Başarı baskısı çocukları bunaltıyor
Hep çocukların haylazlıklarından, tembelliklerinden dert yanılıyor. Başarı baskısını tüm hücrelerinde hisseden çocukların yaşadıkları hiç hesaba katılmıyor. Çocuklar çevrelerinin onayı ve takdiri için yaşar hale geliyorlar.
Çocuklarımızı sadece başarı, hedef odaklı yetiştirmenin doğru olmadığına vurgu yapan Öğrenci KoçuOğuz Akyıldız, “O zaman gençler, sürekli kendilerini kanıtlama, ailelerine ya da başkalarına beğendirme derdine düşüyorlar. ‘Başarı’ çocuk için bir kimlik haline geliyor. Yetişkinler olarak düşünelim, biz her konuda mükemmel ve başarılı mıyız? Çocuklar, başkalarının onayı ve takdiri için yaşar hale geliyor, bu durum büyük bir yıkımı da beraberinde getiriyor. Çocuklara, hayatı hedef değil süreç odaklı yaşamaya teşvik etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
BUNUN ADI KORKUDUR
Başarının bir kimlik değil bir sonuç olduğuna, başarısızlığın da çok büyük dersler veren öğretmen olduğu bilincini aşılamamız gerektiğine değinen Akyıldız, “Bazı aileler, hafta sonu sinemaya gitmektense evde kalıp ders çalışmayı tercih eden çocuklarıyla gurur duyuyor. Bu doğal değil. O çocuğu evde tutup ders çalıştıran etken, aile ve diğer faktörlerin oluşturduğu başarı baskısı ya da başarısızlık korkusudur” dedi.
-Kazançlı bir işe sahip olmak, başarı hedefi olarak görülmekte. Çocuklar da bu hedefe uygun yetiştirilmeye çalışılıyor. Sizce kişiselleştirilmiş bir başarı ve mutluluk tanımı nasıl yapılmalı?
-Mutluluk zaten kişiselleştirilmiş başarıdır öyle değil mi? Mutluluk kişiye özeldir, bu da ancak kişinin gerçek özüyle, gerçekten kendini ifade edebileceği bir hayat yaşaması ile mümkün olur. Kendini ifade ederek tatmin sağlayan ve mutluluğu yakalamış biri, maddi anlamda da başarılı olacaktır. Oysa yaşadığımız dünya kuralları tersten koyuyor, başarılı ve zengin olursanız zaten mutlu olursunuz diyor. Başarı, kariyer, zenginlik gibi kavramlar hedef olarak belirlenirse hiçbir zaman sonu gelmez ve kişiye tatminsizlik verir. Eğer bu doğru olsaydı bütün zenginler mutlu olurdu ama bunun yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz.
Çocuğu hayata hazırlamak için nasıl bir bilinçle büyütmek gerekir?
Çocuklarımız en büyük öğretileri, bilinçaltı şartlandırmalarını, 7 yaşına kadar alıyorlar. Aileleri bu aşamada çok önemli görevler bekliyor. Öncelikle çocuğu olduğu gibi kabul etmek, ona ve seçimlerine saygı göstermek lazım. Çocuğun kendine duyacağı özsaygı ancak böyle oluşabilir. Çok küçük yaşlardan itibaren kendini severek ve güvenle büyüyen çocuk ileride de bunu hep hayatında tutar ve yansıtrır. Çocuğu bu dönemde bilgi bombardımanı ile şartlandırmadan ziyade, kendini keşfetmesini teşvik etmek gerekir. Diğer bir konu ise sorumluluk ve irade kullanımı ile ilgilidir. Çocuğu hayatından sadece kendisinin sorumlu olduğu bilinciyle yetiştirmek gerekir. Çocuk çok küçük yaşlardan itibaren kendi hayatının sorumluluğunu taşımanın keyfine varırsa ileride rahat edecektir.
Hırs değil, tutku mutluluk getirir!
*Okulda yüksek notlar aldığı halde mutlu olmayan çocuklar da var. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
-İyi notlar, çocuğun hayatındaki boşluğu dolduramaz, sadece etraftan takdir görmesine ve egosunun gelişmesine hizmet eder. Bir sınavdan 85 aldığından bile ağlayan çocuklar görüyoruz. Bu noktada çocukları ele geçiren hırsın sağlıklı olmadığını belirtmek isterim. Okul ya da başka bir alanda hırs değil tutku ile yaklaşmak önemlidir. Hırs başkalarının onayını alma ihtiyacını gösterir, tutku ise içsel bir motivasyon kaynağıdır. Tutkuyla yaptığımız her şey bizi mutlu eder.
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.