Uzun Saç ve Kotla gelen öğrenciye ne yapağız?

Uzun Saç ve Kotla gelen öğrenciye ne yapağız?

Bakan'ın "Kıyafet" açıklaması kafaları karıştırdı!

Milliyet Gazetesi'nden Bahar Atakan'ın haberine göre Dinçer, özetle şunları kaydetti:

“Önümüzdeki yıl okul açılışından itibaren hiçbir çocuğumuzu kılık kıyafeti sebebiyle aşağılamayınız. Onları geri göndermeyiniz. Saçı uzun diye hiçbir çocuğu okuldan uzaklaştırmayınız. Öğretmenlerinin ve öğrencilerinin yanında onların saçını keserek rencide etmeyiniz. İçinde bulunduğumuz toplum anlayışı ve yaşadığımız iklim sebebiyle hiç de doğru olmadığını görmelisiniz. Yeni iklim yaratmaya, çocuklarımıza da saygı göstermeye ihtiyacımız var. Onlar da biraz kendilerini gerçekleştirsinler.

Bırakın saçlarını uzatsınlar, bazen farklı bir şey giysinler. Belki gerekirse özel gün olarak yapabilirsiniz. Haftanın bir günü serbest kıyafet uygulayarak durumu gözleyebilir, yeni hava yaratabilirsiniz. Çocuklarımızın okula aidiyetlerini artıracağını düşünüyorum. Genel anlamıyla kılık kıyafet yönetmeliğine uymayı size tavsiye ediyorken, özel anlamıyla aslında çocuklarımızın yaptığı ufak tefek kaçamaklara ve benzeri husulara göz yummanızın aslında siz büyükler için daha iyi bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum.”

Sayın Bakan'ın ifadeleri, genel anlamda olumlu. Ancak özel anlamda "sıkıntılı" sonuçlara neden olabilir.

Bu haberler medyada yer aldıktan sonra, önümüzdeki dönemde Sayın Bakan'ın bu ifadelerine göre hareket etmek isteyen öğrenciler ve öğretmen/yöneticiler zor durumda kalabilirler.

Nasıl mı?

Mevcut yönetmeliğe göre bu tür uygulamalar yapamazsınız.

En tepeden bu tür açıklamalar yapmak, sadece kamuoyuna "şirin" gözükmekten ibarettir.

Yetki sizde, güç sizde.

Bir talimat veriniz ve "serbest kıyafet" kararını yasal olarak çıkartınız.

İlgili yönetmeliğe eklenecek basit bir maddeyle bu halledilebilir.

Ama onu kolay kolay yapamazlar.

Hatırlarsanız, bir kaç yıl önce böyle bir çalışma direkten döndü. Sayın Bakan Nimet BAŞ döneminde idi. Serbest kıyafet uygulamasına geçilecekti. Kesin gözüyle bakılıyordu.

Ortalık bir anda karıştı.

Okul kıyafetleri sektöründe faaliyet gösteren "Sermaye çevreleri" "serbest kıyafet" uygulamasına geçilmesine izin vermedi.

Biz "serbest kıyafet" uygulamasının yanında / karşısında değiliz.

Sadece şunu savunuyoruz; Eğitimle ilgili kararlar verilirken, sermaye çevrelerine-siyasi çevrelere vs. bakılmamalı. Olay sadece eğitim yönünden değerlendirilmeli.

Yukarıdaki ifadeler incelendiğinde, şu durum görülecektir;

Sayın Bakan kıyafet ve saç meselesinde öğrencilerin yanında duruyor imajı veriyor, sempatik görünüyor.

Peki okul yöneticileri / öğretmenler ne durumda?

Her zaman olduğu gibi; gaddar, idare etmeyen, kuralcı, işi yokuşa süren. vs.

Okulda düzen ve disiplini kurmaya çalışan, yasa ve yönetmeliklerin gereğini yapmaya çalışan eğitim yöneticileri ve öğretmenler yine "suçlu" gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. 

Onbinlerce yöneticiye hitaben yaptığı konuşmada, onlara bu tür "idare edin" mesajı vermek nereden bakarsanız bakın, uygun düşmemiştir.

Okul yöneticileri ancak kanun ve yönetmelikler çerçevesinde iş ve işlem yapabilir.

En ufak bir eksiği görüldüğünde anında saldırıya geçilecek, ceza vermek için türlü türlü bahaneler aranacak, sonra sözlü olarak "bazen bazı konularda idare edin" denilecek.

Kusura bakmayın.

Bunu yutturamazsınız.

Teoman YALÇIN / Turkiyeegitim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum