Öğretmen, polis zoruyla akıl hastanesine sevk edilebilir mi?

Öğretmen, polis zoruyla akıl hastanesine sevk edilebilir mi?

Gaziantep'te yaşanan bir olayda, bir öğretmen, il milli eğitim müdürünün talebi üzerine, polis zoruyla akıl ve ruh sağlığı hastanesine sevk edilmiştir. Böyle bir şey mümkün müdür?

Gaziantep'te yaşanan bir olayda, hakkında soruşturma yürütülen bir İngilizce öğretmeni, muhakkike savunma vermeyi reddetmiştir. Muhakkik, öğretmenin savunma vermek için davet edildiği esnada yaptığı konuşmalardan "akıl ve ruh sağlığı yönünden" şüphe uyandırdığı kanısına varmış, bu nedenle de öğretmenin kendisi için neyin iyi neyin kötü olacağının farkında olmadığı yönünde kanaate varmıştır.

Bu kapsamda, öğretmenin akıl ve ruh sağlığı bakımından bir sağlık kurumuna sevk edilerek, bu sağlık kurumunca verilecek rapora göre hareket edilmesine karar vermiştir. Ayrıca öğretmenin okulu da değiştirilmiştir.

Yeni atanılan okul, öğretmenden, en geç bir hafta içerisindekendi isteğiyle sağlık kurumuna giderek ruh sağlığı yönünden rapor alması talebinde bulunmuştur. Bu talep ,öğretmen tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine, ilçe milli eğitim müdürlüğü, kolluk güçleri (polis) marifetiyle hastaneye sevkin yapılması için okul müdürlüğüne talimat vermiştir. Öğretmen, söz konusu bu talimatın iptali istemiyle dava açmıştır.

Öncelikle, bu konuda hangi mevzuatın uygulanacağının tespit edilmesi gerekmektedir. Söz konusu bu olay, akıl ve ruh sağlığı yönünden özgürlüğün kısıtlanmasına ilişkin bir olay olup, bu konuda Medeni Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 396. maddesine göre vesayet organları ikiye ayrılmaktadır. 1- Kamu vesayeti. 2- Özel vesayet... Kamu vesayeti de ikiye ayrılmaktadır. Vesayet makamı ve denetim makamı... Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı ise asliye hukuk mahkemesidir. (397. madde)

Özel vesayet ise istisnai olarak aile meclislerine verilmektedir. Buradaki prosedür 398 ila 402. maddeler arasında belirtilmiştir. Özel vesayetin kurulmasına denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesi bakmaktadır.

Vesayeti gerektiren haller ise 405. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyeceği değerlendirilen kişiler bu kapsamdadır. 405. maddenin 2. fıkrasında idari makamların bunu fark etmesi durumunda, konuyu vesayet makamlarına bildirmekle yükümlü kılmıştır. Vesayet makamı da yukarıda gösterildiği üzere sulh hukuk mahkemesidir.

Buna göre, bir kamu kurumu yöneticisinin, değil bir memuru bir vatandaşı dahi akıl ve ruh sağlığı yönünden polis zoruyla hastaneye sevk etmesi mümkün değildir. Eğer bu konuda bir şüphe var ise durumun vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda, öğretmen tarafından açılan dava, idare mahkemesince reddedilmişse de, Danıştay 2. Dairesi kişisel özgürlüğünden geçici olarak alıkonulmasına yol açacak şekilde verilen talimatın iptaline karar vermiştir.

Danıştay 2. Dairesi kararı:
Esas no: 2011/9468
Karar no: 2013/8021

www.memurlar.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum