Erdoğan: Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir

Erdoğan: Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir

Erdoğan: Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir, kundaktaki bebekleri öldürmenin hiç bir bahanesi olmaz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13. Büyükelçiler Konferansı'nda konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

İki yıl aradan sonra sizleri yeniden Cumhurbaşkanlığında ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Büyükelçiler Konferansı'nın ve yapacağımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve hariciye teşkilatımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Dışişleri Bakanımın şahsında konferansın icrasında emeği geçen, değerli fikirleriyle programa katkı sunan herkesi şimdiden tebrik ediyorum. Dünyanın dört bir köşesinde görev yapan devletimizi gururla temsil eden büyükelçilerimizin tespit, teklif ve değerlendirmelerinin son derece kıymetli olduğuna inanıyorum. Sizlerden bu süreçte görüş ve kanaatlerinizi açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. İlk kez 2008 yılında düzenlediğimiz Büyükelçiler Konferansı'nın önemi aradan geçen 14 yıllık süre zarfında çok daha iyi anlaşılıyor. Her yıl küresel diplomasinin fotoğrafının çekildiği konferans vesilesiyle hem geçmiş yılın muhasebesini yapıyor hem de ülkemizin tehditler ve fırsatlar karşısında daha hazırlıklı olmasını sağlıyoruz.

Büyükelçilerimizin kendi aralarında tecrübe ve bilgi paylaşımına imkan veren devletimizin diğer kurumlarıyla koordinasyonunu artıran konferansın idari yapımızda önemli bir ihtiyacı giderdiğini görüyoruz. 2023 ve ötesinde akil ve müşfik Türk diplomasisi temasıyla gerçekleştirilen 13. Büyükelçiler Konferansı'nın da daha öncekiler gibi verimli, ufuk açıcı tartışmalara zemin teşkil edeceğini düşünüyorum. Bilhassa bölgemizde ve küresel ölçekte yaşanan kritik gelişmeler dikkate alındığında samimi ve içerikli fikir teatisine olan ihtiyacımız ortadadır. Merhum Cengiz Aytmatov'un ifadesiyle bir günü bir asra bedel olan bu dönemlerde en küçük bir hatanın, ihmalin sonuçları çok ağır olacaktır. Bunun önüne geçmek ise ancak istişare kültürü ve iş birliği ruhunun içselleştirilerek bakanlıklarımız arasında güçlendirilmesiyle mümkündür. Bürokratik oligarşinin sembollerinden olan kurumsal taassubun geçmişte ülkemize yüklediği faturaları hepimiz gayet iyi biliyoruz. Türkiye sadece devlet organlarında eşgüdüm eksikliğinin değil, rekabetin güç savaşının, çekişmenin hatta çatışmanın bedelini ödemiş bir ülkedir.

İlk göreve geldiğimizde bu sorunla malesef biz de pek çok defa yüzleştik. Kendini milletten, milletin yetki ve sorumluluk verdiği siyasi iradeden üstün gören elitist zihniyetin engellemelerine maruz kaldık. Devletin içine sızmış örgütlerden farklı menfaat gruplarına kadar birçok karanlık odakla karşılaştık, mücadele ettik. 27 Nisan bildirisinden 7 Şubat MİT krizine, 17-25 Aralık girişiminden 252 vatan evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar devletin içine çöreklenmiş yapıların hedefi haline geldik. Milletimizin güçlü desteği ve demokratik zeminde yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde hamdolsun tüm saldırıları boşa çıkardık. Devletine ve milletine bağlı, vatanperver bürokratlarımızın da çabalarıyla ülkemize tarihi önemde eserler, hizmetler, yatırımlar kazandırdık.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.