Malumunuz eski Bakanımız Ömer Dinçer Bey “Okullar Hayat Olsun” adıyla bir proje başlatmıştı. Ne oldu dersiniz? Proje çoktan mevta. Çünkü doğarken marazlıydı. Bahçesi olmayan okullara spor tesisleri yapacak, yeşil alanlar yapılacak öğrenciye yetmeyen alanları halka açacaktı olmadı. Basına bol bol poz vermek ve reklam yapmak için birkaç tane numunelik açılış yapıldı sonrası hikaye. Tabi ki Ömer Bey’in tek projesi bu değildi. Bana göre en önemli projelerinden biri “OKULLARA ZIRNIK YOK” projesiydi. Velilerden okulu için para dilenen cümle müdür camiasını sorgu suale tabi tutarak ceza yağdırması bu projenin titizlikle uygulanması hususunda ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu.

 

Veli den kayıt sırasında para toplanmayacak denilmiş, cümle matbuata demeç verip okulların ihtiyaçları tarafımızdan karşılanıyor kabadayılığı yapılmıştı. Tabi ki mahalleli, esnaf, veli, cümle ahali her kim varsa para toplamaya yeltenen  müdüre “Ya kardeşim bu ne yüzsüzlük devlet sizin ihtiyaçlarınızı gideriyor siz ne demeye para dilenmeye kalkıyorsunuz?” demeye başladı. Vallah, Billah kimse para neyin yollamıyor deseler de haydi naş naş başka kapıya deyip kendilerine yol gösteriliyor. Bu ifadeleri bir kez olsun duyan bir idareci bir daha kapı çalmaya cesaret edebilir mi? Siz olsanız cesaret eder misiniz Sayın Bakan?

 

Sene başında İş kur ve hizmet alımı adı altında Okullara iki hizmetli gönderilmiş ve bunların biletleri de Ocakta kesilmişti. Hele İş Kur’un iş güzar yöneticilerinin kurnazlığı tam manasıyla komediydi. Kocaman afişler yaptırmışlar üç ay için okullara gönderdikleri bir hizmetli için “BU OKULUN TEMİZLİK İŞLERİ İŞ KUR TARAFINDAN KARŞILANMAKTADIR” ibaresini okulların en görünür yerlerine astırmışlardı. Allah aşkına bu afişi gören veli okula katkı sağlar mı?

 

Yeni Bakanımız Sayın Nabi AVCI Bey eski Bakan Ömer Dinçer den geri kalır mı? Onun okullar hayat olsun projesi varsa benim de “OKULLAR ÇÖPLÜK OLSUN” Projem niye olmasın deyip alt yapısı Ömer Dinçer tarafından hazırlanan projeyi hayata geçirmeye başladı. İdarecilerin feryatlarına kulak tıkayan Sayın Nabi Avcı Bey şu sıralar idareci avlamayla meşgul olduğu için sorunları duymuyor ve görmüyor. Gördüğü tek şey yandaş sendikadan gelecek Şube Müdürlüğü Vekaleti, İl ve İlçe Müdür atamalarıdır. Toplantılarda dertlerini anlatmaya çalışan okul idarecileri ise gönderilen kimi yeni yetme silahşör İlçe Müdürleri tarafından azarlanıyor bu işi yapamıyorsan bırak git tehditlerine maruz bırakılıyor. Tabi ağaların tuzu kuru nasıl olsa arkalarında ağababaları var. Okullar çöplük ise onların mantığında suçlu okul müdürüdür. Bence bunların en mahirlerini Arnavutköy Taşoluk, Boğazköy gibi beldelerine gönderip buyur vatandaştan para toplamadan bu okulu çevir demeli. İstersen toplaya bilirsin de demeli. Zaten çoğu devletten nasıl yardım alırım hesabında olan velilerden kim ne talep edebilir bu da görülmüş olur.

 

Klasik sözler vardır okul Müdürü kadardır. Bir de şu anlatılır. Okul Müdürü ihtiyaç listesini hazırlayıp Vehbi Dinçerler’e uzatır. Bakan bir iki bakıp sonra altına “Bu eksikler olduğu için sen oradasın”yazıp geri verir. İyi de Vehbi Bey ey veliler okullara yardım etmeyin dememişti, televizyon ekranında okulların ihtiyaçları tarafımızdan karşılanıyor palavrasını sıkmamıştı, kamuoyunda okullara devlet yardım ediyor algısı oluşmamıştı. İddia ediyorum ki ortalama bin öğrencisi olan bir okulumuzun elektrik, su, doğalgaz hariç aylık ortalama gideri beş bin liradan aşağı değildir. Bu parayı birçok okulumuz karşılamaktan fersah fersah uzaktırlar.

 

Sayın Bakan lütfen artık ses verin. Ya çıkın dürüstçe biz İlköğretim okullarına kaynak göndermiyoruz. Ey mahalleli, ey veli kendi okulunuza yardım edin deyin, ya da siz gerekli kaynakları sağlayın. Bunu da yapamıyorsanız o İldeki, İlçedeki amirlerinize talimat verin okul Müdürleriyle uğraşmasınlar. Kendi hatanızın bedelini Okul Müdürlerine ödetmeye kalkmayın ve hastalıklar başlamadan bu sorunu çözün.

 

Remzi ÖZMEN

kamugazetesi