MEB Maarif Müfettişliği Mülakat Sınavına "Siyasal Kadrolaşma" Tepkisi

MEB Maarif Müfettişliği Mülakat Sınavına "Siyasal Kadrolaşma" Tepkisi

02.12.2016 tarihli ve 6764 sayılı “Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri gereğince Milli Eğitim Bakanlığı Maarif...

02.12.2016 tarihli ve 6764 sayılı “Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri gereğince Milli Eğitim Bakanlığı Maarif Müfettişliği mülakat sınavı yapılmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan MEB Maarif Müfettişliği sınavı, bugüne kadar “torpil” ve “siyasal kadrolaşma” amacıyla yapılan mülakat sınavı ile gerçekleştirilmiştir. MEB Maarif Müfettişliği sınavına yaklaşık 1900 Maarif Müfettişi katılmış, ancak Maarif Müfettişliği sınavında uygulanan “mülakat sınavı” sonrasında çok sayıda itiraz ve şaibe iddiası gündeme gelmiştir.

Mülakat komisyonunda Teftiş Kurulu Başkanlığında görevli Maarif Müfettişi unvanındaki Daire başkanları görev almıştır. Aynı unvanda görev yapan çalışanların eşit konumdaki Maarif Müfettişlerini sınav yapması hukuksal açıdan mümkün değildir. Bu uygulamanın objektif olma olasılığı yoktur.

Mülakat komisyonlarında sınav sırasında sesli ya da görüntülü kayıt yapılmamış olması, değerlendirmelerde taraflı davranılması ihtimalini ciddi anlamda güçlendirmektedir. Sınavı kazananlar arasında 4 ay sonra emekli olacak bazı Maarif Müfettişlerinin olması, aynı puanda olan kişilerin farklı sıralamalarda bulunması, mülakat sınavında sorulan soruların yasal çerçevede belirlenmiş konuları ölçecek nitelikte olmaması ve siyasal iktidara yakınlığı ile bilinen onlarca Maarif Müfettişinin, Bakanlık Maarif Müfettişi olarak sınavı kazanmış olması gibi çok sayıda gerekçe sınav sonuçlarına yönelik itirazların haklılığını ortaya koyan nedenlerden bazılarıdır.

Kanunda mülakatla ilgili yönetmelik hazırlanır ibaresine karşılık yapılan mülakat yayımlanan kılavuz ile yapılması kanuna aykırı olduğu gibi, aynı zamanda mülakat yönergesi hazırlanmaması, ölçme değerlendirme kriterleri belirlenmemesi, mülakata katılanlara yöneltilen soru sayısının aynı olmaması, hukuki anlamda ciddi bir eksiklik olarak dikkat çekmektedir.

Oluşturulan mülakat komisyonu üyelerinin sürekli değiştirilmesi, değerlendirme ölçütlerinin sık sık değişmesine, yapılan ölçme ve değerlendirmelerin taraflı olmasına neden olmuştur.  Puanlamada nesnellik ve güvenirlilik olmadığı gibi, ölçme ve değerlendirme ilkelerine de uyulmamış olması sonucunda ortaya çıkan sonuçlar, neden böyle bir yöntem benimsenmiş olduğunun anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.

Yapılan mülakatın sonuçlarına bakıldığında halen maarif müfettişi olup mülakat komisyonunda başkan ve üye olanlar ile illerde maarif müfettişleri başkanı ve yardımcısı olarak görev yapanların tamamına yakınının atamasının yapılmış olması, yapılan değerlendirmenin nesnel olmadığının en somut kanıtı niteliğindedir. Nitekim Maarif Müfettişliği mesleğini başarılı bir şekilde temsil eden, bilimsel çalışmalar yapan, ödül ve takdir belgeleri olan çok sayıda maarif müfettişi, “liyakat” ilkesi göz ardı edilerek elenmiştir.

Benzer pek  çok sınavda olduğu gibi, MEB Maarif müfettişliği sınavında sadece mülakat yönteminin benimsenmesinden kaynaklı olarak “torpil” mekanizmasının işletildiği, iktidara yakınlığı ile bilinen ya da siyasal referanslara sahip olanların “başarılı” olarak ilan edildiği anlaşılmaktadır. Daha önce MEB şube müdürlüğü sınavı ile ilgili olarak Danıştay’da açılan davalarda; Danıştay 5. Dairesinin 2013/8367 Esas ve Danıştay 2. Dairesinin 2013/10363 Esas sayılı “yürütmeyi durdurma” kararları verdikleri hatırlanacaktır. Her iki kararda da özetle, “Şube Müdürlüğü atamaları için; sadece sözlü sınavla atama yapılamayacağı, objektif olan yazılı sınavının değerlendirme dışı bırakılamayıp belirleyici olması gerektiğinden söz edilmiştir. Danıştay dairelerinin verdiği kararlara bakıldığında sadece mülakat sınavına bağlı atama yapılamayacağı açık ve net olarak vurgulanmıştır. İlgili kararlara da dayalı olarak sadece mülakat sınavına dayalı atama yapılamayacağı açıktır.

MEB maarif müfettişliği kurumu gibi önemli bir kurumu açık açık tasfiye ederek, “emir-komuta zinciri” içinde çalışacak yeni bir sistem oluşturmak istemesi kabul edilemez. MEB, siyasal çıkarlar uğruna eğitim sistemi açısından yıllardır önemli bir işlev gören maarif müfettişliği kurumunu siyaseten tasfiye etme girişimine derhal son vermeli, eğitim sistemini iktidarın siyasal hedeflerine göre değil, eğitim biliminin evrensel ilkelerine ve liyakat ilkesine göre düzenlemelidir.

MEB’i yüksek yargı kararlarını yok sayarak atmış olduğu hukuk dışı adımlardan vazgeçmeye ve maarif müfettişliği sınavı ile ilgili eleştiri ve itirazları dikkate almaya çağırıyor, hukuk dışı adımlardan vazgeçmeye davet ediyoruz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum