1.Sınıf Oluşturma Sorunu

Birinci sınıfların nasıl oluşturması gerektiği ile ilgili Müfettişler Derneği Başkanı Sayın Doğan CEYLAN'ın yazısı

İlkokul birinci sınıfa başlayan çocukların sayıları belli oldu. Veli isteğine bağlı 60-66 ay arasındaki çocukların % 13 ünün kayıt yaptırdığı açıklandı. Bu çağda bulunan 650 bin öğrenci var, bu da 84 bin öğrencinin kaydolması demek. Kayıt yaşının 69 aydan 66 aya indirilmesi önemli bir sorun değildi. Bu gruptaki çocukların eğitimi konusunda büyük düzenlemelere gerek duyulmayabilirdi. Ama işin içine 60 aylık çocuklar girince durum değişti ve Bakanlık ilkokul birinci sınıf müfredatını 60 aylık çocukları dikkate alarak anasınıfına benzer şekilde düzenlemeyi tercih etti. Bu durum 60 aylık çocuklar için güzel ancak aynı sınıftaki büyük çocuklar bundan olumsuz etkilenecek?

Geçen yıllardaki birinci sınıf yaşı olan 69-83 aylık çocukların sayısı 1.250.000. Bu çocukların çoğu anasınıfına devam etmişler. Sayın Bakanımızın ifadesiyle bunların % 70 i okulöncesi eğitim almış. Hatta içlerinde iki yıl okul öncesi eğitim almış öğrenciler de var. Durum böyleyken bu öğrencilere yeniden anasınıfına benzer bir programı uygulamak onları olumsuz yönde etkileyecek. Birçoğu ilk hafta etkinliklerinden sıkıldı. Çünkü yaptıkları, bir-iki yıl boyunca yaptıkları çalışmalardan farklı değil. Okula karşı hemen olumsuz bir tutum geliştirmeye başladılar. Bu çocukların aylarca okulda benzer çalışmalar yapacak olması nedeniyle derslere ve okula olan ilgilerinin azalması, öğrenim hayatlarının olumsuz etkilenmesi muhtemel.

Ayrı sınıf kararı yazılı emre dönüşmeli

Sürecin başında, Sayın Bakanımızın velilerin endişeleri üzerine, aralarında iki yaş kadar fark bulunan birinci sınıftaki küçük öğrencilerle büyüklerin ayrı sınıflarda okuyacaklarına ilişkin birçok kez açıklaması oldu ama daha sonra Bakanlıkça bu yönde yazılı bir emir verilmedi. Okul yöneticileri de sınıfları karma yaptılar. Velilere verilen bu söz tutulmamış oldu.

Sayın Bakanımızın son olarak 14 Eylül Cuma günü ATV de yaptığı açıklamada “Şimdi biz bugün şöyle bir karar verdik: Çocuklar için aylık itibariyle, en yüksek aydan itibaren sınıflarını doldurmaya başlayacağız. Diyelim ki işte 76 aylık çocuk var, 70 aylık çocukları sınıflara doldurmaya başlayacağız. Bir sınıf dolduktan sonra daha alt sınıfları başka bir sınıfa koyacağız.” şeklinde beyanları oldu ama hala ortada yazılı bir emir yok. Zaten geçen haftadan beri sınıflar oluşturulmuş durumda. Sayın bakanın açıklamasına göre sınıfların yeniden düzenlenmesi gerekir ki bu aşamadan sonra artık mümkün değildir.

Halen birçok veli ve okul yöneticisinden bu konuya ilişkin sorular gelmekte. Okul yöneticileri ayrı sınıf oluşturup-oluşturmama konusunda endişeli. Daha önce Bakanlığın seviye gruplarına göre sınıf oluşturulmaması emri olmuştu. Sayın Bakanımızın sözü, yazılı emre dönüşmediği için yaş gruplarına göre sınıf oluşturmaları halinde daha önceki emre uymamış olacaklarından soruşturma geçirmekten endişeleniyorlar. Bakanlık bir an önce kararını yazılı emre dönüştürmelidir.

Öğrenme hakkı engellenmemeli

Sayın Bakanımızca, 60-66 ay arası çocukların kayıt oranı % 13 olarak açıklandı. Yani 40 kişilik sınıfta 60-66 ay arasında ortalama 5 çocuk var. Ancak Bakanlık tüm programı sadece bu çocuklara göre düzenledi. Sınıfın geride kalan 35 öğrencisinin de buna uyması bekleniyor. Korkarız ki bu nesil ortaokul ve lisede de aynı anlayışla eğitime böyle devam edecek.

Bakanlığımızın önemli bir vizyon olarak ortaya koyduğu Dünyada rekabet gücüne sahip bireyler yetiştirme hedefi ile bu uygulama çelişmiyor mu? 5 öğrenci için 35 öğrencinin öğrenimine engel olunması doğru bir uygulama mı?

Sayın Bakanızımın ATV de yaptığı açıklamada birinci sınıftaki öğrenciler için “ müfredatlarını ona göre de farklılaştırma imkanına sahibiz.” Demiştir. Ancak ortada bu yönde bir emir ve çalışma yoktur.

İlköğretim okulunun ilkokul ve ortaokul olarak iki kademeye ayrılmasını destekleyen bir eğitimci ve birinci sınıfta çocuğu bulunan bir veli olarak yapılan açıklamaların icraata ve yazılı emirlere dönüştürülmesini bekliyorum.

Geçen yıl, bir ay küçük olduğu için okula kaydı yapılmayan oğlum şu anda 83 aylık ve birinci sınıfa başladı. Daha önce iki yıl okulöncesi eğitim aldı. Yani 2010-2011 öğretim yılında ve 2011-2012 öğretim yılında anasınıfına devam etti. Kendi kendine okuma ve yazmayı öğrendi. Bu yıl ilkokula başlayacağı ve farklı bir okulla karşılaşacağı ümidi taşıyordu ama bir haftalık uyum eğitiminde iki yıldır yaptığı boyamalara devam etmek onun için bir hayal kırıklığı oldu. Şimdi okuma yazma, toplama, çıkarma gibi temel becerilere sahip bu çocuk üçüncü yılda da boyama oyunlarına devam edecek. İnanıyorum ki benim çocuğun gibi onbinlerce çocuk var.

Bakanlık içtenlikle program çeşitliliğinden, bireylerin yeteneklerinin geliştirilmesinden, farklılıkların geliştirilmesinden bahsederken sırf küçük çocuklar başarısız olmasın diye bütün çocuklara onların programını uygulaması bir çelişki değil midir? Kim bilir, bu uygulama ile ülkeye önemli hizmetler sunabilecek kaç beyni heder edeceğiz? Keşke Bakanlığımız % 13 lük küçük öğrenci için % 87 lik büyük öğrenci grubunu feda etmese. Normal yaşında birinci sınıfa başlayan birmilyonun üzerindeki çocuğun öğrenme hakkı ellerinden alınmasa…

Doğan CEYLAN

Bir Veli


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri