Öğretmenler doğuda zorunlu tutulacak

Öğretmenler doğuda zorunlu tutulacak

İlk atama yolu ile öğretmenler doğu ve g.doğu illerine kanalize edilmek istenmektedir.

Eğitim camiasında, şu sıralar en çok üzerinde görüş beyan edilen konulardan biri de, MEB'in öğretmenlerin zorunlu şark görevine dair yeni düzenlemeler yaptığı ile ilgili çalışmalardır. Bu çalışmaların hangi aşamaya geldiğine dair, kulaktan dolma bilgilere sahip olduğumuz için net bilgi paylaşamıyoruz. Mevzuya dair yapacağım değerlendirmeleri ise eğitim ve kamu sitelerine düşen bilgiler ışığında sizlerin dikkatine sunmak istiyorum. 

Öncelikle, şunu belirtmem gerekir, zorunlu hizmet kapsamında yalnızca Doğu ve G.doğu illeri bulunmamaktadır. Zorunlu hizmet kapsamında bulunan yerler, öğretmenlerin atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde belirtilmiştir. Bu yönetmelik uyarınca, batı illerinde yer alan bir kısım yerler de, zorunlu hizmet kapsamında sayılır. Buradan hareketle, bakanlığın doğu ya da g.doğu illerine gönderilecek olan öğretmenlerin, zorunlu hizmet adı ile değil; doğu görevi adı ile gönderileceğini düşünüyorum.

Bakanlığın, son yıllarda gerçekleştirdiği ilk atama yolu ile öğretmen atamalarında, branşlar bazında illere verilen kontenjanları incelediğimizde, görülüyor ki ilk atama yolu ile öğretmenler doğu ve g.doğu illerine kanalize edilmek istenmektedir. Kanalize edilen bu öğretmenler ise doğu ve g.doğunun zorlu hayat koşullarından ve entegrasyon sorunundan genellikle özür yolu ile batı illerine yer değiştirmek istemekte ve ‘bakanlığın batı yolunu tıkayıp, doğu yolunu açan o yolu varsa, benim de bu yolum var.' diyerek çıkış yolları aramaktadır. Ve nihayetinde ilgili yönetmelik çerçevesinde çeşitli yollarla, öğretmen doğudan çıkışını yapmaktadır. Öğretmen doğudan çıkışını yapıp, batı vizesini alınca, doğal olarak doğuda öğretmen açığı patlak vermektedir. Doğuda patlak veren bu öğretmen açığı , ücretli öğretmen görevlendirmeleri ile kapatılmaya çalışılmaktadır. Ücretli öğretmen görevlendirmelerinde, açığın çok olması hasebiyle, 2 yıl yüksekokul mezunlarına bile ücretli öğretmen olma fırsatı doğmaktadır. Oradaki çocuklar, ideolojik ve partizan bazı ücretli öğretmenlerin ellerinde KEPÇE KEPÇE zehir verilerek, illegal oluşumların ve terör örgütlerinin sempatizanı hatta militanı yapılmaya çalışılmaktadır. Malum barış sürecinden yüz bulan terör örgütüne meyili ve sempatisi bulunan bazı ücretli öğretmen ideolojileri ve hissiyatları ile oradaki MEB'e bağlı okullarda cirit atmaktadır. Aslında, MEB'in bahsolunan doğu görevi çalışmaları, yukarıda anlattıklarımızın mahsulüdür. Ama bilinmelidir ki, doğu görevi kapsama alanındaki öğretmenlerin genişliğine göre doğru orantılı olarak da RİSK taşımaktadır.

Malumunuzdur ki, ilk atama yolu ile doğu ya da g.doğu illerine atanan bir öğretmenin, buralarda ortalama kalma süresi en fazla 1 bilemediniz 2 yıldır. Bu nedenledir ki, ilk atama yolu ile öğretmen tayinleri trafiği doğuya seyrederken; sonrasında özür ve diğer yer değiştirme yolları ile batıya doğru seyretmektedir. Bakanlığımız ise elbette ki bu trafik akışını seyretmektedir. Bu trafik akış raporu verilerine göre ise çeşitli yollar deneyerek, bu trafiği tersine döndürmeye çalışmaktadır. Bakanlığın da, tam bu noktada, öğretmeni doğuda zapturapt etmek ya da batı doğu sirkülasyonunu yoğunlaştırmak için doğu görevi adı altında bir düzenleme çalışması içerisinde olduğu kanaatindeyim. Ama RİSK taşıdığını yukarıda da belirttim. Bu riski göze alan bakanlığın, riskleri bertaraf edebilmesi için de önlemler alması şarttır. Birkaç lojman yapıp, içini de dayayıp döşeyerek değil sadece; oradaki öğretmenlerini belleyerek ve unutmayarak ve sırt vererek, öğretmenlere mesleklerini icra noktasında yüreklendirmelidir. Doğuda 5 yıl görev yapmış birisi olarak, oralarda görevli öğretmen açısından en büyük eksikliğin öğretmene devletin omuz ve sırt vermemesi ve onu bellememesi olarak bilfiil şahidiyim.

Ayrıca, 20 yıllık bir öğretmenin deneyiminden faydalanmak üzere alınıp, doğu görevi adı ile doğu illerine yollanacak olmasını ise MEB'in alacağı en ala RİSK olarak görmekteyim. Zira; bu durum insanların kurulu düzenlerinin bozulmasına ve belki de okuyan çocuklardan dolayı ailelerin kalbura dönmesine neden olacaktır. Kısaca, ne öğretmeni doğuda tutup kır saçlı yapmak ne de kır saçlı öğretmenleri doğuya göndermek, öğretmen açığını kapatmayabilir, yine birileri bir yolunu bulup sıvışabilir. Yalnızca doğunun eğitim çehresi değişir, siyahtan kıra döner... SİYAHTAN KIRA DÖNERKEN DE, BİRÇOK ÖĞRETMEN KIRILABİLİR...

Sonuç olarak, eğitim alanındaki tüm yeniliklerde savunduğum hep şu olmuştur. YENİLİKLER, ZORUNLU ADLARLA OLMAMALI VE MAHKUMİYET ALGISI YARATMAMALIDIR. ÖĞRETMENİN KENDİLİĞİNDEN TALEP EDEBİLECEĞİ DOĞU İLLERİ YARATILMALIDIR. SİYASİ VE İDEOLOJİK ÇIKARLARA, ELBETTE Kİ ORADAKİ ÇOCUKLAR KURBAN EDİLEMEZ. BUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ. EVET, NE DOĞUDAKİ ÖĞRETMEN ORADAKİ KONJONKTÜRE NE DE DOĞUDAKİ ÇOCUKLAR ÖĞRETMENSİZLİĞE MAHKUM EDİLMEMELİDİR. HÜLASA, NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP ÇİZGİSİNDE SEYREDEN BİR ÇALIŞMANIN MAHSULÜ HERKESÇE KABUL GÖRECEKTİR ÖNGÖRÜSÜNDEYİM...

NOT: TAYİNLER, YER DEĞİŞTİRMELER BAKANLIK-ÖĞRETMEN ÇEKİŞMESİNE DÖNÜŞMEMELİDİR.


Yahya ASLAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.