Öğretmenlikte mülakat olmalı mı?

Öğretmenlikte mülakat olmalı mı?

Öğretmenlikte mülakat olmalı mı ya da çıkarılan gürültünün sebebi

Sözlü sınav denilince akla hemen kayırmacılık geldiğinden sözlü sınav denilince ciddi bir tedirginlik oluşmaktadır. Özellikle kariyer mesleklerin tamamında sözlü sınav vardır ve bunun kaldırılmasına yönelik bir çabada söz konusu değildir.

Bu bağlamda Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 5 inci maddesine göre aday öğretmenlikten asil öğretmenliğe geçişte öngörülen sözlü sınav da şimdiden ciddi bir tedirginlik oluşturmuştur.

Her veli, çocuğunun en iyi öğretmenden ders almasını talep etmektedir ve bu durum en tabii hakkıdır. Ancak, şuana kadar kamunun bulduğu en iyi öğretmen seçim yöntemi ise sadece merkezi olarak yapılan yazılı sınav olup, bunun tek başına yeterli olmayacağı ise bilinen bir gerçektir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerin yetişmesi için en iyi öğretmen seçim yönteminin sadece yazılı bir sınav olduğunu söyleyerek yeni arayışlara gidilmesini engellemek gerçekçi değildir. Önemli olan, en iyi öğretmen alım yöntemi ile objektif kıstasların nasıl oluşturulması gerektiği konusunda sözü olanların rahatça bunu açıklamasıdır. Yoksa her açılıma istemezük türü yaklaşımlar doğru değildir.

Kaldı ki benzer bir şekilde sadece yazılı sınavla özel okullarda öğretmen istihdamının en iyi yöntem olduğunu iddia eden birisi çıksa bu kişi hakkında ne düşünüleceğini tahmin etmek zor olmasa gerektir. Orası özel sektör diye itirazların yükseldiğini duyuyoruz ancak, ister özel okul, isterse kamu okulu olsun öğretmenlere emanet edilen şey geleceğimiz olan öğrencilerdir.

O zaman bu kadar itirazın sebebi nedir?

İşte üzerinde kafa yorulması gereken konu sözlü sınavın riskini ortadan kaldıracak yöntemler üzerinde durulmasıdır. Bu yöntemlerden bir tanesi kamera yöntemidir. Diğer bir yöntem ise memur sendikalarıyla çalıştay düzenleyip objektif kriterler üretmeleri yönünde gayret göstermelerinin sağlanmasıdır. Kaldı ki taraflar bir araya gelerek zaten var olan riski azaltabilirler.

Her defasında yaklaşık en az 10 bin civarında öğretmen adayı alımının söz konusu olduğu dikkate alındığında giriş sınavında sözlü sınav yapılmasının rasyonel olmadığını söyleyebiliriz. Ancak, en az bir yıllık adaylık döneminde birçok konu açıklığa kavuşacak ve ilgililerin nitelikli bir öğretmen olup olmayacağı ortaya çıkacaktır.

Adaylık dönemi sonunda yapılacak objektif değerlendirmeler neticesinde ilgililerin asil öğretmenliğe atanıp atanamayacağının belirlenmesi kadar daha doğal bir yöntem olamaz. Ancak, öğretmen olamayacakların memuriyetle ilişiğinin kesilmesi yerine durumlarına uygun memur kadrolarına atanmaları daha uygun bir yöntem olacaktır. Kaldı ki aşağıda detaylı bir şekilde izah edeceğimiz üzere, uygulamada staj adı altında sözlü sınav benzeri bir uygulama zaten vardır.

Mevcut uygulamada adaylık sonunda zaten sınav var

657 sayılı Kanunun Adaylık devresi içinde göreve son verme başlıklı 56 ncı maddesine göre, adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde 60 puanın altında not alarak başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişikleri kesileceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla daha önceki yazılarımızda da bahsetmiş olduğumuz üzere, adaylık dönemi memurlar açısından oldukça kritik bir dönemdir. Ancak, sanıldığı gibi insanların ekmekleriyle oynayarak bu dönemde görevlerine son verilmemektedir. Bu dönemde görevleri sona eren personel sayısı oldukça azdır.

Adaylık dönemi içerisinde Aday Memurların Yetiştirilmelerine İlişkin Genel Yönetmelik hükümleri çerçevesinde aday memurlar, temel ve hazırlayıcı eğitimlerden sınava tabi tutulurlar. Bu sınavlardan 100 tam puan üzerinden 60 ve daha yukarı puan alanlar başarılı sayılarak başarısız olanların görevlerine son verilmektedir. Aynı durum staj değerlendirmesi için de geçerli olup, başarısız olanların görevleri sonlandırılmaktadır.

Sözlü sınavın sübjektif olduğunu iddia edenlerin uygulamada var olup da uygulanmayan ya da gevşek bir şekilde uygulanan aday memurların staj değerlendirmelerinin objektif olduğunu iddia etmeleri mümkün değildir.

Zaten uygulamada olup da kamu kurumlarınca ciddi bir şekilde yapılmayan bir uygulamanın daha objektif bir kriterlere tabi tutulmasının niçin bu kadar gürültü kopardığını anlamak mümkün değildir. Yani Milli Eğitim Bakanlığı şuanki mevcut mevzuatla dahi yapmak istediği birçok şeyi yapabilir ve ciddi iyileştirmeler de sağlayabilir. Ancak, yitiğimiz sürekli başka yerde arandığı için maalesef bir türlü bulunamamaktadır.

Düğme sürekli yanlış ilikleniyor

Ahmet Ünlü'nün yazısının devamını okumak için tıklayınız.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.