Milli Eğitim Bakanlığı 04/07/2013 tarihinde Taşra Teşkilatı Yöneticilerinin Yer Değiştirme Suretiyle Atanmaları Hakkında Yönetmelik yayınlayarak 2000 yılları başında başlatmış olduğu uygulayamaya dönerek zaten bildiği ama doğruluğundan şüphe ettiği amerikayı yeniden keşfetmiştir. 2001 yılında  ortalama 1500-2000 arası yöneticiye yer değiştiren MEB, 2002-2013 yılları arasında yeniden eski uygulamaya dönerek objektif olmayan, tamamen subjetktif ve duygusal ve siyasi davranışlarla şube müdürü atamıştır. Süreç içersinde gelişen ve değişen, açık topluma dönen ülkemiz karşısında bakanlık bu tür yapılan atama ve uygulamaların teşkilata zarara verdiğini görmüş ve başa dönülmüştür. Amerikanın keşfinden kasıt budur. Bu bağlamda mevcut çalışan kadrolardaki arkadaşların önemli bir çoğunluğu 2001 rotasyonu ile bu görevlerine atanmışlardı.Uygulamaya Karşı çıkmaları etik ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.

Adı geçen yönetmelik hükümleri bir süreç sonunda hazırlanmıştır. Eksiklikleri muhakkak vardır. Zira kul yapısıdır. Rotasyon süresi kısadır, 8-10 yıl arası makuldür.Eş durumu özrü mutlaka bütün yönleri ile  yeniden değerlendirilmelidir. Ailenin korunması anayasal yükümlülüktür.Sağlık özründe bakmakla yükümlü olunan kişi kastı yatay ve dikey akrabalar, anne baba ve kaynana kayınbaba, kardeş  dahil edilmelidir.Muhakkak ki tartışılabilir daha başka ilave edilecek konular vardır. Puan ve performans hesabı gibi.

Ne oldu da MEB  bakanlık teşkilatı bu kadar sıkıntılı duruma düştü? Öncelikle yukarıda belirttiği gibi bakanlık 1999 yılında çıkan Başbakanlık Çerçeve Yönetmeliği hükümlerini 2002-2013 yılları arasında uygulamadı.Diğer bakanlıklar gerek teşkilat yapılarının  daha küçük olması ve gerekse yılda en az bir kere veya takip eden yıllarda olmak üzere şube müdürleri  için  görevde yükselme sınavı açarak ve uygulayarak yığılmaları engellemiştir.Oysa MEB bürokratları durumu  sürekli erteleyerek yaklaşık 2000 kişilik bir kadro şişkinliği oluşmasına sebep olmuşlardır. Problemi gününde ve zamanında doğru ve anlaşılır karar vererek çözebilmek yönetim sanatıdır.Öteleyerek başkalarına çözüm için miras bırakmak yönetim zaafiyetidir. Maalesef 2002-2013 yılları arasında MEB karar mekanizmasında görev alanlar bu konuda eksiklik göstererek olayın bu duruma getirilmesine sebep  olmuşlardır.

MEB ROTASYONDA İPTAL YOLUNA GİDEREK TAYİN İSTEYEN ŞUBE MÜDÜRLERİNE MOBBİNG  YAPMIŞTIR

 Süreç bürün kamuoyu önünde açık ve net bir şekilde işlemiştir. Zira insanlar resmi mevzuatın yayınlanması ile 04/07/2013  umutlanmaya başlamış, yukarıda izah ettiğimizi gibi MEB’deki  siyasi angajmana bağlı atamaların çokluğu şube müdürü, ilçe müdürü, ilçe müdür yardımcıların olmayan güvenini yeniden kazanmasına yardımcı olmuş, 03/08/2013 tarihindeki yönetmelik değişikliği yanlıştan dönülmesini sağlamış, ve nihayet dört gözle beklenen  meşhur  kılavuz  18/07/2013 tarihinde yayınlanmış ve ikinci kılavuz 27/07/2013 tarihinde yayınlanarak elektronik ortamda tercihler alınmaya başlamıştır.

