TAŞRADA DİSİPLİN UYGULAMALARI

TAŞRADA DİSİPLİN UYGULAMALARI

TAŞRADA DİSİPLİN UYGULAMALARI

Disiplin konularının uygulama usul ve esasları konusunda düzenlenmiş derli toplu bir mevzuat bulunmamaktadır. Çeşitli kanunlar ve yönetmelikler ile emsal yargı kararları ışığında olayı çözebilen idareci sayısı da azalmıştır. İdareci yetiştiren iklimimiz mi bozuldu? Ne oldu da yanlış disiplin uygulamalarında rekor üstüne rekor kırılıyor?

 

Gönül isterdi ki bütün idarecilerimiz hukuki davransın. Kul hakkına riayet etsin. İşinin ehli olsun. Sevecen ve babacan olsun. İşini düzgün yaptığından yargıya fazla iş bırakmasın. Fakat gönlümüzün istediği çoğu zaman mümkün olmuyor. Çapları çevresini aşamayan kişilerin elinde disiplin işleri ve adaletsizlikler kamu kurumlarını tehdit edecek bir hal aldı. Çapları büyük yöneticiler artık ya yetişmiyor ya da budanarak çapları mı küçültülüyor?

 

Disiplin Mevzuatı Dağınıktır

Derli toplu olarak bir disiplin mevzuatı bulunmamaktadır. Milli Eğitim için konuyu ele alırsak; bu konuda 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 4483, 4357 ve 1702 sayılı kanunlar ile Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Genel Yönetmelik, MEB Disiplin Amirleri Yönetmeliği, Devlet Memurlarının Şikayet Ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik ile bunların açıklama yazılarından oluşan dağınık bir mevzuat silsilesi mevcuttur. Liyakat ve kariyersiz idarecilerin bu kadar geniş çaplı bir mevzuata hakim olmak için çapları küçük gelmektedir.

Bu yüzden bir çok usul ve esassız işlemler yapılmakta bunlar yargıya taşınmakta ve verilen emsal kararlar disiplin uygulamalarında etkili olmaktadır.

 

Disiplin Sadece Milli Eğitimin Sorunu mu?

Elbette hayır. Disiplin sorunu halen tüm memurların sorunudur. Milli Eğitimde Adalet Allah’a Emanet başlıklı yazım 13 Aralıkta yayımlanmıştı. Bu yazımda disiplin mevzuatının ihtiyaca cevap veremediğini, idareciler tarafından yanlış anlaşılma ya da bilerek yanlış uygulandığı ve yanlış uygulamalara fırsat vermeyecek bir mevzuatın gerekliliğinden bahsetmiştim. Fakat geçen süre zarfında mevzuata dokunulmadığı ve usulsüzlüklerin hâlâ devam ettiği görülmektedir.

“Acılar paylaşıldıkça azalır, bilgi paylaşıldıkça çoğalır” düsturunca bilgi paylaşımında bulunmaya devam ediyoruz. Daha önceki yazılarımda genel olarak örnek olaylardan bahsederek disiplin konusunu anlatmaya çalışıyordum. Bu yazımda nokta olaylardan bahsedeceğim.

 

Bazı Milli Eğitim Müdürleri Disiplin Mevzuatından Ne Kadar Anlıyor?

Her hangi bir kurum ya da kuruluşta adalet en önemli temel taşıdır. Adaletsizlik üzerine kurulan hiçbir işlem beklenen faydayı getiremez. Adaletsiz ve disiplinsiz hiçbir kurum iyi yönetilemez. Adaletsiz ve disiplinsiz hiçbir idareci kurumunu iyi yönetemez.

Bilindiği üzere çeşitli kanun ve yönetmelikler ile genelgelerde disiplin düzenlemesine dair hükümler vardır. Bunları dikkate alarak ve bir araya getirerek uygulayabilecek illerin sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdır. Ezici çoğunluk ise usulsüz disiplin işlemlerine devam etmektedir.

 

Bir Disiplin İncelemesi Ya Da Soruşturması Nasıl Başlatılır?

Bir disiplin işleminin başlangıcından bitirilişine ve uygulanmasına kadar geçen süreçdeki uygulama usul ve esaslarının düzenleneceği bir mevzuata acil olarak ihtiyaç vardır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda inceleme-soruşturmaların nasıl başlatılacağı yönünde bir düzenleme yoktur. Soruşturma açılmadan ceza verilemeyeceği, soruşturmanın ise disiplin amirleri tarafından yaptırılması gerektiği 128. Madde gibi bazı madde metinlerinde geçen hükümlerden anlaşılmaktadır. 4483 sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’da da memurların görevlerinden dolayı işledikleri suçlarla ilgili olarak yargılanmalarına dair kovuşturmanın başlamasından sonuçlanmasına kadar bir dizi düzenleme bulunmaktadır. 657 sayılı Kanunda olmayan benzer durumlarda 4483 sayılı Kanundaki düzenlemeler dikkate alınmaktadır.

Devlet Memurlarının Şikayet Ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik’in 6. Maddesinde;

Şikayet hakkında karar verme yetkisi şikayet edilenin ilk disiplin amirine aittir. Şikayeti kabul eden ancak karar verme yetkisi bulunmayan amirler bunları silsile yolu ile ve kendi görüşlerini de ilave etmek suretiyle birinci fıkrada belirtilen amirlere 3 gün içinde intikal ettirirler. Şikayet edene de durum hakkında bilgi verirler”.

Disiplin Kurulları Ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik’in 17.maddesinde; Disiplin amiri olarak tespit edilemeyen amirlerin kendisine bağlı personelin disipline aykırı davranışları hakkında, doğrudan ilgili disiplin amirlerine başvurabileceklerini belirtmektedir. Disiplin amirlerinin de başvurular hakkında gerekli soruşturmayı yaptırıp sonucuna göre hareket edecekleri yazılmıştır.

Aynı Yönetmeliğin 19.maddesinde ise; disiplin soruşturmasını başlatmak sorumluluğu verilmiştir.

 

DİSİPLİN AMİRLİĞİ ZİNCİRİNDE OLMAYAN HİÇBİR KİMSENİN HİÇBİR MEMUR HAKKINDA İNCELEME-SORUŞTURMA OLURUNA İMZA ATMA YETKİSİ YOKTUR

Bakanlık Uygulaması

Taşradaki memurun bağlı bulunduğu genel müdürlük gerekli gördüğünde inceleme, soruşturma ya da ön inceleme Oluru alarak Teftiş Kurulu Başkanlığına göndermekte, Kurul ise bu görevi yürütecek müfettişleri görevlendirmektedir. Taşra teşkilatınca yapılmasını uygun bulduklarında ise Valiliklere göndermektedir. Yani bir memur hakkında soruşturma olurunda teklif eden, uygun görüşle arz eden ya da olur veren kişilerin hiç biri denetçi personel değildir.

 

Vali Yardımcısının Soruşturma Olurunda İmzası Yoktur

Disiplin amirliği görevi bulunmayan vali yardımcılarının soruşturma olurlarında da imzası bulunmamaktadır.

 

Eğitim Denetmenleri Başkanının Hukuki Durumu

Eğitim denetmenleri başkanının disiplin amirliği sıfatı yoktur. Dolayısıyla da disiplin amiri olmayan bir kişinin inceleme, soruşturma veya ön inceleme olurlarına imza atması hukuki değildir. Bir usulsüzlüktür.

Eğitim Denetmenleri Başkanı’nın kendisine ulaşan her hangi bir konuda karar vererek ön inceleme, inceleme veya soruşturma başlatmaya yetkisi ve görevi bulunmamaktadır.

Eğer bir eğitim denetmenleri başkanı bu olurlara imza atarak teklif yapıyorsa, bunun; Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi suçunu oluşturacağı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 262. Maddesi kapsamına girebileceği kanaatindeyim.

 

İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin Usulsüzlük Durumu

81 ilin bir elin parmaklarını geçmeyecek sayısı kadarında disiplin olurlarının usulüne uygun olduğunu, diğerlerinde usulsüz olduğunu söylesem sanırım abartmamış olurum. Bu usulsüzlükler disiplin işlemini daha baştan sakatlamaktadır.

 

Bir Soruşturma Olurunda Kimlerin İmzası Olmalı

1-İl Merkezinde: Okul müdürü ve daha alt kademedeki memurlar için disiplin amiri görevini haiz milli eğitim müdür yardımcısı/şube müdürü, İl Milli Eğitim Müdürü ve Vali,

-Şube müdürü ve daha üst yöneticiler için İl Milli Eğitim Müdürü ve Vali.

-Eğitim Denetmenleri Başkanı için İl Milli Eğitim Müdürü ve Vali.

-Eğitim Denetmenleri için Eğitim Denetmenleri Başkanı, İl Milli Eğitim Müdürü ve Vali.

 

2-İlçede: Şube müdürü ve daha ast yöneticiler ve personel için İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Kaymakam.

Bu şekilde alınmayan inceleme, soruşturma ve ön inceleme raporları usulsüzdür.

 

Tanıdık Bir İl Örneği

Tanıdık ildeki soruşturma olurlarında disiplin amiri sıfatı olmayan Eğitim Denetmenleri Başkanı “teklif ediyor”, il milli eğitim müdürü “uygun görüşle arz ediyor” ve vali de “olur” imzalıyor.

İl milli eğitim müdürü bir konuyu incelenmesi için göndermiş olsa bile, eğitim denetmenleri başkanı soruşturma oluru alabiliyor.

Bu şekilde tesis edilen disiplin cezalarının usulsüz oldukları ve hiçbir hukuki temellerinin bulunmadığı, yargıya götürüldüklerinde usulsüzlükten iptal edileceği kanaatindeyim. Ben şahsen bu konuyu usulsüzlük yönünden ilgili il milli eğitim müdürüne hatırlatmaya çalıştığım halde de aynı uygulamaya devam ettiler.

 

Nasıl Başlamışsa Öyle Devam Eder

“Bir iş nasıl başlamışsa öyle gider” sözü darb-ı mesel olmuştur. Disiplin işleri de usulsüz başlatılmamalı. Disiplin ve adaletin olmadığı yerde takım ruhu da olamaz. Sinerji oluşturabilecek bir takım ruhunun olmadığı yerlerde başarı tesadüflere bağlıdır. Tesadüflere ise rastlanılma ihtimali düşüktür.

 

Demem o ki; başarı için adalet ve disiplin şarttır. Bunlar için ise Disiplin Mevzuatı elzemdir.

 

Ali COŞKUNER

Eğitim Yöneticisi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.