Eğitim-Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu Başladı

Eğitim-Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu Başladı

Eğitim-Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu Başladı

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen eski Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Hangi okulda nerede olursa olsun, diplomasının, kariyerinin önüne ahlaklı olmayı, hazırlıklı olmayı, ümmetin sancısını taşımayı koyamazsak gençliği kaybederiz. Kaybedenler olmak istemiyoruz” dedi. 

 

Eğitim-Bir-Sen 5. Olağan Genel Kurulu başladı. Divan başkanlığına Şeref Malkoç, başkan yardımcılığına Halit Ortaköy, üyeliklere ise Hüseyin Öztürk, Hülya Ayhan, Kadriye Kaplan seçildiği genel kurulda, milletvekilli aday adaylığı için görevinden istifa eden Ahmet Gündoğdu’ya divana gelen teklif üzerine Eğitim-Bir-Sen Onursal Genel Başkanı unvanı verildi.



 

Burada bir konuşma yapan Ahmet Gündoğdu, vesayet ve darbelerden kurtulmak, darbecileri tarihin çöp sepetine tıkmak, ırkçılıktan kurtulmak, inanç hürriyetinin önündeki engelleri kaldırmak, İslam âleminin birliği ve ümmetin uyanışı için sendikayı kurduklarını ifade ederek,

“Eğer bu saydıklarımı içselleştirirsek; Erbakan’ın da, Akif İnan’ın da, bizim de ve başkaca kanaat önderlerinin de akıttığı ter anlam kazanacak. Bu terin anlam kazanmasının karşılığı örgütlü toplumdur, sivil toplumdur” şeklinde konuştu.  

 

 

Eğitimin Önündeki Engellerin Kaldırılmasını Sağladık

 

 

Milli Eğitim Şûralarına damga vurduklarını kaydeden Gündoğdu, şöyle konuştu: “Üç Milli Eğitim Şûrasına katıldık. Eğitimin demokratikleşmesinde, vesayet aracı olarak kullanılmasına karşı verdiğimiz önergelerle eğitimin önündeki engellerin kaldırılmasını sağladık. Toplu sözleşme görüşmelerinde dik durduk. Ağustos’ta imzalanan toplu sözleşme ile birlikte bütün memurlar 5 bin 250 TL emekli ikramiyesine kavuştu, bütün memurlara 123 TL taban aylık alınması ile taban aylığa yapılan en büyük zam olarak tarihe geçti. Bu toplu sözleşme kazanımları, öğretmenlere 150 TL ek ödeme alınmasından 4/C’lilere yüzde 50’nin üzerinde maaş artışına kadar hepsi bizim başarımızdır.”

 


 

12 yıl 51 gün Genel Başkanlıkta geçen bu süreçte, zaman zaman yaptıkları eylemler ve harika duruşlarıyla, ana muhalefetin de hedeflerinde olduklarını anlatan Gündoğdu, “İktidara muhalefet edememe acziyetiyle bizi iktidar yerine koyarak muhalefet eden ana muhalefetle karşı karşıya kaldık. Davamız ve milletimiz için karşı koyduklarımız sadece karşılığını Allah’tan bekleyerek her türlü bedeli göze aldığımız eylemler. Bugün Eğitim-Bir-Sen’in Memur-Sen’in Genel Başkanı’nın kükremesinde hiçbir sorun yok. Arkasında 100 binlerce dava adamı var. Milletin duası var. Durduğumuz yerde birinci görevimiz şeytanları taşlamaktır. İkinci görevimiz inşa etmektir. Ortak Akıl Mitingleriyle darbe girişimlerinde dalga kıran görevi üstlendik” diye konuştu.

 

 

“Taksim Gezi Parkı eylemleri ağaç sevgisi var gibi gösterildi ama bir sanatçının tweetiyle anladık ki, mesele ağaç meselesi değilmiş” diyen Gündoğdu, şöyle devam etti: “Eğer mesele ağaç meselesi olsaydı, Taksim’de 11 ağacın 9’unun yerinden sökülüp başka yere dikilmesine, 2’sinin kesilmesine gösterilen tepkinin hiç değilse yüzde 1’i Yalova’da 147 ağaca, Diyarbakır’da onlarca ağaca gösterilirdi. Mesele ağaç meselesi değil, mesele millet iradesinin önünü kesmek için, milleti göbeğini kaşıyan adamlar olarak mahkûm etmek için ağaçlar üzerinden terbiyesizlik yapma meselesiydi ki, Allah’a hamd olsun hep beraber karşı koyduk. 17-25 Aralık’ı birlikte yaşadık. Toplu sözleşmeden sonra çifte bayram manşeti atanlar ‘17 Aralık’tan sonra memur aldatıldı’ demeye başladılar.”

 

 
 

Kurumsallaşmadan ve Şeffaflıktan Asla Taviz Verilmemeli

 

Ahmet Gündoğdu, kurumsallaşmadan ve şeffaflıktan asla taviz verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, teşkilattan şu isteklerde bulundu:  “Kurumsallaşmadan asla taviz vermeyin. Bağımsızlığımıza asla halel getirmeyin. Bu örgüt bugünlere işyeri temsilcilerinden genel başkanına tüm yetkililerini kendi seçerek gelmiş ve sivil toplumun ruhuna aykırı yaklaşımlara asla müsaade etmemiştir. Bundan sonra da asla müsaade etmemenizi bir ağabey olarak tavsiye ediyorum. Şeffaflıktan asla taviz vermeyin. Birileri boğazına kadar da pisliğe batsa zaten batmazdan önceki renk de o olduğu için sırıtmaz. Ama siz bembeyazsınız. Bir toz tanesi bile orada sırıtır ve siz bu davanın liderlerisiniz, öncüsüsünüz. Bu sorumluluğu asla unutmayın. Yetimleri ve mazlumları size emanet ediyorum.”

 

 
Gençliği, Genç Memur-Sen’i Size Emanet Ediyorum

 


“Gençliği, Genç Memur-Sen’i size emanet ediyorum” diyerek sözlerini sürdüren Gündoğdu, “Sendikanın ne anlama geldiğini çok bilmiyorduk ama zalimlere karşı direnmek için örgütlü olmanın önemini müminlerin bir duvarın tuğlaları gibi kenetlenmesi gerektiğinden biliyorduk. Geldiğimiz noktada sendikacılığın destanını yazan bir örgüte dönüştük. Bu gençlik bizim. Bu gençliği bu eğitim sisteminin testle-tost arasına sıkıştırıp sadece devlete iyi kullar olma endeksiyle yoğrulan genç olmaktan kurtarmamız lazım ya da eğitim sisteminin bize dayattığı cendereyi yıkarak, yeni ve kaliteli eğitim sistemiyle yeni nesillere dönüştürmek zorundayız. Hangi okulda nerede olursa olsun, diplomasının, kariyerinin önüne ahlaklı olmayı, hazırlıklı olmayı, ümmetin sancısını taşımayı koyamazsak bu gençliği hep beraber kaybedenler olacağız. Kaybedenler olmak istemiyoruz. Gençliği, Genç Memur-Sen’i sizlere emanet ediyorum” ifadelerini kullandı.

 


Vicdanı Seslendiren İnsanlığız

 

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı adına açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Vekili Ahmet Özer  “Mazlumun arkasında 320 bin Eğitim-Bir-Senli, 800 bin Memur-Senli, Anadolu, Kardeşi tarafından kuyuya atılan Yusuf’a el uzatan Türkiye var” ifadelerini kullanarak şunları söyledi:  “Biz, insanlığın vicdanının bu çağdaki güçlü sesleri olarak diyoruz ki; Siyonist vahşeti bitirinceye kadar Gazze’deyiz, hepimiz Gazze’liyiz. Eli kanlı İsrail elini Mescid-i Aksa’dan çekinceye kadar Filistindeyiz, hepimiz Filistinliyiz. İslam düşmanlığı üretmekle görevli DEAŞ bitinceye kadar Halep’teyiz, hepimiz Halepliyiz. Din düşmanı, dindar katili, insanlıktan nasipsiz Çin, elini Müslüman bedenlerden çekinceye kadar Doğu Türkistan’dayız, Doğu Türkistanlıyız. Sözüm ona hoşgörülü Budist cinneti ve Fransız vahşeti sona erinceye kadar, Arakanlı ve Malili Müslümanların yanındayız. Çağın vahşisi Esed gidinceye kadar Suriyeliyiz. İhvan’ın düşmanı, Mısır’ın eli kanlısı, darbeci Sisi’ye haddi bildirilinceye, Mısır’ın özgürlük kahramanı Mursi hakkı olan iktidara yeniden gelinceye kadar Mısırdayız, Mısırlıyız. Her birimiz Esma, her birimiz Abdullah’ız.  Biz, insanız. Biz, vicdanı seslendiren insanlığız. Biz, insandan yanayız.”

 

Vesayetçi Sendikal Anlayışı Darmadağın Ettik

 

 Sendikacılığa tartışmasız yeni bir soluk getirdiklerini kaydeden Özer, “Bir yandan ücret ve özlük hakları mücadelesini verirken, diğer taraftan da Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde öncü olduk. Başta eğitim ve demokrasi olmak üzere ülkemizin temel sorunlarına çözüm üretmede üzerimize düşen her türlü çalışmayı severek yaptık.

 

Çalışmalarımızda, medeniyetimizi ve insanı temel alma idealimizden asla taviz vermedik. Ancak, bugünkü noktaya da kolay gelmedik. Eğitim-Bir-Sen sadece 320 bini aşkın üyeden oluşan sayısal bir güç değildir. Eğitim-Bir-Sen’i güçlü kılan, güce kavuşturan, daha da güçlendirecek olan medeniyetimizin ve kültürümüzün desenleriyle bezenmiş nitelikleridir. Her yönüyle mükemmel olan inancımızın pınarlarından beslenmiş, bu toprakların hamuruyla yoğrulmuş Eğitim-Bir Sen, patenti millete ait olan rakipsiz sendikal güçtür. Eğitim-Bir-Sen, ‘önce insan’ vurgusuyla yol alan öncü güçtür. Eğitim-Bir-Sen, Hakikat davasının paydaşı, manevi değerlerle, medeniyetimizin ilkeleriyle yol alan sendikacılık davasıdır. Eğitim-Bir-Sen markadır. Evet, Eğitim-Bir-Sen, adaletsizliği haykırmakla yetinmeyip düzelten, vesayetçi sendikal anlayışı darmadağın eden sendikacılık vizyonudur” değerlendirmesinde bulundu.

 


 

Katsayı adaletsizliği, katsayı zulmü diyerek isyan ettiklerini hatırlatan Özer, “Katsayı zulmünü bitirdik. Kesintisiz zorunlu eğitim dayatmadır sona ermeli dedik. Sona erdirip 4+4+4 eğitim sistemini getirdik. Din eğitimi ve öğretimine konulan yasaklar, Kur’an kurslarında yaş sınırlaması, İmam-Hatiplere yönelik engeller, milletle güreş tutma aymazlığıdır dedik. Yaş sınırlaması kalktı, İmam-Hatip Liselerine ihtiram arttı. İmam Hatip Ortaokulları açıldı. Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi müfredata dahil edildi 17, 18 ve 19. Milli Eğitim Şuralarında derin devletin, kirli vesayetin, anti-demokratik sistemin izleri silinsin dedik. Tek tek tespit ederek paket paket tasfiye ederek, eğitimde vesayeti bitirdik. 19. Milli Eğitim Şurası’na ise karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması, alkol servisi dersinin kaldırılması, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin birinci sınıftan başlaması gibi konularla gittik. Biz 18 yaşından küçük çocuklar korunmalı, alkolden uzak tutulmalı diyoruz, birileri Eğitim-Bir-Sen alkolün yasaklanmasını istiyor diyor. Biz karma eğitim mecburiyeti kalksın diyoruz, birileri Eğitim-Bir-Sen karma eğitimin yasaklanmasını istiyor diye manşet atıyor. Biz kendi kültürümüz olan ‘Osmanlıca’nın öğrenilmesi gerekiyor diyoruz, onlar Eğitim-Bir-Sen Latince yasaklansın istiyor diyorlar” dedi.

 

 

320 bin üyeye ulaşmış Türkiye’nin en büyük teşkilatı olan Eğitim-Bir-Sen’de kadın teşkilatlarının da önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Özer, şunları kaydetti: “Genel Merkezimiz bünyesinde çalışmalarını sürdüren Kadınlar Komisyonumuz, Şube Kadınlar Komisyonlarımızla ortaya koyduğu çalışmalarıyla en güçlü ve en dinamik kadın teşkilatı haline gelmiştir. Durmak yok, kadınlar, gençlerle birlikte medeniyet mücadelemizin öncü neferleridir.”


 

Memur-Sen Genel Başkan Vekili Günay Kaya, Eğitim-Bir-Sen’in Memur-Sen’in lokomotif sendikası olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Bugün bir düğün günü, bir demokrasi şöleni, çünkü Eğitim-Bir-Senimiz Türkiye’nin yıldızı, Memur-Sen’in ilk fidanı, ilk tohumu olması hasebiyle çok anlamlı. Eğitim-Bir-Sen önemli, çünkü tohumunu atan medeniyet şairimiz, Mescid-i Aksa şairimiz, yerli düşüncenin mimarı Akif İnan. Eğitim-Bir-Sen’i asıl önemli kılan, 320 bin üyesi kadar Akif İnan’ın attığı tohumun çınara dönüşmesidir.”

 


 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakan Yardımcısı Halil Etyemez, “Batı medeniyeti sınıfta kalmıştır. İnsanlığın sorunlarını çözemediğini artık çok bariz bir şekilde görüyoruz. İslam coğrafyasında insanlık aleminde akan kanların durması için insani değerleri temel alan bir medeniyetin yeniden inşa edilmesi gerekir. O medeniyeti inşa edecek olan da bizim milletimizdir. Bu milletin öncüleri olacak olanlar da eğitimcilerdir” diye konuştu.

 



Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, modern toplumlarda demokrasinin, insan haklarının ve hukuk devletinin kurumsallaşmasının ana unsurlarından birinin, sivil toplum örgütleri olduğunu belirterek, 28 Şubat’ta yaşanan olumsuzlukların giderilmesi, Türkiye’de demokrasinin kurumsallaşması için çalışan Gündoğdu’ya ve Eğitim Bir-Senlilere teşekkür etti.

 


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülhamit Gül ise STK’ların demokrasi mücadelesinde dik ve omurgalı durmasının önemine değinerek, AK Parti iktidarıyla eğitimin militarist unsurlardan arındırıldığını anlattı.

 



Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, Eğitim-Bir Sen ve Memur-Sen’in kuruluş aşamasında büyük emek sarf eden Mehmet Akif İnan’a ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı saygı ve sevgiyle anarak, eğitimcilerin toplumun öncüsü olduğunu söyledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.