Bütün kamuoyunun gözleri önünde açık ve şeffaf bir şekilde işleyen süreçte;

1-Bütün illerin kadrolarında 10-13 arası boşluk olduğu

2-Çoğunlukla ilçelerin 1-7 arası kadroların rotasyona tabi ve boş olduğu

3-Rotasyon tabi yönetici sayısının 1000-1500 arası olduğu sayısal değerlerle sistemin açılması sonucu anlaşılmıştır.

Yeniden eş durumu müracaatı alınabilmesi için tercih takvimi iki defa değiştirilmiştir. Bütün bu süreç açık ve net olarak kamuoyu önünde olmuştur.İdare kendisini bağlamıştır.Artık idarenin  bu konuda çalışanları aleyhine alacağı ters kararların sorumluluğu kendisine ait olacaktır.

22 Ağustos günü sonuç açıklanması beklenirken aniden Türkiye tarihinde eşine az rastlanır bir uygulamaya gidilerek üç beş yönetici  yer değişikliği için (koskaca ülke gündemini düşünürseniz bu konunun önemi, ancak böyle tarif edilir)mükerrer ve özel sayılı resmi gazetede yayınlanmak üzere yönetmenlik değişikliğine gidilmiştir.

Açıkçası herkes şok olmuştur.

Şimdi gelelim, evini saltığa çıkaranlar, çocuğunun okulunu rotasyona göre ayarlayanlar, kurumda vedalaşma turuna çıkanlar, ailesini, çoluğunu çocuğunu eşyalarını toplayanlar, acaba biz hangi stratejik kadrolarda çalışıyormuşuz ki bu kadar ani bir dönüşle tayinlerimizden vazgeçildi .Gizli bir görevdemiyiz. O kadar vaz geçilmez miyiz.Gibi ironik düşünmeye başladılar.

Bakanlık kitlesel mobbing yaparak tarihe geçmiştir. Kamu yönetiminde yeni bir  kavram olan mobbing tanımı “Mobbing  işyerinde bir ya da birkaç kişi tarafından genellikle tek bir kişiye sistematik biçimde uygulanan düşmanca ve etik olmayan yaklaşımlar ile kişiyi çaresiz ve savunmasız bırakmak, böylelikle performansını ve dayanma gücünü yok ederek işten ayrılmaya zorlamaktır.”MEB bir kişiye değil aynı anda binlerce kişiye mobbing yaparak kamu yönetim tarihine geçmiştir.

Bakanlık tüm komuoyu önünde şunu deklare etmelidir.Şu an mevcut çalışanların rotasyon veya isteğe bağlı yer değişkiliği uygulaması yapmadan  kesinlikle  ve kesinlikle   sınavlı sınavsız ilk atama veya hülle dediğimiz atama  türlerine başvurarak boş kadroların doldurulması  yoluna  GİDİLMEYECEĞİNİ DUYURMALIDIR. Artık ok yaydan çıkmıştır. Bu durumda herkes bireysel dava yoluna giderek uygulamanın keyfiliği ve iptalin hukuksuzluğunu savunacaktır. Zira bakanlık insanların tayin başvurusunda bulunmasını sağlayarak umutlandırdığı ve kendilerini bu kadrolar ile ilgili hayal kurmasını sağladığı insanlara özür borçludur. Bu durum ancak belirttiğimiz açıklama ile, kadrolara atama yapılarak doldurulmayacağının açıklanması ilke düzeltilir. Aksi durum vicdanları ve hukuku zedeler .Bakanlık çalışanlarına eşit muamele yaparak onların hukukunu korumak zorundadır. Başta belirttiğim gibi ancak yapılacak resmi açıklama bakanlığa karşı ön yargıları giderir. Zira bakanlık bu  durumda hem  Kamu Etik Kurulu ve hem  Kamu Ombudsmanlık  kurumuna hesap vermek zorunda kalabilir. İnsanlar Bireysel olarak mahkeme yoluna gidebilir.

Muhakkak ki bakanlık bu yanlışı fark edecektir.

Adem ÖZTÜRK

Ueyder Başk.Yard.