Ali Yalçın: Ak Parti’nin Arka Bahçesi Değiliz!

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, katıldığı televizyon programında, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini eleştirdi. Yalçın, Meclis'te kabul edillen STK'lar yasasına tepki gösterdi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kanal 42 televizyonunda yayınlanan Sümen Altı programında konuştu. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Yalçın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bazı aksayan yönlerinin olduğunu söyledi.

Ali Yalçın“Birileri bizim çıkıp sokak karıştırmamızı bekliyor. Kimse bizden bunları beklemesin. Biz, çalışanın temsilcisiyiz. Biz, bu milleti ve devleti seviyoruz.” dedi.

TBMM'de kabul edilen STK yasasına tepki gösteren Yalçın, “Bu tip konular yeterince tartışılmadan indiriliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin de şuan en aksayan yanlarından birisi şu, yukarıdaki bürokrasiden bir şey geliyor, meclisten geçiyor. Bakanlıklar devre dışı. Tartışmaya meydan verilmiyor. Bu çok arizi durumlar ortaya getirir ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini de sonuna kadar tartıştırır.” ifadelerini kullandı.

BİR SİYASİ PARTİNİN TEKELİNDE DEĞİLİZ

Sendika ve siyaset ilişkisi ile ilgili kendisine yöneltilen “Bir kesim tarafından Memur-Sen’in AK Parti’nin arka bahçesi olduğu söyleniyor, bu söylemleri nasıl buluyorsunuz” sorusuna yanıt veren Ali Yalçın, şunları kaydetti:

 

“Bu, politik bir yaklaşım. Propagandist yaklaşım. Karşı tarafa yönelik algı oluşturmaya yönelik, stratejik yaklaşım. Durum, kesinlikle böyle değil. Böyle bir ithamı ve yaklaşımı da kabul etmiyorum. Bize bunu diyenlerin talimatla başa geldiği örgütlenmeler olduğunu görüyoruz. Memur-Sen, özgür ve özgün bir yapıdır. Memur-Sen iradesini kimseye teslim etmez. ‘Toplu sözleşme konusunda toplu sözleşme olmazsa toplu görüşme masasına oturmayacağız’ demiş ve bu yönde bir irade ortaya koymuş bir konfederasyondan bahsediyoruz. Biz, beklenti karşılanmadığı için oturma eylemi yapmış, iş bırakmış, bakanlığa cüzdan fırlatmış bir konfederasyonuz. Bizim kuruluşumuz 1992. AK Parti’nin kuruluşu 2000’den sonraki süreç. Biz, Memur-Sen olarak 29 yıllık bir örgütlü mücadele içindeyiz. Bir siyasi partinin tekelinde, bir siyasi partinin arka bahçesi ithamını kabul etmiyoruz. Bazı siyasiler, siyasi hareketler ve toplum mühendisleri, sendikaları potansiyel sokak karıştırıcısı olarak görüyor. Hazımsızlıkları var. Birileri bizim çıkıp sokak karıştırmamızı bekliyor. Kimse bizden bunları beklemesin. Biz, çalışanın temsilcisiyiz. Biz, bu milleti ve devleti seviyoruz. Bizim bu millete vefa borcumuz var. Bazıları sendikacılığı bir devlet düşmanlığı olarak kodluyor. Bizim için devlet ne düşmandır ne de kutsal.”

BU DURUM CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİ TARTIŞTIRIR

TBMM’de kabul edilen Kitle imha silahları ve STK düzenlemelerine ilişkin kanun teklifiyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yalçın, “Biz, buna ilişkin temel reddiyemizi ortaya koyduk. En üst düzeyde konuyu paylaştık. Bazı değişikliklere vesile olduk. Total olarak ortaya çıkmış durumu ise hazmedebilmiş değiliz. Bu mesele, bizi doğrudan ilgilendiren bir mesele değil. Ancak bakışımız ve toplumsal yükümlülük gereğince teknik ekibimizle birlikte bir çalışma yaptık. Çalışmamızı AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş ile paylaştık. Gelinen noktada tartışmalar devam ediyor. Kamu devlet ‘ben bilirim, en iyisini bilirim, sizin aklınıza ihtiyacım yok’ demeye başladığı anda halktan kopar. Düzenlemeler de tartışılmaya devam eder. Sivil paydaşlarla bu tip konularda öneri ve eleştirilere fırsat tanımak gerekiyor. Ne oldu? Kısa süre içinde bir düzenleme geldi. Akşamdan sabaha süreç bitti. Biz, kısa süre içinde en nitelikli katkıyı sunan bir kitleyiz. Adalet Bakanı, Maliye Bakanı, İç ve Dışişleri Bakanı ve AK Parti Grup Başkanvekili ile görüşmeler gerçekleştirmiş biri olarak söylüyorum, şu iyi niyeti gördüm. Bu işin bir aciliyeti vardı. Memnuniyetsizliğim şu, bu tip konular yeterince tartışılmadan indiriliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin de şuan en aksayan yanlarından birisi şu, yukarıdaki bürokrasiden bir şey geliyor, meclisten geçiyor. Bakanlıklar devre dışı. Tartışmaya meydan verilmiyor. Bu çok arizi durumlar ortaya getirir ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini de sonuna kadar tartıştırır.” şeklinde konuştu.

YARIN VİCDANLARDA YARGILANACAKLAR

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylara ilişkin de açıklamalarda bulunan Ali Yalçın, şunları kaydetti:

 

“İtiraz neden kaynaklanıyor? Rektörlüğe siyasi yanı olan bir kişinin atandığı söyleniyor. İşin özüne odaklanalım. ‘Aday adayı olmuş birisi buraya atandı’ deniliyor. Bir dakika, orası kurtarılmış bir bölge mi, kutsal bir alan mı? Bu yaklaşımı yanlış buluyorum. Biz, Memur-Sen olarak yıllardır bazı şeylerin mücadelesini veriyoruz. Bu mücadelelerden biri de memurun siyaset hakkı konusudur. ‘Memura siyaset yapma’ demeyi kabul etmiyoruz. Memur, siyaset yapmalı. Durum, ideolojik bir durum. Bunu Türkiye’de bazı siyasi partilerin de malzeme olarak kullanmış olmaya çalışmasını yadırgıyorum. Niye kendi topuğunuza sıkıyorsunuz? Memur olarak bunu hazmedemiyorum. Yine diyoruz, memur siyaset yapabilmeli. Boğaziçi meselesini, bir başka şeyin arayışı olarak görüyoruz biz. Toplananların çoğunun kimliklerine bakıyorsuruz, farklı farklı şeyler çıkıyor. Mesele, buradan kaşınarak, ‘sokağı hareketlendirebilir miyiz, gezinin tadı damağımızda kalmıştı’ gibi bir mühendislik aracı olarak kurgulanıyor. Son derece yanlış, son derece gereksiz. Bunu yapanların çoğu yarın bir gün vicdanlarda yargılanacaktır, doğru bulmuyoruz.”

Milli Gazete 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

SENDİKALAR Haberleri