Ali Yalçın: Rol Modelimiz Erbakan

Ali Yalçın: Rol Modelimiz Erbakan

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 54. Hükümet Başbakanı ve Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan anma programında konuştu.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 54. Hükümet Başbakanı ve Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan anma programında konuştu. Yalçın, "Hocamız, hayata hep çözüm odaklı baktı. Müspet siyaset yapma ve siyaseti İslam'ın hizmetine sunma noktasında ekol oldu, okul oldu. Ümmetin, ehli tevhid olarak; farklı mezhep, meşrep, ırk, renk, cinsiyette de olsa hayırda, iyilikte yarışmaları ve dayanışma içinde olmaları gerektiğini sürekli gündemde tuttu" dedi.

 



Milli Görüş Lideri ve 54. Hükümet Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefatının 5. Yılında Ankara MEB Şura Salonu’nda anıldı. Anma etkinliğine Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, İslam dünyasının önde gelen ilim, fikir ve siyaset adamları, STK temsilcileri ve siyasiler katıldı. Yalçın, programda yaptığı konuşmaya merhum Necmettin Erbakan’ı anarak başladı.

 

ADİL DÜZEN VİZYONUNU YENİ NESİLLERE AKTARMALIYIZ

“Erbakan Hocamızın, teşhislerini, çözüm önerilerini, icraatlarını ve prensiplerini hatırlamak, yaşamak ve yaymak, Yeniden Büyük Türkiye ve Adil Dünya vizyonunu genç nesillerle buluşturmak gayreti gösterenlere teşekkür ediyorum” diyen Yalçın, “Sempozyumu düzenleyenlere şahsım ve 1 milyona koşan Memur-Sen ailesi adına şükranlarımı sunuyorum. Büyük ilim, siyaset, devlet ve dava adamı kimliğiyle, hizmetleri ve başarılarıyla; ülkemizde çığır açan, ümmetin geleceğine yönelik projeleriyle; İslam dünyasını etkileyen, Küresel emperyalizme ve sömürüye karşı dik duruşu ile cesaret aşılayan hocamızın, Silah, terör, faiz, uyuşturucu lobilerinin - kan ve gözyaşı lobilerinin, Kökü dışarıda karanlık ve kirli odakların işbirliği yaparak, tetikçi karargâh medyasının manipülasyonları, adı sivil beyni üniformalı çetelerin sokakları ısıtmaları ile millet iradesine kast ettikleri 28 Şubat’ın üzerinden 19 yıl geçti. Küresel sömürü ve emperyalist düzenin tezgahladığı Körfez savaşları sırasında Müslümanların kanı akmasın, analar gözyaşı dökmesin diye; Bağdat, Tahran, Amman, Riyad ve Kahire başta olmak üzere İslam ülkeleri başkentleri arasında mekik diplomasisi yapan, Küresel emperyalizmin 90’lı yıllarda bölgemize yerleştirdiği çekiç güç’e yüksek sesle ‘defol git’ diyen, ezen ve sömüren güc’e karşı insanı ve vicdanı merkeze koyan erdemli güc’ü inşa etmeye çalışan erbakan hocamızın Sömürü düzenine dur demenin yolunun,  İslam ülkelerinin ortak pazar oluşturmasından, ortak para birimini kullanmasından ve ortak savunma sistemine geçmesinden geçtiğini herkesin teyit ettiği bir zaman ve zemini yaşıyoruz” dedi.

 

D-8’İ SAHİPLENMELİYİZ

Erbakan’ın yaşamı boyunca adil bir dünya düzeni oluşturma gayretinde olduğunu dile getiren Yalçın, “D-8’in bu yaklaşımın ilk hamlesiydi. Bu Birlik; hem İslam Birliği’nin hem de Birleşmiş Milletlerin temelini oluşturacaktı. Çünkü hedef önce 60 ülkenin, sonra da 160 ülkenin üyeliği idi. Bu Yeni Dünya Düzeni’nin çekirdeğinin, tohumunun toprağa bırakılmasıydı. Batı hayranı sözde aydınlar Hocamızın bu projesini hayalperestlik olarak gördüler. Ancak, hayranlık duydukları Avrupa Birliği’nin 6 ülkenin kurduğu Kömür ve Çelik Birliği ile başladığını, Roma Anlaşması ile devam edip, önce AET, sonra AT, sonra da Avrupa Birliği olduğunu bildikleri halde. Türkiye’nin hem millet hem de devlet olarak, Hocamızın attığı bu mayanın tutması, ektiği bu tohumun sürgün vermesi için olanca çabayı göstermesi gerekiyor. Bu çerçevede,  D-8’in bir an evvel kurumsallaşması için çalışmaları hızlandırmalıyız. Kapsamını ve üyelerini artırmalı, hedeflerini büyütmeliyiz” diye konuştu. 

 

D-8’İN SİVİL AYAĞINI OLUŞTURMAYA HAZIRIZ

D-8’in bir an evvel kurumsallaşması için çalışmalar hızlanması gerektiğinin altını çizen Yalçın, Memur-Sen’in D-8’in sivil ayağının kurumsallaşması noktasında sorumluluk almaya, her zaman işbirliği yapmaya, öncü ve paydaş olmaya hazır olduğunu söyledi.

Yalçın, emperyalistlerin yaptıkları karanlık, kirli ve sinsi planlar konusunda Necmettin Erbakan’ın yaptığı uyarıları hatırlatarak, şunları söyledi: “Ortadoğu’da yeni ülkecikler kurmayı hedeflediklerini, bu hedeflerini gerçekleştirmek için; terör örgütlerini maşa olarak kullandıklarını ve kullanmaya devam edeceklerini bütün çıplaklıyla milletin kürsüsünden deklare etmişti. Çünkü O, günü yaşamıyor, yıllar sonrasına ufuk turu düzenliyordu. Tıpkı; ‘Mesele Suriye ise Hedef Türkiye’dir’ deyişinin bu gün herkes tarafından yaşanarak anlaşıldığı ve hakkının tespit edildiği gibi. Bugün bölgede terör örgütlerinin sayısının ve eylemlerinin arttığını, terör örgütlerinin ve yandaşlarının şehir merkezlerinde hendek ve çukur açtıklarını dikkate aldığımızda; Hocamızın, 1992 yılında yaptığı uyarıları ve çözüm önerilerini dikkate almamamızın bedelinin ne kadar ağır olduğu daha net anlaşılıyor.”

 

ERBAKAN HOCAMIZIN UYARILARINI HAYATA GEÇİRMELİYİZ

“Zaman geçmiş değil, Hocamızın uyarıları hayata geçirilmelidir” diyen Yalçın, şu şekilde konuştu: “Tarihi konuşmasında; ayrımcılık, bölücülük, ırkçılık fitnesine karşı İslam kardeşliğini, kardeşlik hukukunu ilaç olarak toplumun idrakine sunuyor, devleti yönetenlerin önüne çözüm olarak koyuyordu. Hala reçete geçerli ve tek ilaç kardeşlik hukukunu öne çıkarmak ve İslam Kardeşliğini tesis etmek. Hocamız, hayata hep çözüm odaklı baktı. Müspet siyaset yapma ve siyaseti İslam’ın hizmetine sunma noktasında ekol oldu, okul oldu. Ümmetin, ehli tevhid olarak; farklı mezhep, meşrep, ırk, renk, cinsiyette de olsa hayırda, iyilikte yarışmaları ve dayanışma içinde olmaları gerektiğini sürekli gündemde tuttu.Bugün Müslümanların birbirleriyle olan savaşları ve kavgaları sınır tanımıyor maalesef. Haçlıların tetikçiliğini Müslümanlar kendileri yapıyorlar. Artık haçlıların bir şey yapmasın gerek kalmadı, Onlar evlerinde oturup kameralar karşısında bu ibretlik kaotik filmi keyifle izliyorlar. Bizler, hocamızın öğrencileri olarak, bu acı tabloyu değiştirmek için bir şeyler yapmalıyız.”

 

ROL MODELİMİZ ERBAKAN

Erbakan’ın bir rol model bir lider olduğunu belirten Yalçın, “Hocamız, tabiri yerindeyse müspet siyaset yapma ve siyaseti İslam’ın hizmetine sunma noktasında ekol olmuştur, okul olmuştur. Erbakan hocamız, bir füzenin bir milimlik sapmayla fırlatılması halinde ay yerine başka bir gezegene düşeceğini vurgulayarak; Fikir ve inançlardaki küçük sapma, bozulma, yozlaşma ve kirlenmenin ileride telafisi mümkün olmayan felaketlere yol açacağını, hak çizgisinden batıl çizgiye sürükleyeceği uyarısını sürekli yapıyordu. Aliya gençlere seslenirken, ‘Allah’a yemin ederiz ki köle olmayacağız’ diyordu. Hocamız da, ‘Bir ülkenin asıl gücü; tankı, topu, parası değil, imanlı evlatları, inançlı gençleridir’ diyordu. İmanlı gençliği davanın motor gücü olarak görüyor ve gençlere ‘En uzun yürüyüşler bile bir adımla başlar' diyerek sorumluluk yüklüyor ve onların davalarına çıkmaları için motive ediyordu” dedi.


İNSANLIĞI SÖMÜRÜDEN KURTARACAK NESİLLER YETİŞİYOR

“Genç-Memur-Sen sendikal alanın MGV’sidir, AGD’sidir” diyen Yalçın, “MGV ile başlayan AGD ile yeni zirveleri zorlayan bu motivasyon sadece Türkiye’nin 81 ilinde değil dünyanın bir çok ülkesinde bin yıllık yürüyüşü başlatacak ilk adımlarını attı ve koşusunu devam ediyor. Biz de bu koşuya dahiliz. Hocamızın, koyduğu bu hedef, ürettiği motivasyon, çizdiği vizyona esas alarak Genç Memur-Sen’i kurduk ve sürekli büyütüyoruz. Genç Memur-Sen’in AGD ile Hocası da, misyonu da, vizyonu da ortaktır. Hocamız; tüketen değildi, üretendi. Bu anlayışının gereği olarak, memurlar, işçiler, sanayiciler başta olmak üzere birçok mesleğin örgütlenmesine öncülük etti, fikir babalığı yaptı.  Hak-İş, Müsiad ve Memur-Sen bunların en bilinenleridir” şeklinde konuştu.

 

MEMUR’A EN FAZLA ZAM ERBAKAN DÖNEMİNDE VERİLDİ

Erbakan’ın Başbakan olduğu dönemde Memur emeklisi, işçi emeklisi, Bağ-Kur emeklisi, tarım sigortası emeklisi, bunların dul ve yetimlerine tüm emeklileri Cumhuriyet tarihinin en yüksek zammını verdiğini hatırlatan Yalçın, “Hocamız; Ekmek ve emeğe ise özellikle değer verirdi. Memur ve işçilere enflasyonun çok çok üzerinde zam yaptı ve kamu görevlilerinin, işçilerin yüzünü güldürdü. Hocamızın, bu tarihi zammına nankörlükle cevap veren işçi konfederasyonu lideri görünümlü çeteler, ‘Darbe Gerekiyorsa Destekleriz’ dediler ve sokağa çıktılar. Sivil Toplum Tanımına yeni bir yaklaşım getirerek; ‘Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu TSK, sonrada sendikamızdır’ diyecek kadar ucubeleştiler, ve militer bir düşünceyle millet iradesine karşı vesayetin yanında birleştiler, birlikte hareket ettiler. Ben huzurlarınızda o gün millet iradesinin yanında duran ve iradesini vesayete teslim etmeyen Hak-İş’i kutluyorum. SAĞLIK-İŞ Başkanı Rahmetli Mustafa Başoğlu’nu, DOK-GEMİ-İŞ Başkanı Nazım Tur’u hayırla yad ediyorum” şeklinde konuştu.


VESAYET IRGATLARININ KARŞINDA MEMUR-SEN VAR

Yalçın, vesayetin sözcüsü ve milletin değerleriyle zıtlaşan konfederasyonlara karşı Erbakan’ın, Memur-Sen’in yanında olduğunu, tavsiyeleriyle yol gösterdiğini vurguladı. Yalçın, “Memur-Sen olarak o günlerde yeni yeni örgütleniyor ve zor şartlarda hayata tutunmaya çalışıyorduk. İçimiz kan ağladı ve yapılanları içimiz almadı. Açık ve net olarak ifade ediyorum: Eğer o gün 900 bini aşmış ve 1 Milyona yürüyen gücümüz olsaydı bütün çetelerin dalgalarını kırar, hesaplarını başlarına geçirirdik. Dün atılan tohumlar fidana durdu ve çınara dönüştü. Elhamdülillah bugün sendikalarımızın tamamı yetkili ve tamamı toplu sözleşme masasından kazanımlarla kalkıyorlar” ifadelerini kullandı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum