Başkan Avcı'dan, Bakan Avcı'ya Övgüler

Başkan Avcı'dan, Bakan Avcı'ya Övgüler

Başkan Avcı'dan, Bakan Avcı'ya Övgüler

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Hükümeti ve tabiatıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nı eşitlikçi, adaletçi, tarafsız, şeffaf ve aydınlatmacı davranmaya, eğitim çalışanlarının özlük, mali, mesleki ve demokratik haklarını savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Hükümeti ve tabiatıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nı eşitlikçi, adaletçi, tarafsız, şeffaf ve aydınlatmacı davranmaya, eğitim çalışanlarının özlük, mali, mesleki ve demokratik haklarını savunmaya devam edeceğiz” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yüzbinlerce öğretmenin, milyonlarca öğrenci ve velinin hayatını etkileyecek olan ‘TOEG Sınavı, Okul Yöneticilerinin Seçimi ve Dershanelerin Dönüşümü’ konularında yapmayı planladığı değişikliklerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Avcı, “Eğitim sisteminde çok önemli değişiklikler yapılıyor. Tüm bu reformların zamana yayılarak, ortalığı ayağa kaldırmadan ve tansiyonu düşürerek yapılmasını elbette ki çok doğru ve önemli buluyoruz. Fakat eğitimde çok irade, sistem ve kadro değişiklikleri oldu. Bunun faturasını da her zaman olduğu gibi öğretmenler ve öğrenciler ödedi. Umarız bir daha böyle olmaz ve eğitimde bu kez taşlar tamamen yerine oturur” dedi.

Milli Eğitimde devasa boyutlarda yapılan reform ve yenilik çalışmalarına hemen herkesin fikir, proje ve katkılarıyla destek olması gerektiğini kaydeden Avcı, “Eğitimin, bilimin ve aydınlanmanın önemine inanan, bu yönde her türlü yapıcı eleştiri, samimi katkı, haklı hesap sorma ve sorgulamada bulunan öğretmen, öğrenci ve velinin sayısı ne kadar çok artarsa, yaşadığımız ve çocuklarımıza bırakacağım ülkemiz o kadar daha iyi olacaktır” dedi.

TEOG sınavlarında ve yerleştirmelerde okullar ve öğrenciler arasında adalet ve eşitliğin sağlanmasının en hayati husus olduğunu kaydeden Gürkan Avcı, şunları söyledi:

“Bunun sağlanması da eğitimde fırsat eşitliğinin, eğitimde kalite eşitliğinin olmasıyla alakalıdır. Her okulumuzun öğretmen sayı ve niteliği, donanımı, imkan ve altyapısının standardının yükseltilmesi ve eşitlenmesi ile mümkündür. Açık lise uygulamasına rağbet edilmemelidir. Öğrencilerimize nitelikli bir rehberlik hizmeti sunulmalıdır. Öte yandan yeni sisteme göre TOEG sınavlarında yerleştirme, burs ve tercih süreçlerinin eski sisteme göre daha efektif ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Fakat bir kez daha belirtmeliyim ki adalet ve eşitliğin sekteye uğradığı en iyi sistemlerde bile sağlıklı ve verimli geri dönütler almamız mümkün değildir.

Eğitim Kurumları Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği kapsamında ’4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların görevlerinin sona ermesi’ yönünde alınan karar; ‘başarılı’ bulunan müdürler ve müdür yardımcılarının görevlerinin devam edecek olması ile dengelenmiş olacaktır. Okul idarecisi olacak öğretmenlerin seçiminde, öğretmenler, okul aile birliği başkanı ve başkan yardımcısı ile öğrenci meclisi başkanının objektif kriterler üzerinden yapacağı değerlendirmelerin dikkate alınacak olmasını ve bir okulda en fazla 8 yıl idarecilik yapılacak olmasını da pedagojik ve demokratik buluyorum.”

Okul idarecilerinin seçiminde ve okul idarecilerine hesap sorma süreçlerinde eğitim bileşenlerinin etkin hale getirilmesi son derece faydalı olduğunu ifade eden Avcı, “Öte yandan okul yöneticisi görevlendirmelerinde, kadın öğretmenlerin zorunlu yönetici olarak görevlendirilmelerinde pozitif ayrımcılık yapılması ve yine okul müdürünün çalışacağı ekibini kendisinin seçecek olması da son derece doğru ve isabetli bir karar olmuştur. Fakat belirtmeliyim ki; yönetici atamalarında torpil, adam kayırma, sendika ayrımcılığı, iltimas ve siyasi nüfuz etkisinin en ufak bir gölgesini dahi görmek istemiyoruz. Aksi halde en nitelikli, demokratik ve özgün bir sistemden dahi olumlu neticeler almak mümkün olmayacaktır. ve yine görev yaptığı okulda başarılı olan, okulunu bulunduğundan daha iyi noktalara taşıyan, öğretmeni, öğrencisi, velisinin her yönüyle memnun olduğu bir okul inşa eden yatay ve dikey iletişime önem veren; okuldaki her bireyin mutluluğunu esas alan eğitim yöneticileri kim olursa olsun görevlerine devam emelidir.

Yeni düzenleme hiçbir şekilde kadrolaşmaya tevessüle imkan vermemelidir. Okullar hepimizin, 80 milyon vatandaşın ortak kamusal hizmetinin yürütüldüğü kurumlardır. Okulların yönetim kadrolarını sadece belli mahfillerin referasını almış kişilerle doldurmak hem adil, hem vicdani olmadığı gibi temel insan haklarına da aykırıdır. Hasılı Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’nın “haksızlıklara meydan verilmeyeceği” yönündeki sözüne, diğer sözlerine olduğu gibi itibar ediyoruz” dedi.

Avcı şunları söyledi:“Devlet okullarının ciddi altyapı ve ödenek sorunları hali hazırda beklerken buralara aktarılması gereken kaynakların özel okullara ve dershane dönüşümüne harcanmasını da doğru bulmayız. Kapanan dershanelerde çalışan öğretmenlerimizin mağdur edilmemesi gerekir. Ayrımsız ve eşitlikçi politikalarla iş güvencesine kavuşmalarını istiyoruz. Son olarak şunu söylemek isterim ki TOEG Sınavı, Okul Yöneticilerinin Seçimi ve Dershanelerin Dönüşümü’ başta olmak üzere eğitimle alakalı yapılacak reformların tüm süreçleri boyunca yapılan işleri ve atılan adımları takip etmeye ve eleştirmeye devam edeceğiz. Hükümeti ve tabiatıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nı eşitlikçi, adaletçi, tarafsız, şeffaf ve aydınlatmacı davranmaya, eğitim çalışanlarının özlük, mali, mesleki ve demokratik haklarını savunmaya devam edeceğiz. Çünkü bizler eğitim, bilim ve aydınlanma bayrağımızın daha yükseklerde ve daha güçlü dalgalanmasını bu ilke ve şiarlar doğrultusunda gerçekleşeceğine inanmış bir kurum olarak bakmaktayız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.