MHP'den 34 harfli alfabe teklifi

MHP'den 34 harfli alfabe teklifi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, partisinin yerel seçim stratejisini anlattı.

Prof. Dr. Semih Yalçın Seçimde Diyarbakır, Tunceli ve Hakkâri’de aday çıkaracaklarını ve sahada olacaklarını söyleyen Yalçın, “Bizim o bölgeyi terk etmek gibi lüksümüz,yanlış stratejimiz olamaz” dedi.

*Hakkâri’de MHP teşkilatı var mı?

Hakkâri’de teşkilatımız yok. Bizim şu an için iki yerde teşkilatımız yok. Birisi Tunceli, diğeri Hakkâri.
Tunceli’de vardı, kapandı, tekrar açılacak. Şu andaki durumu söylüyorum, geçici bir durum. Yarın orada da olacak. Yerel seçime gidiyoruz, oralarda da teşkilatlarımız açılacak çünkü biz oralarda aday göstereceğiz. Bin 396 noktada seçim yapılacak, yani belediye başkan adayları tespit edilecek. Ayrım gözetmeksizin, geri durmaksızın bin 396 noktada, MHP kendi adaylarını gösterecek. Her yerde olacağız.

VAROLUŞ SEBEBİMİZE AYKIRI

*Diyarbakır teşkilatınız kapalıydı,açıldı mı?

Şu anda açık.

*Bingöl geçmişte MHP belediye başkanı çıkarmıştı, şimdi neden terk etmiş gözüküyor bölgeyi?

Bingöl’de, Ahlat’ta belediye başkanımız vardı, Urfa’da var. Biz bölgeyi terk etmeyiz. Bizim o bölgeyi terk etmek gibi lüksümüz, yanlış stratejimiz olamaz. Böyle bir hata bizim ortaya çıkış sebebimize, varoluş sebebimize aykırıdır.

*Niye oy alamıyorsunuz o bölgeden?

Geçmişte oy alamamış olabiliriz ama bu geçmişte bir veya iki seçimdir. Kendimizi doğru anlatmadığımızdan da olabilir. Bölge ile ilgili “MHP oy alamıyor” genellemesi yapılamaz. Bir seçimde olmuşuz, bir sonraki seçimde olmamışız, bir sonraki seçimde tekrar olma ihtimalimiz kuvvetle muhtemel.

GENEL SEÇİMİN YOKLAMASI

*Seçime giderken halktan hangi söylemlerle oy isteyeceksiniz?

MHP 30 Mart’ta yapılacak seçimleri sadece bir yerel seçim olarak görmüyor, aynı zamanda bir genel seçim yoklaması gibi de görüyor. İktidar bundan kurtulamayacak. 23 Mart’ta Bursa’da başlattığımız “Milli değerleri koru ve yaşat” mitingleri yapıyoruz. Türkiye’nin gidişatı ile alâkalı sıkıntılarımızı bir siyasi parti olarak sokaklarda değil, meydanlarda halka anlatıyoruz.

*Sokakta olmayacaksınız yani.

Türk siyasetinde milletin sinesi meydanlardır, orada rey talep edilir. Bunu böyle yaptığınız takdirde de marjinalleşmekten uzak kalırsınız. Marjinallere de fırsat vermezsiniz. Sokağın dili farklıdır.

MHP de bugüne kadar o dille hareket etmeme hususunda çok ciddi hassasiyet göstermiştir. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Bey’in hakkını teslim etmek lazım, bu hassasiyetini devam ettirmektedir.

Meydanlar bizim için siyaset mekânıdır. Mitinglerle mevcut siyasi iktidarın 11 yıldır ülkeyi nasıl tahrip ettiğini anlatıyoruz. Çarelerini söylüyoruz. Çözüm süreci, demokratikleşme paketiyle öyle bir hale geldi ki artık yerel seçimler genel seçim havasına girdi.

İnsanlar sandıkta oy verirken belediye başkanını seçecek ama aynı zamanda da bu ülke bölünecek mi bölünmeyecek mi sorusunun cevabını zihinlerinde arayacak.

SEÇMEN ALGISI DEĞİŞECEK

*Yerel seçimlere yönelik projeksiyonunuz ne?

Meclis’te grubu bulunan 4 siyasi parti seçime giderken kendince stratejiler belirlemiş. İktidar, 30 Mart’ta cebinde zannettiği yüzde 50’yi muhafazaya çalışacak, bunu yapabildiği takdirde BDP’yi yedeğine alarak anayasa değişikliği yapacak ve başkanlık sisteminin yolunu açacak.

CHP de kendi içerisinde bölünmemenin çabasını veriyor, eğer oyunu muhafaza ederse o bile CHP’yi geçici olarak kurtaracak. MHP, CHP’nin iktidar alternatifi olamayacağını bildiği için Türk seçmeninin algısında kendisini iktidar alternatifi olarak yerleştirmeye çalışıyor.

Yerel seçimde oy sıçraması yapmak için sahalara indi. Yüzde 13’ün üzerine oy koyduğumuz vakit seçmen algısı yavaş yavaş değişecek, “AKP’nin iktidar alternatifi artık MHP” denilecek.

BDP SINIR ÇİZECEK

*BDP ne yapmaya çalışıyor?

BDP de yerel seçimlerde Güneydoğu’da “şehit gelmiyor, olay olmuyor” denilen kurtarılmış bölgelerde, Hakkâri, Van, Diyarbakır’da baskı yoluyla belediye başkanlıklarını elde ettikten sonra da, dönecek iktidara, size, bize “Ben buraya halkın oyuyla geldim, bak ben sınırımı çizdim” diyecek. Buna “yok” diyebilir misiniz?

*Hakkâri’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da neden oy alıp engel olmuyorsunuz bu amaçlarına?

Adaylarımızı çıkaracağız, MHP’yi göreceksiniz, sahada da olacağız.

İSTANBUL’U CHP’YE BIRAKMAYIZ

*İstanbul büyükşehir belediye başkan adayınızın kim olduğunu ne zaman açıklayacaksınız?

İkinci toplantımızda muhtemelen belli olur, Ekim sonuna doğru olması muhtemel. Biraz da diğer partilerin atacağı adımı görmek istiyoruz.

*Ankara’da niye diğer partilerin atacağı adımı görmek istemediniz?

Ankara’da kararlıydık da ondan. Aday ön plana çıktı.

*İstanbul’u CHP’ye mi bırakacaksınız?

Hayır, bırakmayız.

*İstanbul’da CHP ile MHP’nin gayriresmi ittifak yapacağına dair haberler var.

Resmi ya da gayri resmi olarak MHP’nin CHP ile böyle bir ittifak içerisinde olması düşünülemez. Bu anlamda taviz yok. Kendi adaylarımızın MHP kimlikleriyle yarışa gireceğiz. Kendimize güveniyoruz. CHP’ye ihtiyacımız yok.

*MHP bundan sonraki süreçte dışarıdan adaylara kapalı mı?

Hayır. Kazanma noktasında bize yol açabilen, bu partinin ilkelerini kabul eden her adayla yola çıkarız. Öyle bir ön hükmümüz yok.

Kürtler bu ülkenin eşit vatandaşı

“Aynı egemenliği paylaşıyoruz. Ne onlarla ne de başkasıyla hakimiyet paylaşılmaz çünkü hakimiyet milletindir. O vatandaşımız da bu milletin parçasıdır”

*Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bir bölümünü kendi kültürel kimlikleriyle ilgili talepleri var, bu talepler yok sayıldığında, görmemezden gelindiğinde bölünme ihtimali ortadan kalkmış mı oluyor?

Bu vatandaşlarımızın talepleri, üniter yapıyı ve millet bilincini zedeliyorsa veremezsiniz. Çünkü bu insanlar azınlık değiller. Bu insanlar cumhuriyet tarihi boyunca eşit vatandaş. Gelmedikleri bir yer mi var?

*Aidiyet hissetmediklerini ifade ediyorlar, bundan rahatsız olmuyor musunuz?

Aidiyetlerine, muhterem annelerinin diline karışan mı var? MHP, sadece Kürt kökenli vatandaşlarımızın değil, hiç kimsenin muhterem annelerinin diline müdahale hakkını kendinde bulmaz. Böyle bir derdimiz yok. Derdimiz, devletin dili tektir, o da millet dilidir. Tabii ki milletin dili de eğitim dilidir. Biz bunun bozulmasını istemiyoruz. Bu bozulursa üniter yapıya da sirayet eder, zedeler.

Millet inşası ortadan kalkar. Bir tek bu noktada hassasız. Eğer istekler bu noktayı zedeliyorsa ki zedeliyor, anadilde eğitim başlığı altında ikinci bir dil Belçika örneğini verir. MHP 44 yıldır “Niye siz Kürtçe konuşuyorsunuz” diye bu vatandaşlarımız üzerine herhangi bir siyaset geliştirmedi. Partimin Antep’te, Maraş’ta, Urfa’da Kürt ilçe başkanları var, kendi içlerinde Kürtçe konuşuyorlar.

