ÖĞ-DER Konferansında Çarpıcı Açıklamalar

ÖĞ-DER Konferansında Çarpıcı Açıklamalar

ÖĞ-DER (Şuurlu Öğretmenler Derneği) her yıl geleneksel hale gelen Uluslararası Eğitim Konferansları’nın ilkini önceki gün Adana’da gerçekleştirdi.

 

ÖĞ-DER (Şuurlu Öğretmenler Derneği) her yıl geleneksel hale gelen Uluslararası Eğitim Konferansları’nın ilkini önceki gün Adana’da gerçekleştirdi.

 

  Ramazanoğlu Camii Konferans Salonunda düzenlenen Emperyalizmin eğitim yoluyla zihinsel ve kültürel ifsadı konulu konferansın açılışı K.Kerim tilavetiyle başladı. Eğitim  çevreleri yoğun ilgi gösterdiği konferansta salon hınca hınç doldu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Adana Şube Başkanı Ekrem ULU, ÖĞ-DER’in önce ahlak ve maneviyat anlayışını benimsemiş milli görüşçü bir kuruluş olduğunu belirterek “Bir çok eğitim kurumu açmış olmaktan onları teknolojik donanımla doldurmaktan ziyade, orada okuyan çocukların kafalarına ve kalbine ne koyduğumuz önemlidir. Besmele ile başlayan eğitim bereketli olur. Çocuklarımıza maddeci ve materyalist zihniyetin istek ve taleplerini değil Ahlak ve maneviyat eksenli temel değerlerimizin ufuklarını açmalıyız.” diye konuştu.

 

Malezya İslamTeşkilatları Danışma Konseyi (MAPIM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhammed Azmi Abdulhamid  yaptığı konuşmada, Malezya”nın 55 yıldır bağımsız  bir ülke olduğunu, bu zaman zarfında 6 başbakanın ülkeyi eskiden olduğu gibi yeniden  İslam medeniyetine döndürmeyi  denediklerini ama başaramadıklarını söyledi. Abdulhamid, “ Neden yapamadılar? Çünkü kendi İslami eğitim sistemimizi oluşturamadık. Çocuklarımız İngilizceyi Malaycadan daha iyi konuşuyorlar.” şeklinde konuştu.

 

Batılı emperyalist güçlerin eğitimi gerçek anlamda eğitim dışına çıkardıklarını, Müslümanları maddeci ve egoist yaşam tarzına mahkûm ettiklerini, dayatmacı moda ve tüketim anlayışları ile herkesi değiştirdilerini söyleyen Prof. Dr. Muhammed Azmi Abdulhamid, bu güçlerin İslam ülkelerinde egoist ve bencil insanlar ürettiğini, “Her şey benimle başlar benimle biter” düşüncesine sahip egoist insanların yetiştirildiğinin vurguladı. Abdulhamid daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü;

         “Her şeyden önce kendi benliğimizi ve öz güvenimizi tekrar kazanmalıyız. İslami referanslara güvenmeliyiz. Ben bir Malezyalıyım. Profesörüm. Amerika’da ve İngiltere’de görevler aldım. Gittiğim her yere geleneksel kıyafetlerimle gittim. Ben ne olduğumdan hiçbir zaman utanmadım. Beni bu halimi soranlara ise verdiğim tek cevap ben bir Müslümanım oldu. Kendi özümüzü dönmeliyiz. Batının hiçbir zaman ne kravatını ne de ceketini giymeyeceğim.”

 

Abdülhamid, batının İslam dünyasına eğitimi sadece diploma ve kariyer edinmek olarak öğrettiğini de vurguladı.

 

İngiltere Cambridge Akademisi Başkanı, Prof. Dr. Shaikh Abdulmabud ise, Müslüman ülkelerde emperyalist batı tarafından alimlerin susturulduğunu, ulemanın halk nezdinde gerici olarak gösterildiğini söyledi. Şeriatın diktatörlük olmadığını ifade eden Abdulmabud, “Aslında bizim açımızdan şeriat tüm insanlığın fıtri bir değeridir. Yani şeriatın mimarı Allahtır.Bizi yaratan da Allah olduğundan dolayı bizim için en iyi olanı da o bilir. Şeriat insan için yegâne haber kaynağıdır. Bizi o hale getirdiler ki şeriat kelimesini duyunca korkar olduk. Bilinçsizce şeriata savaş açtık.” dedi.

 

Emperyalizmin İslam alemine karşı en büyük silahının eğitim sistemi olduğunu ve şu anki eğitim sistemi tamamen sömürgeci olduğunu belirten Abdulmabud, “Bize dayatılan eğitim anlayışı tamamen sömürgeci müfredatlarla doludur. Onların hedefleri sizin liderleriniz, bundan öte hepinizdir. Ekonomiden eğitim kaynaklarına her şey sömürgeleştirilmiştir.”şeklinde konuştu.

 

 Beykent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ensar  NİŞANCI konuşmasında dünya meseleleri yerinden tahlil edildiğinde İslam aleminde bir fetret dönemi yaşanmakta olduğunu söyledi. Avrupa’da ciddi mana ekonomik kriz ile birlikte bir medeniyet krizinin yaşandığını belirten Nişancı, dünyayı sömürgeleştiren batı medeniyetin kapasitesini gün be gün yitirdiğini belirti. Batı medeniyetinin kan kaybettiğini vurgulayan Ensar Nişancı batı kötü günlerini yaşarken İslam dünyasının iyi günlerini yaşayacağı günlere gelindiğini vurguladı.

 

Emperyalist güçlerin tesiri ile Türk halkının merkezinden, medeniyetinden koparıldığını ileri süren Nişancı daha sonra şunları söyledi: “Tanzimat’ta medreseler kaldırılmadı. Medreselere paralel olarak batı tarzında mektepler açıldı. Aslında cumhuriyet dönemi 1923 de değil 1908 de başlamıştır. Şu andaki eğitim sistemimizi kendi zihniyetimiz üretmedi. Zihinlerimiz obezleştirildi. Zihinlerimiz açık değil. Yetenek ve kabiliyetleri öldüren bir eğitim sistemi kuruldu. Batı eğitimde yetişen insanlarımızla eğitim sistemimiz bozuldu. Bu sistemde yetişen sahte aydınlar batıya karşı kompleksli doğuya karşı gururlu ve kibirliydiler.”

 

ÖĞ-DER’in organize ettiği Uluslararası Eğitim konferansları Marta ayı sonuna kadar devam ediyor. Konferanslar dizisine 17 Mart Hatay, 19 Mart Şanlıurfa ile devam edileceği bildirildi. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum