Dinçer'i Bekleyen Büyük Taş Parçaları

Dinçer'i Bekleyen Büyük Taş Parçaları

Milli Eğitim Bakanlığı, toplumun ve bireyin bilinç ve bilgi düzeyini artırmak için önemli görev ve sorumluluklar üstlenen bir bakanlıktır. Toplumun tüm bireylerinin ilgili olduğu bir bakanlığın başına getirilen Sayın Ömer Dinçer'i biraz daha tanımak için,

Sayın Bakan’ın sitesindeki “yönetim dersleri” bölümünde birbirinden güzel hikâyeleri okuma imkânı buldum. Hikâyelerden bir tanesi, “Sizin hayatınızdaki büyük taş parçaları nelerdir?” idi. Bu hikâyeyi okuyunca, yeni Milli Eğitim Bakanı için ‘büyük taş parçaları neler olmadır’ diye düşündüm. Aslında bu düşündüklerim toplumun yıllarca tartıştığı ve hayata geçmesini beklediği hususlardır.

 

Hikâye şöyleydi:

Hoca, öğrencilerine, “Hadi, küçük bir sınav yapalım” demiş ve masanın üzerine kocaman bir kavanoz koymuş. Sonra bir torbadan irice kaya parçaları çıkarmış, dikkatle üst üste koyarak kavanozun içine yerleştirmiş.

Kavanozda taş parçaları için yer kalmayınca sormuş:

-Kavanoz doldu mu?

Sınıftaki herkes, “Evet, doldu” cevabını vermiş.

-Demek doldu ha demiş hoca. Hemen eğilip bir kova küçük çakıl taşı çıkartmış, kavanozun tepesine dökmüş, kavanozu eline alıp sallamış, küçük parçalar büyük taşların sağına soluna yerleşmiş...

Yeniden sormuş öğrencilerine:

-Kavanoz doldu mu?

İşin sanıldığı kadar basit olmadığını sezmiş olan öğrenciler, “Hayır, tam da dolmuş sayılmaz” demişler.

-Aferin demiş zaman kullanım hocası. Masanın altından bu kez de bir
kova dolusu kum çıkartmış. Kumu, kaya parçaları ve küçük taşların arasındaki
bölgeler tümüyle doluncaya kadar dökmüş.

Ve sormuş yeniden:

-Kavanoz doldu mu?

-“Hayır, dolmadı!” diye bağırmış öğrenciler. Yine, “Aferin” demiş hoca.

Bir sürahi su çıkarıp kavanozun içine dökmeye başlamış. Sormuş:

-Bu gördüklerinizden nasıl bir ders çıkarttınız?

Atılgan bir öğrenci hemen fırlamış:

-Şu dersi çıkarttık: Günlük iş programınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman yeni işler için zaman bulabilirsiniz.

-“Hayır” demiş hoca. “Çıkartılması gereken asıl ders şu: Eğer büyük taş parçalarını baştan kavanoza koymazsanız daha sonra asla koyamazsınız.”

 

Ve tabii, herkesin kendi kendine sorması gereken soruyu sormuş:

-Hayatınızdaki büyük taş parçaları hangileri? Onları ilk iş olarak kavanoza koyuyor musunuz? Yoksa kavanozu kumlarla ve suyla doldurup büyük parçaları dışarıda mı bırakıyorsunuz?

 

9 yıllık AK Parti iktidarında, bir kısım eğitim kurumlarının fiziki olarak yenilenmesi, ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması ve kısmen müfredat değişikliği dışında, eğitimde beklenen demokratikleşmeye katkı sunacak, Türkiye toplumunu 2023 hedeflerine taşıyacak reform niteliğindeki köklü değişiklik, çalışma ve projeler şu ana kadar yapılmadığı gibi, eğitim çalışanlarının sorunlarının da önemli bir kısmının çözüldüğü söylenemez.

 

Yeni Bakan’ın çözümüne öncelik vereceği büyük taş parçalarının hangilerinin olduğu önemlidir. Ben yeni Bakan’ın eğitimin demokratikleşmesi için çaba sarf edeceğini düşünenlerdenim.

 

Demokratik bir toplumun inşası için, eğitim felsefesinin yenilenmesi, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması ve yönetim paradigmasının gözden geçirilmesi gerekir. Eğitim felsefesinin yenilenmesi, Bakanlık birimlerinin yeniden yapılandırılması ile mümkündür. Burada Talim ve Terbiye Kurulu’nun yapılandırılması önemlidir. Tabii ki Bakanlığın diğer birimlerindeki değişimde de, öğretim dairelerinin fazlalığı ve benzer görev alanlarına sahip dairelerin varlığı, bürokratik vesayetçi yapının halen devam ediyor olması gibi, merkez teşkilatı başta olmak üzere taşra teşkilatının yapısı Türkiye realitesi ile uyuşmamakta ve gelişen toplumun çok gerisinde kalmaktadır. Bakanlık merkez teşkilatının bu hantal ve karmaşık yapısı karar alma sürecini sekteye uğratırken, bırakın reform niteliğindeki kararları, acil çözüm bekleyen sorunlara yönelik kararların dahi alınmasını güçleştirmektedir. Söz konusu daireler, aşırı uzmanlaşmanın getirdiği atalet sebebiyle her biri adeta bakanlık içinde bakanlık gibi davranmakta ve eğitime ilişkin konulara bütüncül bir bakış açısıyla değil, kendi uzmanlık alanları açısından bakmakta, bu nedenle yapılmak istenen her bir değişiklik bütünün parçası teşkil etmemektedir.

 

Eğitimin ve eğitim sisteminin demokratikleştirilmesinin önündeki diğer sorunlardan bazılarını şöyle sıralamak mümkündür: Askeri okulların Milli Eğitim Bakanlığı’nca denetlenememesi, Milli Güvenlik Dersi’ne sivil öğretmenlerin girememesi, karma eğitimin getirdiği sorunlar, kadın çalışanların kılık kıyafet sorunu, din eğitiminin önündeki engeller ve tabulaştırılan öğrenci andı.

 

Demokratikleşme sürecinin hızlanması ve sivil iradenin kamuoyu tarafından desteklenmesi için değerler eğitimi de büyük önem arz etmektedir. Medeniyet değerlerimizin bir yaşam tarzı olarak benimsenmesi ve yaşanılır kılınması için eğitim felsefesinin mutlak suretle evrensel, insani,  ahlaki ve kültürel sermayemiz olan değerlere dayalı olması kaçınılmazdır.

 

Bir başka husus ise, Milli Eğitim Bakanlığı’nca sistem içindeki ve dışındaki insan kaynaklarının iyi yönetilmesi gerektiğidir. Yüz bini aşkın öğretmen ihtiyacı varken, yüz binlerce atama bekleyen öğretmenin varlığı, insan kaynaklarının yerli yerinde kullanılmıyor olması önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

 

Kısacası, yeni Bakan öncelikle eğitim felsefesini yenilemeli, eğitim sistemini yeniden yapılandırmalı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurumsal yapısına neşter vurmalı, değerler eğitimine önem vermeli, insan kaynaklarını verimli kullanmalı ve sorunsuz bir eğitim için eğitim çalışanlarının köklü sorunlarını çözmelidir.

 

AK Parti’nin ustalık dönemi Milli Eğitim Bakanı Sayın Dinçer’i bekleyen bu büyük taş parçalarının bir an önce yerli yerine konularak, ülkemizin tam demokrasiye bir adım daha yaklaşması ümidiyle…

 

Ramazan Çakırcı

Eğitim Bir Sen Gen.Mevzuat Sekreteri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.