Genel Müdür: Denetimin denetimi olmaz

Genel Müdür: Denetimin denetimi olmaz

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer "Denetimin denetimi olmaz, bir noktada güvenmek zorundasınız" dedi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Star Gazetesinden Fadime Özkan'a önemli açıklamalarda bulundu.

Bu söyleşide, müfettiş denetlemelerinin de denetlenmesi gerektiği yönündeki soru ve cevap şu şekilde...

İŞYERİNDEN İŞVEREN SORUMLUDUR

Evet, ama gelişmiş ülkelerde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili standartlar zaten bir şekilde oturmuş, kültürü oluşmuştur, yılda bir gelen müfettiş de normal olabilir. Bizim gibi hala sistemini rayını sokamamış bir ülkede yılda bir denetim yetersiz değil mi? İşçi güvenliğini işyeri sahiplerinin insafına bırakmamak, onu mevzuata uymaya zorlamak için devreye başka ne gibi araç, aktör, faktör sokulabilir?

Bakın dünya uygulamasında bir tane müfettiş bir tane uzman vardır. Uzman işyerinde iş güvenliğiyle ilgili tedbirleri işyeri sahibine söyler, yerine getirmek getirmemek işyeri sahibinin sorumluluğundadır. İster batıya gidin ister doğuya, bu böyledir. Saniyeleşmiş ülkelerdeki genel bakış "işyerinden işveren sorumludur" şeklindedir. Bir işyeri açıyorsanız bunu kuralına göre yapmak zorundasınız. Kuralına göre yapmanın şartları nedir? Teknik donanımınızı yapmak, personel eksiklerini gidermek, üretim teknolojisinde gerekeni yapmak. Teknik donanımınız eksikse uzman personeliniz bunu size hatırlatacak. Havalandırma kapısı uygun değil diyecek. Siz bunu yapmayacaksanız uzman da söylese de, Bakan da söylese de yapmazsınız.

MÜFETTİŞ SORAR, ÖTESİNİ BİLEMEZ

Soma Holding 301 kişinin ölümünün ardından çıktı dedi ki "biz denetlendik ve süper çıktık". Ama (mevzuatta olmadığı için!) ne yaşam odası var madende, ne alternatif kaçış yolları, ne iletişim sistemi, ne gaz ölçüm ve uyarı sistemi, ne işçilerin malzemelerinin sağlamlığı. 45 dakika oksijen sağlaması gereken gaz maskeleri bile 5-10 dakikada tükenmiş. Ve bu madene her şey uygun raporu verilmiş! İşte size denetim sorunu!

Bu saydıklarınız kamuoyunda tartışılıyor da bunları diyen kim?

Tamam, size sorayım, maden mühendisisiniz, müfettişlik de yapmışsınız. Madende kullanılan trafonun alev almaz özelliğe sahip olması, patlasa da zarar vermemesi gerekir deniyor. Soma'da sorun olduğu söyleniyor. Müfettiş buna nasıl onay veriyor?

Müfettiş sorar, anti-grizu mu cihazlarınız? Evet. Belgeleri var mı? Var. Ya sahteyse? Bilemezsiniz. Ya da malzeme de doğrudur. Fakat malzeme mi aşınır zamanla, tamir yapılır da bir arıza mı bırakılır, onarım esasında bir şey mi olur, bunları müfettiş bilemez.

MÜFETTİŞ FARELERİN KABLO KEMİRDİĞİNİ GÖREMEZ

Kurtulan bir işçi, bir teknikerin amirlerine günlerce "elektrik kablolarını fareler kemiriyor, bunları değiştirmek lazım" dediğini hatta yalvardığını ve faciada hayatını kaybettiğini aktardı. Demek ki yılda ya da altı ayda bir denetim yeterli değil? Bu örnek bile denetim işinin sürekli ve içeriden olması gerektiğini göstermiyor mu size de?

Yanlış bakış. Orada müfettiş o kablonun fare tarafından kemirildiğini göremez. Onu oradaki uzman görür, mühendis görür. Onlar sürekli orada. Bin kişinin üzerinde işçinin çalıştığı bir yerde iş güvenliği uzmanı 3 vardiya 24 saat çalışır ve görür. Müfettiş gelir, ocağın çalışan bütün yerlerini tek tek ziyaret eder. Kendisine gösterilen açılan kapıdan girer. Gördüğünü sorar ama gizleneni göremez bilemez. Yeraltı çok farklı bir dünyadır. Madenin haritasına göre dolaşırsınız ama çalışılmıyor denilen, baktığınızda da öyle görünen bir galeride belki de çalışılıyor. Müfettiş çok şeyi çözer ama her şeyi çözemez. Her şeyi çözsün derseniz müfettişi orada sürekli çalıştırmamız gerekir.

MÜFETTİŞLERİ TEFTİŞ EDEN YOK

Müfettişleri kim denetliyor peki?

Denetimin denetimi çok uzar. Güvensizliğin sonu yoktur. Güvenmek durumundasınız. Aksi ispat edilene kadar. Müfettiş denetledi, tuttu tutanağı kapattı. 6 gün içinde direkt mahkemeye gidersiniz. Mahkeme bilirkişi tayin eder. Bilirkişi "bu noksanları müfettiş doğru tespit etmemiş" veya "müfettiş haklı bu noksanlar var işyerinde" der. İşte üst denetim. O zaman ben size sorayım, mahkemenin bilirkişi heyetini kim denetleyecek? Sürer gider o. Bir yerde kesmeniz lazım.

Ben ikna olmadım. Üst denetim mekanizmasının işlemesi gerektiğini düşünüyorum suistimal ihtimali hiç de düşük olmadığı için?

Acı bir örnek vereyim size. Bir maden işletmesine bir arkadaşımız gidiyor, noksanlarını buluyor ve ocağı kapatıyor. İşveren mahkemeye gitti. Mahkeme bilirkişi heyeti oluşturdu ve ocağı açtı. Çünkü bilirkişi heyeti "müfettiş yanlış karar vermiş" dedi. Bir ay sonra orası patladı ve 68 kişi öldü. (68 can kaybının yaşandığı maden patlaması 7 Şubat 1990'da Amasya Yeni Çeltik'te olmuştu... F.Ö).

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum