Hüseyin ÖZKAN

Hüseyin ÖZKAN

Nasıl Bir Eğitim İstiyoruz?

NASIL BİR EĞİTİM İSTİYORUZ?

Bu gün eğitimin felsefi açıdan temellendirilmesinde bir kaos yaşanıyor. Kimi anlayış eğitime, idealist felsefe anlayışıyla yaklaşıyor, kimileri realist, kimileri de pragmatik. Son günlerde tüm bu kaotik ortamın sıkıcı ve boğuculuğundan kurtulmak isteyenler de natüralist bir eğitim felsefesini kendilerine mihmandar etmiş durumdalar. Her kesim kendi bildiği inandığı felsefi anlayışına göre eğitim almanın derdine düşmüş ve çeşitli kapıları zorluyor ve aralamaya çalışıyor. 

Burada anlatmak istediğim sığ siyaset değil elbette. Ya da siyaset indirgemeci bir bakış da değil. Anlatmak istediğim, günümüz eğitim sistemlerinini temellendiren eğitim felsefesinin yetersizliği ve inandırıcılığını yitirmesidir. Bir işin felsefesinin, öncelikle o işe derinlik ve ufuk kazandırması bekleniyorsa, sığlığın nedenini yine felsefi temellerde aramak da doğru bir bakış açısıdır.

Büyük büyük felsefi akımlarının detayına girmeden doğrudan eğitim felsefelerine bilgileri tazelemek için ipucu olsun diye kısaca bir göz atalım;

DAİMİCİLİK (PERENNİALİSM)
İdealizm ve realizme dayanır. Buna göre: İnsan doğası, ahlaki ilke ve değerler her yerde aynı olduğu için, değişmez gerçeklere göre eğitilmelidir. İnsanın en önemli yanı akıldır. İnsan aklını geliştirmeye çalışılmalıdır. Düşünme yeteneğini öne çıkarılmalıdır. Sağlam ve doğru kişilikli insan tipi yetiştirmek eğitimin görevidir. Okul yaşama hazırlık yeridir. Kültürü etkili bir şekilde yeni kuşaklara aktarmalıdır. Zamana göre değişen değil, her zaman geçerli bilginin öğretilmesi gerekir. Eğitim programlarında dil, tarih, matematik, doğa bilimleri, sözel sanatlar, felsefe, mantık gibi konulara ağırlık verilmelidir. Klasik eserlerin ve bunlarda ifade edilen değerlerin tanıtılmasına önem verilmelidir.

ESASİCİLİK (ESSENTİALİSM)
İdealist ve realist felsefeye dayanır. Gelenekseldir. Daimiciliğe benzer. Buna göre: İnsan doğuştan boştur, hiçbir bilgiye sahip değildir. Eğitim kültürün temel ögelerini, özünü gelecek nesillere aktarmalıdır. Temel bilgiler, çocuğun bireysel tecrübesinden daha önemlidir. Tarih, matematik, fen ve yabancı diller programların çekirdeğini oluşturmalıdır. Çok sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlanma bu eğitim felsefesinde mümkündür. Öğrencilere kendilerini disiplin altına alma öğretilmelidir. Zorluklar disiplin ile çözümlenir. Öğretmen entelektüel bir liderdir. Soyut düşünme, alıştırma ve ezberleme yöntemleri kullanılmalıdır.

İLERLEMECİLİK (PROGRESSİVİSM)
Pragmatist felsefenin eğitime uygulanması olarak düşünülebilir. Katı disipline dayalı, öğretmen merkezli, edilgen insan oluşturma hususlarına karşı çıkar. Değişmez gerçeklere uyum değil, değişiklikleri ve günlük yaşamdaki çeşitlilikleri anlamak gerekir. Eğitim öğrencinin ilgi ve gereksinimlerine göre düzenlenmelidir. Öğrenci merkezde, öğretmen rehber olmalıdır. Okul yaşamın kendisi olmalıdır. Okulda yaşamda karşılaşılan problemlere yer verilmelidir. Öğrenmeye aktif olarak katılınmalı, problem çözmeye odaklanılmalıdır. Demokratik olmalıdır. Gelişme için demokratik eğitim ortamı şarttır.

YENİDEN KURMACILIK (RECONSTRUCTİONİSM)
İlerlemecilik felsefesine dayanır. Buna göre. Toplumu sürekli olarak yeniden düzenlemek ve toplumda gerçek demokrasiyi yerleştirmek eğitimin amacı olmalıdır. Sosyal reformları gerçekleştirmede eğitim en önemli araçtır. Eğitim bir değişme ve denge aracıdır. Eğitim, toplumsal değişme sürecinin merkezi olmalı ve bu süreçte öğretmen etkin olmalıdır. Yaşam sürekli değiştiğinden insan her an onu yeniden kurmak zorundadır. Irk, din, cinsiyet gibi ayırımlar yapılmamalıdır. Eğitimin hedefi sevgi, barış, hoşgörü ve mutluluk sağlamaktır. İdeal toplum demokratik özelliklerle şekillenen toplumdur.

