üzerinden 60 ve üzerinde puan alanların başarılı sayılacakları ve sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkına sahip olacakları düzenlenmiştir.

Bahsi geçen Yönetmelik doğrultusunda, MEB tarafından “Sözleşmeli Öğretmenliğe Başvuru Ve Atama Duyurusu” yayınlanmış, bu duyuruya göre, 5-8 Eylül 2016 tarihleri arasında sözleşmeli öğretmenlik için başvurular alınmış, 27 Eylül 2016 tarihi itibarıyla da mülakat işlemleri tamamlanmıştır.  Duyuruda yer alan takvime göre 28 Eylül 2016 tarihinde açıklanması gereken sınav sonuçları MEB tarafından bir gün gecikmeli olarak 29 Eylül 2016 tarihinde duyurulmuştur. 

Türk Eğitim Sen olarak sözlü sınav uygulamasına karşı olduğumuzu, sözlü sınav uygulamasının, denetimi neredeyse imkânsız olan ve uygulamada birçok haksızlığı beraberinde getiren objektiflikten en uzak sınav şekli olduğunu, bu uygulamanın geçmiş tecrübelerle de sabit olduğu üzere kariyer ve liyakate, eşitlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı, telafisi imkansız sonuçlar doğuracağını her fırsatta dile getirmekteyiz. Tamamen kişiye özel uygulamalara yol açan sözlü sınavların ne denli objektiflikten uzak olduğu, yıllardır sözlü sınavların iptali için açılan bireysel ve genel davalardan ve sonuçlarından anlaşılabilmektedir. Bakanlıkça yapılan yazılı sınavların büyük bir çoğunluğunda dahi hatalı sorular sebebi ile sınav iptalleri yaşanırken, sözlü sınavlarda ne gibi hukuki sorunların yaşanacağını kestirmek zor değildir. Bu doğrultuda, Türk Eğitim Sen olarak bahsi geçen Yönetmeliğe karşı ivedilikle açmış olduğumuz dava Danıştay nezdinde görüşülmektedir. 

Nitekim, sözleşmeli öğretmenlik sözlü sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, KPSS’de yüksek puan aldığı halde, kendisine sözlü sınavda düşük puan verildiği için haksızlığa uğradığını düşünen öğretmen adaylarının şikayetleri ardı ardına Sendikamıza ulaşmaya başlamıştır.  Yaşanan bu durum, Türk Eğitim Sen olarak mülakat uygulamasına karşı çıkmakla ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gözler önüne sermiştir. 

Bu süreçte sözlü sınavda düşük puan aldığı için haksızlığa uğradığını düşünen ve hakkını aramak isteyen sözleşmeli öğretmen adayları ne yapmalıdır?

Öncelikle, Sözleşmeli Öğretmenliğe Başvuru ve Atama Duyurusu’na göre, sözlü sınav sonuçlarına karşı, sınava girilen sınav merkezinin bulunduğu il millî eğitim müdürlüğüne 28-30 Eylül 2016 tarihleri arasında itiraz edilebilecektir. Dolayısıyla itiraz için son gün olan 30 Eylül 2016 tarihi mesai bitimine kadar itiraz dilekçelerinin il millî eğitim müdürlüğüne ulaştırılması gerekmektedir. İtirazın sonucu il millî eğitim müdürlüklerince itiraz sahiplerine duyurulacaktır.

Sözlü sınav sonucuna yapılan itiraza olumsuz cevap verilmesi halinde, bu itiraz sonucunun ilgililere bildirildiği tarihten itibaren dava açma süresi olan 60 gün içinde sözlü sınav sonucunun iptali için idare mahkemelerinde dava açılabilecektir.

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

 

 

“Yürütmeyi Durdurma Taleplidir”

 

 

 

 

DAVACI                               :Ad-Soyad                                         T.C.No:………….

                        Adres:………………..

 

DAVALI                               : Milli Eğitim Bakanlığı

                                              

T.KONUSU                          : Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda .......... puan alarak başarılı olmama rağmen; Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 03/08/2016 tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik uyarınca sözleşmeli öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonucunda tarafıma………….puan verilerek başarısız sayılma işlemine yaptığım itirazın reddine dair işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali talebinden ibarettir.

 

T.TARİHİ                             :……………..

 

AÇIKLAMALAR               :

 

  …………….Üniversitesi………………Fakültesi………..Bölümünden ……tarihinde mezun oldum. …………. tarihinde katıldığım Kamu Personeli Seçme Sınavından (KPSS) …………….. puan alarak başarılı oldum. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından …./…./….. tarihinde sözleşmeli öğretmen adaylarına yönelik yapılan sözlü sınava katıldım. Yapılan sözlü sınavda tarafıma  yönlendirilen sorulara doğru cevaplar vermeme rağmen, sözlü sınav komisyonu tarafından tarafıma……. puan verilerek hakkaniyetsiz bir şekilde sözleşmeli öğretmen olarak görevlendirilme hakkım elimden alınmıştır. Sözlü sınav puanına yapmış olduğum itiraz ise ………….İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından olumsuz sonuçlandırılmıştır. Dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından iptali hakkaniyet gereğidir. Şöyle ki;

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 03/08/2016 tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik’te, öncelikle kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde olmak üzere Millî Eğitim Bakanlığının boş öğretmen norm kadrosu bulunan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin “Başvuru şartları” başlıklı 5. Maddesinde; Sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere başvuruda bulunacaklarda, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartların yanında aşağıdaki özel şartlar aranacağı belirtilmiştir:

“a) Mezun olunan yükseköğretim programının, Bakanlığın öğretmenliğe atanacakların tespitine ilişkin kararına göre atama yapılacak alana uygun olması,

b) Öğretmenliğe kaynak teşkil eden yükseköğretim programlarından mezun olanların ihtiyacı karşılamadığı alanlara atanacaklar hariç, Bakanlıkça uygun görülen pedagojik formasyon eğitiminin başarıyla tamamlanmış olması,

c) Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olanların, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca yükseköğrenimlerinin ve/veya pedagojik formasyon belgelerinin yurt içindeki yükseköğretim kurumlarına veya programlarına denkliğinin kabul edilmiş olması,

ç) KPSS’den, atanacakları alanlar için belirlenen taban puan ve üzerinde puan almış olması,

d) Devlet memurluğundan veya öğretmenlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir ceza alınmamış olması.”

Aynı Yönetmeliğin “Sözlü sınav” başlıklı;

MADDE 12 – “(1) KPSS sonucunda her alan için oluşan puan sıralamasına göre en yüksek puan alandan başlamak üzere, alanlar için belirlenen kontenjan sayısının üç katı aday sözlü sınava çağrılır. Son sıradaki adayla aynı puana sahip olan adaylar da sözlü sınava çağrılır.

(2) Sözlü sınav, Bakanlıkça sözlü sınav komisyonu oluşturulması öngörülen sözlü sınav merkezlerinde yapılır.

(3) Sözlü sınava girmek isteyenler, tercihleri de dikkate alınarak belirlenen sözlü sınav merkezlerinden birinde sözlü sınava alınır.

(4) Sözleşmeli öğretmenliğe atama için yapılacak sözlü sınava katılmaya hak kazanan adaylar, sözlü sınav komisyonunca yüz tam puan üzerinden değerlendirilir. Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılır ve sözleşmeli öğretmenliğe atanmak üzere tercih yapma hakkına sahip olur.” Şeklindedir.

Bahsi geçen Yönetmelik doğrultusunda, MEB tarafından “Sözleşmeli Öğretmenliğe Başvuru Ve Atama Duyurusu” yayınlanmış, bu duyuruya göre, 5-8 Eylül 2016 tarihleri arasında sözleşmeli öğretmenlik için başvurular alınmış, 27 Eylül 2016 tarihi itibarıyla da mülakat işlemleri tamamlanmıştır.  Duyuruda yer alan takvime göre 28 Eylül 2016 tarihinde açıklanması gereken sınav sonuçları MEB tarafından bir gün gecikmeli olarak 29 Eylül 2016 tarihinde duyurulmuştur.

Yönetmeliğin 13. Maddesinde, sözlü sınav sonuçlarına, sonuçların açıklanmasını takiben duyuruda belirtilen süre içinde sınava girilen sınav merkezinin bulunduğu il millî eğitim müdürlüğüne itiraz edilebileceği düzenlenmiştir. Bakanlık tarafından yayınlanan duyuruda yer alan takvimde ise sözlü sınav sonuçlarına ilişkin itirazların 28-30 Eylül 2016 tarihleri arasında alınması öngörülmüştür.

          Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 29 Eylül 2016 tarihinde sözlü sınav sonuçlarının duyurulması ile birlikte, katıldığım sözlü sınavda tarafıma haksız yere ……….puan takdir edildiğini öğrendim. Bunun üzerine duyuruda belirlenen itiraz süresi içinde itiraz dilekçesi vererek sözlü sınav sonucuna itiraz ettim. Ancak, ………….İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından itirazıma olumsuz cevap verilmiştir.

Sözlü sınav, denetimi neredeyse imkânsız olan ve uygulamada birçok haksızlığı beraberinde getiren objektiflikten en uzak sınav şeklidir.  Yazılı sınava girerek mesleki yeterliliğini kanıtlamış olan kişilerin ayrıca bir de sözlü sınava tabi tutulması ve sadece sözlü sınav sonucunun esas alınarak sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edileceklerin tespit edilmesi, en ehil kişinin belirlenmesi amacı taşıyan yazılı sınavların bertaraf edilmesi anlamını taşımaktadır.

Bu durum kişilerin yazılı sınavdan aldıkları puanların önemini yitirerek, tamamen sözlü sınava dayalı bir eleme sistemini ortaya çıkarmaktadır. Yani yazılı sınav sonucu tamamen devre dışı bırakılarak, sözlü sınav komisyonunun takdir ettiği puanlar üzerinden görevlendirmeler yapılacaktır. Tamamen kişiye özel uygulamalara yol açan sözlü sınavların ne denli objektiflikten uzak olduğu, yıllardır sözlü sınavların iptali için açılan bireysel ve genel davalardan ve sonuçlarından anlaşılabilmektedir. Bakanlıkça yapılan yazılı sınavların büyük bir çoğunluğunda dahi hatalı sorular sebebi ile sınav iptalleri yaşanırken, sözlü sınavlarda ne gibi hukuki sorunların yaşanacağını kestirmek zor değildir.

 

Kariyer ve liyakat ilkeleri; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun temel ilkeleri olarak benimsenmiştir. Kariyer ilkesi ile benimsenen temel prensip; kişisel veya siyasi çıkarların meslekte neden olacağı olumsuzlukları önlemektir. Bu ilkeler, söz konusu hizmet için en ehil, en nitelikli, en başarılı kim ise, hizmetin ifasına yönelik tercihte ilk olarak onun öne çıkarılmasını sağlamaktadır. Liyakat ilkesi; her türlü ayrımcılığı ve kayırıcılığı reddeder niteliktedir.

Bu bağlamda, idareye tanınan takdir yetkisinin keyfi, mutlak ve sınırsız bir yetki olduğunun kabulü bir hukuk devletinde mümkün değildir. Şüphesiz ki idare, kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken kariyer ve liyakat ilkelerini gözetmek, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun hareket etmek zorundadır.

Dava konusu işlem bakımından da, idarenin takdir yetkisini bu ilkeler doğrultusunda kullanıp kullanmadığı, adaylar arasında tarafsız kalıp kalmadığı, kariyer ve liyakat ilkelerini esas alıp almadığı ve eşitlik ilkesine uyup uymadığının tartışılması gerekmektedir. Bu yüzdendir ki idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır. Nitekim KPSS sınavından aldığım yüksek puan göz önüne alındığında ve sözlü sınav puanım ile kıyaslandığında, idarenin bu yetkisini sınırsızca ve hakkaniyete aykırı olarak kullandığı anlaşılacaktır.

Sözlü sınavlar ile ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 2008/774 YD. İtiraz Nolu kararında, sözlü sınavda adayın sorulara verdiği yanıtların teknolojik imkânlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmasının gerekli olduğu belirtilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairesi verdiği kararda, sözlü sınav komisyon üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması ve ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların teknolojik imkânlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedenleriyle davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemi hukuka uygun bulunmamıştır. Sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmesi günümüzde mümkün olduğundan bu imkânın kullanılmamasının hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi zedelediğinden bahsedilmektedir. 

Sözlü ve görüntülü kayıt imkânı varken, sözlü sınavda adayın sorulara verdiği yanıtların teknolojik imkânlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması hukuka aykırılık nedenidir. Ayrıca sözlü sınav komisyon üyelerinin soru ve cevaplarının tutanağa geçirilmesi, sözlü sınavda komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçelerinin ortaya konulması, sınav öncesinde soruların ve cevaplarının hazırlanmış olması gerekmektedir.

Katıldığım sözlü sınavda sorulara verdiğim cevaplar teknolojik imkânlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmamıştır. Girmiş olduğum sözlü sınavda sübjektif bir değerlendirme yapılmış olup, KPSS’de başarılı olmama karşılık, sözlü sınavda haksız yere düşük puanla değerlendirilerek, sözleşmeli öğretmen olarak  görevlendirilme hakkım elinden alınmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 28.04.2011 tarih ve 2009/39E, 2011/68K sayılı kararında aynen “(…)Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini gerçekleştiren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, yargı denetimine açık olan devlettir.

Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuk güvenliği ilkesi, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılan ve temel hak güvencelerinde korunan ortak değerdir.(…)” denilerek Hukuk devleti tanımı yapılmıştır.

Anayasa'nın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyetinin nitelikleri arasında "Hukuk devleti" ilkesine yer vermiştir. “Hukuk devletinin en önemli niteliğinden biri de "güvenilir" olmasıdır.”  Hukuk devleti bütün faaliyetlerde hukukun egemen olduğu devlettir. İdare, görevlerini yerine getirirken, "Hukuk devleti" niteliğini yitirmemelidir.

İnsan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, adalete ve eşitliğe dayanan bir hukuk düzeni kurarak bu düzeni sürdürmekle kendini yükümlü sayan, tüm çalışmalarında hukuk kurallarına ve Anayasa'ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olup toplum yaşamında, bireylerin haksızlığa uğratılmamasını ve mutluluğunu amaç edinen bir devleti biçimleyen hukuk devleti, devlete güven ilkesini de doğal olarak içerir. Devlete güven, hukuk devletinin sağlamak istediği huzurlu ve istikrarlı bir ortamın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. İdarenin yapmış olduğu işlemlerle kişilerin haksızlığa uğramasına neden olması kabul edilemez.

Bilindiği üzere, 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinin 2 numaralı bendi gereğince “idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.” denilmektedir. Ayrıca 27. maddesinin 4 numaralı bendi, “Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16. maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.” hükmüne amirdir.

Bu sebeplerle ve dava konusu açıkça hukuka aykırı olduğundan ve söz konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağı aşikâr bulunduğundan dolayı; 27. maddede aranılan şartların da oluştuğu dikkate alınarak, davalı idarenin savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması kararın verilmesi elzemdir.

Yukarıda izah edilen sebeplerle işbu davanın açılması zarureti doğmuştur. Takdir şüphesiz ki Sayın Mahkemenize aittir.

 

HUKUKİ SEBEPLER                   : T.C. Anayasası vs. ilgili mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER        : Diploma fotokopisi, KPSS sınav sonuç belgesi, sözlü sınav sonuç duyurusu, itiraz dilekçesi, itiraz sonucu vs yasal deliller

 

SONUÇ VE TALEP                       :Yukarıda arz ile izahına çalıştığım ve Sayın Mahkemenizin re’sen gözeteceği sair hususlar nedeni ile;

 

  1. Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda .......... puan alarak başarılı olmama rağmen; Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 03/08/2016 tarih ve 29790 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sözleşmeli Öğretmen İstihdamına İlişkin Yönetmelik uyarınca sözleşmeli öğretmen adaylarına yönelik yapılan mülakat sonucunda tarafıma………….puan verilerek başarısız sayılma işlemine yaptığım itirazın reddine dair işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve devamında iptaline;

 

  1. Tüm yargılama harç ve masrafların karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi hususunda gereğini arz ederim.

 

Ad-Soyad

 

EKLER: Hukuki deliller bölümünde sayılanlar

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.