Bu çok vahim bir hadise.

Çocukluğumun geçtiği köyümü hatırladım.

Yetmişli yıllar.

Oruç tutmayan yok.

Teravih kılmayan yok.

Cuma namazı vaktinde köyde erkek ararsan bulamazsın.

Bazı ninelerimiz de Cuma namazına camide katılırlardı.

Mesela, babası Kanal Cephesinde İngilizlere esir düşüp İskenderiye şehrindeki “Useray-i Beşir” esir kampına düşen ve attığı yumrukla bir İngiliz subayını yere seren daha sonrada Anadolu’dan gitmiş bir Ermeni tercümanın yardımıyla kurtulan “Danalı” dedemizin hanımı vardı, ezandan en üç saat önce gelir tesbihini çekmeye başlardı.

Ne yazık ki köyüm şimdi böyle değil, herkes oruç tutmuyor, teravihte cami dolmuyor…

Maalesef şehirlerde de durum pek farklı değil, hala hiç teravih kılmayan ve bunu açıkça ifade eden arkadaşlarım var.

Bu anlamda gerek Abdülaziz Bayındır hocanın ve gerekse onun kadar iyi niyetli olmayan başka zevatın özellikle teravih namazı konusundaki ihtilafatı tebarüz ettirmeleri hayra vesile olmuyor.

Bazı sorunları tv ekranlarında tartışmaya açmak problemin bizatihi kendisini oluşturuyor.

Diyanet bu konuda biraz pasif kalıyor, başka şeylerle uğraşıyorlar.

Mesela İstanbul’da bir ilçe müftüsü işi gücü bırakmış bu günlerde,  muhitinde çok başarılı olmuş, camisinde düzenlediği Kur’an Kursuna uzak mahallelerden servislerle öğrenci gelen bir imam efendiyle uğraşıyor, şikâyetler soruşturmalar havada uçuşuyor.

Yazık, tek kelimeyle yazık.

Mübarek ramazan iklimi müftü efendinin ihtirasını dizginleyememiş, Allah ıslah etsin tüm muhterisleri.

***

Bir hacet için Kadıköy Meydanı’na indim, inmez olaydım.

Moralim sıfır oldu adeta.

Olur, da bu kadar da olmaz ki.

Sanki burası halkının kahır ekseriyeti Müslüman olan bir ülke değil.

Günah bu kadar aleni olur mu?

Kültürümüzde işlenen kabahatleri gizleme geleneği vardır.

Yüce Mevla’nın bir imside Settar’dır, ya Rabbi günahlarımızı setr eyle diye dua ederiz.

Esnaf veya müşteri, kimse sizden zorla oruç tutmanızı talep edemez ama siz de karşınızdaki oruçlu insanlara biraz saygı gösterin.

Sorsam, elhamdülillah biz de Müslüman’ız diyeceğinizden eminim ama bu ülkenin gayri Müslimleri kadar olsun Ramazan’a hürmet gösteremez misiniz?

Bilmiyorsanız öğrenin, bu ülkede gayri Müslimlerin Ramazan ayında, göz önünde yiyip içtikleri pek görülmezdi.

Dostum, siz gâvurları bile geçtiniz.

İnanmayan şöyle bir malum muhitleri dolaşsınlar, manzara vicdanınızı karartmasa ben yalancıyım.

***

Hadise cidden vahim.

Dinin toplum üzerindeki yol gösterici tesiri yok olmuş durumda.

Tabiat boşluk kabul etmediğine göre izale olan dinin yerini ne dolduracak.

İslam’dan başka dinler mi, beşeri ve sapkın ideolojiler mi?

Böyle olacağı mukadderse, meydana gelecek sosyal çalkantıları ve türlü psikolojik problemleri nasıl çözeceğiz?

Orucun insan tabiatı üzerindeki onarıcı yönünü görmeyen insanlara doğruyu nasıl göstereceğiz?

Cevabı olan var mı?