Sendikaların Toplu Görüşme Talepleri

Sendikaların Toplu Görüşme Talepleri

Sendikalar Toplu görüşme taleplerini kamuoyu ile paylaşmaya başladı

Memur-Sen, 2010 Toplu Görüşme Taleplerini Açıkladı



Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 2011 yılının ilk altı ayında yüzde 5, ikinci altı ayında da yüzde 5 olmak üzere, toplam yüzde 10'luk artış ve 120 TL ek ödeme istediklerini söyledi. Gün- doğdu, taleplerinin kabul edilmesi halinde en düşük bekar memur maaşının 1,376 TL'ye, evli memur maaşının ise 1.611 TL'ye çıkacağını kaydetti.



Memur-Sen, 2010 Toplu Görüşme Talepleri'ni, düzenlediği bir basın toplantısı ile açıkladı.



Basın toplantısında konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, 2011 yılının ilk altı ayında, yüzde 5, ikinci altı ayında da yüzde 5 olmak üzere, toplam yüzde 10'luk artış ve ek ödemelerde en az 120 TL artış istediklerini söyledi.



399 sayılı KHK'ye tabi personelin mağduriyetine neden olan ek ödeme kaynaklı adaletsizliğin giderilmesini de isteyen Ahmet Gündoğdu, Ek ödemelerde mahsuplaşmaya ilişkin 2009 toplu görüşmelerinde üzerinde uzlaşılan talebin 2011 yılı beklenmeksizin hayata geçirilmesini beklentilerini vurguladı.



Sendika üyesi kamu görevlilerine üç ayda bir 60 TL olmak üzere yılda 240 TL toplu görüşme ikramiyesi ödenmesini de isteyen Ahmet Gündoğdu, çalışmayan eş için ödenecek aile yardımı gösterge rakamının 2350'ye yükseltilmesi, diğer bir ifadeyle aile yardımının140 TL'ye çıkarılması ve sözleşmeli personele de ödenmesi talebini dile getirdi.



Yiyecek yardımının, sözleşmeli personel dahil tüm personele maaşla birlikte ve günlük en az 2,5 TL olmak üzere nakden ödenmesi talebini ifade eden Gündoğdu, giyecek yardımından, makam ve görev tazminatı alanlar hariç sözleşmeli personel dahil olmak üzere bütün personelin yararlandırılmasını istedi.



Doğum yardımı gösterge rakamının 2500'den 10.000 çıkarılması ve çoğul gebelikte çocuk sayısı kadar ödenmesi gerektiğini belirten Ahmet Gündoğdu, ölüm yardımının memurun kendisi için en yüksek devlet memuru aylığının 4 katı, eş ve çocuklar içinse 2 katı olarak ödenmesi gerektiğini kaydetti.



Gündoğdu ayrıca, 2010 yılı toplu görüşmelerinde, fazla çalışma ücretinin 1,15 TL'den 2,50TL'ye çıkarılmasını, nöbet görevlerinde her saat için en az 2.50 TL nöbet ücreti ödenmesini, ek ders ücreti göstergelerinin gündüz için 200'e, gece için 220'ye çıkarılmasını ve harcırah hesaplanmasında bir günlük yevmiye tutarının 800 gösterge rakamı olarak belirlenmesini isteyeceklerini dile getirdi.



Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bu taleplerinin kabul edilmesi halinde, 13/3'ten maaş alan lise mezunu bekar bir hizmetlinin 1.159 TL olan maaşının, 01.01.2011 tarihi itibarıyla 1.376 TL'ye yükseleceğini, 13/3'ten maaş alan evli, eşi çalışmayan ve üç çocuklu lise mezunu bir hizmetlinin 1.375 TL olan maaşının ise 1.611 TL'ye çıkacağını kaydetti.



Kamu Görevlilerini İlgilendiren Önemli Konular Masaya Taşınacak

Ahmet Gündoğdu, mali ve sosyal haklara ilişkin taleplerinin dışında, kamu görevlileri açısından önem arz eden ve masaya getirecekleri taleplerin bir kısmını ise şu şekilde açıkladı:



• Kamu görevlilerinin sağlık hizmetlerinin SGK'na devriyle birlikte daha derinleşen “Tedavi Katılımı Payı” uygulamasının kaldırılması,



• Tedavi için görev mahalli dışına çıkışlarda kamu görevlilerine ödenen gündelik miktarlarının Sağlık Uygulama Tebliği'ne göre değil Harcırah Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi,



• Gelir vergisi oranlarının 5 puan indirilmesi ya da matrahların arttırılması,



• Büyükşehir statüsündeki illerde ve Kalkınmada Öncelikli Bölge'lerde görev yapan kamu görevlilerine ilave tazminat verilmesi,



• Ek gösterge oranlarının –halen ek göstergeden yararlanamayan kamu görevlileri için de belirlenmek kaydıyla- arttırılması,



• Özel hizmet tazminatı oranlarının arttırılması,



• Emekli ikramiyelerinin hesaplanmasındaki 30 yıllık hizmet süresi sınırlamasının kaldırılması,



• 657 sayılı Kanunun 4/B, 4/C ile 86 ncı maddesi kapsamında (kadro karşılığı sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilenler) ve 4924 sayılı Kanun kapsamında kamu görevlisi istihdamı uygulamasına son verilmesi, bu konumdaki mevcut personelin kadrolu statüde istihdam edilmesi,



• Vekil statüsünde kamu hizmeti görmekte olanların (vekil ebe ve hemşireler vb.) kadrolu statüde istihdam edilmesi.



Gündoğdu: 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Yapılacak Değişiklik Bize Sorulmadı

Hükümet tarafından hazırlanan ve 657 sayılı Kanun'da kapsamlı değişiklikler yapacak olan Kanun Tasarısı'nın, Konfederasyon ve Sendikaların görüş ve önerileri alınmadan TBMM'ne sevk edilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini de söyleyen Gündoğdu, “Bu tasarının içeriğinde yer alan hükümler toplu görüşme masasıyla ilgilidir. Biz, bu tasarıyı toplu görüşme kadar önemli görüyoruz. Kamu görevlilerinin iş güvencesini tehdit eden, özel sektörden kamuya keyfi geçişlere imkan sağlayan, ödül-ceza dengesini bozan, çalışma huzur ve barışını bozacak nitelikte kariyer uzmanlık sistemi öngören bu tasarıyı, Hükümet derhal geri çekmelidir. Tasarı, toplu görüşme masasının konusu haline getirilmelidir. Toplu görüşme sürecinde, Konfederasyonların ve ilgili Bakanlıkların katılımıyla birlikte oluşturulacak Komisyon tarafından tasarıya son şekli verilmelidir” şeklinde konuştu.







Toplu Sözleşme Tamam, Grev Hakkının Verilmesi ve Siyaset Yasağının Kaldırılması İçin Çalışacağız

Geçen yıl, yetkili olduktan sonra yaptıkları açıklamada, 'Masa değil yasa sorunlu ve bu yasayı değiştirmeden masaya oturmayacağız' dediklerini hatırlatan Gündoğdu, yoğun çabaları sonucu Anayasa değişikliği paketine toplu sözleşme hakkının girmesine öncülük ettiklerini belirtti.



“YSK'nın müdahalesi olmasaydı, bu yıl toplu görüşme değil toplu sözleşme masası kurulacaktı” şeklinde konuşan Gündoğdu, “Biz, bu yılki toplu görüşmelerde, 'toplu görüşme masasının yerine, toplu sözleşme masasını' kuracağız. Çünkü, milletimiz 12 Eylül'de “Evet” diyecek ve “toplu sözleşme” Anayasal hak haline gelecek. Biz, bu yıl toplu görüşme masasında, “toplu sözleşme hakkı”nın fiili kullanımına ilişkin ikincil mevzuatı da tartışacağız. Bu çerçevede, emeklilerin toplu sözleşmeden nasıl yararlanacağını, toplu sözleşmenin süresini ve kapsamını tartışma konusu yapacağız. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun yapısı ve işleyişini, üyelerinin nasıl ve nerelerden belirleneceğini tartışacağız. Kısaca, toplu görüşme masasında, toplu sözleşmenin hukukunu oluşturacağız” dedi.



Referanduma sunulacak Anayasa Değişikliği Paketini ve paketin içeriğinde “toplu sözleşme hakkına” yer verilmesini önemseyip desteklediklerini de dile getiren Gündoğdu, toplu sözleşme hakkıyla yetinmeyeceklerini, kamu görevlilerinin, toplu sözleşme hakkının ayrılmaz parçası olan grev hakkına da, siyaset hakkına da sahip olmasını, kararlı bir şekilde talep etmeye devam edeceklerini vurguladı.



Ahmet Gündoğdu, taleplerini oluştururken, ekonomik kriz sonrası büyüme rakamlarından, Merkez Bankası ve diğer ekonomik unsurların enflasyon öngörülerinden, Memur-Sen AR-GE biriminin TÜİK'in verilerini dikkate alarak hesapladığı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarından ve üyelerinden gelen talep ve önerileri dikkate aldıklarını ifade etti.


TÜRK EĞİTİM-SEN 2010 YILI TOPLU GÖRÜŞME TEKLİFLERİ

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun 30.cu maddesi gereğince, 15 Mayıs tarihi itibariyle sendika üye sayıları tespit edilmekte ve tutanaklar kurum merkezlerinde birleştirilerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na gönderilmektedir.



Bu doğrultuda 2010 yılı için yapılan üye tespit çalışmaları sonuçlandırılmış ve Sendikamızla birlikte Konfederasyonumuza bağlı 5 sendika hizmet kollarında “yetkili sendika” olarak ilan edilmiştir. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu gereği toplu görüşmelerin bu yıl dokuzuncusu yapılacaktır.2010 Yılı Toplu Görüşmelerinde “Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu”nda tek temsil yetkisine sahip ve ülkemizin en büyük memur sendikası olan TÜRK EĞİTİM-SEN katılacaktır.



Türk Eğitim-Sen olarak eğitimin önemini her kesimden ve zümreden çok daha fazla önemsemekteyiz. Eğitimin rolünün her platformda ve başta siyasiler olmak üzere çok farklı toplum katmanlarınca dile getirilmesi bizleri memnun etmektedir. Lakin eğitimin önemine vurgu yapmak tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Özellikle eğitim sisteminin direkt etkilediği genç nesli deney faresine çeviren, laboratuar ortamında oluşturulan projelerle ve masa başı mühendisliğinin ürünü olan uygulamalarla eğitimi içinden çıkılmaz bir girdaba sokan zihniyetin değişmesi bir gereklilik olmuştur.



Okul öncesinde başlayan ve ilköğretim sıralarında hız kazanan eğitim öğretim süreci, oldukça uzundur ve aileler için de devlet için de oldukça çileli bir süreçtir. Bu sürecin amacı ise hem bireye hayata dair davranışlar ve kazanımlar sağlamak hem de istihdam sağlayacak eğitimi bireye verebilmek olmalıdır. Ülkemizin sosyo ekonomik yapısı göz önüne alınırsa eğitim-öğretim sürecinin finali istihdamla süslendiğinde bir anlam kazanmaktadır. Emsalleriyle rekabet edebilen ve dünyadaki değişim sürecine entegre olabilen bir birey ve bu bireylerden oluşan bir toplum oluşturabilmek nihai hedeflerimizden birisidir. Kendi değerler silsilesiyle, evrensel verileri harmanlayabilen bir sistematiği oluşturduğumuzda bu hedefe yakınlaşma mümkün olacaktır. Ancak Milli Eğitimin politika belirleme sürecinde; her kesim söz sahibi olabilmektedir ama işin asıl sahibi ve mutfağındaki eğitimciler ile onların temsilcisi olan sendikalar, her ne hikmetse söz sahibi olamamaktadır. Bu ne eğitimcilerin aymazlığından ne de sendikaların yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu akıllara zarar tavrın sebebi, bir zihniyetin perde gerisindeki gündeminde ve eğitimcilere bakış açısındaki sakatlıkta gizlidir.



Eğitim sisteminde temel parametre, nitelikli işgücü ve iş piyasası analizi olmalıdır. Zira endüstrileşme sürecini yeni yeni tamamlayan ülkelerde eğitim süreci istihdam beklentisiyle direk alakalıdır. Okul öncesinden yüksek öğretime kadar geçen süre, bir bütünsellik düsturuyla ele alınmadığı sürece sınav stresinden dolayı sosyalleşemeyen, birbiriyle kıyasıya yarıştırılan ve kültürel kodlarından koparılan yeni nesillerin devlet eliyle yaratılacağı su götürmez bir gerçekliktir.



Şüphesiz tek başına istihdam sağlamaya hizmet etmek eğitimin nihai amacı değildir. Eğitimin asıl misyonu; bireyin beşikten mezara dek yaşam algısını, davranış kalıplarını, toplumdaki yer alış ve karşılık buluşunu, toplumsal olaylara müdahale biçimini, sosyal yaşamındaki tavırları, karakterinin şekillenme sürecini değerler sistematiğimize uygun hale getirmek ve gerçek anlamıyla bireylerden oluşan bir toplum dizaynına katkıda bulunmaktır. Bizler için değer kazanımına yardımcı olan, erdemli ve yüksek vasıflarla donatılmış bireyler yetiştirmek, en az istihdam edilebilecek birey yetiştirmek kadar önemlidir.



Müfredat programları ve dolayısıyla Talim Terbiye Kurulu, bu süreçlerde belirleyici aktördür. Zira neyin, nasıl ve kimler tarafından aktarılacağına karar verici durumundadırlar. Deneme yanılma yöntemiyle, akademik unvanların arkasına sığınmakla veya el yordamı yöntemiyle bir neslin kaderi çizilemez. Ürünün de, aracın da insan olduğu bir süreçten bahsediyorsak bu süreçte şaka da yanılma da olamaz. Bunun bedelini siyasi aktörler değil bir nesil ve dolayısıyla bir millet öder. İşte bu yüzden de “eğitimi önemsemek ve eğitimin önemine vurgular yapmak” iyi niyetli laf kalabalığı olmanın ötesine geçemez. Eğitimin önemini dillere sakız etmek, onun önemini kavramak anlamına hiç ama hiç gelmez.



En can alıcı husus ise şüphesiz iktidarlara veya partilere göre değişkenlik arz etmeyen bir TÜRK MİLLİ EĞİTİM POLİTİKASININ hala oluşmamış olmasıdır. Bunun temel sebebi, eğitimin dil ve tarih konuları üzerinden bir hesaplaşma arenasına çevrilmiş olmasıdır. Her farklı siyasi erkin, kendi dünyayı okuyuşu etrafında eğitimi şekillendirme hevesi, eğitimi içinden çıkılmaz bir karmaşaya sürüklemektedir. Bu tüm sorunların ana omurgasını oluşturmaktadır. Bu konuyla alakalı olarak bir başka sorun ise “devlet memuru” kavramının yerine “hükümet memuru” kavramının gün geçtikçe egemen kılınmaya çalışılması sorunudur. Bunun en bariz göstergesi ise görevlendirmeler yoluyla bakanlığı ve taşra teşkilatını idare etme hevesidir. Kurucu müdürlük ve geçici görevlendirme gibi şark kurnazlıklarıyla “Emre amade” bir yönetim modeli oluşturmak, siyasi hedefe giden süreçte eğitimcileri kullanmaya kalkışmak gibi ilkel alışkanlıklardan derhal vazgeçilmelidir. Şüphesiz gençlerimiz ve çocuklarımız, siyasi partilerin gündelik menfaatlerinden çok daha önemli ve kutsaldır. Eğitim alanı iktidar hesaplarına kurban edilemeyecek kadar özel ve önemli bir alandır.



76.maddeyi istismar ederek yapılan siyasi atamaların önünü açmak, liyakat yerine parti - sendika sadakatini kriter olarak getirmek veya defalarca yargıdan dönen yönetici atama yönetmeliklerine imza atmak tam da bu bahsettiğimiz sürece uygun örneklerdir. Siyasi kadrolaşmanın kazananı yoktur ama kaybedeni başta eğitimciler ve öğrencilerdir. Genelde ise tüm toplum katmanlarıdır. Bu tip uygulamalarla kendi çalışanlarının motivasyonunu ve bakanlığa olan güvenini sıfırlamak, onların üzerinde rehberlik ve düzenleyicilik görevini bir kenara bırakarak baskı unsuru haline gelmek, eğitimcileri kamplaşmanın tarafları haline getirmek, sendikal tercihlerinden dolayı çalışanlarına “kendimden olmayan ötekidir” anlayışıyla yaklaşmak, paydaş önceliğini kurumsal yeterlilik ve yetkinlik kriterlerinden sıyırarak “bana yakın olan paydaşımdır” uygulamasına dönüştürmek Eğitim Sistemimizi kurşunlamakla eşanlamlıdır.



Mili Eğitim Bakanlığı hem tüm mesleki örgütlenmelere hem bütün sendikalara aynı mesafede olmak zorundadır. Merkezde bürokrat veya taşrada yönetici olan kişi Milli Eğitim Bakanlığını temsil ettiği gerçeğini aklından çıkarmamalı, hiçbir çalışanını sendikal tercihine göre yaftalama ilkelliğine başvurmamalıdır. Aksi takdirde kamplaşma, ayrışma ve güvensizlik ortamının baş mimarı konumuna gelecektir. Aynı şekilde MEB, siyaset üstü kararlara gelecek nesiller adına imza koyabilecek özerklikte olmalıdır. MEB, gelecek seçimlerle gelecek nesiller arasında tercih yapacaksa, tercihini gelecek nesillerden yana kullanmak zorundadır. Bu tavır, erdemli olmanın da onurlu olmanın da olmazsa olmaz ölçütüdür.



Eğitimde yaşanılan kaosun önemli aktörlerinden birisi de YÖK'tür. İdeolojik körlüklerin çekim merkezi haline gelen ve adı dışında hiçbir yüksekliği toplum nazarında kalmayan bu kurumun; siyasi mülahazalardan bağımsız bir şekilde yeniden ele alınması ve yapısında değişikliğe gidilmesi, toplumsal bir zorunluluk halini almıştır. Fakat YÖK'ten şikâyetçi olan her siyasi iktidarın bir süre sonra YÖK ü ele geçirme kavgası vermesi ve yapısal değişiklik beklentilerini yok sayması, siyaset kurumunun Milli Eğitim ve YÖK ü nasıl arabeskleştirdiğine güzel bir örnektir. Siyasi kaygılarla YÖK'ü yeniden yapılandırmayan, yeni bir YÖK kanununu meclise getirmeyen siyasi erkin, mesleki eğitimin sorunlarını da katsayı sorununu da çözmesi mümkün değildir. Yüksek öğretimin sorunlarına deva olmayan, üniversite kapılarında bekleyen yığınlara pişkince el sallayan, üniversite mezunu milyonlarca işsize inat plansız programsız fakülte açmayı maharet sanan algının Yüksek Öğretimden tasfiyesi de bir başka zarurettir. Öte yandan üniversite çalışanlarının idari ve ekonomik sorunları çözülmedikçe bilimsel çalışmadan ve araştırmalardan sonuç beklemek fazla iyimserlik olacaktır.



Bir başka önemli husus da gerek YÖK'ün, gerek MEB'in gerekse de üniversite yönetimlerin, sendikalara bakışındaki sakat algıdır. Sendikaları öcü gibi görmek, “bir bunlar eksikti” gibi bezirgân bir tavırla sendikaları yargılamak, gelişmiş demokratik ülkelerde örneği görülen tavırlar değildir. Sendikalar, siz beğenseniz de beğenmesiniz de Demokratik Düzenlerin vazgeçilmez bileşenidir. Çalışanlarının hak ve menfaatlerini korumak, hizmet verdikleri işkolunda her türlü idari ve hukuki süreçte yer almak, her türlü konuda bilimsel araştırma ve raporlarla süreçlere ortak olmak sendikaların asli vazifesidir. Sendikaları sakıncalı piyade gibi görmek yerine, büyük bir şans olarak görme erdemine ve siyasi olgunluğuna erişildiği gün, bu kurumların ve beraberinde eğitim sistemimizin çok daha farklı kazanımlar elde edecekleri kesindir.



Öte yandan fiziksel altyapı ve öğretmen sayısı da önemli sorunlardan birisini oluşturmaktadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı her kademede azaltılmalı ve öğretmensiz sınıf kalmamalıdır. Bunun yolu da gerçek öğretmen açığının büyük bir açık yüreklilikle dile getirilmesi ve buna uygun öğretmen ataması yapılmasında saklıdır.



“Kâmus namustur” diyen Cemil MERİÇ'e kulak verilmeli ve Türkçe'nin lügatiyle birlikte iyi öğretilmesi, doğru ve etkili kullanımı ve en önemlisi de bilim dili olarak tarih sahnesinde yerini alabilmesi için yabancı dil fetişizminden bir an evvel vazgeçilmesi gerekmektedir.



Okullarda sağlık personeli istihdam edilerek öğrencilerin ilköğretimden itibaren sağlık kontrolleri ve taramaları periyodik olarak gerçekleştirilmelidir.



Bir başka büyük ve hayati sorun da eğitim çalışanlarının küresel ekonomik krizin etkisiyle daha da yoksullaşması ve çok zor bir sürece doğru itilmesidir. Her Toplu Görüşme sürecinde dile getirdiğimiz insanca yaşayabilecek ücret isteğimizin artık bir karşılık bulması gerekmektedir. Ne hayatı devam ettirmede ne de kişisel ve mesleki gelişimde, bu sorunu yok saymamız mümkün değildir. Eğitimcilerin zihni antrenmanında ve mesleki gelişiminde bir insan ve ebeveyn olarak insanca yaşama hakkını istemesine, siyasi erk her zamanki vurdumduymazlığıyla ele alırsa, çalışanların büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağı ve bunun da büyük bir öfke yaratacağı siyaset kurumunca mutlaka hesap edilmelidir. Yöneticilerine güven duymayan bir eğitimci ordusunun verimli olmasını beklemek, eğitimcilere insanüstü anlamlar yüklemek demektir.



Kurumlar arası ücret dengesizliğinin ivedilikle giderilmesi, her sene öğretmenlere verilen “Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneğinin” TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA BİR BRÜT MAAŞ TUTARINDA VERİLMESİ taleplerimizden birisidir.



Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul ve kuruluşlarda görev yapan memur ve hizmetli çalışanların görev tanımlarındaki ve çalışma saatlerindeki belirsizlikten ötürü fazla mesaileri ödenmemektedir. Ek ders ücretleri konusunda sık sık değişikliklere gidilmiş ve adeta öğretmenlerin ek ders ücretlerini kesintiye uğratabilmek için insan aklını zorlayan uygulamalara gidilmiştir.



2007 toplu görüşmelerinde dile getirerek adım atılmasını sağladığımız “Eşit İşe Eşit Ücret” konusunda yapılan iyileştirmelerin devam etmesini ve 2012 yılının ilk yarısında tamamlanacağı sözü verilen iyileştirme çalışmalarına yaşanan problemler ve haksızlıklar giderilerek hız verilmesini istiyoruz.



4/B ve 4/C kapsamında görevlendirilen ve her türlü zorlukla mücadele eden çalışanların problemlerini de Toplu Görüşme masasına taşıyacağız.



Bu Toplu Görüşmelerde de siyaset hakkımızı da içeren TOPLU SÖZLEŞME VE GREV HAKKI talebimizi dile getireceğiz ve bunun için mücadele vereceğiz. İmzalanan uluslar arası sözleşmelerin ve önceki toplu Görüşmelerde verilen sözlerin yerine getirilmemiş olmasını yeniden dile getirip bu hakkı almak adına ne gerekiyorsa yapacağız. Bu Toplu görüşmelerin ana eksenini geçen sene olduğu gibi bir sonraki yılın zam oranı ve Sendikal haklarımız oluşturacaktır. Türk Eğitim-Sen açısından Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı vazgeçilemeyecek bir haktır ve dönülmez bir yola girilmiştir.



“Zamana bırakmamız lazım” türünden siyasi popülizm kokan tavırlara itibar etmeyeceğimizi yetkililere bir kez daha ifade etmeyi de bir gereklilik olarak görmekteyiz!



İmzalanan Uluslararası sözleşmelerin tam tersine, iç mevzuatında kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkı konusunda düzenleme yapılmamış ve grev yapmaları hala yasaktır.2002 yılından bu yana yetkili kamu görevlileri sendikaları ile Kamu İşveren Kurulu arasında gerçekleşen Toplu görüşmeler bir danışma sisteminden öteye gidememiştir. Mutabakatsızlıkla sonuçlanan görüşmeler olmuş ve konfederasyonumuz Uzlaştırma Kuruluna başvurmuştur. Uzlaştırma Kurulunun çalışanların lehine verdiği kararların hiçbirisini hükümet uygulamaya geçirmemiştir. Bu durumda kamu görevlilerinin haklarını koruyabilmesi için ellerinde hiçbir yasal dayanak kalmamaktadır. 4688 sayılı kanuna rağmen çalışanların sorunlarının arzu edilen seviyede çözülebilmesi mümkün olmamaktadır.



Gerek ülkemizin imza altına alarak, uygulamayı kabul ettiği uluslar arası sözleşmeler, gerekse dillerden düşürülmeyen demokratikleşme arzusu kamu görevlilerinin Toplu Sözleşme ve grev hakkına kavuşmasını zorunlu kılmaktadır.



Konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen, her şeye rağmen kendisine tanınmış olan yasal hakları sonuna dek kullanacak ve bu yolla kamu görevlilerinin haklarını daha da ileriye taşıyacaktır.



Sendika olarak en büyük temennimiz, kamu görevlilerinin en kısa sürede Toplu Sözleşme Grev ve siyaset yapma hakkını elde etmesi ve tüm bu sorunların çözülerek hizmet alanla hizmet sunanın ortaklaşa memnuniyetinin sağlanabilmesidir. Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sürece ve amaca uygun bir mücadele dinamiğini ortaya koyacaktır. Bu toplu görüşmede çalışan kesimin beklentilerini masaya bütünüyle taşımak öncelikli ilkemiz olacaktır. Eğitim çalışanlarının desteğiyle elde ettiğimiz yetkiyi; ideolojik körlüklere ya da ithal senaryolara kurban etmek yerine, çalışanlarımızın hayat standardını ve eğitimin kalitesini yükseltebilmek adına kullanmayı bir sorumluluk olarak görmekteyiz.



Nitekim temsil yetkisini aldığımız ilk günden itibaren sistematik bir çalışma içerisine giren Merkez Yönetim Kurulumuz, bu amaçla “Toplu Görüşme Toplantılarında görüşülecek konuların tespiti için“ bir taban araştırması yapmıştır. Bu konuyla ilgili olarak konfederasyonumuz da bir anket çalışması yapmış ve bu veriler ışığında “Toplu Görüşme Tekliflerimiz” oluşturulmuştur.



Ekte sunulan rapordaki istek ve öneriler, bizzat eğitim çalışanlarının görüşlerini yansıtmaktadır.



Talep ve önerilerimiz;



1. Kurumlar arası ücret dengesizliğinin giderilmesi



2. Mali ve Sosyal Haklar

a) Mali Haklar

b) Sosyal haklar



3. Çalışma şartları

a) Eğitim ve Öğretimin sorunları

b) Öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının genel sorunları

c) Yardımcı hizmetler ve genel idari hizmetleri personelinin sorunları

d) 657 Sayılı Kanunun 4/B Maddesine göre Çalışan Personelin sorunları,

e) 657 Sayılı Kanunun 4/C Maddesine göre Çalışan Personelin sorunları,

f) YÖK ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Personelin Sorunları

g) Yurt-Kur çalışanlarının sorunları



4. Sendikal ve demokratik haklar

Olmak üzere dört ana başlık altında toplanmıştır.



Temennimiz odur ki; 2010 yılı Toplu Görüşme süreci, milyonlarca kamu çalışanın beklentilerinin yerine getirildiği, bir uzlaşı ve iletişim dilinin geliştirildiği ve de çalışanlarla yönetenler arasındaki işbirliği miladının başladığı bir süreç olarak tarih sahnesinde yerini alır.



Saygılarımızla.



İsmail KONCUK

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı















1- KURUMLARARASI ÜCRET DENGESİZLİĞİNİN GİDERİLMESİ



Anayasamızın 55. maddesi gereğince benzer ve eşit şartlarda çalışanların eşit ücret almaları öngörülmesine rağmen kamuda uygulanan çarpık ücret politikaları nedeniyle birçok sayıda farklı ücret uygulaması bulunmaktadır. Bu durumun düzeltilmesi, kurum içinde ve kurumlar arasında ortaya çıkan ücret dengesizliklerinin giderilmesi gerekmektedir.



2008 yılı mutabakat metninde üzerinde uzlaşmaya varılan konulardan biri de eşit işe eşit ücret uygulaması çerçevesinde ek ödemelerin 2012 yılına kadar artırılarak, kamudaki ücret adaletinin sağlanmasıdır. Ücret adaletinin gerçek anlamda sağlanabilmesi için kamudaki personelin görev tanımlarının yapılması zorunludur. Ancak hükümet 2009 ve 2010 yılları ile ilgili olarak bu konuda hiçbir çalışma yapmadığı gibi tek taraflı ve kamu görevlilerini temsil eden sendikaları yok sayarak hazırladığı Yüksek Planlama Kurulu Kararları ile var olan adaletsizlikleri daha da derinleştirmiştir.



Son dönemde tek taraflı olarak alınan kararlar gereği, ek ödemelerden kaynaklı yeni bir adaletsizlik ortaya çıkmıştır. Eğitim iş kolumuzda hala ek ödemeden yararlanamayanlar bulunmaktadır. Kamuda iş barışını bozan ve yeni haksızlıklar oluşturan bu adaletsizliklerin giderilmesi zorunluluktur.



2- MALİ VE SOSYAL HAKLAR

a) Mali Haklar



1- Vatandaşlarımızın ağırlıklı olarak kullandığı mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşlarına yapılacak artışlarda temel kabul edilen genel enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir. Kamu görevlilerinin maaşlarına yapılacak artışlarda hedeflenen enflasyon yerine açlık ve yoksulluk sınırının dikkate alınması bir zorunluluktur. Toplumun belirli kesimlerine kaynak aktarırken hiçbir çekince görmeyen yetkililerin, kamu çalışanlarının da ekonomik sorunlarını çözecek düzeyde bir artış yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu noktada Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen olarak mali haklarla ilgili talebimizi üç ayrı kategoride belirledik. Bunlardan birincisi; ek ödeme oranlarının artırılarak, kurumlar arasındaki ücret farkının aşağıya çekilmesi ve ücret adaletinin sağlanmasıdır. İkincisi; kamu görevlilerinin kendileri ve ailelerinin insanca yaşaması için yetecek düzeyde ücret almalarını sağlamak amacıyla talep edilecek seyyanen artıştır. Bu kapsamda 2010 yılında oluşan %11.7'lik büyüme, yoksulluk ve asgari geçim hadleri dikkate alınarak zam oranları belirlenmeli, geçmiş yıllarda oluşan enflasyon kayıpları giderilmelidir. Üçüncüsü ise sendika üyesi olan kamu görevlileri ile üye olmayanlar arasında fark oluşturmak adına sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen fakat Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Toplu Görüşme priminin yeniden yasal düzenleme yapılarak yeniden verilmeye devam edilmesi ve brüt asgari ücretin 12'de 1'i şeklinde bir kanuni düzenleme yapılarak bir düzene kavuşturulması gereklidir.



Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen olarak öncelikle geçmiş dönemlere ait mali kayıplarımızın karşılanmasını istiyoruz.



Bugüne kadar Uzlaştırma Kurulu kararlarının uygulanmaması nedeniyle kamu görevlilerinin 262 TL ile 284 TL arasında kaybı olmuştur.



Refah payı uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle 182 TL ile 239 TL arasında kaybı vardır.



Dolayısı ile mali talebimiz öncelikli olarak bu kayıpların karşılanması, 2011 yılı için uygulanacak maaş artışlarının da bu rakama eklenmesi şeklindedir.



Buna göre; geçmiş dönem kayıplarının karşılanması için seyyanen 200 TL, 2011 yılı için ise enflasyon hedefinin üzerine %2 refah payı eklenmesi suretiyle ulaşılan %10 maaş zammı talep ediyoruz.



Ek ödemeler ile ilgili talebimiz sayın Başbakanın 2008 yılında verdiği söze dayanmaktadır.



Sayın Başbakan 16 Ağustos 2008'de ek ödemelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, kaynağın ayrıldığını ve 2012 yılına kadar bu ödemelerin sürdürüleceğini belirtmiştir.



İmzalanan mutabakat metninde de bu hususa vurgu yapılmıştır.



Bugün gelinen noktada ek ödemelerin artırılmaması; mali değil etik bir sorundur.



Bu talepler ışığında Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen'in 2011 yılında kamu görevlilerine uygulanacak zam ve tazminatlar konusundaki mali talebi en düşük dereceli memur için 310 TL'dir.



Talebimiz son derece makul ve mantıklıdır.



Karşılanmaması için tek engel, siyasi iradenin ekonomik tercihidir.



Mutlu bir toplum, adil paylaşımla mümkündür.



Adaletin de kalkınmanın da gereği budur.



2- Gelir vergisi dilimleri yükseltilmeli, vergi oranları düşürülmelidir.



3- 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde her türlü ödemeler dikkate alınarak bütün eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ikramiye verilmelidir.



4- Her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen “Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği”; brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, Yardımcı hizmetli ve Tüm Genel İdare Hizmetleri personelinin tamamına ödenmelidir. Bununla ilgili verilen kanun teklifi TBMM'de Hükümeti oluşturan siyasi partinin milletvekilleri tarafından yıllarca düzeltilmeyen bu konuda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.



5- 16.12.2006 gün ve 26378 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda bugüne kadar yapılan uygulamalar ve 5473 sayılı Kanun'la getirilen yeni düzenlemeler sonucu ortaya çıkan yanlış ve eksik konuların dikkate alınacağı yeni bir düzenleme yapılmalıdır.



6- Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin karar gereği eğitim çalışanlarının önceden bilinmeyen ve istenmeyen sebeplerle; hasta olmaları, mazeret izni almaları, YGS, LYS ve SBS sınavlarına girecek öğrencilere sınav öncesi verilen idari izinlerde, mevsim şartları ve dini bayramlardan dolayı eğitime ara verilmesi hallerinde küçümsenmeyecek oranlarda maddi kayıplar yaşanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine ilişkin 10.05.2008 tarihinde yapılan 16 ncı madde değişikliği ile öğretmenler mağdur edilmişlerdir. Bu karar yeniden gözden geçirilmeli, Bunlardan önce yürürlükte olan 16/12/2006 tarih ve 11350 sayılı bakanlar kurulu kararı ile 2007/19 sayılı genelgeden önce yapılan uygulamada olduğu gibi öğretmenlerin mazeret izni olduğu günlerde maaş karşılığı derse girme şartı aranmaksızın, maaş ve ücret karşılığı şeklinde ikiye ayrılarak haftanın günlerine dağıtımı yapılmak suretiyle, izinli olduğu günde sadece ek ders ücretinin kesileceği şekilde düzenleme yapılmalıdır.



7- 631 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11. Maddesi 2. fıkrası gereğince; üst düzey yöneticilere ödenen görev tazminatının, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı şube müdürleri ile diğer personele de ödenmesi, konusunda yeni düzenleme yapılmalıdır.



8- Bakanlığımızdaki, öğretmenlik görevinden sonra yöneticiliğe atanan şube müdürleri ile diğer şube müdürlerinin ek gösterge farklarının şube müdürlerinin lehine giderilmesi konusunda yeni düzenleme yapılmalıdır.



9- Hizmetlerin yapılmasında, artırılan performansın her aşamasında çalışanların katkısı inkâr edilemez bir gerçek olup, performans ödeneğinden üniversitelerde çalışan bütün personelin yararlandırılması (ilgili fakülte veya yüksekokul vb.) sağlanmalıdır.



10- Son yapılan ek ders düzenlemesinden Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında görev yapan şefler ve uzmanları yararlanamamışlardır. Bunların da ek ders saatleri arttırılmalıdır.



11- İkinci kademe öğretmenleriyle sınıf ve diğer meslek dersi öğretmenlerinin maaş karşılığı girmek zorunda oldukları ders saatleri 15 saat olarak eşitlenmelidir.



12- Beden eğitimi öğretmenleri için yaptıkları her bayram çalışması için ek ücret ödenmelidir.



13- İl içi, il dışı ve yurt dışında açılan sergi, müsamere, tiyatro, dinleti, bilgi kültür yarışması, okullarda yapılan etkinliklerde görev alan öğretmenlere ders yükünün dışında ki faaliyetleri sebebiyle, Ders Dışı Hazırlık ve Planlama adı altında ücret ödenmelidir.



14- KEY hesabı alacaklarının ödenmesinde yaşanan olumsuzluklar kamu çalışanları üzerinde hükümete karşı önemli oranda güven sarsıcı etkide bulunmaktadır. Bu hak edişlerini alamayanların KEY ödemelerinin bir an önce yapılması gerekmektedir.



15- Branş öğretmenlerine verilen rehberlik ek ders ücretleri sınıf öğretmenlerine de verilmelidir.



16- Yüksek Lisans yapan öğretmenlere % 25, doktora yapan öğretmenlere % 40'lık artı olarak verilen ek ders ücreti kayıpları iade edilmelidir.



17- Branş öğretmenlerine kendi branşı dışında derse girdiklerinde, maaş karşılığı ders saatini doldurup doldurmadığına bakılmaksızın ek ders ücreti ödenmelidir.



18- Çalışma şartlarına bağlı olarak nöbetçi öğretmenlere, taşıma merkezli okullardaki öğretmenlere, birleştirilmiş sınıf okutan öğretmenlere, teneffüs yapmayan okul öncesi öğretmenlerine ilave ek ders ücreti ödenmelidir.



19- MEB Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararın 12.maddesinin 2.fıkrasında değişiklik yapılarak sınav komisyonu üyeliği ve sınav gözcülüğü görevleri sınırlandırması kaldırılmalıdır.



20- Ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavlarında yabancı dil derslerinin sözlü sınav ücretleri ödenmelidir.



21- Nöbetçi öğretmenler, kendi derslerinin dışında boş olduğu vakitte bir başka öğretmenin dersini doldurduğu zaman ek ders ücreti alamamaktadır. Nöbetçi öğretmen herhangi bir nedenle boş geçen derse girdiğinde ücret alabilmesi konusunda düzenleme yapılmalıdır.



22- Mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında yapılan seminer, hizmet içi eğitim kursları ve toplantıları isteğe bağlı olmalı, zorunluluk halinde katılan öğretmen, idareci ve diğer personele ek ders ücreti ödenmeli ve mücavir alan dışından gelenlere harcırah ödenmelidir.



23-Ortaöğretim Kurumları rehber öğretmenlerinin ek ders ücretleri: Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek derslerle ilgili 2006/11350 sayılı bakanlar kurulu kararı ile değiştirilmesinden sonra rehber öğretmenlerin ek ders ücretleri Derslerin başladığı günden derslerin kesildiği güne kadar geçen sürelerde ödenmeye başlanmıştır. İlköğretim ve orta öğretim okullarında görev yapan rehber öğretmenlerin ücret ödemesi ile ilgili tereddütlerin giderilmesi amacı ile personel genel müdürlüğünün 28.06.2007 tarih ve 41388 sayılı yazıları ile meslekle ilgili çalışmalara katılan rehber öğretmenlere 15 saat ücret ödemesinden yararlandırılması ile ilgili açıklamaya göre ilköğretimde görev yapan rehber öğretmenlere ücret ödemesi yapılmaya başlanmıştır. Fakat Orta öğretim okullarında görev yapan rehber öğretmenlerin mesleki çalışma semineri yapmamaları nedeni ile ortalama yükseltme ve sorumluluk sınav dönemlerinde, tercih dönemlerinde görev almalarına rağmen ücret ödemesi yapılmamaktadır. Bu konuda MEB Maliye Bakanlığına görüş sormuş ve Maliye Bakanlığı 25.06.2010 tarih ve 9434 sayılı görüş yazısında “ücret ödenmesinin mümkün olmadığı” şeklinde görüş bildirmiş ve bu görüş sendikamızca 26/07/2010 tarihinde yargıya taşınmıştır. Yargıdan döneceği beklenilen bu kabul edilemez uygulamanın bir an önce düzeltilmesi, sınav ve tercih dönemlerinde rehber öğretmenlere ek ders ücretlerinin ödenmesi gerekmektedir.



24- Sosyal faaliyetler ve sınıf öğretmenliği aynı öğretmene verildiğinde ayrı ayrı ücret ödenmelidir.



25- Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan tüm memur ve hizmetlilere, Bağ-Kur'da olduğu gibi yılda en az iki ikramiye, Bağ-Kur ve Maliye Bakanlığı'nda olduğu gibi fazla çalışma ücreti verilmelidir.



26- Veli toplantılarında görevli olan öğretmen ve yöneticilere günlük 6 saat ek ders ücreti verilmeli, diğer personele fazla çalışma ücreti ödenmelidir



27- Milli Eğitim Bakanlığı'nda çalışan Bağımlı Daire Başkanları ile Şube Müdürleri arasındaki maaş farkı azaltılmalıdır.



28- Kadrolu öğretmenler ile sözleşmeli öğretmenler arasında ders ücreti farkı giderilmelidir.

29- Eğitim-Öğretim Kurumlarında çalışan sağlık personelinin mali durumları iyileştirilmelidir.



30- Daktilograf veya memur iken şef olanlarla, VHKİ iken şef olanlar arasındaki yan ödeme farkı kaldırılmalıdır.



31- Kamu görevlileri emekli olduklarında maaşlarında ortaya çıkan düşüş nedeniyle mağdur olmakta, bu nedenle emekli olmaktan kaçınmaktadırlar. Kamu görevlilerinin emekliliklerinde de mevcut ekonomik statülerini korumak için kamu görevlilerinin maaşlarının ve ek ödemelerinin tamamının emekli keseneğine dahil edilerek, emekli maaşı hesaplamasına katılması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerekmektedir.



32- İlçe ve köylerde görev yapan ve zaman zaman sınav evrakı alma, toplantıya katılma ve benzeri sebeplerle il ve ilçeye çağrılan yönetici, öğretmen, memur ve diğer çalışanlara yolluk ödenmelidir.

33- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 178.maddesinde değişiklik yapılarak, Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarından şoför, memur, hizmetli, teknisyen, VHKİ, gece bekçisi ve aşçılara fazla çalışma ücreti ödenmelidir.



34- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 176.maddesindeki gösterge yükseltilerek ek ders ücretleri günün şartlarına uygun hale getirilmelidir.



35- 657 sayılı Kanunun 1897 sayılı Kanunla değişik 36'ncı maddesi (A) bendinde; öğrenim durumları itibariyle gösterilen giriş derece ve kademelerinin yanı sıra, yine öğrenim durumlarına göre yükselebilecek derece ve kademeler de gösterilmiştir. Maddede belirtilmeyen okullardan mezun, aynı dersi, aynı krediyi almış olan öğretmenlerimiz mevcut durumda madde metninden yararlanamamaktadır. Madde metninin (özellikle b) alt fıkrasının) genişletilmesi gerekmektedir.



36- Öğretmenlerin mahrumiyet bölgelerinde görev yapmalarını teşvik etmek amacıyla buralarda çalıştıkları dönemler için farklı tazminat ödenmelidir. Nitekim bu konuda Türk Eğitim San, MEB Öğretmen atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hazırlık çalışmaları çerçevesinde MEB'e gönderdiği tekliflerinde zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlerimiz için bölgenin derecesine göre 1 brüt asgari ücret ile 2 brüt asgari ücret tutarında “zorunlu hizmet tazminatı” ödenmesini teklif etmiştir. Bu konuda düzenleme yapılmalıdır.



37- Maaşla ödüllendirme ve diğer ödüllendirmelerde çıplak maaş tutarı yerine ele geçen maaş miktarı ödenmelidir. Ödüllendirmelerde kıstaslar getirilerek kayırmacılığa son verilmelidir.



38- Eğitim çalışanlarının maaşları AB standartlarına çıkartılmalıdır.



39- Eğitimle ilgili buluş yapan, eser ortaya koyan ve üreten eğitim çalışanları, teşvik amacıyla ekonomik olarak desteklenmelidir.



40-657 Sayılı DMK'nın 64. maddesine göre kalkınmada öncelikli bölgelerde çalışanlara verilen 2 yıla 1 kademe uygulaması, MEB Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğindeki zorunlu hizmet alanlarında yapılan değişikliğe paralel olarak değiştirilmeli, böylece zorunlu hizmet alanlarında çalışan öğretmenlerin tamamının 2 yıla 1 kademe uygulamasından yararlanması sağlanmalıdır.



41- Okul yöneticilerine ek ders görev ücreti yerine, görev tazminatı adı altında kendi okulunda en fazla ders ücreti alabilecek öğretmen kadar tazminat verilmelidir. Ayrıca maaş karşılığı girmesi gereken saatler tamamen kaldırılmalıdır.

42- Örgün ve yaygın eğitim kurumlarındaki, müdürler arasında ek ders ücret adaletsizliği ortadan kaldırılmalıdır.



43- İdarecilere egzersiz faaliyetlerinde bulunabilme hakları tekrar verilmelidir.



44- Bünyesinde ana sınıfı bulunan ilköğretim okullarının idarecilerine ödenen ek ders ücretleri, anaokulu idarecilerine ödenen seviyeye çıkarılmalıdır.



45- Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı her tür Lise ( Yatılı ve Pansiyonlu Okullar hariç) müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının yönetim karşılığı haftalık ek ders ücreti saatleri en yüksek ek ders ücretinde, ilköğretim okullarında da en yüksek seviyede eşitlenmelidir.



46- Ortaöğretim Kurumlarında görev yapan yöneticilere; “Ortalama Yükseltme ve Sorumluluk Sınavları”nda sınav görevleri karşılığı sınav ücreti verilmelidir.



47- Milli eğitim müdürlerinin ve şube müdürlerinin “Özel Hizmet Tazminatları” arttırılmalıdır.



48- Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatında görev yapan, ek ders ücreti alamayan diğer çalışanlara da ek ders ücreti veya yerine geçecek tazminat verilmesi için çalışma yapılmalıdır.



49- Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan şoför kadrosundaki memurlar da çalışma saatleri olarak idareye uymaktadırlar. Yani hafta içi 08.00–21.00 hafta sonu 09.00–21.00 çalışma saatleri olduğu halde izin dışında ek bir mesai ücreti ödenmemektedir. Bu çalışanlara ek mesai ücreti ödenmelidir.



50- Nöbet tuttuğu halde ücret alamayan personele de nöbet ücreti verilmelidir. Türk eğitim Sen, nöbet tuttuğu halde ücret alamayan personele nöbet ücreti verilmesi için, Başbakanlık, Maliye Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığına yazı göndererek bu talebi iletmiştir. Talebimiz doğrultusunda gece nöbeti tuttuğu halde nöbet ücreti alamayan personele izin verme yerine diğer kurumlarda olduğu gibi mesai ücreti ödenmelidir.



51- Hizmetli kadrosunda olup da, valilik onayı ile memur veya veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görevlendirilen hizmetliler, bu kadroların yararlandıkları yan ödeme ve göstergelerinden yararlandırılmalıdır.



52- Döner sermayeli kurumlarda çalışan hizmetli ve memurların da döner sermayeden adil biçimde pay almaları sağlanmalıdır.



53- Fiilen bilgisayar kullanan personele de VHKİ' ne verilen tazminatlar verilmelidir.



54- Teknoloji tasarım öğretmeni olarak atanan teknik öğretmenlere de teknik hizmet tazminatı ödenmelidir.



55- Meslek Liseleri ve mesleki eğitim merkezlerindeki öğretmen ve idarecilerin ek ders saatleri arasındaki fark kaldırılmalıdır.



56- Meslek Lisesi statüsündeki tüm okullarda meslek dersi öğretmenlerine ek olarak verilen eğitim ve öğretim tazminatının branşlar için eşit ve üst oranda ödenmesi sağlanmalıdır.



57- 3308 sayılı Kanun'un gelirlerinden teknik öğretmenlere ödenen ek ücret artırılmalıdır.



58- Bölüm ve atölye şeflerinin ücretleri düzenlenirken “Planlama ve bakım onarım görevi” ücretinin, Ek Ders Ücretleri Esaslarının 6/4 birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen atölye ve laboratuar öğretmenlerine verilebileceği belirtilmektedir. Bu düzenlemede Ticaret Meslek Liseleri, Sağlık Meslek Liseleri, Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri ve İletişim Meslek Liselerinde görev yapan bölüm ve atölye şefleri bulunmamaktadır. Ayrı kapsama alınmalı, ayrıca kararda ve kararın ekinde yer alan çizelgede, ticaret-turizm ve sağlık idaresine bağlı okulların ek ders durumu belirtilmelidir.



59-Meslek liselerinde MEGEP kapsamında yeni oluşturulan alan ve dal ile ilgili olarak staj çalışması yapacak öğrenciler okul dışında yeterli sayıda işyeri olmaması sebebiyle staj çalışmalarını okullarımızda yapmaktadırlar. Ancak okullarımızda görevlendirilen öğretmenlerimize haftada en fazla 16 saat ücret ödenmektedir. Bunun yeniden gözden geçirilerek her gün için 8 saat olarak belirlenmesi ve bir öğretmenin haftada 5 gün görev alabilmesi sağlanmalıdır.



60- Endüstri meslek liselerinde çalışan atölye teknisyenlerine yardımcı öğretim görevlisi olarak ödenen ek ders ücretinden yararlanmaları konusu bir esasa bağlanmalıdır.



61- Teknik öğretmenlere ödenen Teknik Hizmet Tazminatı, kanunda belirtildiği gibi % 40'a çıkartılmalıdır.



62- Mesleki ve teknik eğitim kurumlarında görevli teknisyenlerin maaşlarındaki yetersizlik giderilmeli ve özel hizmet tazminat oranları yükseltilmelidir.



63- Teknik öğretmenlerin koordinatörlük görevlendirme kriterleri belirlenmeli, problemler giderilmelidir.



64- Bilgisayar öğretmenleri ve alan daralması sebebiyle ilköğretim okullarında görevlendirilen tekstil ve benzeri branşlardaki teknik öğretmenler, Meslek Liselerindeki emsalleri gibi özlük haklarından faydalandırılmalıdır.



65- 5473 sayılı Kanun'la 439 sayılı Kanun'da değişiklik yapılarak “atölye ve meslek dersleri” ifadesi kaldırılmış, yerine “ders” ifadesi yazılmıştır. Kanunun eski şekline getirilmesi ve öğretmenlerin maaş karşılığı sadece branşlarında derse girmeleri sağlanmalıdır.



66-Fazla mesai ücretlerinin çalışanın saat başı ücreti olarak belirlenmesi ve fazla çalışmaların yeniden düzenlenmesi, tatil günü ve bayram günlerinde yaptırılan zorunlu çalışma karşılığında fazla mesai ve nöbet ücretinin bir kat fazlası ödenmelidir.



67- 750 TL olan emekli yolluğu 1500 TL'ye çıkarılmalıdır.



68- 657 sayılı Kanun'un 152 inci maddesine göre hizmet sınıflarına verilen özel hizmet tazminatları yeniden düzenlenmeli ve hiyerarşik denge sağlanmalıdır



69-Beden Eğitimi öğretmenlerinin bazıları İL LİG Heyeti'nde görevlendirilmektedirler. Bunların kadrolarının bulunduğu okullarda dersler ücretli öğretmenler tarafından kapatılmaktadır. Bu görevlendirmeler bazen aynı öğretmenlerin yıllarca görevlendirilmesi şeklinde devam etmektedir. il lig heyeti mutlaka olacaksa ve burada da mutlaka beden eğitimi öğretmenleri olacaksa lig heyeti normu oluşturulmalı ve bu kadrolara atama yapılmalıdır.



70-İlköğretim Okullarının 6.7.8. sınıf Şube Rehber öğretmenlerine ödenen Şube Rehber öğretmenliği/Sosyal Kulüp Rehber öğretmenliği ücretinin 3 saate çıkarılarak 1-5. sınıf öğretmenleri de dahil tüm öğretmenlere verilmelidir.



71-Bakanlıkça yapılan ortak başarı, seviye tespit sınavı gibi sınav görevlerinde öğretmenlerin o günkü ücretleri kesilmeden artı 6 saat ücret ödenmelidir.



72-Bilim Sanat Merkezlerindeki öğretmenlerin ücretlendirmeleri RAM'lardaki gibi olmalı ülke genelinde uygulama birliği sağlanmalıdır



73-Anaokullarına kadrolu yönetici atamasında problemler yaşanıyorken, Anaokulu öğretmenleri 31 saate kadar ücret alabildikleri halde görevlendirme anaokulu müdürleri en fazla 18 saat ücret almaktadırlar .Bu çelişki giderilmelidir



74-İkili eğitim veren okullarda görev yapan idarecilerin ek ders ücretlerinin çalışma saatlerine göre yeniden düzenlenmelidir.



75-Proje, laboratuar ve deney çalışması yapan öğretmenlere egzersiz ücreti ödenmelidir.



76-Milli Eğitim Bakanlığında çalışan şeflerin ek ders ücretlerinin 25 saate çıkarılması ve ek ödemeden yararlandırılmaları gerekmektedir. Aksi takdirde şef olarak görev yapmanın hiçbir cazibesi kalmayacaktır.



77-Emeklilik kanununda yapılan değişiklikler sonucunda emekli olma süresinin uzadığı malumdur. Çalışanların kıdem ve terfi sistemininde buna göre düzenlenmesi gerekmektedir. Şöyle ki; çalışanların kıdemi 25 yıla dayandıktan sonra ilerlememektedir. Emekli oluncaya kadar kıdemin yıl olarak artması bu durumu ortadan kaldıracaktır. Aynı durum derece ve kademe terfilerinde de uygulanmalıdır. Bir üniversite mezunu memur 1-4 üne geldiğinde derece ve kademe ilerlemesi bitmektedir. Ancak emekli olmasına çok uzun yıllar olduğu görülmektedir. Derece ve kademe ilerlemesinin devam ettirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır.



78-Hazırlık ve planlama ücreti bütün öğretmenlere haftada 6 saat olarak verilmelidir.



79-Sağlık Meslek Lisesi meslek dersleri öğretmenlerinin kesilen uygulama ücretleri yeniden ödenmelidir.



b) Sosyal Haklar



1- Eğitim çalışanlarından alınan %20'lik ilaç katkı payı kaldırılmalıdır.



2- Özel hastane ve polikliniklerde yalnızca kamu görevlileri için uygulanan 15 TL katılım payı alınması uygulaması kaldırılmalı ve özel sağlık kuruluşlarında tetkiklerden fark parası alınmayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.



3- 18 yaşını doldurduğu halde çalışmayan ya da öğrenimine devam edemeyen erkek çocuklarının 25 yaşına, kız çocuklarının ise evleninceye kadar durumlarında bir değişiklik olmaması kaydıyla sağlık sigortası hakkından faydalandırılmalıdır.



4- Burs alan çocukların ebeveynleri üzerinden sağlık sigortası hakkından faydalanamaması sorunu çözülmelidir.



5- Askere giden personele askerlik süresi boyunca, Maaşının ¼ oranında maaş verilmelidir.



6- Doğum yapan ve ücretsiz doğum iznine ayrılan personele izin süresi boyunca Maaşının1/4 oranında maaş ödenmelidir.



7- Yiyecek Yardımı Yönetmeliği'nin Uzlaştırma Kurulu'nun konu hakkında verdiği karar göz önünde bulundurulmak kaydıyla yeniden düzenlenmesi, kamu görevlilerinin 657 sayılı Kanunun 4/B ve 4/C maddeleri kapsamında çalıştırılan personel de dâhil olmak üzere tamamının yemeklerden ücretsiz yararlanmasının sağlanması, 50 kişiden az personelin çalıştığı işyerlerinde de yemek ücreti ödenmelidir.



8- Harcırah ve yollukların amacına uygun olarak, Uzlaştırma Kurulu kararları doğrultusunda görevli personelin günlük ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye çıkarılmalı ve tüm yer değişikliğinde -ilk atama dâhil- yolluk ödemesi yapılmalıdır.



9- Ek ders ücretleri, geçici görev yollukları zamanında ödenmemektedir. Bunların zamanında ödenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.



10- Memur ve sözleşmeli personele bir defaya mahsus olarak 25 bin gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı tutarında evlenme yardımı verilmelidir.



11- Tüm eğitim çalışanlarının otobüs, tren, metro ve benzeri hizmetlerden indirimli olarak yararlanması sağlanmalıdır.



12- Bakanlık merkez çalışanlarına verilen toplu taşım kartlarından, büyük şehirlerdeki tüm eğitim çalışanları da yararlandırılmalıdır.



13- Çocuğu yüksek öğrenim gören eğitim çalışanlarına çocuk yardımı kapsamında “Eğitim Yardımı” yapılmalıdır.



14- Diş, gözlük, ortez, protez ve çeşitli cihaz bedellerinin tamamı ücretlerinin devlet tarafından karşılanmalıdır.



15- Özürlülerin sağlık cüzdanlarının renkleri değiştirilerek sağlık kuruluşlarında öncelik tanınmalıdır.



16- Eğitim çalışanlarının, eskiden olduğu gibi müze ve diğer tarihi yerlere ücretsiz olarak girebilmeleri sağlanmalıdır.



17- Tüm kamu hizmet araçları KASKO kapsamına alınmalıdır.



18- Lojman tahsis edilen ve edilmeyen eğitim çalışanları arasındaki eşitsizlik giderilmeli, lojman tahsis edilmeyenlere 100 m2 lojmanda oturan kamu görevlilerinden alınan kira bedeli kadar kira yardımı yapılmalıdır.



19- Öğretmenevi bandrol uygulaması kaldırılmalıdır. Öğretmenevlerine doğal üyelik statüsünün geri kazandırılarak aidat ödenmeden üye haklarından yararlandırılması sağlanmalıdır.



20- Eğitim çalışanları için daha fazla dinlenme ve tatil tesisleri yapılmalıdır.



21- Milli Eğitim Bakanlığı ve TOKİ arasında yapılacak protokol çerçevesinde, eğitim çalışanlarının yararlanacağı KONUT PROJELERİ hayata geçirilmeli, bu sayede ev sahibi olamayan eğitim çalışanlarının uygun şekilde ev sahibi olmaları sağlanmalıdır.



22- İnsan sağlığını tehdit eden atölye, kalorifer daireleri gibi bölümlerde çalışan personele, zehirlenmelere karşı ayran, yoğurt vb. gıda yardımı yapılmalıdır.



23- Ödenmekte olan sosyal yardım (aile yardımı, çocuk parası, doğum yardımı, ölüm yardımı) gösterge rakamları yükseltilerek ödenmelidir.



24- Yıllık izinler işgünü esasına göre düzenlenmeli ve günlük idari izinler yıllık izinden düşülmemelidir.

25- Yurtdışına görevlendirilen öğretmenlerin yaz tatilleri Türkiye'deki öğretmenler gibi olmalı ve ders kesimi ile ders yılı başlama tarihleri arasında izinli sayılmalıdır. Ayrıca, uçak geliş-gidiş biletleri devlet tarafından karşılanmalı ve ücretleri artırılmalıdır.



26- Devlet memurlarının özel eğitime muhtaç çocuklarının, devletçe karşılanan aylık 8 saatlik ders sayısı 12 saate çıkarılmalı ve devlet tarafından karşılanmaya devam edilmelidir.



27- Engelli öğretmen ve personele; kurum lojmanlarından kontenjan ayrılmalı ve kendi aralarında sıra tahsisli olarak yararlandırılmalıdır.



28- Terör olaylarında hayatını kaybeden eğitim çalışanlarının durumları da, şehit ve gazi olan asker ve polislerimiz gibi değerlendirilmelidir.



29- 5450 sayılı Kanun' la Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilen okullardaki meslek dersleri öğretmenleri normal liselere veya İlköğretim Okullarına verilerek meslek dersleri öğretmeni olma avantajlarının ortadan kaldırılmasından dolayı doğan hak kaybı önlenmelidir.



30- Milli eğitim müdürleri ile yardımcılarına ve şube müdürlerine de kariyer basamakları sınavlarına girme hakkı verilmelidir.



31- Üniversite ve Yurt-Kur çalışanları ile KKTC'nde görev yapan öğretmenler, öğretmen evlerinden yararlandırılmalıdır.



32- Örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim kurumlarındaki kadrolu usta öğreticilerin, öğretmenlik mesleğine ilişkin temel bilgi ve becerilerle donatılmaları amacıyla hizmet içi eğitim almaları sağlanmalıdır.



33- Şehit ve gazi çocukları için özel okul ve dershanelerde %5 oranında ücretsiz kontenjan ayrılmalıdır.



34- Hizmetlilere oda tahsisi yapılmalıdır



35- Bakanlık merkez binasında ve taşrada görev yapan tüm eğitim çalışanlarının çocukları için kreş ve gündüz bakımevleri açılmalıdır.



36- Mevcudu 500 öğrenciyi aşan okullara, devlet tarafından güvenlik ve sağlık görevlisi verilmelidir.



37- Ders kitapları; her yıl dağıtılmak yerine, ciltlenmiş ve baskı kalitesi arttırılmış ve 5 yıl süreli kullanılmak üzere okullara verilmeli, öğretim yılı sonunda toplanarak israf önlenmelidir.



38- Eğitim çalışanlarının görev yaptığı yerlerde ikâmet etme şartı kaldırılmalıdır.



39- Atölye ve meslek dersleri öğretmenleri ve öğrencileri iş kazalarına karşı sigorta yaptırılmalıdır.



40- Üç günü geçmeyen mazeret izinlerinin işyeri amirlerince verilmesi sağlanarak bürokratik işlemlerin azaltılması yoluna gidilmelidir.



41- Engelli eğitim çalışanları ve öğrenciler için işyerlerinin fiziki yapıları uyumlu hale getirilmelidir.



42- Yaz ve güz dönemi mesleki eğitim çalışmaları ile hizmet içi eğitimler, eğitim-öğretimin kalitesinin ve öğretmen verimliliğinin arttırılmasına yönelik olarak yeniden düzenlenmelidir.



43- Okulların yapacağı etkinliklerde, şehir içi ulaşımları belediyelerce ücretsiz olarak sağlanmalıdır.



44- Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı öğretmen çocuklarına tanınan kontenjanın Bakanlıkta merkez ve taşra kuruluşlarında çalışan tüm eğitim çalışanları da dâhil edilmelidir. -Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı Sınava başvurabilmek için belirlenen miktar ailenin yıllık gelirinin fert başına düşen tutarı 2007 yıllında 5100 YTL, 2008 yılında 5400 YTL iken 2009 yılında 4353 TL 2010 yılı için 4590 TL olarak belirlenmiştir. Bu miktarın düşük tutulmasından dolayı kontenjan ayrılan öğretmen çocukları için bir anlam ifade etmemiştir. Yani öğretmen çocukları bu sınavlara başvuru yapamamıştır. Rakamların yükseltilerek mağduriyetin giderilmesi gereklidir.



45- Özel eğitime muhtaç öğrencilerin devam ettiği kurumlarında çalışanlara bu çalışmaları süresince yıpranma payı verilmelidir. ( 3 yıla 1, 4 yıla 1 gibi)



46- Bilindiği gibi ilköğretim okullarına yeni başlayacak öğrencilerin hangi okullara kayıt olacağı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne göre gerçekleştirilmektedir. Bu kayıt sistemi ile öğrencinin adresinin kayıtlı olduğu yerin en yakınında yer alan okula kaydının gerçekleştirileceği anlamına gelmektedir. Bu durumda eğitim çalışanları görev yaptıkları okullara çocuklarını kaydettiremedikleri için mağduriyet yaşamaktadırlar. Eğitim çalışanlarının mağduriyet yaşamaması için çocuklarının da istemeleri halinde görev yaptıkları okullara kayıtlarını yaptırabilmelerine imkân sağlanmalıdır



47-Bayan memurların doğum sonrası süt izni kullanım süresi bir yıldan iki yıla çıkarılmalıdır.



48-Kamu çalışanları için bölgenin iklim şartları doğrultusunda kılık kıyafet yönetmeliği yeniden güncellenmelidir.



49-Tüm yatılı okullarda bulunması gereken hesap işleri memurluğu kadrolarına atama yapılmalıdır.



50-657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nm 36. maddesinin ortak hükümler bölümünde personelin öğrenim durumu itibariyle yükselebileceği derece ve kademe belirlenmiştir. Tüm çalışanların öğrenim durumu itibariyle yükselebilecekleri dereceye kadar yükselmeleri sağlanmalıdır.



51-Doğum yapan bayan öğretmenin, doğumdan sonra bir yıl ücretli izinli sayılması istemesi halinde ilave olarak bir yılda ücretsiz izne ayrılabilmesi sağlanmalıdır.



52-Kurumlar arası nakil yoluyla yapılan atamalarda kamu çalışanlarının yaşadıkları (muvafakat verilmemesi) olumsuzluklar giderilmelidir.



53-Okullarımızdaki okul Müdürleri statüleri eğitim öğretim kadrosundan çıkartılarak genel idare hizmetleri sınıfına alınıp hiyerarşik bir yükselme sağlanmalıdır.



54-Yönetici atamalarında, Mesleki ve Teknik Okullardaki Bölüm, Atölye ve Labratuvar şefliklerinde geçen süreleri de yöneticilik kademesinden sayılmalıdır.



3- ÇALIŞMA ŞARTLARI

a) Eğitim ve Öğretimin Sorunları



1-Ön lisans eğitimini tamamlayan personele bölümleriyle ilgili lisans tamamlama hakkı sağlanmalıdır.



2- Engelli personel için gerekli araç ve gereçler kurumlarınca alınmalıdır.



3- Kamu kurumlarının hizmet binalarına, okullara, camilere ve bunların yakınlarına kurulan GSM operatörü baz istasyonları kaldırılmalıdır.



4- Memurun bir yüksek öğretim kurumunda örgün lisans eğitimi yapmak üzere merkezi sınavı kazanması halinde, eğitim göreceği ilde, çalıştığı kuruma ait boş kadrolara öncelikle atanması sağlanmalıdır.



5- 01.03.1982 tarihinden sonra memuriyete başlayanların kamuda ve özel sektörde geçen sözleşmelilik, işçilik sürelerinin ve açıktan vekil olarak görev yapılan sürelerin kazanılmış hak aylıkla sayılmalıdır.



6- Milli Eğitim müfredat programları, öğretmenlerin ve yetkili konfederasyonların da görüşleri alınarak milli ve manevi değerler ışığında yeniden düzenlenmelidir.



7- Döner sermaye işletmelerinde yapılan üretimin okul dışında ihale usulü ile yürütülmesi, döner sermaye-öğrenci ilişkisini bitirmiştir. Bu uygulamanın tekrar eskisi gibi yapılması, öğrencilerin döner sermaye çalışmalarına katılıp tecrübe sahibi olmalarını sağlarken; teknik öğretmenlerin de döner sermaye ücreti alabilmesini sağlayacaktır. Bu şekilde meslek liselerinin daha verimli çalışması ve ekonomiye katkı sağlaması hedeflenmelidir.



8- Kadro ihtiyacı duyulan okul ve kurumlara yeteri kadar kadro verilmeli ve personel ihtiyacı giderilmelidir. Dışarıdan hizmet satın alma yoluyla oluşturulan taşeronlaşmanın önüne geçilmelidir.

9- Öğretmen açığının kapatılması için, mezun olup büyük bir heyecanla öğretmen olmanın düşünü kuran, görev bekleyen 370 bin öğretmen adayının umutları tükenmeden atanmaları sağlanmalıdır. Şu anda 200 bin öğretmen ihtiyacımız göz önüne alınarak yeni bir öğretmen istihdam politikası belirlenmeli 2010 yılında en az 100.000 kadrolu öğretmen alımı yapılmalıdır. Sözleşmeli, ücretli ve vekil öğretmen görevlendirilmesi uygulamasına son verilmelidir.



10- Bütçeden eğitime ayrılan pay gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarılmalıdır.



11- Kayıt ve diğer dönemlerde velilerden para alınmamalı, okulların her türlü ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır.



12- Okullarda şiddet, taciz ve madde bağımlılığı alabildiğine artmıştır. Madde bağımlılığı eğitimin kanayan bir yarasıdır. Yeterli önlemler alınmadığı takdirde madde bağımlılığı okullarda büyük bir tehlike olarak günden güne büyüyecektir. Bu noktada aileler, öğretmenler, emniyet güçleri, medya, sivil toplum kuruluşları konuyla ilgili ortak hareket etmelidir. Madde bağımlılığının yanı sıra okullar şiddetin adresi haline gelmiştir. Sendikamızın yaptığı anket çalışmalarında madde bağımlılığı ve şiddet olaylarında artışın endişe verici sayıda olduğu görülmektedir. Öğrencilerin suça yönelmesinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanlış uygulamaları ve eğitim sisteminde yaşanan boşlukların da payı büyüktür. Okullarda boş geçen derslere karşı önlem alınmamakta, gençlerin sosyal ve sportif aktivitelerine imkân sağlanamamaktadır. İşte tüm bunlar madde bağımlılığını ve okullarda şiddeti artırmaktadır.



Geleceğimiz olan çocuklarımızı; hem bu tür kötü alışkanlıklardan kurtaracak, hem de iyi eğitim alabilecek bir eğitim sistemine kavuşturmamız gerekmektedir. Bunun için de, öncelikle eğitim sistemimizi yaz-boz tahtası olmaktan çıkartıp, hükümetler üstü millî bir yapıya kavuşturmamız gerekmektedir.



13- Okullardaki şiddet ve tacizin önlenmesi, eğitim-öğretim ve ülke geleceği açısından son derece önemlidir. Bu sebeple;



*Yeni yapılacak okul projelerine en az 1000 kişilik konferans ve toplantı salonunun dâhil edilmesi.

*Disiplin Yönetmeliği uzmanların görüşü de alınarak yeniden düzenlenmeli, ilköğretim okullarına da benzeri bir yönetmelik çıkarılmalıdır.

*Okul, öğretmen ve veli işbirliği sağlam kriterlere bağlanmalıdır.

*Yazılı ve görsel medyanın desteği sağlanmalıdır.

*Ölçme ve değerlendirmede, iyi vatandaş olmanın öğretmenlerin not değerlendirilmesinde dikkat edilmesi gereken bir husus olduğu, sınıf geçme sistemi içerisinde belirtilmelidir.

*Emniyet güçlerinden en verimli şekilde istifade edilmelidir. Gerekirse okullarda özel güvenlik kadroları tahsis edilmelidir.

*Okul ve öğretmenin öğrenci üzerindeki etkinliği artırılmalıdır.

*Öğrencilere okuma alışkanlığı kazandıracak yöntemler tespit edilmeli ve okumaya teşvik edici tedbirler alınmalıdır.

*Derslerin boş geçmesi önlenmelidir.

* Okullardaki idareci sayıları artırılmalıdır.

*Okul binalarının tip projeleri öğrencilerin her türlü sosyal ve sportif etkinliği yapacak şekilde düzenlenmelidir.

*Öğrencilerin sosyal aktivitelerinin artırılması, enerjilerini yararlı yönde kullanmaları ve yaşanan şiddet olaylarının önlenmesi kapsamında Beden Eğitimi dersleri, ilköğretimde artırılmalı ve Orta Öğretimde her seviyede zorunlu hale getirilmelidir.

*Okullarımızda şiddet ve kötü alışkanlıkların önüne geçilmesi için kültürel, sportif etkinliklere ağırlık verilmesi gerekir. Bu anlamda okullarda yapılan egzersiz çalışmalarının oranı artırılmalıdır.

*Okullarda öğrencileri yalnızlaşmaya iten sebeplerden biri de tekli sıra uygulamasıdır. Paylaşmayı ön planda tutan öğrenci yetiştirmede iki kişilik sıralardan vazgeçilmemelidir. Konu bakanlıkça titizlikle takip edilmeli ve denetlenmelidir.

*Öğrencilerimizin adeta ailelerinden de koparılmasına yol açan dershane sistemi gözden geçirilmelidir.



14- Öğretmen verimliliği artırılmalıdır. Bu sebeple;



* Derslik başına düşen öğrenci sayıları ideal ölçülerde olmalıdır.

* Sınıf geçmede öğretmen etkinliği artırılmalıdır.

* Öğretmenin sosyal statü kaybı telafi edilmelidir.

*Öğretmenlerin periyodik olarak hizmet içi kursundan geçirilmeleri sağlanmalıdır.

*Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği öğretmenin huzur ve çalışma şevkini artıracak şekilde eksiklikleri tamamlanarak yeniden düzenlenmelidir.



15- İlköğretimde birleştirilmiş sınıf uygulaması kaldırılmalıdır.



16- Üstün zekâlı çocuklar için okul sayıları arttırılmalıdır.



17- Anayasaya aykırı olarak yabancı dilde eğitim yapan okullardaki (yüksek okullar dâhil) bu uygulamadan vazgeçilmelidir.



18- Müfredat değişikliği ile birlikte öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirecek, onların düşünce ufuklarını açacak, bedensel gelişimlerini sağlayacak beden eğitimi, müzik, resim gibi derslerin ders saatleri arttırılmalıdır.



19- Sağlık Meslek Liseleri mesleki ve teknik eğitim içerisine alınarak ilgili genel müdürlüğe bağlanmalıdır



20-Aylıkla Ödüllendirmede öğretmenlerin haricinde görev yapan memurların kontenjanının da artırılması ve Aylıkla ödül uygulamasının eşit ve tarafsız olarak yapılması sağlanmalıdır.



21-Sağlık Meslek Lisesi Öğretmenleri Koordinatörlük sırasında, hastanelerde bire bir öğrenci ile beraber bulunduğundan, iş riski ve bulaşıcı hastalık riski yüksektir. Bundan dolayı, iş riskinden yararlanmalıdırlar.



22-Hastanelerin bir kısmında öğretmenler için eğitim birimi oluşturulmadı, tüm hastanelerde eğitim birimi oluşturulmalıdır. ( M.E.B.'nın 10 öğrenci olan her birimde, eğitim birimi oluşturulması gereklidir, yazısı var.)



23-Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe Grubu öğretmenlerinin meslekte 15 yılını dolduranlar Mali Müşavirlik Sınavı yapılarak başarılı olanlara Mali Müşavirlik Belgesi verilmeli ve özel sektörde çalışanlarının önü açılmalıdır.



b) Öğretmenlerin ve Eğitim çalışanlarının genel sorunları



1- İsimsiz ve imzasız dilekçeler ve şikâyetler işleme konulmamalıdır.



2- Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'ne “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 18. maddesi gereğince aylıksız izinli olarak sendika merkez ve şube yönetim kurulu üyeliği yapanların, bu görevde geçirmiş oldukları süreleri, dördüncü kademe yöneticiliğinde geçmiş sayılır.” hükmü eklenmelidir.



3- Bireysel olarak verilen olumlu Danıştay kararları, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.



4- Öğretmenlere, sürücü kurslarında ve etüt eğitim merkezlerinde derse girme hakkı sağlanmalıdır. (bu konudaki Danıştay kararları dikkatte alınarak düzenleme yapılmalıdır.)



5- Ehliyet sınavlarında görevli öğretmenlere, Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürlerine ödenen ücret farkı kapatılmalıdır.(80 TL–800 TL)



6- Atama ve yer değiştirmelerde, aile bütünlüğü, sağlık ve öğrenim durumları dikkate alınmalıdır. Eskiden olduğu gibi, tüm atama ve yer değiştirme işlemlerinde hizmet süresi hesaplamasında 30 Eylül tarihi esas alınmalı ve hem kadrolu hem de sözleşmeliler için tüm özür gruplarında il emrine atamaları gerçekleştirilmelidir.



7-Zorunlu/İsteğe Bağlı/Özür Grubu gibi Yer Değiştirme dönemlerinde branşlarda illerde fazla açık görünmemektedir. Norm kadro açığı olan tüm branşlar gösterilmelidir



8- Alanları dışında başka bir branşta görev yapmak zorunda kalan öğretmenler durumlarından memnun değildirler. İl dışına başvuru hakkı verilerek, öğretmenlerin alan değiştirmelerine imkân verilmelidir.



9- Aday öğretmenlerin eş durumu özür grubu nakillerinde stajyerliğin kalkmış olması şartı kaldırılmalı, aile bütünlüğüne saygı duyulmalıdır.



10- DMK'nun 76.Maddesi gerekçe gösterilerek yapılan, okul-kurum müdürü, müdür başyardımcısı, müdür yardımcısı, şube müdürü atamaları DERHAL iptal edilmelidir. Bu konuda bağımsız yargı kararlarına uygun yeni bir değerlendirme yapılmalı ve yeni iptal kararları beklenmeksizin 76 ıncı Madde kapsamında yapılan tüm atamalar iptal edilmesi doğrultusunda bir karar verilmelidir.



11- Kurumlar arası geçiş yoluyla eğitim öğretim sınıfına atananların eski kurumlarında zorunlu hizmet bölgesi içerisinde geçirdikleri süreler Milli Eğitim Bakanlığınca zorunlu hizmetten sayılmalıdır.



12- Öğretmenler arasında göreve başlama derecelerindeki farklar kaldırılarak 4 yıllık fakülte mezunu tüm öğretmenler 8/1 'den göreve başlatılmalıdır.



13-Yaz ve güz dönemlerinde yapılan seminerler tatil adreslerinde tamamlanabilmelidir.



14- Mesleki Eğitim Merkezlerinde görev yapan muhasebe grubu öğretmenleri meslek ders öğretmeni olarak değerlendirilmelidir



15- Ödül belgelerinin verilmesi objektif kriterlere bağlanmalıdır.



16- Okul ve kurumlarda geçici/vekâleten görevlendirmelerde ve kurucu müdürlüklerde duyuru yapılmalı, hizmet puanı, kariyer ve liyakat kriterleri göz önüne alınmalıdır.



17- Çeşitli fakültelerden mezun olup öğretmen olarak istihdam edilenlerin, istekleri halinde kendi branşlarına veya branşlarına uygun kurumlara geçiş hakkı öncelikli olarak tanınmalıdır.



18- Okul ve kurumların norm kadro sayıları, okul ve kurumlar ile Milli Eğitim Müdürlüklerinin internet sitelerinde ilan edilmelidir.



19- Sınıf mevcutları; atölye, laboratuar, yabancı dil ile güzel sanatlara dönük çalışmalar nedeniyle oluşturulacak grupların ortalama öğrenci sayıları, gelişmiş ülkeler için geçerli olan ölçütlere uygun olarak belirlenmelidir.



20- Okul ve kurumlarda; 506 sayılı Kanun'a göre çalıştırılan personel ile 3308 sayılı Kanun gereğince işletmelerde meslek eğitimine gönderilen öğrenciler için verilmesi gereken işe giriş bildirgelerinin geç verilmesi, ödenek olmaması sebebiyle sigorta primlerinin geç yatırılması sonucu, idarecilere çıkarılan cezaların tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması ve sigorta primlerinin de maaş gibi ödenek olup olmadığına bakılmaksızın ödenmesi hususunda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu çerçevede her okuldaki idarecinin SGK ile ilgili iş ve işlemleri takip etmesi zaman zaman sorunlara yol açtığı düşünüldüğünde her ilçe milli eğitim müdürlüğü bünyesinde bir kişi istihdam edilmeli; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan herkesin iş ve işlemleri bu kişi tarafından takip edilmelidir.



21- TUREM Turizm Bakanlığı'na bağlı iken, bu kurumda çalışan eğitici ve öğreticiler kurslarda teorik ve uygulamalı derslere giriyorlardı. MEB'e devredildikten sonra bu hakları ellerinden alınmış oldu. Bu kurum çalışanlarının görev tanımları uzun süredir yapılmamıştı. 20 Eylül 2008 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliğinde bu çalışanların tanımları yapılmış, ancak yapılan tanımla daha önceden elde ettikleri hakları ellerinden alınmış oldu. Bu yönetmelikte kadrolu öğretmen olmaması halinde derslere girebileceklerine dair hüküm getirilmiştir. Bu durum bu çalışanların özlük haklarının yok sayılacağı anlamını taşımaktadır. Konunun yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Bu nedenle;

* TUREM çalışanlarının il içi ve il dışı tayin istemelerindeki belirsizlik giderilmelidir.

* TUREM çalışanlarına ön lisans, lisans veya pedagojik formasyon tamamlama imkanları sağlanmalıdır.

* TUREM çalışanlarının ek ders, eğitim-öğretim ödeneği, sınav ücreti gibi özlük durumları açıklığa kavuşturulmalıdır.

* Öğretmenlere uygulanan sömestr ve yaz tatili imkânları TUREM çalışanlarına da uygulanmalıdır.



22- Halk Eğitim Merkezlerinde öğretmenlerin branşlarında girebilecekleri dersler net olarak belirlenmelidir.



23- Halk eğitim kurslarında, kurs yerlerinin masraflarının kursiyerler tarafından karşılanması sıkıntılara sebep olduğundan, bu kursların masrafları ilgili Bakanlıkça karşılanmalıdır.



24-Kadrolu usta öğreticilere ek ders ücreti ödenmeli, izinlerini kullanmaları sağlanmalı, tayin ve atamalarındaki problemleri giderilmelidir.



25-Tarım Meslek Liselerinde çalışan teknisyenlerin (üretim ve atölye uygulamalarında etkin çalışmalarını sağlamak amacıyla), yardımcı öğretim görevlisi olarak çalışmaları sağlanmalıdır.



26- Tarım Meslek Liselerinde görev yapan veteriner hekimler öğretmen gibi maaş karşılığı ders girmekte ve ücret almaktadır. Ancak bu çalışanlar mesai sistemine göre görev yapmaktadır. Diğer okullarda olduğu gibi bu okullarda görev yapan veteriner hekimler de ders bitiminde görevi tamamlanmış sayılarak serbest kalmalılar.



27- Tarım Meslek Liselerinde çalışan ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlerin derslere girmeleri sağlanmalıdır.



28- Tarım Meslek Liseleri tam gün-tam yıl eğitim öğretim yapan okullar kapsamında değerlendirilmelidir.



29-Okullarda yeni eğitim modülleri konusunda gerekli hizmet içi faaliyet düzenlenmeli, çağdaş eğitimin gereği olan bilgisayarlı eğitimi gerçekleştirmek için gerekli ders materyaller (VCD, DVD, USB bellek vb) hazırlanıp okullara dağıtılmalıdır.



30- Mesleki ve teknik eğitimde atölyelerde mutlaka teknisyen görevlendirilmeli ve yeni teknisyen kadroları açılmalıdır.



31- Teknik Eğitim Fakültelerinde maliyeti yüksek bir eğitim alarak mezun olan teknik öğretmenlerin, daha önceden sınıf öğretmeni olarak atananların branşlarına dönmeleri isteğe bağlı olarak gerçekleştirilmelidir. İhtiyaç fazlası olan veya geçerliliğini kaybeden meslek alanlarının öğretmenleri hizmet içi eğitime alınarak yeni mesleklerinde hizmet verecek yeterliliklere kavuşturulmalıdır.



32-Nöbet görevleri zorunlu ders saatine karşılık olmalıdır.



33-Vekâleten görevlendirilmelere son verilmelidir.



34-Meslek Dersleri Öğretmenlerinin tüm okullarda, Alan ve Bölüme göre, Modül değerlendirme Komisyonlarının kurulması ve Modüllerin yıllık değerlendirmesi yapılmalıdır.



35-İllerde kurulan ödül, atama, kurum tipi belirleme ve hizmet puanı belirleme komisyonlarına ildeki çalışan sayısının % 10'u kadar üyesi bulunan sendikalar üye vermelidir.



36-İlköğretim 1. Sınıf öğretmenlerine nöbet görevi verilmemelidir.



37-Atama döneminde il içi sıra tayini uygulamasında eskiye geri dönülmeli ve bu düzenleme yönetmelikte yer almalıdır.



38-Anaokulu öğretmenlerinin bünyesinde anasınıfı olan ilköğretim okullarına yönetici olma yolları açılmalıdır.



39-Özür grubu tayinlerinde süre sınırlandırılması kaldırılmalıdır.



40-Açık olan tüm normlar yer değiştirme ve atama dönemlerinde açık gösterilmelidir.



41-İller arası yer değiştirmelerde uygulanan kontenjan sınırlamaları kaldırılmalıdır.



42-Görevlendirmelerde ( formatör öğretmenlik dahil ) geçen süreler yer değiştirmelerde kadrosunun bulunduğu okuldaki hizmet süresinden sayılmalıdır.



43-06/05/02010 tarihinde yürürlüğe giren hizmet bölgeleri sınıflandırılmasında görülen hizmet puanı dağılımındaki yanlışlıklar düzeltilmelidir.



44-04/06/2010 tarih ve 5984 sayılı Kanunla eğitim müfettişlerine verilen 3600 ek gösterge uygulamasından İlçe Milli Eğitim Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdür yardımcıları ve şube müdürleri, Öğretmenler, Bakanlık Merkez Teşkilatında çalışan şube müdürleri ve eğitim uzmanları ve diğer eğitim çalışanları da yararlandırılmalıdır.



45-Döner sermayeli meslek liselerinde çalışan eğitimcilere bu okullardaki döner sermaye uygulaması diğer kurumlardan farklı olduğu halde (bu okullarda mesai saatleri dışında ve hatta cumartesi Pazar günleri döner sermaye çalışmaları yapılmaktadır.) diğer kurumlar gibi değerlendirilerek ek ödeme yapılmamaktadır. Meslek Liselerinde çalışan eğitimciler döner sermaye alıp almadıklarına bakılmaksızın ek ödeme yapılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.



c) Yardımcı hizmetler ve genel idari hizmetleri personelinin sorunları



1- Genel İdare Hizmetleri Sınıfında olup şef kadrosunda görev yapan personelin kadro derecelerinin 1 ve 2.derece olarak yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.



2-Kamu görevlilerinin, kadroları dışında çalıştırılmasının önüne geçilmeli; memurların yapmakla yükümlü oldukları işler yalnızca memurlar tarafından yürütülmelidir.



3- Genel İdare Hizmetleri Sınıfı, Teknik Hizmetler Sınıfı ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personelin tayinleri sisteme bağlanmalı ve tayinler açık kurumlar duyurulduktan sonra puan esasına göre yapılmalıdır.



4- Norm kadro uygulaması memur ve hizmetli için de olmalı, norm kadro ihtiyacı kadar personel görevlendirilmelidir.



5- Eğitim kurumlarında gece bekçisi bulunmadığından, yaşanan hırsızlık olaylarında idarecilerin suçlanmasını önlemek için, eğitim kurumları deprem, yangın, hırsızlık ve benzeri olaylara karşı sigorta yaptırılmalıdır.



6- Hizmetli ve memurların tahsile devam etmek istemeleri durumunda gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.



7- Okullarda hizmetli kadrosunda çalıştırılan personel yeterli eğitimi almadığı, hatta görevi olmadığı halde kaloriferci gibi çalıştırılmaktadır. Bu konu çalışanları mağdur ettiği gibi güvenlik açısından da son derece tehlikelidir. Hizmetlilerin kaloriferci olarak çalıştırılması önlenmeli, eleman yokluğundan çalıştırılmak zorunda kalınıyorsa mutlaka bu konuda gereken eğitimi almaları sağlanmalı ve kendilerine bu görevleri ile ilgili ayrıca ücret ya da tazminat ödenmelidir.



8- Pansiyonlu okullarda ayniyat saymanlığı kadrosu olmadığı için, ayniyat saymanı mutemetliği yapan memurlara ya kadro verilmeli, ya da özlük hakları düzenlenmelidir.



9- Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında görev yapan Kaloriferci ve Şoförlerden lojman kirası ve yakıt aidatı alınmamalıdır.



10- Hizmet içi eğitim seminerlerine teknik personel ve şoför kadrolarının da çağrılması sağlanmalı, böylece hizmet kalitesi ve bilgi düzeyi yükseltilmelidir.



11- İlgili mevzuatlarına göre görev tanımları yapılmamış olan kamu görevlilerinin görev tanımları yapılmalı ve memur ve hizmetlilerle ilgili subjektif değerlendirmelere yol açan “İDARENİN vereceği diğer görevleri de yapar.”ibaresi ile Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliğinin 273 mad. son maddesinde yer alan okul müdürünün verdiği görevleri yapar ibaresi kaldırılmalıdır.



12- Hizmetlilere gece nöbeti tutturulmamalı, gece bekçiliği kadroya tabi olmalı ve gece bekçilerinin güvenliğinin sağlanması için gerekli donanım sağlanmalıdır.



13- Ek gösterge uygulaması 8.dereceden başlamalı, 1.derecenin ek gösterge rakamı 2.200 ve aşağısında olan hizmet sınıflarının 1.derece ek gösterge rakamının 3.000'e yükseltilerek hiyerarşik düzene göre yeniden belirlenmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfında bulunan personelin de ek göstergeden faydalanması sağlanmalı, aynı eğitim düzeyinde olup aynı işi yapan kamu görevlileri arasındaki ek gösterge farklılığı giderilmelidir



14- Yatılı ve pansiyonlu okullar, özel eğitim okulları ve ikili öğretim yapan okullarda görev yapan hizmetlilere ek ücret ödenmelidir.



15-Şoförlere risk tazminatı ödenmeli ve ferdi kaza sigortası yaptırılmalıdır.



16--Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikteki sınav taban puanı 60 puana düşürülmelidir.



d) 657 Sayılı Kanunun 4/B Maddesine göre Çalışan Personelin sorunları,



1- Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet ÇUBUKÇU' ya Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK ve yönetim kurulu üyelerinin hayırlı olsun ziyaretimizde bakan tarafından 4/B kapsamında sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlerin kadroya geçirileceği, bundan sonra sözleşmeli öğretmen alımı yapılmayacağı açıklaması takdirde karşılanmıştır. Ancak aradan bir yıla aşkın süre geçmesine rağmen 4/B statüsündeki sözleşmeli öğretmenlere verilen bu kadro sözü yerine getirilmemiştir. 4/B statüsündeki sözleşmeli öğretmenler bir an önce kadroya geçirilmeli ve bu kapsamda personel istihdamına son verilmelidir.



2- Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin farklı mevzuatlara tabi olması nedeni ile meydana gelen mali, sosyal ve özlük haklardaki farklılıkları gidermek ve kadrolu çalışanlarla eşitlemek amacı ile yasal düzenleme yapılmalıdır.



3- 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre istihdam edilen personel kadroya geçirilinceye kadar;

* Maaş ve ek dersleri ile ilgili problemler düzeltilmelidir.

*Ek ders ücretleri kadrolu öğretmenler gibi olmalıdır.

*Özlük hakları kadrolu öğretmenler gibi olmalıdır.

*Her sözleşme döneminde sözleşme bedeli veya başka adlar altında kesinti yapılmamalıdır.

*Yönetici olabilmeleri sağlanmalıdır.

*Çocuk ve aile yardımı verilmelidir.

* Yer değiştirme hakları kadrolularda olduğu gibi olmalıdır.

* Hizmet puanı verilmelidir.

*Sicil numarası verilmelidir.

*Kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi adaylık dönemi uygulanmalıdır.

*Kapsam dâhilinde çalışan personele karşılıklı yer değiştirme hakkı verilmelidir

* Sosyal yardımlardan faydalandırılmalıdır.

*4/B kapsamında çalışan sözleşmeli öğretmenlerin de asker öğretmen olarak görev yapmalarına imkân sağlanmalıdır.

*Özür durumunda yapılan il dışı yer değiştirmelerde sürekli görev yolluğu ödenmelidir.

*Aralık ayındaki ücret tam olarak verilmelidir.

*Sözleşmeli personelce kullanılmayan yıllık izinlerin bir sonraki yıla devretmesi ve kurumca kullandırılmayan izinlerin, kişilerin maaşları esas alınarak ücretlerinin ödenmelidir.



4-Üniversiteler bünyesinde 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesine göre sözleşmeli çalışanlar, çalışma sürelerinin çok üzerinde görev yaptıklarından, fazla çalışmalarına karşılık mesai ücreti ödenmelidir.

5- 4/B kapsamında çalışan personelin işe alınışları ve maaşları standarda bağlanarak, maaşlarının alt sınırı emsal memurlara göre belirlenmelidir.



6- Üniversitelerde çalışan 4/B personelin ücretleri kadrolularda olduğu gibi tespit edilmelidir. Taban ve tavan uygulaması yetkisi kurum amirine bırakılmamalıdır.



7- Maaşları döner sermaye gelirlerinden karşılanan 4/B kapsamındaki personelin kadroya geçirilinceye kadar, maaşları genel bütçeden karşılanmalıdır



e) 657 Sayılı Kanunun 4/C Maddesine göre Çalışan Personelin sorunları,



1-657 Sayılı Kanun'un 4/C maddesi hükmüne göre istihdam edilen geçici personel kadroya geçirilerek, devlet memurlarıyla aynı haklara sahip olması için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/C maddesinde gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu kapsamda personel istihdamına son verilmelidir.



2- Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin farklı mevzuatlara tabi olması nedeni ile meydana gelen mali, sosyal ve özlük haklardaki farklılıkları gidermek ve kadrolu çalışanlarla eşitlemek amacı ile yasal düzenleme yapılmalıdır.



3- 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesine göre istihdam edilen personel kadroya geçirilinceye kadar;

*Her sözleşme döneminde sözleşme bedeli veya başka adlar altında kesinti yapılmamalıdır.

*Çocuk ve aile yardımı verilmelidir.

* Yer değiştirme hakları kadrolularda olduğu gibi olmalıdır.

* Hizmet puanı verilmelidir.

*Sicil numarası verilmelidir.

*Kapsam dâhilinde çalışan personele karşılıklı yer değiştirme hakkı verilmelidir

* Sosyal yardımlardan faydalandırılmalıdır.

*Aralık ayındaki ücret tam olarak verilmelidir.

*Sözleşmeli personelce kullanılmayan yıllık izinlerin bir sonraki yıla devretmesi ve kurumca kullandırılmayan izinlerin, kişilerin maaşları esas alınarak ücretlerinin ödenmelidir.



4-4/C çalışanları imzaladıkları sözleşmeler Anayasa ve uluslar arası sözleşmelere aykırı sözleşmedir. Birçok sosyal haktan mahrum bırakılan çalışanların aldıkları ücretler çok yetersizdir. Bu çalışanların kadroya alınarak maaşlarının iyileştirilmesi gerekir.



5- 4/C' in görev tanımları yapılmalı, tahsil durumlarına göre istihdamı sağlanmalı ve tanımlanan görevin dışında görev verilmemesi için çalışmalar yapılmalıdır.



6-4-C sözleşmeli personelin yılda iki kez sözleşme imzalanması ve iki kez harç, damga vergisi ödenmesinin önüne geçilmeli; işten çıkarılmalarında işsizlik sigortasından faydalandırılmaları sağlanmalıdır.



f) YÖK ve Bağlı Kuruluşlarda Çalışan Personelin Sorunları

1- Asker öğretmen uygulaması gibi asker akademisyen uygulamasına gidilerek yeni üniversitelerin bu yolla akademisyen ihtiyacı giderilmelidir.



2- Yardımcı Doçentlik kadrosunun 12 yılla sınırlandırılmasına son verilmeli; Yardımcı Doçentlerin önündeki derece/kademe sınırlaması kaldırılmalıdır. Yardımcı Doçentlik kadrosu sözleşmeli olmaktan çıkarılıp sürekli hale getirilmelidir.



3- YÖK ve Bağlı Kuruluşlarında çalışan; Daire Başkanı, Fakülte Sekreteri, Yüksek Okul Sekreteri ve Enstitü Sekreteri kadrosunda bulunanların diğer kurumlarda emsal görev yapanlarda olduğu gibi MAKAM TAZMİNATI alabilmeleri için yasal düzenlemelerin yapılmalıdır. Bu anlamda 2914 sayılı Kanunun Ek 2'nci maddesi ile kadro ve görev unvanları itibariyle makam tazminatından tüm çalışanlara ödenmesi şeklinde yeniden düzenlenmelidir.



4- Üniversitelerde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi personelin istihdam edildiği kadrolara (Genel Sekreterlik, Daire Başkanlığı, Fakülte Sekreterliği v.b) vekâleten dahi olsa akademik personelin atanması ve görevlendirilmesi önlenmeli, bunun için yasal düzenleme yapılmalıdır.



5- Geliştirme ödeneği, üniversitelerin bulunduğu bölgenin sosyo-ekonomik yapısı ön planda tutularak, öğretim elemanı sıkıntısı çeken gelişmekte olan üniversitelere daha öncelikli olarak ve daha yüksek oranlarda ödenmesi gerekmektedir. Oysa uygulama hiçte böyle değildir. Önceden açılan bir üniversitede uygulanan geliştirme ödeneği oranı %150 olarak belirlenirken sonradan açılan bir üniversitede geliştirme ödeneği oranı % 100'dür. Bu durum Geliştirme ödeneği ödenmesine dair 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 14 üncü maddesine göre, 4.4.2005 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına terstir. Buna benzer farklılıkları başka illerdeki başka üniversitelerde de görmek mümkündür. Bu adil olmayan uygulama üniversitelerin lehine olacak şekilde düzeltilmelidir.



6- Üniversitelerde döner sermaye oranlarını fakülte ve Üniversite yönetim kurulları tespit eder 2547 sayılı kanunun 58'nci maddesinde döner sermaye sınırlarını belirleyen maddenin sonundaki “verebilir” ibaresi yerine “verilir” şeklinde değişiklik yapılması mağduriyetleri giderecektir.



7-YÖK ve bağlı kuruluşlarda çalışan idari personelin de üniversitelerde akademisyenlere ödenen “üniversite ödeneğinden” yararlanması için ve 2914 Sayılı Kanunun 14. maddesi gereği gelişmekte olan üniversitelerde ödenen “üniversite geliştirme ödeneğinin” idari ve akademik personelin tamamına ödenmesi için gerekli düzenleme yapılmalıdır.



8--Üniversite hastanelerinde Yrd. Doç., Doç., Prof.'e verilen performans ücretinin Sağlık Bakanlığında olduğu gibi idari personele verilmesi sağlanmalıdır.



9- Yardımcı Doçentlere temsil tazminatı verilmelidir



10- Üniversitelerde döner sermaye alan çalışanların, döner sermayesi olmayan başka bir birime görevlendirildiği tarih ten itibaren, denge tazminatı verilmemektedir. Görevlendirildiği tarihten itibaren denge tazminatının verilmesi gerekmektedir.(Çünkü mevcut ek ödeme kanununda döner sermaye alanlara başka bir birime görevlendirildiğinde 1 yıl boyunca ek ödeme verilmemektedir.) Aylık mahsuplaşma yapılması için gerekli düzenleme yapılmalıdır.



11- Üniversitelerde; proje paralarının ek ödeme kapsamı dışında tutulması için, yasal düzenleme yapılmalıdır.



12- Meslek yüksekokul sekreterlerinin özel hizmet tazminatlarının ve ek göstergelerinin yükseltilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.



13- Üniversite Meslek Yüksek Okullarında bölüm başkanlarının mecburi ders yükleri idari görevi olmayan öğretim görelisi ile aynıdır.(12 saat)Bu daha önce 6 saat idi. Dolayısıyla Öğr. Gör. Olan Bölüm başkanları bu görev için hiç ücret almamaktadır. Bu mağduriyet giderilmelidir.



14- İdari görevi bulunan öğretim üyelerinin zorunlu ders yükü kaldırılmalıdır.



15- Zorunluluktan dolayı gece derse giren öğretim elemanlarının, uygulama derslerinden kaynaklanan, gece ücretinden kesinti yapılması uygulaması kaldırılmalıdır.



16- Yaz Okulu uygulaması yapan birimlerde öğrencilerin ödemiş oldukları katkı payı bir havuzda toplanmalı, uygulamayla doğrudan ilgili olan personele ilave ödeme olarak verilmelidir.



17- Üniversitelerde uygulanan ders saati ücretleri en az iki katına çıkartılmalıdır.



18- Öğrenci harçlarından yapılan yasal kesinti oranının düşürülerek ders ve mesai ücretlerine ayrılan oranın arttırılması sağlanmalıdır.



19- Doktorasını bitiren araştırma görevlilerine ücret karşılığı ders okutma imkânı sağlanmalıdır.



20- 2914 sayılı Kanun ve ilgili Yüksek Öğretim Kurulu Kararları'nın amacı doğrultusunda çıkarılacak yeni bir tebliğ ile “maaş karşılığı ders yükünün tamamlanmasından sonra, teorik dersler dışındaki faaliyetlerin ücrete tabi 10 saatlik kısmı dikkate alınır, fazlası maaş karşılığı sayılır” şeklinde düzenleme yapılmalıdır.



21- Günün şartlarına göre gülünç kalan, ikinci öğretim fazla mesai ücreti düzenlemesi değiştirilmeli, fazla mesai ücretleri öğretim elemanlarının aldıkları ek ders ücretleriyle ilişkilendirilerek ek ders ücretinin asgari 1/3'ü oranına getirilmelidir.



22- Dört yıl süreli yüksek öğretimi tamamlamış tüm memurların 1.derecede ki göstergelerinin 3600 olarak düzenleyen kanuni düzenleme yapılmalıdır.



23- Gösterge ve Ek gösterge Tablo puanlarının günümüz şartlarına göre akademik ve idari personeli arasında derece ve kademelerine göre uygun maaş tahakkuk ettirilmelidir.



24- Araştırma fonlarından öğretim elemanlarının eşit şekilde yararlandırılması için projeler, unvan gözetilmeksizin, objektif olarak değerlendirilmelidir.



25- Üniversite araştırma fonları, fon kesintisinden muaf tutulmalı ve projelere tasarruf tedbirleri uygulanmamalıdır.



26- Hizmet içi eğitime katılan kursiyerlerle, kurs yöneticisi ve diğer görevlilere fazla mesai ücreti ödenmelidir.



27- Üniversitelerde çalışan öğretim elemanlarının maaş ve özlük hakları iyileştirilmeli ve bu iyileştirmede kıdem esası temel alınmalıdır.



28-Doktorasını bitirmiş akademisyenlerin önündeki kadro sıkıntısı giderilmelidir. Doktorasını yaptığı ana bilim dalında norm kadro çerçevesinde kadro sıkıntısı var ise kişinin yaptığı tercihler doğrultusunda yeni açılan üniversitelere YÖK tarafından ataması yapılmalıdır.



29-Yurt dışına öğrenim ve araştırma için gönderilen akademisyenlerin işlevsel bir kriteri mevcut değildir. Olsa bile, özellikle büyük üniversiteler ve etkin hocalar tarafından bu kontenjanlar kullanılmakta, kalanlar da, eğer kalırsa, başka hocalar veya üniversitelere kullandırılmaktadır. Bu konularda kimlerin, hangi şartlarda ve alanlarda yurt dışına gönderileceği, bu kişilerin nasıl takip edileceği, modern ve işletilebilir şekilde hüküm altına alınmalı, bazı kimselerin imtiyaz alanları veya suiistimal yolları kapatılmalıdır. Yurt dışına gönderilecek olanların akademik çalışma sonunda ülkemize dönüşlerinin sağlanması için etik değerler ve idealizm kazandırılarak gönderilip, üstün beyin gücü göçü önlenmelidir.



30- Bütün öğretim elemanlarına en az üç aylık yurtdışı tecrübesi kazandırılmalıdır. Doktora öğrencileri en az bir defa olmak üzere yurt dışı konferanslara gönderilmelidir.



31-Üniversiteler ve buna bağlı olarak Yüksek Öğretim Kurumu bütçeleri oluşturulurken, yöneticilere verilen yurt dışı imkânlarına benzer şekilde öğretim üyesi bazında imkânlar da oluşturulmalıdır.



32-Akademik personelin ulusal ve uluslararası toplantılarda görev alması halinde görevinin durumuna göre katkıda bulunulmalıdır. Yurt dışı görev taleplerinde kendisine ekonomik olarak yük getirmeyecek şekilde maddi destek sağlanmalıdır. Uluslararası seviyede kısa dönem öğretim elamanı değişimi özendirilmelidir.



33- Üniversitelerde yapılan bilimsel aktivitelere daha çok katkıda bulunulmalıdır Yapılan araştırma çalışmaları ve bu çalışmalardan çıkan sonuçların yayınlanması karşılığında akademik personel maddi olarak ödüllendirilmelidir. Bunlara ait olarak da kriterler belirlenmelidir. Bu uygulamalar her üniversiteye göre farklılık arz etmemelidir.



34- Rektör seçimlerinde tüm öğretim elamanları ve idari personel oy kullanmalıdır.



35-Öğretim elemanları ders veren ve araştırmacı olmak üzere iki ana hizmet sınıfına ayrılmalı, her bir sınıf için farklı kriterler tespit edilmelidir. Bunun için enstitüler yeniden yapılandırılmalıdır. Araştırmacı akademisyenler ölçütleri belirlenmiş şartlarda araştırmalar yaptıkları ve bu çalışmalarını sunmaları halinde, görevli bulunduğu birimdeki azami ders ücreti alan emsali öğretim elemanı kadar ücret almalı, çalışmaları üniversitelerin araştırma fonu tarafından desteklenmelidir. Araştırmacı akademisyenler akademik birimlerdeki ders tipi etkinliklere katılmamalı, seminer, konferans, panel gibi toplu eğitim etkinlikleri düzenlemelidir.



Öğretimci akademisyenlere ise verdikleri ders veya benzer akademik çalışmalar karşılığında ekonomik haklar verilmelidir. Bunlar isterlerse ders dışı etkinlik olarak araştırmalar yapabilmeli, bu çalışmalarını yayınlayabilmelidirler.



36- 29.08.2005 tarihinde Hükümetle imzalanan mutabakat metninin 9. maddesinde alınan aşağıdaki kararların gerçekleşmesi için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır;

a)Araştırma Görevlisi, uzman öğretim görevlisi ve Yardımcı Doçentlere kadro güvencesinin sağlanması,

b)Üniversitelerden beklenen bilimsel çalışmaların gereği gibi yapılmasını teminen daha fazla Araştırma Görevlisi istihdamına yönelik olarak merkezi idareden kaynaklanan sınırlamaların kaldırılması,

c)Öğretim elemanı ücretlerinin iyileştirilmesi,

d)Konfederasyonların temsilcilerinin üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim organlarında temsil edilmesi,

e)YÖK'ün kaldırılarak yüksek öğretim sisteminin yeniden düzenlenmesi ve bu çalışmalarda sendikaların görüşünün alınması,



37– 2547 sayılı yasada bulunan 23–31–32–33 sayılı maddelerin kaldırılarak aşağıdaki şekilde düzenlenmesi bu maddelerle ilgili sorunların çözümünü sağlayacaktır;



Doktorasını bitirmiş olan akademik personele bilim doktoru unvanı verilerek akademik öğretim üyesi unvanı kazandırılmalıdır. Böylece akademik personel Prof./ Doç ve Doktor olarak sınıflandırılır. Yüksek lisans yapmış akademik personel ise Bilim Uzmanı olarak tanımlanmalıdır.



38- Alt yapısı uygun olan her üniversitenin Lisansüstü eğitim vermesinin önündeki subjektif engeller kaldırılmalıdır



39- Yurtdışında doktora sadece ülkemizde eğitimi verilmesi mümkün olmayan alanlarda ve ülkemizde doktora altyapısı olmayan bilim dallarında yaptırılmalıdır. Özellikle Osmanlı tarihi, Türk edebiyatı gibi alanlarda yurtdışına lisansüstü eğitim için öğrenci gönderilmekten vazgeçilmelidir.



40-Araştırma görevliliği dışındaki, Öğretim elamanlarına da başka üniversitelerde lisansüstü eğitim hakkı tanınmalıdır.



41- Araştırma görevlileri, okutman ve uzmanlara proje yöneticiliği hakkı verilmelidir.



42- Araştırma görevlilerinin problemleri;

a) Araştırma görevliliği tanımının yeniden yapılması, asistanlık kavramıyla birbirinden ayrılması ve görev sınırlarının yeniden belirlenerek belirsizlik ortadan kaldırılmalıdır.

b) 50/d statüsünde görev yapan asistanların 33/a geçirilmeleri için yasal düzenleme yapılmalıdır.

c) Yüksek lisans ve doktora eğitimi veremeyen üniversiteler araştırma görevlisi olarak aldığı elamanların lisansüstü görevlendirilmelerini en kısa sürede yapması ve bu konuda yapılıp yapılmadığı YÖK tarafından denetlenmelidir.

d) 35. madde ile görevlendirilen araştırma görevlilerinin kongre ve bilimsel toplantılara katılım ücretlerinin görevlendirildiği üniversite tarafından ödenmesi sağlanmalıdır.

e) Yurtdışında doktora yapanlarda olduğu gibi yurt içinde de 35. madde ile görevlendirilen araştırma görevlilerinin de doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra, kadro şartı aranmaksızın yardımcı doçentlik kadrosuna atanmalıdır.



43- Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler, Sağlık Bilimleri ve Eğitim Bilimleri kadrosunda görev yapan araştırma görevlilerinin görev süreleri bitiminden sonra en az 1 yıl intibak süresi verilmelidir.



44- Üniversitelerin kalitesi büyük oranda kadrolu öğretim üyesi sayısına bağlıdır. Bu sayıyı artırmak için öğretim görevlisi istihdamına önem verilmeli; bu amaçla özellikle üniversitelerde araştırma görevlisi olarak görev yapan çalışanların öğretim görevliliğine geçişlerinde ve öğretim üyesi olmaları yolundaki engellemeler kaldırılmalıdır.



45- Akademik personel seçiminde kullanılan ALES aynen muhafaza edilmeli. Giriş için lisans düzeyindeki akademik not ortalaması ön şart olarak alınmamalı ancak bu ortalamanın belli bir oranda etki etmesi sağlanmalıdır.

46- Türk Tarihi, Kültürü ve Türk Edebiyatı gibi alanlarda ekollerin devamı için mülakat yapılmalıdır. Diğer bilim alanlarında mülakat için objektif ölçütler belirlenmelidir.



47- Tüm idari kadroların atamaları, görevde yükselme sınavı ile yapılmalıdır. (Fakülte sekreteri, daire başkanı vb.) Sınav açma zorunluluğu getirilmeli ve sınav YÖK tarafından merkezi sistemle yapılmalıdır.



48- Akademik yükseltilmelerde ön yeterlilik bilimsel çalışmalardan ve öğretim etkinliklerinden ibaret olmalı, sözlü sınav adayın yeterli görülen bilimsel çalışmalarından yapılmalı, bu konularda objektif kriterler belirlenmelidir. Doçentlikteki sözlü sınav kaldırılmalı ya da sözlü sınav içeriği adayın çalışmaları ile sınırlandırılmalıdır.



49- Yabancı dil öğrenme tazminatı ödenmesinin önünü açacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.



50- Doçentlik jürileri;

a)Doçentlik mülakat sınavlarında yaşanan problemlerin ortadan kaldırılması için sınavlar sesli ve görüntülü kayıt altına alınmalıdır.

b)Doçentlik jürilerinin güncellenerek yeni Profesörler de bu jürilere kazandırılmalıdır.

c) Vefat eden üyelerin jüri üyeliklerinden düşürülerek veri tabanlarını güncellenerek bu veri tabanı kullanılmalıdır.



51- Senato ve üniversite yönetim kurulunda Yardımcı Doçent temsilcisi üye olmalıdır.



52- Birinci derece Doçent ve kıdemli Profesörlük kavramları kaldırılarak akademisyenler başarılarından dolayı cezalandırılmamalıdır. Genç ve başarılı Doçent ve Profesörler ödüllendirilmelidir. Bu tür sınıflandırmalar hem maddi hem de manevi sorunlara sebep olmaktadır.



53- Üniversitelerde rektörlüğe bağlı servis dersi veren bölümlerin, aynı nitelikteki 4 yıllık öğretim yapan bölümlere bağlanması ve burada görev yapan okutmanların fakültelerde görevlendirilmeleri sağlanmalıdır.



54- YÖK disiplin yönetmeliği yeniden düzenlenmelidir. (Disiplin cezalarının sicilden silinmesi için öngörülen 5 ve 10 yıllık sürelerin 3 ve 6 yıla indirilmesinin sağlanması).



55-Meslek yüksekokullarında yeterli akademik ve idari personelin bulundurulması için kadro açılmalıdır.



56-13/b maddesi çerçevesinde görevlendirilen personelin rızası görevlendirmede bağlayıcı olacak şekilde kanunda düzenleme yapılmalı.



57-Hizmet içi eğitimlerle öğretim elemanlarının kişisel gelişimine katkı sağlanmalıdır.



58-Akademisyenlerin kendilerini daha iyi geliştirmeleri ve ürettikleri bilgileri paylaşabilmeleri bakımından Üniversite-çevre çalışma alanları ve sanayi işbirliği geliştirilmeli, bu konularda kurum yetkililerini bilgilendirmeleri yeterli olmalıdır. Üniversitelerin çevreyle işbirliği çerçevesinde yaptığı çalışmaların genel mevzuattan ayrı tutularak özel bir düzenleme altına alınması (idari ve mali yönden) gereklidir.



59- Öğretim elemanlarının görev, yetki ve sorumlulukları ile ilgili kavramlar tanımlanmalı ve muğlâk ifadeler ortadan kaldırılarak ilgili yasal düzenlemeler daha açık hale getirilmelidir.



60- Rektör ve Dekan onayıyla idareci yapılan işçi statüsünde çalışanların atamalarının önüne geçecek kanuni düzenleme yapılmalıdır.



61- Kreş ve gündüz bakım evlerinin kurumlarda yeterli ve zorunlu hale getirecek yasal düzenlemeler yapılmalı.



62- Yüksek öğretim kurumlarında çalışanların; kendilerini ve görevlerindeki performanslarını geliştirecek hizmet içi eğitim hizmetleri üniversiteler tarafından sağlanmalıdır. Sertifikalı hizmet içi eğitim kurslarının açılması talep olması halinde zorunlu hale getirilmelidir.



63- Üniversitelerdeki idari personel ödül yönetmeliğine liyakat standart ve şeffaflık getirilmelidir.



64-Üniversite birimlerinde çalışan özel şirket elemanlarının devlet memuru statüsündeymiş gibi birimlerde masa başı görevler verilerek sorumlu işlerde çalıştırılmalarının önlenmesi için kadro tahsis edilmesi ve kadrolu personel atanması için yasal düzenleme yapılmalıdır.



65- Üniversiteler arasında bire bir becayiş hakkı tanınmalıdır.



66- Tüm üniversitelerde iş sağlığı ve güvenliği ile eğitim koordinasyon birimleri oluşturulması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.



67- Tüm yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personelin çalıştığı birimle ilgili bir üst hizmetler sınıfına dâhil olması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır



68-Üniversitelerde görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının YÖK Başkanlığı tarafından merkezi ve her yıl periyodik olarak yapılması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.



69-Üniversitelerde 657 sayılı kanunun 4/B statüsü çerçevesinde görev yapan personelin üniversiteler arası becayiş yapabilmeleri sağlanmalıdır.



70-Üniversite çatısı altında açılan Eğitim amaçlı kurslardan, çalışanlarımızın ücretsiz yararlandırılmalıdır.



71-Birimlerde iş süreçlerinin ve iş tanımlarının belirlenerek, birimlerdeki iş yükünün asgari kaç kişi ile yapılacağı tespit edilmeli ve insan kaynakları buna göre istihdam edilmelidir.



72-Çalışanlara iş tanımlarına uygun olarak işe göre hizmet içi, örgüt kültürü ve iş hayatıyla ilgili eğitimler verilmelidir. Yüksek lisans ve doktora yapmak isteyenlere engel olunmamalı tam aksine teşvik edilmelidir.



