TOPLU SÖZLEŞME YASA TASARISI  PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA

TOPLU SÖZLEŞME YASA TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA

TOPLU SÖZLEŞME YASA TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk komisyon toplantısında tasarıya olan itirazlarını bir kez daha anlattı.

Kamu çalışanlarının dört gözle beklediği toplu sözleşme yapılmasına olanak sağlayan yasa tasarısı meclis plan ve bütçe komisyonunda görüşülmeye başlandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in de katıldığı toplantıda konfederasyon genel başkanları dinlendi.

 

Toplantıya katılan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, burada yaptığı konuşmayla taslağın son haline olan itirazlarını dile getirdi.

 

İlk olarak sendikal faaliyet yapan sendika yöneticilerinin daha rahat çalışma ortamına kavuşturulması konusuna değinerek şunları söyledi: “İş yeri il ve ilçe temsilcileri 4 saat izin verilmesi iyi bir gelişme ancak ilçe temsilcilerine iznin bir gün olması sendikal faaliyet yapılmasını daha rahat hale getirecektir. Bunu değerlendirmenizi istirham ediyorum. Sendika iş yeri temsilcilerine de 4 saat izin verilirse o işyerinde sendikal faaliyetlerin daha rahat  olacağını düşünüyoruz.”

 

Daha sonra mevzuata ilişkin görüşlerini belirten Koncuk, “Geçen tasarıda ücret sistemine ilişkin teklif verilemez diye hüküm vardı. Mevzuat hükümlerine uygun, ifadesi de son derece muğlak bir maddedir. Bundan neyin hedeflendiği anlaşılamamaktadır. Bu ifadeler aslında kanunlara konulmamalıdır. Toplu sözleşme dönemlerinde masada ciddi tartışmalara sebep verir. Havayı bozan ifadelerdir. Hangi hususların görüşüleceği bellidir. Mali ve sosyal haklardır. Bu çok net bir ifadedir. “mevzuat hükümlerine uygun” ifadesi de taslaktan çıkarılmalıdır.” Dedi.

 

Tasarıda en çok tartışılan konuların başında gelen imza yetkisiyle ilgili de görüşlerini sıralayan Koncuk konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Türkiye Kamu-Sen olarak yasanın gündeme geldiği günden bu yana sayın başbakan da dahil söylemediğimiz kimse kalmadı ama maalesef bu konuda kimse yerinden kımıldamıyor. Taraflar konusunda diğer konfederasyonlara ısrarla itiraz etme yetkisi verilmemesi anlaşılmaz bir durumdur. Yeni düzenlemede, alt komisyondakilerin verdiği teklifte 9 temsilci Memur-Sen’e, 4 temsilci Türkiye Kamu-Sen’e, bir temsilci de KESK’e düşüyor. Bu durumda, Memur-Sen’in 57 bin üyesine bir temsilci, Türkiye Kamu-Sen’in 100 bin üyesine bir temsilci, KESK’in 116 bin üyesine bir temsilci düşüyor. En çok üyeye sahip bir sendikanın tek  bir yetkili sendikası olmayabilir, bu matematik olarak mümkün. İlerde böyle bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. 600 bin üyesi olan bir konfederasyonun bir tane yetkili sendikası olmayabilir. Kanun tasarısını hazırlayan arkadaşlarımızın bu durumu gözardı ettiğini görmekteyiz. Kanun yapıcıların her ihtimali düşünerek kanun yapmasında fayda var. Bunu biz itiraz noktasında bir yetkilendirmeyle eksikliği tamamlarsak, yetkili sendika olması, en büyük sendika olması pek etki etmez bu durumda. Çünkü itiraz yetkisi bulunmaktadır. En büyük konfederasyonun böyle bir yetkisi zaten vardır. diğer sendikaların da böyle bir yetkisi olmuş olur. Teker teker demiyorum, Beraberce eğer toplu sözleşmeyi imzalamazsak, itiraz için imzalama yetkisi olsun. Öyle bir durum ortaya çıkmış ki burada, yapılacak toplu sözleşmeyi yetkili konfederasyon başkanı imzalarsa imzalayacak, kendine bağlı sendikaların genel başkanları itiraz etse bile Konfederasyon başkanının imzalama yetkisi var. Böyle bir taslak kabul edilebilir mi ? Bunların düzeltilmesi lazım.”

 

“Toplu sözleşme dönemlerini bir umut dönemi olmasını sağlamak lazım” diyen Genel Başkan Koncuk şunları söyledi:  “Diğer konfederasyonların peşin hükümle imzalamayacağını düşünülerek olaya yaklaşıldığını tahmin ediyorum.  Eğer kamu çalışanlarının menfaatine olduğunu düşünürsek neden imza atmayalım, geçmiş dönemlerde iki tane imzamız var. Taleplerimiz cevap bulursa neden imza atmayalım. Bir kez daha söylüyoruz, imza yetkisi diğer iki konfederasyonda da teker teker değil, ancak, beraberce olmalıdır.  Eğer iki konfederasyon imzalarsa, 3. konfederasyonun itiraz etme yetkisi olmamalı. Bu zor bir düzenleme değil. O zaman toplu sözleşme dönemlerinde masa da huzurlu olur, alanlar da huzurlu olur, ülke de huzurlu olur. Şu anda burada yapılan düzenleme ile, toplu sözleşme dönemleri Türkiye’yi eylem alanlarına dönüştürün demekle eşittir. İmza ve itiraz etme yetkisi olmayan konfederasyonlar kendilerini başka yollarla o masada gösterme çabalarına girecektir.


Kamu görevlileri hakem kurulunun yapısı şu anda 6 ya 5 lik hükümetin ağırlık oluşturduğu bir yapıya sahip. Türkiye Kamu-sen olarak bunu doğru bulmuyoruz. Çünkü taraf olan insanlardan hakem olmaz. Hocalardan oluşan bir yapı oluşturabiliriz. Yargıtay 9.daire başkanlığında hakem kurulu oluşturulabilir. “

 

Toplu sözleşmelerin Eylül başında yapılmasının daha uygun olacağını da belirten Koncuk belediye çalışanlarına ilişkin yapılan düzenlemenin tam bir hayal kırıklığı olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı:  “Yerel yönetimlere, belediyelere “sosyal denge sözleşmesi” maddesi düzenlenmiş. Bu maddeyi kim düzenlemişse tebrik ediyorum. Tam bir komedi  olmuş, yani “sözleşme yapmayın” anlamında bir düzenleme olmuş. Bu düzenleme belediye çalışanlarıyla alay etmektir. Çünkü genel toplu sözleşme masasındaki tavan tutarı geçmemek üzere ibaresi konulmuş, belediye çalışanları zaten o tutardan yararlanıyor. Eğer o tutarı geçemezse belediye çalışanlarıyla nasıl sosyal denge sözleşmesi yapılabilir. Ayrıca borcu olmayan belediyelerle sosyal denge sözleşmesi yapılır ibaresi de mutlaka kaldırılmalıdır. Borcu olmayan belediye var mıdır? Bu madde belediye çalışanlarıyla alay etmektir.”

 

Siyasi parti temsilcilerinin ve diğer konfederasyon başkanlarının da dinlendiği toplantıda konuşan Bakan Çelik, her kesimden tarafların dinlenerek tasarının oluşturulduğunu iddia etti. Kanunu gecikmeli olsa da hazırladıklarını belirten Çelik, komisyon iradesinin ortadan kaldırılmadığını söyledi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik  konuşmasında, referandumla kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkının getirildiğini ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının bağlayıcı hale geldiğini söyledi. Tasarının olgunlaşması adına Plan ve Bütçe Alt Komisyonu ile tali olarak görüşüldüğü Çalışma Komisyonu’nda tasarıya önemli katkılar yapıldığını ifade eden Bakan Çelik, “Bakanlıkta konunun sosyal taraflarıyla uzun bir çalışma sonrası bir taslak hazırlayıp, 19 Ekim 2011 tarihinde Bakanlar Kurulu’na sevk ettik. 12 Haziran’dan 19 Ekim’e bakarsak, iyi bir çalışma yapıldığı görülür. Bakanlar Kurulu ise 20 Ocak 2012’de, kanun tasarısı olarak TBMM’ye sevk etti. Alt komisyonda 15 madde üzerinde değişiklik yapıldığını görüyorum. Bu son derece önemli. Bizim gönderdiğimiz taslak, bakanlar kurulunun gönderdiği tasarıdaki değişiklikleri demokratik açıdan önemli buluyorum. Komisyon ve genel kurulun katkıları da önemlidir.” şeklinde konuştu.
 

 

Türkiye Kamu-Sen adına toplantıya, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut da katıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.