Serbest kıyafeti kim, neden istemez?

Serbest kıyafeti kim, neden istemez?

Bilindiği üzere kamu çalışanlarını son günlerde en çok meşgul eden konulardan birisi de ‘’Serbest Kıyafet’ eylemi.

 

Ne var Serbest Kıyafet eyleminin içeriğinde?

Kısaca söylersek. Kamuda görev yapan memurların kurumlarında serbest kıyafetle çalışmalarını sağlamak üzere yapılan bir çalışma.

Aslında yıllardan beri söylenen bir düşünce fakat nedense uygulamaya geçilmesi biraz uzun sürüdü.

Öncülüğünü Eğitim-Bir’in yaptığı, daha sonra, Türk-Eğitim Sen’in, Aktif Sen’in ve bazı sendikaların desteklediği bir uygulama. 18 Mart’tan itibaren de bir nevi ‘’sivil itaatsizlik’’ filen başladı. Malum bazı sendikalarda bu eyleme destek vermedi.

Bendenizde kendi web sitemde bir anket yaptım. ‘’Kamuda serbest kıyafet için ne düşünüyorsunuz?’’ Yaklaşık 250 kişi oy kullandı. Yaklaşık % 25’li bir kısım serbest kıyafeti istemiyor. Tabi istememek en doğal hakları.

Burada olaya iki noktadan bakabiliriz.

Birincisi; İstemeyenler neden istemiyor?

İkincisi; İsteyenler gerçekten serbest kıyafeti istiyor mu?

Önce birinci grupla başlayalım. Bunların büyük bir kısmı olaya ideolojik bakanlar. Açıkçası kamuda başörtüsüne karşı olanlar. Neymiş efendim kamuda dinsel simgeler olur mu? O zaman bunlara sormak lazım. Sizin kıyafetiniz dinsizlik simgesi mi? Tabi biz böyle düşünmüyoruz. İsteyen nasıl giyinmek istiyorsa giyinsin.

Şuna kesinlikle eminim serbest kıyafetin içerisinde başörtüsü olmasın, serbest kıyafete karşı çıkanlar serbestlik isteyenlerden daha fazla serbest kıyafeti isteyeceklerdir. Ama bu kişilerin amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

Bir de kamu görevlisine yapılacak itibarın kıyafette olduğunu düşünenler var. Yani işin kaporta kısmı. Bu arada Nasrettin Hoca’nın ye kürküm ye fıkrasını da unutmuş değilim. Aslında bu bizim zihinlerimizde oluşturduğumuz bir algı. Şahsen 1 aydır serbest kıyafetle okula gidiyorum. Kimsenin bir saygısızlık yaptığını görmedim. Takım elbise giydiğim günlerde kimsenin de çok haddinden fazla itibar ettiğine şahit olmadım.

Mevlana ne güzel söylemiş. ‘’ Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.’’ Demek ki mesele kıyafette değil içindekinde.

Gelelim ikinci kısma. Bunları da ikiye ayırabiliriz. Birinci olarak serbest kıyafet gerçekten isteyip, gerekeni yapanlar. İkincisi ise söylemde isteyip eyleme gelince geri duranlar. Asıl sorun işte tam da bunlar da. Ne yapacağını bilmeyen, kafasında kurduğu korku duvarlarını aşamayan. Acaba bana ne derler? Kısacası ‘’korkanlar’ desek çok da ağır olmaz herhalde.

Hatta eylemi ‘’yalama’’ yapanlar bile var. Nasıl mı? 3 gün serbest, sonra okula kaymakam, milli eğitim müdürü,  müfettiş vs. gelince eskiye dönenler. Yani dik duramayanlar, yolda dökülenler. Zaten yolda dökülenler yol alanlara sadece ayak bağı olur. Bunlara ya yola gir, ya da yoldan çık demek lazım.

Şu anda serbest kıyafet eylemi beklenilen düzeyde değil. Bunun önündeki en büyük engel kim denilse cevap okul idarecilerdir. Çünkü bunların büyük çoğunluğu üyesi olduğu sendikanın eylem kararına uymayan (uyanları tenzih ederim) daha da ötesi engel olan idareciler.

Eğer böyle bir yola girmişsek sonuna kadar devam etmek gerekir. Yoksa yapılan eylem hüsranla sonuçlanacak ve birilerinin ekmeğine yağ sürmüş olacağız.

Bu konuda Adil Gülmez hocamızın çok önemli tespitleri var. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.

https://www.turkiyeegitim.com/ogretmen-sendikasini-takmiyor-45523h.htm

 

Süleyman TANRIVERDİ

SINIF ÖĞRETMENİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum