'Teftiş ve İç Denetim' araştırması tamamlandı

'Teftiş ve İç Denetim' araştırması tamamlandı

“Türk Kamu Yönetiminde Teftiş ve İç Denetim” isimli araştırma projesi tamamlandı.

Bir süredir Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünde teftiş kurulları ve binlerce denetim elemanının akıbetini ilgilendiren “Denetim Reformu” üzerinde çalışıldığı malumdur. TODAİE çıkışlı “Türk Kamu Yönetiminde Teftiş ve İç Denetim” araştırmasında elde edilen bulguların söz konusu yasa çalışması için düzenleyici etki analizi niteliğinde olacağı ifade edilmektedir.

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) öğretim üyesi Doç. Dr. Örsan Ö. Akbulut başkanlığında yürütülen ve iki yıldır devam eden “Türk Kamu Yönetiminde Teftiş ve İç Denetim” isimli araştırma projesi tamamlandı. Araştırma sonuçlarının yer aldığı kitaptan ilk etapta 1.000 adet basılarak muhataplara dağıtıldı. Teftiş ve iç denetime ilişkin bir durum saptaması olma özelliği taşıyan araştırma, Türkiye’de teftiş ve iç denetim konusunda yapılan en kapsamlı ve ilk ampirik araştırma niteliğinde. 1923-2010 döneminde çıkarılan tüm teftiş ve denetim mevzuatı, yasa, tüzük ve yönetmelik bazında tarandı. Türkiye’de ilk kez, tüm denetim çalışanlarının demografik ve eğitim bilgilerine ilişkin verileri kapsayan sayısal veri seti oluşturuldu. Bu çerçevede, 147 denetim biriminden veri alındı. 18 denetim biriminde birimlerin arşivine girilerek, 32 yıllık süreyi kapsayan dosya taraması yapıldı. Araştırmada kullanılan veriler, bizzat araştırma konusunu oluşturan teftiş ve iç denetim çalışanlarının kendi kurum ve arşivlerinde yürüttükleri çalışmalarla elde edildi.

Araştırma projesinin diğer bir ilk olma özelliği de; denetleyenlerin yanında özellikle konunun tarafı olan denetlenenlerin, yani kamu çalışanlarının teftiş ve iç denetim ile ilgili algı, görüş ve düşüncelerine başvurulduğu bir anketin düzenlenmiş olması. Ankete 120.000 katılım gerçekleşti. 80.000 katılım üzerinden işlem yapılarak analize tabi tutuldu. Ayrıca çalışma, akademisyenler, uygulamacılar ve öğrencilerden oluşan toplam 107 kişinin ortak çalışmasının bir ürünü.

Araştırmada Ulaşılan Sonuçlardan Bazıları:

1) Teftiş denetimi kurumsallaşamamış, iç denetim ise, Türk kamu yönetimi ile yapısal olarak uyuşamamıştır.

2) Teftiş kurullarının alan denetimi ve piyasa/sektör denetimi ile ilgili görev ve yetkileri kaldırılmalı, alan denetimi ve piyasa/sektör denetimleri yarı bağımsız uzman birimlerce yerine getirilmelidir. Piyasa/sektör denetiminde, soruşturma adli makamlarca yürütülmelidir. Devletin her sektör (sanayi, ticaret, sağlık, eğitim) ile ilgili olarak düzenleme yapması, o sektörü mutlaka denetlemesi gerektiği sonucunu doğurmaz. Zaten düzenleme (regulation) yapma yetkisi, denetlemeden çok gözetleme hakkını kapsar. (Piyasa Sektör Denetimi: Millî eğitim müfettişinin dershane denetlemesi, iş müfettişinin iş yerlerini denetlemesi. Alan Denetimi: Mülkiye müfettişinin belediyeyi denetlemesi, adalet müfettişinin baro ve noterleri denetlemesi vb.)

3) Teftiş ve iç denetimle ilgili olarak muhtemel yeniden yapılandırmanın odağı, birim veya unvanlar olmamalı, denetim zemini olmalıdır. Denetim ortamı, hukukilik ile ölçülebilirliğin uygun birleşimine dayalı olarak meydana getirilmelidir. Kamu yönetiminde, üniversiteler ve yerel yönetimler hariç, toplam 8.886 denetim çalışanı -müfettiş, kontrolör, denetmen, iç denetçi- istihdam edilmektedir.

4) Mevcut yönetsel yapılanma iç denetimden çok teftiş mantığına uyumlu olduğundan idari yapı ile iç denetim arasında uyuşmazlık vardır. Doğal olarak da iç denetim faaliyeti istenilen düzeyde yerine getirilememektedir. İç denetim ölçülebilir nesnel bir ortam gerektirir. İç denetim, işin etkililiğinin ölçülebilir bir temelde ortaya çıkarılması mantığına dayandığından, bu denetim türünün kamu yönetimi için anlamı ve geçerliliği, ölçülebilir bir yönetsel yapının oluşturulması bakımından önem taşımaktadır.

5) Kamu Yönetiminde bakanlık ve diğer kamu kurumlarının merkez örgütlerinin teftişi büyük ölçüde yapılmamaktadır. Teftiş denetimi, yoğun bir biçimde taşra denetimi odaklı yerine getirilmektedir. Teftiş denetiminin tamamen mevzuata uygunluk bakımından yapılması da yetersizliktir.


6) Teftiş ve iç denetim; risk analizlerine, performansa ve belli standartlara dayalı olarak yapılmalıdır. Denetim, denetlenenlerle işbirliği içinde yerine getirilmeli, denetim raporu sonuçları paylaşılmalı ve izlenmeli ayrıca iyi uygulama örnekleri ödüllendirilmelidir. Denetlenenler denetim sürecinin yapısal bir parçasıdır. Bu çerçevede, denetim sürecinde çalışma hakkı ve barışı ihlal ve ihmal edilmemelidir.

7) Teftiş ve denetim faaliyetinde, rapor çeşitliliği ve karmaşası vardır. Ayrıca, teftiş ve denetim faaliyetleri soruşturma raporları ağırlıklıdır. Buna rağmen ceza odaklı denetimler hataları önlememekte ve de teftiş denetimleri iş performansını olumlu etkilememektedir.

Araştırmanının Giriş, Sonuç ve Önerileri için TIKLAYINIZ.

Kitap Kapağı için TIKLAYINIZ.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.