Paralelciler Atamaların Neresinde?

Paralelciler Atamaların Neresinde?

Paralelciler Atamaların Neresinde?

İlçe ve Şube Müdürleri atamaları nihayet yapıldı.

Yeni görevlerinde tüm müdürlere hayırlı işlerinde muvaffakiyetler dilerim.

Fakat ben bu süreçte şahit olduğum bazı uygulamalardan dolayı biraz karamsarım.

Umutsuz ve ufuksuz kaldım.

Aday arkadaşlar ve onlar adına iş takibi yapan lobiler istedikleri sonucu alabilmek adına prensibte kendilerinin de kabul etmeyeceklerinden emin olduğum kimi atraksiyonların peşine düştüler.

Sendikalar genelde kendi üyelerinin özelde başkan çevresinin elemanlarını istedikleri yerlere atama yaptırabilmek için canhıraş bir gayretin içine girdiler.

Bazen diğer sendikalarla bazen de iktidar partisinin bir kanadını temsil eden bir dini yapının elemanlarıyla yarıştılar.

Temiz bir yarışa kimsenin bir diyeceği olamaz.

Ama kapalı kapılar ardında ne tür rezaletlere yöneldiklerini bilen biliyor.

Bu iş böyle olmamalıydı.

Cvler onun bunun elinde dolaşmamalıydı.

Eğitimle alakası olmayan kişiler, birilerinin eline isim listeleri tutuşturmamalıydı.

Muhtarların bile referans olabileceği bir atama fırtınası estirildi.

Belki birileri süreci maniple etmek istedi ama yapılan basit bir komiklikti.

Endişem o ki çok ciddi bir temizlik adına yapılan görev sonlandırma ve yeniden görevlendirme işinin cılkı çıktı.

Süreçte tertemiz ve görevi her yönden hak eden arkadaşlarımız da atandı.

Ne var ki yaşanan olumsuzluklar bu arkadaşların bile kalitesini gölgeler mahiyette.

Öyleyse ne olmamalıydı?

Vesayet olmamalıydı tek kelimeyle.

Sendikalar, cemaatler, partiler, nüfuz simsarları bu atamalarda bu kadar müessir olmamalıydı.

Ve ne olmalıydı?

Sınav esas alınmamalıydı.

Şimdi sınavı başarmış ama idarecilik kabiliyeti olmayan bir sürü meslektaşımız görevde.

Bunun yerine projesi olan, eğitimi geliştirip kaliteyi artırma adına bir şeyler yapmayı planlayan her öğretmen dosyasıyla göreve talip olmalı ve bir sözleşme antlaşması ile belirli süreliğine ilçe veya Şube ya da Okul müdürlüğüne atanabilmeli.

Burada bir parantez açmak gerekiyor.

Kesinlikle “okul müdürlüğü” Şube ve İlçe müdürlüğünden daha önemlidir.

Okul müdürlüğü önemini icracı olmasından alır.

Şube veya ilçe müdürlüğü icracı olma açısında okul müdürlüğünün gerisinde kalırlar, onlar daha çok yönlendirici ve denetçidirler.

Bakanlık yetkilileri ilçe ve şube müdürlerini atarken yaşadıkları gerilimleri tekrar yaşamamaları için çok dikkatli olmalılar.

Süreç herkese bir şeyler öğretmiş olmalı.

Yetkili sendikanın yetkisi ilanihaye devam etmeyeceği gibi şimdi hükümette olanların iktidarı da sonsuz değildir.

Yaşanılacak bir değişimden sonra bütün dengeler alt-üst olabilir.

Ve o zaman bir devri sabık oluşur.

Yani gülenlerle ağlayanlar, gün gelir yer değiştirirler.

Palyatif çözümler yerine sistem hâkim olmalı.

Bu arada atama süreci yaşanırken gerçek ve gerçek olmayan şekilde paralel yapı gündeme geldi.

Bazı adaylar rakiplerini “paralelci” ithamıyla jurnallerken; bir kısım hakiki paralelci kendilerini kamufle ederek istedikleri yerlere atanabildiler.

Birçok yerde sendika yetkilileri müdürlüklere atanırken paralelci yapı mensupları onlardan boşalan sendika görevini kapma yarışına girdiler.

Sonuçta bir eyleme şahitlik ettik:

Topluca sınıftan kaçma eylemi.

Kaçanlar kaçamayanlara göre kurtuldu.

Nasıl olsa diğerleri de bir gün sınıftan kaçacaklar…

Ta ki öğretmen maaşları, müdürlerin aldıkları ücretten daha fazla oluncaya kadar.

Adil Gülmez

TurkiyeEgitim.Com 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.