Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, Türkiye’de her 10 yılda bir darbe yapmayı alışkanlık haline getirenlerin son 17 yıl içerisinde 6 defa darbeye yeltendiklerin ama sonuç alamadıklarını ifade ederek, “Alışmış kudurmuştan beterdir sözünü doğrulamaya çalışanlar alışkanlıklarını artık bir kenara bırakmalılar. Kamu çalışanlarının en büyük örgütlü gücü olarak, ülke bir daha korku tüneline girmesin diye omurgalı duruş sergilemeye, kuruş değil duruş sendikacılığı yaparak demokrasinin ve millet iradesinin yanında olmaya devam ediyoruz” dedi.

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Ankara 4 No’lu Şube’ye bağlı Yenimahalle İlçe Temsilciliği’nin düzenlediği ‘İşyeri Temsilcileri ve Yöneticiler Buluşması’ programına katıldı.

Eğitim-Bir-Sen Milletin Belleğinde Güzel İzlenimler Bırakıyor

Türkiye’de sendika kelimesine yeniden itibar kazandırdıklarını söyleyen Yalçın, şöyle devam etti: “Üniversite kapılarında gözü yaşlı kızların dramının bitirilmesi, katsayı adaletsizliğinin ortadan kaldırılması, din eğitimine yaş sınırı engelinin giderilmesi, Milli Güvenlik Dersi adı altında eğitimde devam eden vesayetin sonlandırılması, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasının bitirilmesi, seçmeli din eğitimi imkânının getirilmesi kapsamında müfredata Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler dersinin eklenmesi ve kamusal alan yalanının bitirilmesi noktasında ortaya koyduğu iradeyle Eğitim-Bir-Sen milletin belleğinde güzel izlenimler bırakmıştır.”

Özlük Noktasındaki Kazanımlarımız Sendikalı Çalışan Oranının Artmasını Sağlamıştır

Yalçın, sendikasız çalışanların sendikalara mesafeli durmasındaki nedenlerin başında, sendikaların muhalefet yapmaları ama kazanım üretememelerinin geldiğini belirterek, “2002’den itibaren üst üste 9 yıl masaya oturanlar eğitim çalışanları adına bir kazanım dahi alamamışlardır. Eğitim çalışanlarının biriken sorunları ilk defa bizim sayemizde çözüme kavuşmaya başlamıştır. 9 yılda sıfır kazanımla anılanların yerine bir toplu sözleşmede 18 kazanım üretenler gelmiştir. Bu, sendikasızların sendikalı olmaya özenmesine neden olmuştur. Sorunlardan beslenen sendikalar yerine çözümle güçlenen sendika diye yeni bir tanımın da yolu açılmıştır. Bu nedenle, üye sayımız her geçen gün artıyor. Çözüm sendikacılığı, sendikalı çalışan sayısına da yansıyor ve oran her geçen gün artıyor” şeklinde konuştu.

17 Aralık Operasyonu Siyasi Bir Projedir

“Özlük ve özgürlük mücadelemizde demokrasinin kurumsallaşması açısından milletin ve milli iradenin yanında olmayı önemsiyoruz” diyen Ali Yalçın, şunları kaydetti: “Onun için bu ülkede darbecilerin oyundaşı, yandaşı ve ırgatı olmuyoruz. Toplum mühendisliğinin parçası olanları ise deşifre ediyor ve kral çıplak diyoruz. Ülkemiz 28 Şubat’tan bugüne 17 yılda 6 darbe girişimine maruz kalmıştır. Hepsi de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bir konfederasyonun ev sahipliğinde 41 çakma sivil toplum kuruluşuyla 28 Şubat’ın ‘Sivil 5’li Çete’sine özenen Ulusal Birlikçiler, demokrasiyi karartma ve milli iradeye kapatma girişimi, e- muhtıra, 7 Şubat Hakan Fidan olayı, KESK ve DİSK’in başını çektiği faiz lobisi sponsorluğunda gerçekleşen Gezi hadisesi ve son olarak da 17 Aralık Küresel Operasyonu, amaç itibarıyla birer darbe girişimidir. Ayışığı, Eldiven, Sarıkız, Kafes, Balyoz gibi deşifre olan darbe planları ‘alışmış kudurmuştan beterdir’ sözünü doğrulayan girişimlerdir. 17 Aralık operasyonu da siyasi bir projedir.”

Korku: Birlikte Mücadele Edersek, Bütün Oyunları Boşa Çıkarırız

Eğitim-Bir-Sen Ankara 4 No’lu Şube Başkanı Tekin Korku ise, yeni Türkiye’nin inşası için, demokratik, özgürlükçü, sivil ve 76 milyonu kucaklayan yeni bir anayasa yapmanın yeterli olacağını dile getirerek, “İşte o zaman, sadece toplumsal mühendislik operasyonları son bulmayacak, gelecekte millete ve devlete yönelik operasyon yapma ihtimali de ortadan kalkacaktır. İnanıyoruz ki, birlikte mücadele edersek, Türkiye’yi hedef alan küresel operasyonun yanında, dünyayı hedef almış küresel sömürü düzenini de sona erdiririz, oynanan bütün oyunları boşa çıkarırız” dedi.