*Yani ülkenin Kürt vatandaşlarının bir mensubiyet sorunu yok mu sizce?

“Ben mensubiyet duymuyorum, farklıyım” diyorsa ona ben zaten “Türk’sün” demiyorum. Bir taraftan Sadri Maksudi Arsal gibi sosyolojik bir tarif yapıp, yani “Kim ne hissediyorsa odur” deyip, diğer taraftan “Sen değilsin” demeyiz. Öyle bir baskımız olamaz. Madem değil, o halde devletin kuruluş felsefesi ile alâkalı bir zorlama içerisine girmeyecek.

Azınlıklar Lozan’da verilen haklarıyla nasıl yaşıyorlarsa, onlar da eşit Türk vatandaşı olarak bu ülkedeki hayatiyetlerini devam ettirirler. Parlamentoda temsil ediliyorlar, geçmişte cumhurbaşkanı, başbakan çıkardılar. Daha ne isteniyor bilmiyorum. Hissetmiyorsa hissetmesin efendim ama Türklükle de uğraşılmasın çünkü biz Kürtlükle uğraşmıyoruz.

Kürt benim Kürt’üm, bunu kimsenin tahrik etmemesi lazım. O yar benim kime ne der gibi, Kürt benim Kürtüm kime ne? İçlerinde “Yok arkadaş ben sizi sevmiyorum” diyenler varsa o zaman bu devletin kuruluş felsefesine riayet edecek, hepsi bundan ibaret.

*Egemenliği mi paylaşmak istemiyorsunuz Kürtlerle?

Kürtler, bu ülkenin eşit vatandaşları. Aynı egemenliği paylaşıyoruz. Ne onlarla ne başkasıyla hakimiyet paylaşılır çünkü hakimiyet milletindir. O vatandaşımız da bu milletin parçasıdır.

‘Bölünmemek için bir arada duracağız’

*MHP çözüm süreciyle birlikte sürekli bir bölünme kaygısını dile getiriyor, Türkiye’nin bölünebileceğine gerçekten inanıyor musunuz?

Evet inanıyoruz. Tedbir alınmazsa ve iddialarımız ciddiye alınmazsa oraya doğru gidiyoruz. Bu bir öcü değil. Bu milleti korkutma adına söylenmiş bir söz veya yaklaşım biçimi değil. Bir siyasi parti böyle bir kumar oynamaz, halkını bu anlamda çok karamsar bir havaya sokmak suretiyle yanlış mecralara sürüklemez.

HAKKÂRİ’DE DEVLET YOK

*Türkiye’nin bölünmemesi için MHP’nin önerisi ne?

Bölünmemek için MHP’nin önerisi terörün meşru ölçüler içerisinde sonlandırılmasıdır. Bir arada duracağız.

*Silahların susmasından memnun değil misiniz?

Memnunuz. Ondan kimsenin memnun olmadığı söylenemez ama biz bu sürecin sahte bir süreç olduğu kanaatindeyiz. Bu pazarlıklar zinciri, ülkede silahların susmasını sağlamayacak, şehitlerin gelmesini engellemeyecek. Tam tersine bu süreç ayrışma sürecidir.

Bugün şehit gelmiyorsa pusudaki terör örgütünün, geçici olarak hükümete verdiği mühlet sebebiyle. Bir diğer husus, tabii ki silahlar susar, tabii ki şehit gelmez. Neden? Çünkü, Güneydoğu’da terör örgütünün iddialı olduğu alanlar, kendi coğrafyamız ve kendi illerimiz terör örgütüne terk edildi. Şu anda mesela Hakkâri’de devlet var mı?

*Yok mu, Türkiye Cumhuriyeti’nin valisi Hakkâri’de görev yapmıyor mu?

Yok efendim hayır. Valisi de teslim olmuş bir vaziyette. Sokaklarında terör örgütü üyeleri çok rahat bir şekilde kimlik kontrolü veya milis gücü oluşturup halkın arasında gövde gösterisi yapabiliyorlar.

DEVLETLERİN BÖLÜNMESİ HAKLILIĞIMIZI GÖSTERİYOR

*Türkiye’nin etrafında 1. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşan suni devletlerde bazı olaylar yaşanıyor.

Yani devletler bölünüyor, bunu görüyoruz değil mi? Kaygılarımızda haklı olduğumuzu gösteriyor.

