Milli Eğitim Bakanlığı tarafından şu günlerde çıkarılmaya hazırlanan "Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" gündemde iken, öğretmenlere zorunlu hizmet muafiyeti getirilmesi gerektiğini ifade eden bir ziyaretçimizin görüşlerini aynen yayınlıyoruz:

"Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, eğitim-öğretim hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için yapılacak atamaları ve öğretmenlerin yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemeyi amaçlamaktadır.

Eğitim - öğretim hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi sadece ve sadece öğretmenlerin atanmasını ya da yer değiştirmesini anlatan maddelerle mümkün değildir. Yayımlanan bu usul ve esaslar şu soruya cevap verebilmelidir; bu yönetmelik maddeleri 1 milyona yaklaşan ve artarak devam edecek olan öğretmen camiasına tünelin sonunu karanlık mı yoksa aydınlık mı göstermektedir?

Milli Eğitim Bakanlığı mevcut sorunları ortadan kaldıracak adımlar yerine sorunu çözdüğüne inandığı kurallar icat etmektedir. Sürekli değişen ancak sorunlara hiçbir katkısı olmayan yönetmelik maddeleri nedeniyle gerek yeni atanan gerekse görevde bulunan meslektaşlarımız tünelin sonunu karanlık görmekte gelecek kaygısı duymaktadır.

2007 yılında dönemin Başbakanı olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın AB süreci için söylediği bir sözden alıntı yapalım; "Oyunun kuralları bellidir, oyun başlamıştır, oyun esnasında yeni kurallar icat edilmez.” Buna ek olarak şunu söyleyebiliriz ki kurallar değişiyorsa bu değişimden olumsuz anlamda etkilenen herkesin mağduriyetini gidermek bir zorunluluktur.

2010 yılında zorunlu hizmet sürelerinde meydana gelen değişiklikler nedeniyle 6 Mayıs 2010 tarihinden önce atanan öğretmenler zorunlu hizmetten muaf tutulmuştu. Daha önce örneği bulunan bu uygulamanın yeni yönetmelikle beraber tekrar uygulanması bir öneri değil zorunluluktur.

1, 2 ve 3 üncü hizmet bölgesinde çalışan meslektaşlarımız 3 yılın sonunda durumuna uygun olan kurumlardan birine, çalışma yükümlüğünü yerine getirmek için tercih yapacaktır. 1. hizmet bölgesi, 4. hizmet alanındaki eğitim kurumuna atanan bir öğretmenin bu bölgede çalışma süresi 7 yıldır. Bu süreç içerisinde eş değer bölgelere geçiş hakkı mevcuttur ancak yer değiştirme istemediğini veya istediği halde çıkmadığını düşünürsek, aynı kurumda çalışma süresinin maksimum 8 yıl olarak belirlenmesi durumunda kısa zaman sonra tekrar bir rotasyon dönemi geçirecektir.

Yine ‘zorunlu çalışma yükümlülüğü öngörülen 4, 5 ve 6. hizmet alanlarındaki eğitim kurumlarında görevli iken mazeretleri nedeniyle 1, 2 ve 3 üncü hizmet alanlarındaki eğitim kurumlarına atanan öğretmenlerden zorunlu çalışma yükümlüsü olanlar, mazeretlerinin ortadan kalkması halinde ilk yer değiştirme döneminde zorunlu çalışma yükümlülüklerini tamamlamak üzere 4, 5 veya 6. hizmet alanındaki eğitim kurumlarına atanır’ denmektedir. Yani öğretmen 3 yıl sonunda üstü kapalı zorunlu rotasyon ve o hizmet bölgesinde kurum değiştiremeyeceği için tekrar bir rotasyon dönemine tabi olacaktır.

2010 yılından sonra kurumlar arası geçiş yapan öğretmenlerimiz de memur oldukları dönemde zorunlu hizmet bölgelerinde yıllarca emek vermelerine rağmen yine zorunlu hizmete tabi tutulmaktadırlar.

Zorunlu hizmet sürelerini tamamlamalarına rağmen askerlik nedeniyle zorunlu hizmette bulunma süreleri uzayan meslektaşlarımız bulunmaktadır.

Bunlardan daha da önemlisi zorunlu hizmet, rotasyon vb. nedenlerle geleceğinden korku duyan öğretmenlerimizin evlilik, çocuk sahibi olma, mal edinme isteklerini sürekli ertelemekte, ertelemeyen meslektaşlarımızın da zorunlu hizmet sürecinde ailesinden, yuva sıcaklığından uzakta paramparça şekilde yaşantısını sürmesine neden olmaktadır. Bu nedenlerle zorunlu hizmet muafiyeti mutlaka getirilmelidir.

Bunlara ek olarak 6 Mayıs 2010 tarihinden sonra zorunlu hizmetini zorlu şartlarda yapan ve yukarıda eksik saydığımız yüzlerce sorunla karşılaşan değerli öğretmenlerimize de istediği il merkezine atanma, kademe/derece verilmesi v.b haklar tanınmalıdır.

Yeni yönetmelikle beraber zorunlu hizmet sorununa kalıcı çözüm getirilmeli, yeni atanacak olan meslektaşlarımız da bu şartları bilerek görevlerine rahat bir şekilde başlamalıdır.

Eğer eğitim-öğretimin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi isteniyorsa bu yönetmelik bir an önce yayınlanmalı ve muafiyet tarihi yönetmeliğin yayınlandığı tarih olarak belirlenmelidir.

Saygılarımızla..."

sgkrehberi.com