Özgürlükçü Bir YÖK Kanunu’na İhtiyaç Var

Özgürlükçü Bir YÖK Kanunu’na İhtiyaç Var

Özgürlükçü Bir YÖK Kanunu’na İhtiyaç Var

 

Karaman Şubemiz, Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreterimiz Ramazan Çakırcı’nın da katıldığı genişletilmiş il divan toplantısını Grand Mesut Otel’de gerçekleştirdi.

Şube Yönetim Kurulu üyeleri, Kadınlar Komisyonu, İlçe Temsilcileri, Üniversite Temsilcisi, İşyeri Temsilcileri ve il eğitim yöneticilerinin katıldığı toplantıda konuşan Ramazan Çakırcı,  sözlerine, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınayarak başladı.

İsrail Gazze’yi işgal politikasını suikastlarla sürdürmeye devam ettiğini belirten Çakırcı, “En temel hak olan, yaşama hakkını hiçe sayan, masum Filistin halkının can güvenliğini tehdit eden, uluslararası hukuku görmezden gelen katil devlet İsrail’in bu vahşetini lanetliyor, tüm sivil toplum kuruluşlarını, uluslararası kuruluşları, BM’yi ve Türkiye’yi bu küstahlığa tepki vermeye davet ediyoruz” dedi.

Ülke gündemiyle ile ilgili açıklamalarda da bulunan Ramazan Çakırcı, açlık grevlerinin ülkenin gündemini meşgul ettiğine dikkat çekerek, “Açlık grevlerinin Türkiye’nin en büyük çözüm mercii olan TBMM’de bazı milletvekillerince de sürdürülmeye çalışılması acziyettir. Çözüm yeri olan Meclis’te çözüme katkı sunmayıp sorun oluşturan ve oluşturdukları sorunu kaşıyarak toplumu gerenler çözümü değil çözümsüzlüğü dayatmaktadırlar” şeklinde konuştu.

Öğretmenler için kutlanacak bir şey olmadığından, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamayacaklarını kaydeden Çakırcı, şöyle devam etti: “Milli Eğitim Bakanlığı, 24 Kasım için yazışmalar yapmakta ve çeşitli faaliyetler planlamaktadır. Öğretmenler ise ekonomik ve mesleki itibar kaybına uğramış durumdadır. Öğretmenler yaşam kalitesine etki edecek mali iyileştirmeler beklerken, 666 sayılı KHK ile ‘eşit işe eşit ücret’ kapsamında farklı kurumlarda aynı unvanlarda çalışanların maaşlarında ek ödeme ile düzenleme yapılmış ve maaşları tavanda eşitlenmiştir. Öğretmen ve öğretim elemanları başka kurumlarda muadili olmadığı gerekçesiyle ek ödemede kapsam dışı bırakılmış ve maaş skalasında neredeyse en az ücret alan çalışan konumuna indirgenmiştir. Şimdiye kadar herhangi bir iyileştirme yapılmadığı için, ortada kutlanacak bir şey olmadığını düşünüyoruz.”

Kamuoyunda son zamanlarda sıkça dile getirilen esnek çalışma ve memurun iş güvencesinin kaldırılmasıyla ilgi çalışmaların her zaman karşısında olacaklarını vurgulayan Çakırcı, “Kamuda çalışan 4/B sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini sağlamış bir sendika olarak, keyfiliklere kapı aralayacak, amirin iki dudağı arasında bir yaşamı dayatacak yaklaşımlara müsaade etmeyiz” şeklinde konuştu.

 

GİH ve Yardımcı Hizmetler Sınıfı Çalışanları İçin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavının Hemen Yapılmasını İstiyoruz

Genel İdare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının sorunlarının bir an önce çözülmesini isteyen Çakırcı, “Atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin çıkarılmasını, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının da bir an önce yapılmasını istiyoruz. Bu konunun takipçisiyiz. Bakanlık bu süreci daha fazla tehir etmemelidir” ifadelerini kullandı.

YÖK Yasa Taslağı’na ilişkin görüşlerini de katılımcılarla paylaşan Ramazan Çakırcı, şunları söyledi: “YÖK, geçmiş dönemlerde antidemokratik süreçlerin odağıydı. Yükseköğretim kurumlarının despot yöneticileri çok zulmettiler. Despot yöneticilerin bir daha yükseköğretim kurumlarının başına gelmemesi için özgürlükçü bir YÖK Kanunu’na ihtiyaç vardır. Bunun için Eğitim-Bir-Sen olarak, YÖK Kanunu’ndaki tüm olumsuzlukların bertaraf edilerek demokratik, özgürlükçü, medeniyet değerlerimizi önceleyen, evrensel değerleri hedefleyen bir YÖK Kanunu istiyoruz. Yükseköğretim kurumlarının özgürlükçü ve demokratik bir yapıya kavuşturulması için bize çok iş düştüğünün de farkındayız. Bunun için gerekli çalışmaları yaptık ve yapıyoruz.”

Çakırcı, konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını da cevapladı.

 

Özdemir: Medeniyet İdealimizi Gerçekleştirmenin Mücadelesini Veriyoruz 

Karaman Şube Başkanımız Yunus Özdemir ise, sendika olarak bir medeniyet ideallerinin bulunduğunu dile getirerek, “Bu idealimizi gerçekleştirmek için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Ülkemizdeki ve dünyadaki acıları gördükçe bu yolda olmanın ne kadar önemli olduğunu kavrıyoruz. Tüm bu acıları artık bir film seyreder gibi naklen seyrediyoruz. Ve bu seyretme hali duyarlılığımızı kaybetmemize yol açıyor. Nerede bir zulüm ve bir haksızlık varsa, bunların karşısında; acı çeken insanların yanında yer alıyoruz” dedi.

Eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmek için çalıştıklarını söyleyen Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “Yıllardır çözülemeyen başörtüsü sorununun çözülmesinin artık zamanını gelmiştir. Çözüm için hiçbir bahane kalmamıştır. Başörtüsü sadece başörtülülerin değil, başı açık bayanların ve erkeklerin, hatta tüm toplumun sorunudur ve acilen çözüme kavuşturulmalıdır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.