*Türkiye; Irak, Suriye gibi Sykes-Picot’un çizimi ile oluşturulmuş suni bir devlet mi ki oralarda yaşananlar sizin kaygılarınızı haklı çıkarıyor?

Suni devlet olmadığımızı kabul ediyorum ama öyle bir rehavet içine de giremeyiz. Böyle bir tehlike bizim için de var. Büyük Ortadoğu Projesi’nin öncesi şark meselesidir. Bu, Doğu ile Batı’nın mücadelesi... Hıristiyan dünyası ile İslam dünyasının mücadelesi.

Özellikle 2002’den sonra Batılı toplum mühendisleri tarafından yeni bir versiyonla sahaya sürüldü. Kapsadığı coğrafi alan Kuzey Afrika’nın, bugünkü Arabistan topraklarının tümü, Avrasya, İran ve tam merkezinde de Türkiye var. Son hamle Türkiye üzerine yapılacak. İster Mondros ister Sevr vari ister otonomi ister federasyon ister konfederasyon nasıl derseniz deyin üniter bir yapı yerine, bölünmüş bir yapı tercih ediyorlar.

34 HARFLİ ALFABE REFORMU YAPILMALI

MHP’li Yalçın, demokratikleşme paket çerçevesinde 85 yıldır yasak olan ‘q, x, w’ harflerinin kullanımının serbest bırakılmasıyla ilgili ilginç bir çıkış yaptı. Yalçın 34 harfli alfabe istediklerini açıkladı.

*Demokratikleşme paketinde kamuda başörtüsü yasağının kalkmasıyla ilgili düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

PKK-BDP ikilisi taraftarlarınca demokratikleşmeden kastedilen, Türkiye’de demokrasinin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi değil, ayrılıkçı Kürtlerin egemenliği ve topraklarımızı paylaşma isteğidir. Demokratikleşme Paketi, tribünlere mesaj mahiyetindeki birkaç başlığın dışında PKK’ya verilen tavizlerin manzumesidir. Bu durum kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması gibi konuların arkasına gizlenmektedir.

MHP, başörtüsü meselesinin çözümü konusunda bugüne kadarki tavır ve davranışıyla rüştünü ispat etmiştir. Başörtüsü meselesi artık siyasi partilerin gündeminden çıkmak zorunda. Genel Başkanımın söylediği gibi nasıl Köşk’te, Başbakanlık’ta varsa Meclis’te de, kamuda da olabilir, hiçbir mahzuru yok.

ALFABE REFORMU YAPILMALI

*X, q, w harflerinin kullanımıyla ilgili yasağın kalkmasına itirazınız var mı?

“Klavyelere özgürlük” şeklinde açıklanan değişiklik, uygulamada PKK mensuplarının işini kolaylaştırmak için getirilmiştir. Meselenin eğitim ve kültüre dönük hiçbir ciddi tarafı yok. Son derece amatörce. Hâlbuki alfabe değişikliği, Türkiye ve Türk dünyasının çağdaş ihtiyaçları göz önüne alınarak, ilmî metotlar çerçevesinde çözümlenmesi gereken bir mesele.

Aslında alfabe meselesi, MHP için de önemli ancak bu hususta iktidarın yaptığı gibi sadece PKK’nın istediği birkaç harfin kullanılmasına dair yasağı kaldırmak yerine Türk dünyasını içine alan geniş kapsamlı bir alfabe reformu yapılmalı. Bugün Türk dünyasında kültürel birliğin sağlanması için ortak zemin Türkçe ve Türkçenin de ortak bir alfabe ile yazımıdır.

Türk Cumhuriyetleri ile geleceğe ilişkin atılacak adımlar arasında ortak alfabe sistemine geçilmesi çok önemli. 1991’de Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’dan 28 dilbilimcinin katılımı ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde yapılan sempozyumda ortak alfabe konusunda ilk somut karar alınmıştı. Türk dünyası için geçerli 34 harfli bir Latin alfabesi belirlenmişti.

Yeni ortak alfabe, 29 harfli Türkiye alfabesine bazı Türk lehçelerinde mevcut sesleri karşılamak üzere “A a (Açık e), X x, Q q, W w” harflerinin eklenmesi uygun görülmüştü. Bu harflerden üçü, birinin yazımı farklı olmak üzere, bugünkü Azerbaycan alfabesinde kullanılıyor,    

(Açık e), x ve q. Azerbaycan alfabesi,   , x ve q harfleri haricinde Türk alfabesinin aynısıdır. Ortak alfabe konusu MHP’nin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.

*Galiba en çok ‘Andımız’ın kaldırılmasına tepki gösteriyorsunuz?

İlkokullardaki öğrenci andının kaldırılmasının arkasında Türklük ve Türk kimliğine karşı bir tavır yatıyor. Hükümet, üniter yapının korunması ve Türk adı altında bir millî kimlik oluşturulması çabalarını ortadan kaldırıyor.

Danıştay, ‘Andımız’ın kaldırılmasına dair bir başvuruyu 2011 yılında reddetmişti. Diğer taraftan And’ın kaldırılması kararı, Türk toplumunun fertleri arasında mensubiyet şuurunu ve aidiyet duygusunu ortadan kaldırmayı, millet inşasını hedef alan ayrıştırıcı planların bir başka numunesidir.

DARALTILMIŞ BÖLGE SEÇİMİ YARIŞA DÖNÜŞTÜRÜR

*Se­çim sis­te­mi ile il­gi­li pa­ket­te yer alan 3 al­ter­na­tif­den han­gi­si­ni ter­cih eder­si­niz?

Tür­ki­ye­’de se­çim­ler­de alı­nan oy­lar Tür­ki­ye­’de d’­Hondt sis­te­mi di­ye bi­li­nen bir ma­te­ma­tik yön­tem­le he­sap­la­nı­yor ve mil­let­ve­ki­li sa­yı­la­rı bu­na gö­re be­lir­le­ni­yor. Bu sis­tem, Tür­ki­ye­’nin ger­çek­le­ri­ne da­ha uy­gun ve mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin ço­ğun­luk par­ti­si kar­şı­sın­da hak­kı­nı nis­pe­ten da­ha faz­la ko­ru­yor. Eğer se­çim sis­te­min­de bir de­ği­şik­lik ya­pı­la­cak­sa, tem­sil­de ada­let­le is­tik­ra­rı esas al­ma­lı.

Hü­kü­met, d’­Hondt sis­te­min­den kur­tul­mak is­ti­yor. Bu sis­te­me gö­re bir se­çim çev­re­sin­de her par­ti­nin al­dı­ğı top­lam oy, sı­ra­sıy­la 1’e, 2’ye, 3’e, 4’e bö­lü­nü­yor. El­de edi­len pay­lar bü­yük­ten kü­çü­ğe doğ­ru sı­ra­la­na­rak ve­kil­lik­ler da­ğı­tı­lı­yor. İki tek­lif de ço­ğun­lu­ğun tem­sil edil­di­ği ve ge­ri ka­lan­la­rın Mec­lis dı­şı­na itil­di­ği bir tab­lo or­ta­ya çı­ka­ra­cak­tır.

Se­çim böl­ge­le­ri­nin 5 mil­let­ve­ki­liy­le sı­nır­lan­ma­sı tu­zak­tır. Dar böl­ge­li sis­te­me ge­çiş ise iki bü­yük par­ti­nin ha­ri­cin­de ka­lan­la­rı dı­şa­rı­da bı­ra­ka­cak­tır. Dar böl­ge sis­te­mi tem­sil­de ada­le­te za­rar ve­rir, is­tik­ra­rı bo­zar. MHP’­nin ve­kil­lik­le­ri­ni çal­mak üze­ri­ne he­sap ya­pı­yor­lar. Si­ya­si arit­me­ti­ği iki par­ti­li so­nu­ca gö­tür­me­yi he­def­li­yor­lar. Fii­len baş­kan­lık sis­te­mi­nin yo­lu­nu aça­cak­tır.

Dar ve­ya da­ral­tıl­mış böl­ge sis­te­mi tem­sil­de ada­le­ti sağ­la­ma­ya­ca­ğı gi­bi, ay­rış­ma ve kamp­laş­ma­ya da ze­min ha­zır­lar. Dar böl­ge­de her se­çim çev­re­sin­den bir mil­let­ve­kil­li se­çi­lir­se ya­rış par­ti­ler ya­rı­şı ol­mak­tan çı­kar, fark­lı se­çim çev­re­le­rin­de Türk-Kürt, Ale­vi-Sün­ni, la­ik-an­ti­la­ik mü­ca­de­le­si­ne dö­nü­şür. Hat­ta se­çim, Mer­sin­li-Trab­zon­lu ve­ya Gü­ney­li-Ka­ra­de­niz­li şek­lin­de böl­ge­ci­lik ya­rı­şı­na dö­nü­şe­bi­lir.
 

RÖPORTAJSEDA ŞİMŞEK / BUGÜN GAZETESİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum