Çok Yaşayın Çocuklar!

Abdullah Damar

İlkokul 2. 3. ve 4.sınıf öğrencileri ile öykü canlandırma çalışmaları yaparken ilginç, bir o kadar da sevindirici bir sonuçla karşılaştım.

 

Öykü şöyle: ‘Aslan, kurt ve tilki arkadaş olup avlanmaya çıkmışlar. Günün sonunda, bir öküz, bir keçi ve bir de tavşan avlayan kafadarlar, avlarını bir mağaraya getirmişler. Aslan, kurda dönerek “Hadi bakalım! Şu hayvanları paylaştır da karnımızı doyuralım. ”demiş. Kurt ezile büzüle: “Ey büyük sultanım. Şu öküzü siz buyurun, keçi benim, tavşan da tilki kardeşin olsun.” Aslan birden çok kızmış ve “Bre küstah! Sen kim oluyorsun? Ben varken sana pay etmek düşer mi?” demiş. Sonra da bir pençe darbesiyle kurdu yere sermiş. Bu kez tilkiye dönüp “Öyle aval aval bakma da paylaştır şu avları bakalım. ”demiş. Tilki “Pay etmek haddim değil ama madem emir buyurdunuz, söyleyeyim. Tavşan sabah kahvaltınız, öküz öğle yemeğiniz olur. Keçiyi de akşam yersiniz. ”demiş. Aslan bu paylaştırmadan çok hoşlanmış ve tilkiye, bu kadar adil bir paylaştırmayı nereden öğrendiğini sormuş. Tilki de: “Yüce efendim! Şu haddini bilmez kurdun halinden öğrendim. “demiş.

 

Sınıfta birkaç kez, diğer sınıflarda da birer kez canlandırma yaptıktan sonra, öğrencilerle birlikte “öykü haritası” çıkarma çalışması yaptık. Bu çalışma sırasında;

-Bu parçadan ne sonuç çıkarabiliriz?

-Hangi hayvan adaletli paylaştırma yapmıştır?

-Siz olsaydınız nasıl paylaştırma yapardınız?

-Kurt mu doğru yapmış, tilki mi? gibi sorularla öğrencileri konuşturdum.

Son olarak da;

-“Siz olsaydınız kurt gibi mi davranırdınız, tilki gibi mi davranırdınız?” sorusunu yönelttim.

Aldığım cevaplar karşısında çok sevindiğimi söylemeliyim.

 

Neden mi?

 

Yaklaşık 200 civarında öğrenciyle yaptığım bu çalışmada, bu öğrencilerin neredeyse tamamına yakını, kurdun yaptığı paylaştırmayı daha doğru, daha adaletli buldu.

“Neden kurdun davranışı doğru? ”sorusuna; kurdun, her hayvanın büyüklüğüne göre avları paylaştırdığını, ormanlar kralı aslan bile olsa avların uygun bir şekilde pay edilmesi gerektiğini, paylaştırma yaparken herkese mutlaka bir şeyler verilmesi gerektiğini ve böylelikle adaletli davrandığını ifade ettiler.

Az sayıda da olsa “Neden tilki?” sorusuna olumlu cevap veren öğrenciler ise genellikle, “tilkinin kurnaz davranarak hayatta kaldığını”, “ormanların kralı, onların lideri olduğu için lidere bütün payların verilmesi gerektiğini, avları aslana vermezlerse, aslanın tilkiyi de parçalayacağını” ifade ettiler.

 

Lidere biat etmenin, hakkı olanın değil de, kendine verilenle yetinmenin, her türlü hak kaybını sineye çekmenin, güçlü olunduğu zaman ezmenin, zayıf olunduğu zaman pusmanın, haklı olandan yana değil, güçlü olandan yana tavır belirlemenin, en yakın dostunu bile çıkar için satmanın, yalanın, ikiyüzlülüğün ve bencilliğin geçerli değerler olduğu yetişkinlerin dünyasının; çocuklardan öğreneceği o kadar çok şey var ki…

 

Yaşadığım bu deneyim bana, her koşulda adaletli olmayı savunan ve güç karşısında başını eğmeden doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen çocukların ne kadar çoğunlukta olduğunu göstererek, gelecek güzel günlere olan inancımı bir kez daha tazeledi.

Çok yaşayın çocuklar!

Siz çok yaşayın!