73-İdari personelin üniversite içinde yapılan bilimsel ve kültürel aktivitelere katılmasına imkan verilmelidir.



74-Üniversitelerdeki kaliteyi artırmak amacıyla, akademik personele belli dönemlerde farklı üniversitelerde görevlendirilmelidir. Çakılı bir kadro yapısının yarattığı eşitsizlik giderilmelidir. Adil bir tayin sistemi geniş aralıklarla uygulamaya geçirilmelidir



75-Akademik personel alım sisteminin daha adil, bilimsel kriterlerle donatılmış, şeffaf bir sınav sistemi ile gerçekleştirilmelidir. YÖK tarafından yapılacak merkezi sınav ile seçilen Araştırma Görevlileri'nin Yüksek Lisans ve Doktora eğitimleri için uygun şartlar oluşturulmalıdır.



76-Diğer yandan Araştırma Görevlileri'nin derse girmelerinin her ne adla olursa olsun önüne geçilmelidir. Yine dersin gerçek hocasından başkası derse girmemelidir. Bu durumun önüne geçilecek caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Öğretim Görevliliği kadrosu adı altında Araştırma Görevlisi'nin kullanımının önüne geçilmelidir. Rektör danışmanlarının sayısı bir veya iki kişiyle sınırlı kalmayıp en az üniversitedeki birimlerin adedi kadar olup o birimlerin sorunlarını iyi bilen bilgili ve tecrübeli, yapıcı, açık sözlü, güvenilir, cesaretli ve çevresi tarafından sevilen kişilerden oluşmalıdır



77-Üniversitelerde 657 Sayılı DMK'ya tabi, meslekleri ile ilgili uzmanlık kadroları ihdas edilmeli, çalışanların mesleki kariyerlerini bu yolla geliştirebilmeleri için yasal düzenleme yapılmalıdır.



78-Üniversitelerde 657 Sayılı DMK'nın 4/B maddesine göre görev yapan personelin maaşlarının ortak bütçeden karşılanması için kanuni düzenleme yapılmalıdır.



79-657 Sayılı DMK'nın 4/B maddesine göre çalışan personelden her yıl alınan sözleşme bedeli adı altındaki paranın kaldırılması için gerekli düzenleme yapılmalıdır.



80-2009 yılında çıkan özürlü personele yönelik Başbakanlık Genelgesinin uygulanması için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.











g) Yurt-Kur çalışanlarının sorunları



1- Yurt-Kur'a bağlı birimlerde personel yetersizliğinden dolayı mevcut personelin yükü artmaktadır sıklıkla nöbete gelmelerinden dolayı verim düşmektedir. Personel ihtiyacı acilen karşılanmalıdır.



2- Yurt-Kur Görevde Yükselme Yönetmeliği uygulanmalıdır.



3- Hizmet satın alınmasında, lojman puanlamalarının tespitinde, giyim yardımı komisyonlarında ve Yurt-Kur yönetim kurullarında yetkili sendika temsilcileri bulundurulmalıdır.



4- Görevde yükselme seminerine çağrılan personelin, sicil, seminer ve geçmişte aldığı disiplin cezaları değerlendirmeye alınmamalıdır.



5- Nöbet görevleri gece hizmetleri statüsünde yapıldığı halde, ücret ödemelerinde fazla mesai adı altında ödeniyor. ( Nöbetle Mesai kavramı farklıdır.) Yurt-Kur'da fazla çalışma ücretleri artırılmalıdır. Nöbete kalan personelin, mesai ücreti, eş değer nöbet hizmeti yapan diğer kurumlardaki statüye çekilmeli, hastanelerde ve yatılı okullarda olduğu gibi yükseltilmelidir. Yurtlarımızda nöbet tutan nöbetçi memurlara verilen fazla mesai ücretlerinin bölge müdürlüklerinde nöbet tutan personele de verilmesi sağlanmalıdır.



6- Vardiyalı çalışan, ancak servis hizmetinden faydalanamayan personele günün şartlarına göre şehir içi toplu taşıma vasıtaları için belirlenen ücret üzerinden ödeme yapılmalıdır.

7- Koruma ve güvenlik personeline ödenen giyim yardımında en son uygulanan açık alan ve kapalı alan uygulaması haksızlıklara neden olmaktadır. Çünkü kurumda görev yapan Koruma Güvenlik personelinin büyük çoğunluğu açık alanda görev yapmaktadır. Eksik ödenen giyim yardımının ödenmesi sağlanmalıdır.



8-Yardımcı Hizmetler sınıfında çalışan ancak yüksek okul mezunu olan personelin Yurt Yönetim Memurluğu'na geçmeleri için sınav açılmalı veya daha önce yapıldığı gibi sınavsız geçiş imkânı sağlanmalıdır.



9- Yurt yönetim memurları ve şeflerin hizmet ve emeklilik yönünden 1. dereceye kadar inerek özel hizmet tazminatından faydalanmaları sağlanmalıdır.



10- Kurumda çalışan lisans mezunu yurt yönetim memurları şartları tutanların alanında kütüphaneci, sosyal çalışmacı, psikolog gibi unvanlı memurlar haline getirilmelidir.



11- Yurt-Kur Lojmanların da görev tahsisli konut sayılarının fazla olması nedeni ile sıra tahsisli konut sayısı çok az kalmaktadır. Kamu konutları yönetmeliğinin yeniden gözden geçirilerek görev tahsisli konutların norm kadro sayısına göre belirlenmesi ve sıra tahsisli konut sayısının artırılması gerekmektedir.



12- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde memurlara uygulanacak disiplin cezaları belirlenmiştir. Bir suça iki ceza uygulanamaz, ilkesi çerçevesinde maaş kesim cezası verilen personelden ayrıca ek ödeme kesilmesi cezası vermemelidir.



13-Yurt-Kur'da çalışan tüm personele hizmet içi eğitim seminerine katılım hakkı verilmelidir.



14- Görevde yükselme yönetmeliğinin ekindeki değerlendirme formunda bulunan;

a) Değerlendirme formunun ödüller bölümünde takdir ve teşekkür alanlara 2 ve 4 puan verilmektedir. Bilindiği memurun olağan üstü bir olayda hayatını tehlikeye atacak şekilde (yangın, sel, deprem) görev yapması durumunda atamaya yetkili amir tarafından ikramiye, takdir, teşekkür vb. ödüller verebilmektedir. Ancak atamaya yetkili amirlerin bu kriterleri dikkate alarak ödül verdiği kuşkuludur. Şöyle ki; 90 ile 100 arasında sicil alan personele herhangi bir ödül verilmemesi, sicil amirlerinin verdiği ödülleri tartışılır duruma getirmiştir. Dolayısıyla bu madde tamamen kaldırılmalıdır.

b) Aynı talimatın ekinde bulunan hizmet süresinin hesaplanmasında 1 yıldan 10 yıla kadar hizmeti olan personele her yıl için 1 puan, 10 yıldan sonrası için ise 0,15 puan verilmektedir. Bu durum hizmeti fazla olan personelin cezalandırılmasına neden olmaktadır.

Bu haksızlığın ortadan kaldırılması için hizmet süresi ayrı ayrı değerlendirmek yerine her hizmet yılı için 1 puan uygulamalıdır. Görevde yükselme sınavlarında puanlamaya; sadece, personelin sicili, hizmet süresi ve eğitim durumu dikkate alınarak şartları tutan tüm personelin katılımının sağlanması doğru olacaktır.

c)Görevde yükselme seminerine ve akabinde yapılan sınava çağrılan (Müdür, Md/Yrd. Şef ) personelden sınava katılım ücreti alınmaktadır. Örnek en son 15 Haziran 03 Temmuz 2009 tarihinde yapılan Müdürlük sınavı için 900 TL. Alınmıştır. Söz Konusu sınav ve seminer kurum tarafından yine kurum için yapıldığından bahse konu sınav masrafının kurum tarafından karşılanmalıdır.

d) 1- 30 Ocak 2000 Tarih 23949 sayılı resmi gazete'de yayınlanan yüksek öğrenim kredi yurtlar kurumuna ait görevde yükselme yönetmenliğinin 9 ncu maddesinin ( ı ) bendinde yer alan bölge müdür yardımcısı kadrosuna atanabilmek için;

ı) Bölge müdür yardımcısı kadrosuna atanabilmek için;

1- En az 4 yıllık yüksek okul mezunu olmak.

2- En az 5 yıllını kurumunda geçirmiş olmak kaydıyla 10 yıllık hizmeti olmak.

3- Müfettiş, hukuk müşaviri, bilgi işlem müdürü, birim müdürü, şube müdürü, yurt müdürü, kadro ve unvanlarında en az 2 yıl hizmeti olmak. Demektedir

j) Daire başkanı ve bölge müdürü kadrolarına atanabilmek için;

1) En az dört yıllık yüksek okul mezunu olmak

2) En az beş yılını Kurumda geçirmiş olmak kaydıyla on yıl hizmeti olmak.

3) Müfettiş, hukuk müşaviri, bilgi işlem müdürü, birim müdürü, şube müdürü, bölge müdür yardımcısı, yurt müdürü kadro unvanında en az iki yıl hizmeti olmak

Ancak 01.11.2003 tarih ve 25276 sayılı resmi gazete yayınlanan yüksek öğrenim kredi yurtlar kurumuna ait görevde yükselme yönetmenliğinin… 9 ncu maddesindeki ( ı ,) , (j), (k), ve (m) bentleri ise madde metninden çıkarılmış.

Yukarıda(ı) bendinin kaldırılmasıyla Bölge müdür yardımcısı (j) bendinin kaldırılmasıyla daire başkanı bölge müdürü kadrolarına atanabilmek için ilgi yönetmenlikteki maddeler iptal edilmiş başka kurumlarda çalışanlar bu kadrolara atanmaktadır esas çalışanlar mağdur edilmektedir. Bu maddelerin tekrar yönetmenlikte yer alması



15-Hizmet satın alınmasında, lojman puanlamalarının tespitinde, giyim yardımı komisyonlarında ve Yurt-Kur yönetim kurullarında yetkili sendika temsilcileri bulundurulmalıdır.



16-Yurt –Kur'da Nöbet görevleri gece hizmetleri statüsünde yapıldığı halde, ücret ödemelerinde fazla mesai adı altında ödeniyor. ( Nöbetle Mesai kavramı farklıdır.) Yurt-Kur'da fazla çalışma ücretleri artırılmalıdır. Nöbete kalan personelin, mesai ücreti, eş değer nöbet hizmeti yapan diğer kurumlardaki statüye çekilmeli, hastanelerde ve yatılı okullarda olduğu gibi yükseltilmelidir.



17-Mesai ücretleri ödenmesinde uygulanan usuller bir başka mağduriyet konusudur. Özellikle dini ve milli bayramlara denk gelen resmi tatillerde çalışmak durumunda kalan vardiyalı personel ile nöbetçi memurların hak edişleri, normal iş günü esasında belirlenmektedir. Oysa resmi tatil günlerine denk gelen hak edişlerin katlanarak yapılması gerekmektedir. Bazı kurumlarda (maliye) bu uygulamanın yapıldığı bilinmekte ve emsal olarak uygulanması gerekmektedir.



18-Nöbetçi memur odalarının standardının belirlenmesi ve buna göre tefriş edilmesi. Tutulan nöbetlerle ilgili olarak nöbet odalarındaki bir çok yurtta imkansızlıklar göze çarpmaktadır



19-Teknisyen yardımcısı kadrosunda çalışan personelden, meslek lisesi diploması, çıraklık okula ya da eşdeğer kurumlardan alınmış yeterlilik belgeleri olanların teknik hizmetler sınıfına geçişi sağlanmalıdır.



20-Yine Y.H.S. kadrosunda olup şoför, kaloriferci v.b. kadrolarda görevlendirmeyle çalışan personelin, ilgili kadrolara atanması için çalışma yapılmalıdır.



21-Yurtlarda hemşire, sağlık memuru gibi personelin yetersiz olduğu göze çarpmaktadır.



22-Kreş ihtiyacı. Özellikle büyük şehirlerde birden fazla yurt bulunduğu göz önüne alınırsa, en azından buralarda kreş açılmasının daha uygulanabilir olduğu görülecektir.



23-Mali tazminat konusu. Yurtlarda yapılan kasa tahsilatlarının ciddi rakamlarda olması iş stresi ve riskini de beraberinde getirmektedir. Kurum içersinde bu işleri yapan personelin mali sorumluluk tazminatı alması sağlanmalıdır.



24-Fiziki yapısı müsait yurtların, yaz döneminde personelin düğün ve benzeri ihtiyaçlarına tahsisi sağlanmalıdır.







5- SENDİKAL VE DEMOKRATİK HAKLAR



1-Kamu görevlilerinin toplu sözleşme, grev ve siyasete katılma hakkı İLO standartlarına göre düzenlenmelidir.



2- Protokol Yönetmeliği'nin değiştirilerek, sendikaların protokollerde yer alınması sağlanmalıdır.



3- Milli Eğitim Bakanlığı, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde, üniversite ve Yurt-Kur'da sendika odaları tahsis edilmelidir.



4-Toplu görüşmelerde mutabakat altına alınan konuların zamanında gerçekleştirilmemesi bir hak kaybı olarak değerlendirilmeli, ihmali bulunanlar için müeyyide getirilmelidir.



5- Uzlaştırma Kurulu, YİK ve KİK kararlarının Uzlaştırma Kurulu kararlarının mutabakat metni hükmünde kabul edilmesi için gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.



6- 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 34. maddesi gereğince, mutabakat metni imzalandıktan sonra yeni bir zam yapılması söz konusu olduğunda, yetkili sendika ve konfederasyonla mutabakata varılarak uygulama yapılmalıdır.



7- 2577 idari yargılama usul kanununun 28. Maddesine; “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis etmeyen veya eylemde bulunmayanlar hakkında 1 yıldan az olmamak üzere hapis cezası verilir. Ve meydana gelen maddi zararlar ödettirilir” ibaresi eklenmelidir



8- Milli Eğitim müfredat programları yetkili konfederasyonların da görüşleri alınarak milli ve manevi değerler ışığında yeniden düzenlenmelidir.



9- Sicil raporlarının mevcut formatının değiştirilerek, kurumlara özgü ve çok daha az sorulu, somut bilgi ve belgelere dayandırılabilecek duruma getirilmeli ve her yıl kişilere verilmesi sağlanmalıdır.



10- Memurun basın-yayın kuruluşlarına görüş ve düşüncelerini açıklayabilmesi sağlanmalıdır.



11- 4688 sayılı Kanun'un l8.maddesi gereği aylıksız izinli olan Sendika yönetim kurulu üyelerinden idareci olanların, Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği gerekçe gösterilerek idarecilik görevleri üzerlerinden alınmaktadır. Yönetmelik maddesi Kanunun ilgili maddesine göre yeniden düzenlemelidir.



12- 4688 Sayılı Yasanın 3/a maddesinde yapılacak değişiklikler doğrultusunda, aday memurlarında sendikalara üye olması sağlanmalıdır.



13- Şube olan sendikaların İlçe sendika temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri haftada 1 (bir) gün izinli sayılmaları sağlanmalıdır.



14- İllerde de KİK benzeri kurulların oluşturularak yetkili sendikalarla birlikte, yerele ait sorunların veya çalışmaların tespit edilebileceği ve çözüm bulunabileceği toplantılar yapılmalıdır.



15- Sendika görevlilerince üyelere ulaştırılması için il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim edilen sendika evraklarının, okul-kurum evrak gözlerine dağıtımı yapılarak, evrakların görevlilerce işyerlerine ulaştırılması sağlanmalıdır.



16- Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'na konulan çekinceler kaldırılmalıdır.



17- Yüksek Planlama Kurulu'na toplu görüşmelerde temsil edilen konfederasyon temsilcilerinin de katılımının sağlanması için gerekli yasal değişik yapılmalıdır.



18- 4688 sayılı yasa kapsamında personel çalıştırılan tüm kamu kurum ve kuruluşlarının kamu görevlileri ile ilgili tüm kurul ve komisyonlarına sendika temsilcilerinin katılımına yönelik mevzuat değişikliği yapılmalıdır.

19- Üniversitelerde sendika temsilcilerinin disiplin kurullarına katılımına izin verilmemektedir. Bu aksaklığın giderilerek, mevzuatı farklı olan kurumların mevzuatlarının da disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer verecek şekilde düzenlenme yapılmalıdır.



20- Sendika yöneticilerinin sendikal faaliyet ve açıklamaları nedeniyle haklarında soruşturma açılmasının önüne geçilmelidir



21-Yetkili sendikanın iki yılda bir belirlenmesi ve toplu görüşmelerin iki yılda bir yapılması.



22-Kadrosunda 100 den fazla kişinin görev yaptığı kurumların yöneticileri de sendikalara üye olabilmelidir.







HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.