VAROLUŞÇU EĞİTİM
Varoluşçuluk felsefesi kaynaklıdır. Bireye insan özgürlüğünün her şeyden üstün olduğunu öğretmek ve bireyselliği geliştirme imkanı sağlamak eğitimin amacı olmalıdır. Eğitim programı kişiliği geliştirmelidir Her öğrencinin kendi gerçek ve doğrularını seçmesine fırsat verilmelidir. Öğretmenin görevi kişinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır. Öğretmen tarafsız olmalı, kendi doğrularını ve değerlerini kabul etmeye çalışmamalıdır.

NATÜRALİZM(DOĞACILIK)
Daha realist bir düşünce olduğunu söyleyebiliriz. Fiziksel dünya dışında bir anlamlandırılmış gerçeklik yoktur. İnsan doğanın bir ürünüdür. Bu sebeple İnsan ve doğa arasındaki uyum ve ilişkileri önemlidir. Metafizik kavramlar boştur. Doğa kanunları topluma, ekonomiye, siyasete ve eğitime tatbik edilmelidir. Natüralist eğitim: insanları, insan doğasının gerektirdiği şekilde ve bu doğaya uygun biçimde yetiştirir. Doğa ve insan arasındaki ilişkiler eğitime yol göstermelidir. Öğrenci merkezli ve demokratik olmalıdır. Öğrenci bizzat yaparak ve yaşayarak öğrenmeli, kendi ilgi ve yeteneklerine göre seçmelidir. Öğretmen ezberleten değil, doğal fırsatlar yaratan olmalıdır. Zorlama olmamalıdır, çünkü insan öğrenmeye hazır olduğu zaman öğrenir. Öğrenciye hazır bilgi sunulmamalı, bilgiyi keşfetmesine imkan sağlayacak yöntemler kullanılmalıdır.

Daha realist bir düşünce olduğunu söyleyebiliriz. Fiziksel dünya dışında bir anlamlandırılmış gerçeklik yoktur. İnsan doğanın bir ürünüdür. Bu sebeple İnsan ve doğa arasındaki uyum ve ilişkileri önemlidir. Metafizik kavramlar boştur. Doğa kanunları topluma, ekonomiye, siyasete ve eğitime tatbik edilmelidir. Natüralist eğitim: insanları, insan doğasının gerektirdiği şekilde ve bu doğaya uygun biçimde yetiştirir. Doğa ve insan arasındaki ilişkiler eğitime yol göstermelidir. Öğrenci merkezli ve demokratik olmalıdır. Öğrenci bizzat yaparak ve yaşayarak öğrenmeli, kendi ilgi ve yeteneklerine göre seçmelidir. Öğretmen ezberleten değil, doğal fırsatlar yaratan olmalıdır. Zorlama olmamalıdır, çünkü insan öğrenmeye hazır olduğu zaman öğrenir. Öğrenciye hazır bilgi sunulmamalı, bilgiyi keşfetmesine imkan sağlayacak yöntemler kullanılmalıdır.

Fazlaca daimiciliğin etkisini taşıyan günümüz eğitim sistemleri değişmezcilik, ezbercilik ve seçkin bireyler yetiştirmek üzerine yoğunlaşmış durumdadır. Ancak artık insan tüm bu felsefi akımların iyi ve kötü yanlarını tanımış, yeteneklerini geliştirerek, doğal ortamda ve doğal özellikleriyle yaşamak istemektedir. Doğayla çatışmak yerine onunla uyum içinde yaşamak ve bu doğrultuda oluşmuş bir eğitim felsefi anlayışıyla gelişmek ve hayatta var olmak istemektedir. Eğitim ortamlarını daimicilikte olduğu gibi hayata hazırlık değil, hayatın kendisi olarak görmekte ve her yaşam diliminde saygın, mutlu, adalet ve güven duygusuyla ve doğasının kendisine sunduğu her yeteneğini tanıyabilmek, geliştirebilmek ve onlarla birlikte, her yaşında, yaşadığını bilerek hayatını sürdürmek istemektedir. Günümüzde öğrencilerin artık sınıflarda "tutulamamasının" temel nedeni de budur.

Sonuç olarak;
Nasıl bir müfredata ihtiyacımız var ve bu müfredatla öğrencilere hangi beceriler kazandırılacak? Her sistemin  temelinde dayandığı bir felsefe mevcuttur. Sistemin felsefesi geminin omurgası gibidir. Bir felsefi bakış ile eğitim sisteminiz, toplumu dünya ülkelerinden koparabileceği gibi bir başka eğitim felsefesi de toplumu 21. yüzyıla yaklaştırabilir. Burada tercih önemlidir. Hangi eğitim felsefesi sizi 21. yüzyıla taşıyacak, 21. yüzyılın lider ülkeleri arasına dahil edecek, toplumunuzu refah toplumu haline getirecek? Hepsinden önemlisi mutlu bireyler toplumu nasıl inşa edilecek? Öncelikle bu sorulara cevap verilmesi gerekmektedir. 
Kısaca, biz nasıl bir birey ve nasıl toplum istiyoruz? Bunun için de eğitimden ne bekliyoruz? Bu soruların cevaplarını iyi tahlil etmemiz gerekmektedir ve bu sorulara verilecek cevaplar, nasıl bir eğitim felsefesine ihtiyacımız olduğunun da cevabı olacaktır.

Hüseyin ÖZKAN*

*Eğitim Bilimi Uzmanı, Eğitim Yöneticisi, Ankara

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum