Okul Müdürlüğü YD Kararları ve Sonuçları

OKUL MÜDÜRLÜĞÜNDEN ALINANLARLARLA İLGİLİ YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARLARI VE SONUÇLARI

Anayasamızın 125. Maddesinde, idarenin her türlü işlemlerinde, yargı denetimine tabi olduğu, 2577 Sayılı Yasanın 2. Maddesinde ise, idari işlemlerinin yargısal denetiminin; yetki, şekil, konu ve maksat yönünden yapılacağı hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla İdarenin her türlü işlem tesisinde yargı denetiminden bağımsız olması düşünülemez. Her ne kadar idarenin takdir yetkisi olsa da hukuk devletinde bu yetki sınırsız ve mutlak değildir.

Takdir yetkisi; idareye verilen, yasalar çerçevesinde ve hukuken de kabul edilir olması gereken bir karar verme serbestliğidir. Bu kesinlikle keyfi bir uygulama yetkisi olarak algılanmamalıdır. Hukukun üstünlüğü hukuk devletinin bir gereğidir. Hukuk devletlerinde idarenin verdiği kararların objektif tarafsız, hukuken geçerli olması gerekmektedir.

Yargının, idari işlemler üzerindeki denetimi de idari işlemin, hukuken geçerli ve objektif sebeplere dayalı olmasının denetlenmesi anlamı taşımaktadır. Bir başka boyutuyla da İdari işlemin mezkûr mevzuata, kanunlara, yönetmelik, tüzük ve yargısal içtihatlara uygunluğu açısından denetlemesi anlamını içermektedir.

Bunun yanında, Anayasanın 138. maddesinin son paragrafında, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Hükmü yer almaktadır. Buna paralel olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 28. maddesinin 1. Fıkrasında ise  “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez…” ifadesine yer verilmiştir.

Bu minvalde yürütmeyi durdurma kararı ne anlama gelmektedir? Kısaca “YD” olarak ifadelendireceğimiz yürütmeyi durdurma kararı mahkemelerce nihai bir karar öncesi tedbir amaçlı verilen bir karardır. Özellik bakımında idari içerikli olmasının yanında, bir bakıma adli davalarda verilen “ihtiyati tedbir kararına” da benzeyen kararlardır ve 2577 sayılı kanunun 27. maddesince düzenlenmişlerdir.  

YD karalarının uygulanmasına gelecek olursak;  bu hususta 2577 sayılı Kanunun Kararların Sonuçları başlıkta yer alan 28. maddesinin idari davalar açısından bazı hükümleri aşağıdaki şekildedir.

“Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.”

“Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.”

“Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.”

Milli Eğitim Bakanlığının okul ve kurum yöneticilerinden 4 yıllık görev süresi dolanlara yapılan değerlendirme sonucu birçok okul ve kurum müdürü görevden alınmıştı. Görevden alınan bu yöneticilerin açmış oldukları davalarda bir kısmının Yürütmeyi durdurma kararı aldıkları görülmekte, bir kısmının ise davaları henüz görülme aşamasındadır. Alınan yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçeleri idarece dikkatlice incelenmelidir. Yukarıda da ifade edildiği gibi objektiflik ve somut belgeye dayanmayan hukuken geçerli olmayan konularda yeniden aynı sonucu doğuracak şekilde işlem tesisi yoluna gitmemelidir. Yargı denetimine tabi idarenin yapması gereken de mahkeme kararlarını içerik olarak da uygulamak olmalıdır.

Örnek bir karar YD kararının son paragrafını inceleyelim. Mahkemece hüküm, şu şekilde ifade edilmektedir. “…Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde, telafisi güç sonuçlar doğuracağından, 2577 sayılı kanunun, 27. Maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.”

Öyle ise ifade edilen kararın bu son paragrafında mahkemenin istediği, yapılan işlemin iptalidir. Bu ne anlama gelmektedir? Görevinden alınan yöneticinin eski görevine iadesi ve görevine başlatılmasıdır. Başlatılmadığında mahkeme kararı yerine getirilmiş sayılmayacağı açıktır. Yine mahkemenin kararında dolaylı olarak istenilen, eğer idare bundan sonra da yeniden bir değerlendirme yapacak ise, önceki işlemin iptalini gerektiren nedenlere daha dikkat etmesi gerektiğidir. Yani yeniden yapılacak değerlendirmenin objektif ve somut belgelere dayalı ve hukuka uygun olarak yapılmasının gerektiğidir.

Ancak bu şekilde hukukun üstünlüğü sağlanabilir ve ancak bu şekilde mahkeme kararları idarece yerine getirilmiş sayılabilir. Aksi halde her şey sil baştan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum